Evrim diye bir şey var bu tamam ama evrim nedir? Adaptasyonun sınırı nedir? Evrimin de bir sınırı var, oluru var olmazı var. Ne zaman ki evrimi anti-yaratıcı halinde, art niyetle ve odaklı biçimde servis etmeye başladılar işin bilimsel yanı bozuldu. Bunun dışında dini olarak evrim yoktur başlığını ortaya koyamayacağımız gibi, evrim vardır başlığı için de aynısı geçerlidir. Her konunun destekçisi veya anti destekçisi dinler olamaz. O zaman milyarlarca sayfalık kitaplar inmesi gerekirdi.
Bir de tabii o bahsettiğim odaklı hareketlerden ve dini referanslardan uzak bir gözlemle evrim nedir, evrim denilince beklenti nedir bunlara dikkat etmek lazım.
Evrim yaklaşık 2500 yıllık bir ''teoridir''. Evet elbette Darwin'e has değildir, milattan öncelere dayanır bu teori ve 2500 yıldır da teori olarak kalmıştır. Bu bile neden ve nasıl sorularını çoğaltmak için bir nedendir. Evrim teorisi 2500 yıldır bilimsel olarak yanlışlanamadığı gibi bütünsel bir kanıt da sunulamamaktadır.
En meşhur deneyler (kanıt denebilecek) bakteriler üzerinde yapılmış ve hızlı nesil oluşturulabildiğinden özellikle yaşamamaları gereken ortamlarda yaşayabilecek şekilde adapte olmuşlardır. Bu bir evrimsel kanıttır diyebiliriz ama öyle olmuyor işte. Sana sazan balığından veya torikten veya daha geç haliyle maymundan geldiğini ispatlayabilecek veya anlatabilecek bir evrim olayı henüz yoktur, büyük ihtimalle de olmayacaktır (bunun da nedeni bende kalsın). İşte evrim teorisi de burada cızırdamaya başlar. Kimse de demiyor ki bakteri veya virüslerin adaptasyon süreçleri ve işleyişleriyle, maymun tarzında aşırı karmaşık bir varlığın adaptasyonu ve işleyişi ile, daha aşırı karmaşık bir varlık olan insana dönüşmesiyle arasında bir kainatı doldurabilecek kadar boşluk vardır. Zaten aynı şey de değildir. İşte demek istediğim de budur, yani evrim denince aklımıza ne geliyor veya ne gelmeli sorusuna mantık çerçevesinde yaklaşmak lazımdır.
Bir bilim insanı bir bakteriden yola çıkarak, ''insan da böylece maymun ile ortak bir atadan pekala gelmiş olabilir'' derse buna da fal açmak denir, 2500 yıl daha bu teori olarak kalır. Tamam elbette bu kadar basit ve ucuz değil, bununla beraber evrimi konuşanların %90'ı işte bu kadar basit ve ucuza indirger.
Türler arası geçiş için de bazıları yeterli kanıt vardır dese de aslında ne yazık ki heveslerini kırmak gibi olmasın, bulunanlar üzerinden konuşursak böyle bir şey de yoktur. Bu teknolojiyle de bulunamaz, belki belki bir gün. Uzun bir mesele hiç girmiyorum.
Özetim şudur ki, 2500 yıldır yasalaşamayan bir teoriyle, din gibi dogmatik bir olguyu çarpıştırmaya çalışmanın ne mantıklı bir amacı vardır, ne de bir yere varılabilir. Yukarıda bahsettiğim basite ve ucuza indirgemek de budur zaten.
Her şeyden öte evrim teorisinin ''tesadüflere'' dayandığı bazı kısımları da ne yazık ki çöpe gitmektedir. Kimse bir galaksinin yapısındaki oranların, insanın saç çıkış düzeni, salyangozun büyüme oranı ve daha bir çok canlıdaki tıpatıp aynı oranlar çıkmasını ''tesadüf'' ile açıklayamaz, komik olur ve dahi bu komiklikle bir teoriye açıklık getirmeye çalışması teoriyi de komikleştirir. İşte bazı bakış açıları derhal ve acilen ''bilimsel dogma'' olayını değiştirmelidir. İster kabul edelim ister etmeyelim bilim de tıpkı din gibi dogmatik bir hale gelmiştir ve çoğu zaman da bu dogmayı kırmak zordur. Halbuki din dogmatiktir, bilim değildir. Bilim de dogmatikleşirse at o bilimi çöpe.