Sen Tanrısalsın

p4inkiLLer

Kayıtlı Üye
Katılım
14 May 2010
Mesajlar
190
Tepkime puanı
142
Maharaj: Siz geldiğinizi, gittiğinizi, çeşitli haller ve durumlardan geçtiğinizi düşünüyorsunuz. Ben şeyleri oldukları gibi görürüm:anlık olaylar birbirlerini hızla izleyerek kendilerini bana sunarlar; onlar varlıklarını benden alırlar, fakat kesinlikle, onlar ben ya da benim değildirler. Fenomenler arasında bir fenomen değilim ben. Onlardan herhangi birine tabi de değilim. Ben öylesine basit ve mutlak bir biçimde bağımsızım ki, sizin, karşıtlığa, reddetmeye alışkın zihniniz bunu kavrayamaz. Sözcüğün tam anlamıyla, söylediklerimi kastediyorum: Muhalefete ve redde ihtiyacım yok, çünkü herhangi bir şeye muhalefet yada red halinde olamayacağım benim için çok açıktır. Ben ötedeyim, tümüyle farklı bir boyutta. Beni bir şeyle özdeş ya dabir şeye karşıt olarak görmeyin: Ben arzunun ve korkunun olmadığı yerdeyim. Şimdi, sizin deneyiminiz nedir? Siz de geçici olan her şeyden uzakta bir yerde durduğunuzu hissediyor musunuz?

Soran:Evet, hissediyorum - ara sıra. Fakat birden bir tehlike duygusu çöküyor, kendimi yalıtılmış, başkaları ile olan tüm ilişkilerin dışında hissediyorum. Görüyorsunuz ya, bizim anlayış farkımız da burada yatıyor. Bir Hindu için duygu düşünceyiizler, Hindu'ya bir fikir verin, onun duyguları ayağa kalkar.Bir Batılı için durum tersinedir: ona bir duygu verin, o bundan bir fikir üretecektir Sizin fikirleriniz aklî bakımdan çok çekici fakat duygusal yönden bana hitap etmiyor.
M: Aklınızı, zekânızı bir yana koyun. Bu konularda onu kullan-mayın.

S:Yerine getiremeyeceğim bir öğüdün ne yararı var? Bütün bunlar hepsi fikirler ve siz fikirlere duyguyla karşılık vermemi, bu fikirleri hissetmemi istiyorsunuz, çünkü duygular olmadıkça eylem de olamaz.
M: Niçin eylemden söz ediyorsunuz? Siz hiç eylemde bulunuyor musunuz? Bilinmeyen bir güç eylemde bulunuyor ve sizeylem yaptığınızı hayal ediyorsunuz. Siz yalnızca, olanları herhangi bir şekilde etkileme olanağınız olmaksızın gözlüyorsunuz.

S:Hiçbir şey yapamayacağımı kabullenme konusunda içimdeneden böylesine muazzam bir direnç hissediyorum?
M: Fakat ne yapabilirsiniz ki? Siz bir operatörün ameliyat ettiği, anestezi altındaki bir hasta gibisiniz. Uyandığınızda ameliyatın bitmiş olduğunu görürsünüz; bir şeyler yapmış olduğunuzu söyleyebilir misiniz?

S: Ama bir ameliyat geçirmeye karar vermiş olan benim.
M: Kesinlikle siz değilsiniz. Bir yanda hastalığınız, diğer yanda doktorunuzun ve ailenizin baskıları size karar verdirtti. Seçiminiz yoktur, sadece onun illüzyonu vardır.

