Sarı Kız efsanesi ve Kaz Dağları

la79

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Eyl 2011
Mesajlar
160
Tepkime puanı
18
Değerli arkadaşlar tatil yapma bahanesiyle iki günlüğüne edremite gittim, tabi esas amacım kaz dağlarına çıkıp sarı kızın ayak bastığı toprağın kokusunu duyabilmekti,pek çok mitolojik hikaye ve efsane dinledim ama hiç birisi ruhuma bu kadar derin işlememişti,şu anda bile anlatırken gözlerim doluyor tüylerim ürperiyor,otogardan iner inmez sadece dağın yerini sordum ve hiç bir araç beklemeden dağın zirvesine tek solukta çıktım,,dağın zirvesine yaklaştıkça şiddeti de artan muhteşem bir sessizliğe tanık oldum,bu sessizlik o kadar muhteşem ve dingindi ki muhtemelen bundan önce hayatımda böyle bir sessizliğe hiç tanık olmadım,,,ama şunuda itiraf etmeliyim ki ne denizi nede doğayı beklediğim gibi bulamadım,,sanki doğa doğallığından ruhundan birşeyler kaybetmiş,,yani resimlerde gördüğümüz doğanın sadece ütopik bir hayal olduğunu daha iyi anlamış bulunmaktayım,,bu yüzden internet resimlerini gideceğiniz yerlerde aramayın sonra hayal kırıklığına uğrarsınız,,tabi buna birde insanın parmağınıda katarsak çok uzun süreceğini sanmamakla birlikte 100-150 yıl içinde istanbullaşma sürecini başarıyla tamamlamış bir coğrafyaya tanık olacağımızı rahatlıkla söyleyebilirim,o zamanda benim beğenmeyip burun kıvırdığım bugünkü doğayı mumla arayacağımızdan kimse kuşku duymasın,,
 

şinçeyank

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Eyl 2011
Mesajlar
899
Tepkime puanı
146
İş
üniversite Öğr.
Sarı kız efsanesi her yerde var sanırım bende Edirne'de okudum ve hakkında çok rivayet duydum hatta bazı geceler uyuyamama sebebim oldu. :)
Efsaneleri bende çok severim. Hatta heykeli vardı benim bulunduğum yerde ellerinde pirinçlerle beraber yapmışlar. Çok enteresan oluyor böyle şeyler dinlemek gerçekliği ise gözümüzle görmediğimiz için tartışılır. Zamanında bende araştırdım ayrı ayrı hikayelere rastladım biraz gerçekliktende uzaktı . :)
 

mysen13

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Nis 2012
Mesajlar
189
Tepkime puanı
8
Bizim ilce edremite yaklasik 2 saat kadar uzak cok gittim edremite dediginiz gibi ortam cok sessiz insan gercekten efsaneyi dinleyince etkileniyor :)
 

BeLLa91

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Kas 2010
Mesajlar
890
Tepkime puanı
268
İş
Asistan, öğrenci
Çanakkale turuna gittiğimiz de, tur rehberi anlatmıştı bu efsaneyi. Sarı kız efsaneleri ve daha niceleri :) Hasan boğuldu efsanesi beni en çok etkileyendi.
 

la79

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Eyl 2011
Mesajlar
160
Tepkime puanı
18
Sarı kız efsanesi her yerde var sanırım bende Edirne'de okudum ve hakkında çok rivayet duydum hatta bazı geceler uyuyamama sebebim oldu. :)
Efsaneleri bende çok severim. Hatta heykeli vardı benim bulunduğum yerde ellerinde pirinçlerle beraber yapmışlar. Çok enteresan oluyor böyle şeyler dinlemek gerçekliği ise gözümüzle görmediğimiz için tartışılır. Zamanında bende araştırdım ayrı ayrı hikayelere rastladım biraz gerçekliktende uzaktı . :)
Sevgili Şinçeyank işin garip yanı bu hikayeyi bende pek inandırıcı bulmuyorum ama nedenini bilmediğim bir şekildede etkisinden kurtulamıyorum:),,biz, velileri daha çok kendini allah yoluna adamış kurban etmiş kimseler olarak biliyoruz ve bu kimseler uzun ve zorlu terbiye süreçlerinden geçiyor oysa bu hikayede velilik biraz allahın bir lütfu bir hediyesiymiş gibi duruyor,ama tabi yinede doğrusunu Allah bilir .

