Ölümü ve sonrasını merak edenler için, bildiğim kadarını paylaşmak istiyorum:
Dünyaya geliş amacımızdan başlamak isterim; amaç Allah'tan gelen ruhun aslına dönmesi, yani Allah'a dönmesi. Allah diyor ki "ver beni,al beni". Bu nasıl olur; nefis tezkiyesi ile olur, benliğinden, egondan geçersen, yaptıklarını kendinden bilemzsen olur. Letaifin aslına dönmesi ile olur bu, letaifin bir kısmı bildiğiniz çakralardır, ama açılması sizin deneyimlediğiniz gibi değildir. 1 latifenin açılması aslına dönmesi, onun nurunun Allah'a ulaşması demektir, bu da zikirle, fikirle, teslimiyetle olur. Allah insanlarda kendi sıfatlarını izlemek ister, kendinizi bir ayna gibi düşünün. İnsan bu yüzden değerlidir, mahlukattan üstündür. Zannetmeyin bizler değerliyiz. Bizler beşeriz henüz, hatta nefsin elinde köle olanlarımız hayvandan bile aşağıdırlar. Allah ne diyor Kuran'da cehennem için; beşere susamış çılgın ateş. Cehennem İnsan'ı yakmaz neden yakmaz? Ateş nuru yakabilir mi? Letaif aslına döndüğünde Allah'a döndüğünde yerleri nur dolar, oralarda Allah tecelli eder insana. Allah ne diyor; benim evliyamı toprak çürütemez, neden? Toprak nuru çürütemez. Haz. Ali sakalını neden kesmedi, peygamber efendimiz vefat ettiğinde??? Çünkü yıkarlarken göbeğindeki suyu sakalına değdi, bıçak kesmedi sakalını. Peygamber efendimiz nurdu.
Allah pis yere tecelli etmez, gusülsüz çakra açan, abdestsiz çakra açan, zikirsiz ve pisken buraları açanlar önünde sonunda şeytanların oyuncağı olurlar, ruhanilerle konuştuklarını zannederler, cinlerin oyuncağı olurlar. Nefsin ellerini bir ölçüde çektirirler, bir ölçüde nefslerini terbiye ederler, ama maalesef bunları tam manasıyla yaşayamadıkları gibi, küfre gitmelerinden korkulur.
Ruhanilerle konuşma ancak Sır açılırsa gerçekleşir, o da sol göğsün 4 parmak yukarısı orası da meditasyonla değil ancak zikirle açılır, orası çok özeldir. Orası açıldığında ilk olarak kabirler keşfedilir. Zaten Yogiler orayı açabilselerdi hepsi İslama gelirlerdi. Meleklerle konuşma da sırla olur. Kalp açıldığında da o da sol göğsün 4 parmak aşağısıdır, ilk açılan orasıdır zaten; içimizdeki Kur'an çıkar ortaya, evet her birimizin içinde Kur'an var. Kainat var. Astral seyahat dedğimiz şey devede kulak bile değil. Okyanusta damla bile değil.
Bütün letaif açılınca "Ölmeden önce ölünüz" tecelli eder, işte o zaman evliya olunur, madde bedenin gözünün önünde düşer ve ölür, Allah sana ruhundan yeni bir beden halk eder ki senden başkası bilmez bunu. İşte insan oldun artık, artık sana ölüm yok. Her nefs ölümü tadacaktır diyor Allah. Evliyalar da ölümü böyle tadıyor. Sonrasında ne oluyor? Ahiret ve dünya bir oluyor, dünyasını değiştirdi derler böyle insanlar için. Ölüm yoktur insana! İstediği zaman geçer, çağrıldığı zaman geçer berzaha.
İşin diğer boyutuna gelelim; nefsi terbiye edemedik, Şeytan değildir Allah'ın düşmanı nefstir. Allah nefsi 5000 sene yakıyor, ben benim sen sen diyor, 5000 sene donduruyor, aynı cevap, aç bırakıyor, işte o zaman sen Allahsın ben mahlukum diyor. Ondan oruç farzdır bütün dinlerde!!!!
Arsız nefsimizle öldük, ölünce ruh da çıkar nefs de çıkar, ruh aslına gider,Allah'a gider. NEfs mezara konulunca iki göğüs kafesinin arasına girer, hapsolunur. İşte onu terbiye için gelir münker nekir. Zaten isyanından ötürü pişmandır nefs, kendi kazıdığı kuyuya düşmüştür. Artık kaçacak yer yok, kabir ya cennet bahçesidir ya cehennem çukuru. Sabah akşam gideceği yer izlettirilir. Burda sorguyu geçersen kıyamette daha kolay olurmuş hesap, geçemezsen bil ki işin zor. Günahkar müminler uygun cezayı çekerler ve biter, bitmeyen mahşere kalır.
Dünyaya imtihana ve daha ziyade ne yapacağımızı görmeye yani kendimize şahit olmaya geldik. Elest bezminde hepimiz bela dedik, ama aynı samimiyette değil, ve hepimiz secde etmedik. Allah zaten ne yapacağımızı biliyor, bizim de görmemizi istiyor belli ki...