S: Fakat sizin beni gösterdiğiniz kadar çaresiz olmadığımı hissediyorum. Düşünebildiğim her şeyi yapabileceğimi hissediyorum, yalnızca nasıl yapabileceğimi bilmiyorum. Eksikliğiniduyduğum şey güç değil, bilgidir.
M: Yolu bilmemek, güce sahip olmamak kadar kötüdür! Fakatkonuyu bir an için bırakalım; zira şu anda çaresiz olduğunuzu açıkça gördüğünüz sürece, neden çaresizlik hissettiğiniz önemli değildir.Ben şimdi yetmiş dört yaşındayım. Ama kendimi bir bebek gibi hissediyorum. Tüm değişikliklere karşın çocuk olduğumu açık bir şekilde hissediyorum. Benim Gurum bana demişti ki; o çocuk ki sen hâlâ o'sun, senin gerçek benliğindir (swarupa).
O saf varoluş haline geri dön. Orada "Ben şuyum","Ben buyum" ile lekelenmemiş haliyle gerçek varlık (Ben-im)bulunur. Senin yükün, kendi hakkındaki sahte tanımlamalardır - onların hepsini terk et. Gurum bana dedi ki: "Bana güven.Sana söylüyorum; sen tanrısalsın. Bunu mutlak gerçek olarak kabul et. Senin sevincin, senin ıstırabın da tanrısaldır. HepsiTanrı'dan gelir. Onu daima hatırla. Sen Tanrısın, yalnızca senin iraden olur." Ben ona inandım ve çok geçmeden onun sözlerinin ne harikulâde şekilde doğru olduğunu idrak ettim. Ben zihnimi "Ben Tanrıyım, ben harikulâdeyim, ben öte'yim" diye düşünerek şartlandırmadım. Düpedüz onun talimatını izledim ki bu talimat zihni saf varlık haline odaklamak ve onda tutmaktı. Saatlerce zihnimde "Ben-im"den başka bir şey olmaksızın otururdum. Bir zaman sonra huzur, sevinç ve her şeyi kucaklayan derin bir sevgi benim normal halim oldu. Onun içinde her şey kayboldu - kendim, Gurum, yaşadığım hayat,çevremdeki dünya. Yalnızca huzur ve ölçüsüz derinlikte bir sessizlik kaldı.

S: Bu çok basit ve kolay görünüyor -ama hiç de öyle değil. Bazen harikulâde bir sevinç ve barış hali gelir üstüme ve ben buhal ne kadar kolay bir biçimde geldi, ne kadar bana ait görünüyor diye hayret ederim. Sonra "Bu denli el altında olan bir durum için öylesine uğraşmaya ne gerek vardı? Bu kez herhalde kalıcı olarak geldi" diye düşünürüm. Oysa, çok geçmeden tümüyle eriyip gider ve beni düşündürür - bu, gerçeğin bir izlenimi miydi yoksa bir başka sapma mı diye. Eğer gerçekidiyse neden gitti? Belki, beni bu yeni halde sürekli tutacak eşsiz bir deneyim gerekli ve bu dönüm noktasını oluşturacak deneyim yaşanıncaya dek bu saklambaç oyunu devam etmek zorunda.
M: Sizin eşsiz ve dramatik bir şey, bir tür harikulâde patlama(infilak) beklentiniz, kendinizi idrak etmenizi sadece engelliyor ve geciktiriyor. Siz bir patlama beklememelisiniz, çünkü patlama zaten olmuştur doğduğunuz anda, kendinizi var olan - bilen - hisseden olarak fark ettiğinizde. Yalnız bir tek hata yapıyorsunuz: Siz içi dış, dışı iç gibi kabul ediyorsunuz, içinizde olanı dışınızdaymış gibi, 'dışınızda olanı ise içinizdeymiş gibialıyorsunuz. Zihin ve duygular dışsaldırlar, fakat onları yakın ve mahrem iç hayatınız olarak kabul ediyorsunuz. Dünyanın nesnel olduğuna inanıyorsunuz, ama o tümüyle psişenizin bir projeksiyonudur. Temel yanılgı budur ve yeni bir patlama bunu düzeltemez. Siz bunun dışına düşüncenizle çıkmak zorundasınız. Başka hiçbir yolu yok.

S: Düşüncelerim kendi istedikleri gibi gelip giderlerken ben bu durumdan, düşünerek nasıl çıkabilirim? Onların bitip tükenmez gevezelikleri dikkatimi dağıtıyor ve beni yoruyor.
M: Düşüncelerinizi sokak trafiğini seyreder gibi seyredin. İnsanlar gelip geçerler, siz bir tepki vermeksizin kaydedersiniz. Başlangıçta bu kolay olmayabilir, fakat biraz uygulamayla,zihninizin aynı anda çeşitli düzeylerde fonksiyon yapabildiğinive onların hepsinin birden farkında olabildiğinizi göreceksiniz.Siz ancak belli bir düzeye dikkat ve öncelik vermişseniz, dikkatiniz orada yakalanıp kalır ve siz diğer düzeylerde geçici olarak bilincinizi yitirirsiniz. Ama o düzeylerde işler bilinç alanı dışında yine devam ederler. Düşüncelerinizle ve anılarınızla mücadele etmeyin; sadece daha önemli soruları dikkat alanınız içine almaya çalışın; örneğin, "Ben kimim? Nasıl oldu dadoğdum? Çevremdeki evren nasıl ve nerede oluştu? Hakiki olan ve geçici olan nedir?" gibi. Hiçbir anı -eğer ona ilginizi yitirirseniz- kalmakta direnemez; bağımlılığı sürdüren duygusal bağlantıdır. Siz daima hazzı arıyor, acıdan kaçıyorsunuz, herzaman mutluluk ve huzur peşindesiniz. Görmüyor musunuzki sizin bu mutluluk arayışınız, kendinizi mutsuz ve çaresiz hissetmenizin asıl nedenidir? Diğer yolu deneyin; hazza ve acıya kayıtsız, onları ne isteyerek, ne de reddederek, bütün dikkatinizi "Ben-im"in ebediyen var olduğu düzeye verin. Çok geçmeden idrak edeceksiniz ki huzur da, mutluluk da sizin kendi doğanızdır ve onları belli kanallarla aramanız karışıklık ve sıkıntıya neden olmaktadır. Karışıklığa meydan vermeyin,hepsi bu. Aramaya ihtiyaç yok; zaten sahip olduğunuz bir şeyi aramazsınız ki. Siz kendiniz Tanrı'sımz, En Yüce Gerçek'siniz. Başlangıç için bana güvenin, öğretmene güvenin. O sizinilk adımı atabilmenizi sağlar ve sonra, duyduğunuz güveni kendi deneyiminiz doğrular. Hayatın her yolunda, başlangıçta güven esastır; onsuz pek az şey yapılabilir. Üstlenilen her şey,girişilen her iş bir inanç eylemidir. Hatta, günlük ekmeğinizibile güvene dayanarak yersiniz! Lütfen şunu anlayın ki sizden hiçbir şey istemiyorum. Konuşmam sizin yararınızadır, çünkü siz her şeyden çok kendinizi seversiniz, güvencede ve mutlu olmayı istersiniz. Bundan utanmayın ve bunu yadsımayın. İnsanın kendini sevmesi doğaldır ve iyidir. Yalnız neyi sevdiğinizi tam olarak bilmelisiniz. Sevdiğiniz beden değildir, o Hayattır - algılamak, hissetmek, düşünmek, yapmak, sevmek, uğraşmak, yaratmak. Sevdiğiniz işte bu Hayat'tır, ki o sizsiniz, o her şeydir. Onu bütün bölünmelerin, sınırlamaların ötesinde,kendi bütünlüğü içinde kavrayın ve bütün arzularınız onun içinde birleşip bütünleşecek, çünkü daha büyük olan daha küçük olanı içerir. Öyleyse kendinizi bulun, çünkü kendinizi bulmakla her şeyi bulursunuz.Herkes var olmaktan hoşnuttur, fakat pek azı onun bütünlüğünü bilir. Zihninizde "Ben-im", "Ben-bilirim", "Ben-severim" düşünceleri üstünde bu sözcüklerin en derin anlamlarına ulaşma iradesiyle sürekli durdukça, bunu bileceksiniz.

S: "Ben Tanrıyım" diye düşünebilir miyim?
M: Kendinizi bir fikirle özdeşleştirmeyin. Eğer Tanrı sözcüğüyle Bilinmeyen'i kastediyorsanız, o zaman sadece: "Ben ne olduğumu bilmiyorum" diyebilirsiniz. Eğer Tanrı'yı kendinizi bildiğiniz gibi biliyorsanız, bunu söylemeye ihtiyaç duymazsınız.En iyisi şu sade duygudur: "Ben-im", "Ben-var olanım". Onun üzerinde sabırla, devamlı durun. Burada sabır bilgeliktir; başarısızlığı düşünmeyin. Girişilen bu işte başarısızlık asla olamaz.

S: Düşüncelerim bunu uygulamama izin vermezler ki.
M: Aldırmayın, onlarla savaşmayın. Onlarla ilgili hiçbir şey yapmayın, kendi hallerine bırakın, varsın oldukları gibi olsunlar. Sizin onlarla savaşmanız onlara hayat verir. Kayıtsız kalın ve onlardan öteye bakın. Şunu hatırlamayı hatırlayın: Her ne olursa - "Ben-im"den, "var olan"dan dolayı olur. Her şey size var olduğunuzu hatırlatır. Şu gerçekten tümüyle yararlanın: Deneyimleyebilmek için var olmanız zorunludur. Düşünmeyi kesmek zorunda değilsiniz, sadece ilgilenmeyi kesin. Bu ilgisizlik özgürlüğe kavuşturacaktır. Düşüncelere sarılmayın, yeter. Dünya halkalardan meydana gelmiştir, çengellere gelince,onların hepsi de sizindir. Çengellerinizi düzleştirin, o zaman size hiçbir şey takılamaz. Bağımlılıklarınızdan vazgeçin. Vazgeçmeniz gereken başka hiçbir şey yoktur. Elde etme, edinme gibi rutin hırslarınıza, sonuçlar bekleme alışkanlığınıza son verin, o zaman evrenin özgürlüğüne sahip olursunuz. Çabasız olun.

S:Hayat çabalamadır. Yapılacak o kadar çok şey var ki.
M:Yapılması gerekeni yapın. Direnmeyin. Sizinki bir andan bir ana sadece doğru olanı yapmaya dayanan dinamik bir denge olmalıdır. Büyümek istemeyen bir çocuk gibi olmayın. Basmakalıp hareketler ve duruşlar size yardımcı olmaz. Bütünüyle kendi düşünce berraklığınıza, amaçtaki safiyetinize ve eylemdeki dürüstlüğünüze güvenin. O zaman asla yanılmazsınız. Öteye geçin ve her şeyi geride bırakın.

Sri Nisargadatta Maharaj

Herkese mutlu ve farkındalık dolu bir yıl diliyorum. Bu yazıyı yeni yıl hediyem olarak alın :)
 

Perina

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2011
Mesajlar
795
Tepkime puanı
64
Yaş
51
Ama buradaki yazım silinmiş :(. Bunu beklemiyordum..konu dışı değildiki..tüm yazıyı yeniden okudum..ve harika bir paylaşım..sanırım geçengün ben yazının hepsiniokumadığımdan biraz hatalı bir yorum olmuştu..ve özellikle yazının son paragrafı harikaydı..tüm yazının özetiydi..
 

p4inkiLLer

Kayıtlı Üye
Katılım
14 May 2010
Mesajlar
190
Tepkime puanı
142
Konu dışı değildi ama konuyu okumadan yorum yapmıştınız, sizin de dediğiniz gibi konuyla çelişiyordu. Bir ustanın konuşmalarına, okumadan "çok doğru" ya da "çok güzel" gibi kelimeler kullanmak yerine anlayıp hazmetmeye çalışın. Sizin için daha faydalı olur. Sevgiyle.
 

Perina

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2011
Mesajlar
795
Tepkime puanı
64
Yaş
51
Konu dışı değildi ama konuyu okumadan yorum yapmıştınız, sizin de dediğiniz gibi konuyla çelişiyordu. Bir ustanın konuşmalarına, okumadan "çok doğru" ya da "çok güzel" gibi kelimeler kullanmak yerine anlayıp hazmetmeye çalışın. Sizin için daha faydalı olur. Sevgiyle.

Ama siz nerden bildiniz o gün yazının tümünü okumadığımı? :). Evet ilk paragrafları okumuştum sadece..sebep inanın tembellik değil vakit azlığıydı..ve ben hergün yazarken yarın olmayacakmış,yarın bir daha gelmiyecekmişimgibi aceleyle yazıyorum..acelem lmasa bekler ertesi gün yazıyı bir değil,birkaç kere okur,sindirir,öyle yazardım..özür dilerim..haklısınız..
 

janet

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Mar 2011
Mesajlar
1,015
Tepkime puanı
320
Yaş
53
Konum
Bursa
Acele işe şeytan karışır :D:D:D
Sonra bir de ona açıklama yapmak için zaman kaybet :D:D:D
 

Perina

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2011
Mesajlar
795
Tepkime puanı
64
Yaş
51
Acele işe şeytan karışır :D:D:D
Sonra bir de ona açıklama yapmak için zaman kaybet :D:D:D

Size katılmamak elde değil ama ne yazıkki benim acelem var..:D:D:D.

Hem de çok..daha dün gece eşim daha işe geç kalırsan var sonunu sen düşün diye çok ciddi uyarı yaptıda :(. Hayır yanılıyor..artık biliyorum yanılıyor..çünkü artık şundan eminim..benim nette yazı yazmam evet doğru..en doğru karardı hayatımın..bu yorumlar sanki yukarıdaki konuya ters düştüğümün ispatı gibi oldu öyle değil mi?:). Ama ben eminim..ısrar ediyorum..
 
Üst