Çanakkale turuna gittiğimiz de, tur rehberi anlatmıştı bu efsaneyi. Sarı kız efsaneleri ve daha niceleri :) Hasan boğuldu efsanesi beni en çok etkileyendi.
Evet Hasan boğuldu efsanesi benide çok etkiledi,bu aşıkların sanırım hiç değişmeyen bir kaderi,,hasan boğuldu büvetinide ziyaret etmeyi planlamıştım ama sarı kız tepesine çıktığımda vahşi ve doymaz kapitalizmin pençesine buradada rastlayınca moralim biraz bozuldu ve vazgeçtim,,kapitalist sermaye o kadar ince düşünceliki ziyaretçilerin başlarına bir şey gelmemesi için onlara birer alan rehberi tahsis etmiş:)tabi esas mevzu napolyonun 4 harfli tekerlemesi ,bu tekerleme eğer bir yere girdiyse oranın işi bitmiş demektir,ve bu tekerlemenin giremeyeceği hiç bir yer yoktur çünkü her zemine her iklime uyum sağlayabileceği makyaj malzemeleri elinde mevcuttur:),çok sevdiğim Kızılderililerin şu sözünü aslında her ağaca her nehrin veya gölün başına,her dağın zirvesine kısaca insanın olmadığı her yere çerçeveletip asmak gerekir,;:''Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak.''
 

memories

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Eyl 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
16

Kaz dağlarındaki sarı kız efsanesini en yalın haliyle doğma büyüme Erdek’li Süleyman amcadan dinledim ve yazacağım demiştim, işte o büyük gün geldi, dinlediklerimi sizinlede paylaşıyorum;

Beline kadar uzanan sapsarı saçları ve göreni hayran bırakan güzelliği ile Sarı Kız ve babası Balıkesir’ in Edremit ilçesinde yaşarlarmış.

Sarı kız o kadar güzelmişki çevredeki tüm delikanlılar onunla evlenmek isterlermiş, araya koydukları aracılarla bu dileklerini iletirler, aracıda sarı kıza ve babasına durumu anlatırmış, gel görki sarı kız bu isteklerin hiç birine evet demezmiş, sarı kızın içindeki aşk daha ulvi daha ilahiymiş.

Zaman bu şekilde geçerken, sarı kızı isteyen ama hayır cevabı alan kişiler onun hakkında;

- mutlaka bir sevdiği var.
- bencede bu sarı kız sevdalı, yoksa isteyenlerin birine evet derdi.
- belkide gizli gizli buluşuyorlardır…
- bu kız ahlaksız, namus gitti ağalar…

gibi sözler edip, bu dedikoduyu tüm çevreye yaymışlar. Sarı kız hakkındaki dedikoduların iyice çoğalmasının ardından, Edremit’in ileri gelenleri sarı kızın babasına;

- namus elden gitti…
- ya namusunu temizle yada buralardan git.
- kimsenin yüzüne bakamıyoruz, demişler.

Evladına inansada çevrenin bu tepkisinden bıkan baba kızına; ” kazları kümesten çıkarda, kış gelmeden şu dağlara çıkalım kazları dolaştıralım” demiş. Amacı sarı kızı o yüce dağlarda yalnız başına bırakıp geri dönmekmiş, o dağlar o kadar hırçınmış ki bir insanın bir gece bile yaşaması mümkün değilmiş, baba’da böylelikle kızının canına kendi kıymış olmayacakmış.

Sarı kız olan bitenin farkında babası ve kazlarla birlikte şimdi adına Kaz dağları denen yerde babasına nur yüzüyle tebessüm ederek;

“baba ben kazları dolaştırıyorum sana güle güle” demiş.

Sarı kızın babası ağlayarak ve arkasına bakamadan oradan ayrılmış Edremit’e dönmüş. Aradan iki mevsim geçmiş kış olmuş, Edremit’e yolları düşen avcılar ve çobanlar sarı kızın babasına kaz dağlarında sarı kızı gördüklerini söylemişler. Baba içine işleyen vicdan azabı, pişmanlık ve gözlerinde yaşlarla, çevresindekilerin ” bu kışta kıyamette kaz dağlarına çıkamazsın yolunu kaybeder ölürsün” demelerine aldırmadan düşmüş kaz dağlarının yollarına…

Her yer kar ve tipi olduğu halde, Kaz dağlarında kızını bıraktığı yere yaklaşmış, yaklaşırkende;

- kızım…
- sarı kızım…
- canım kızım…
- nur yüzlü melek kızım neredesin? diyerek bağırıyormuş.Birden o göz gözü görmez kar’ın, fırtınanın yerini güllük gülistanlık bir hava almış…

Sarı kız;

- buradayım baba
- gel sana döşek ve çorba hazırladım gel baba…
demiş.

Sarı kızın babası gördükleri karşısında ağlayarak” benim kızım ermiş ben nasıl onu buralarda bıraktım” demiş.

Baba kız yemek yemişler, uzun uzun konuşup sohbet etmişler, derken;

“kızım bana su verde abdest alıp namaz kılayım” demiş sarı kızın babası…

Sarı kız elini kaz dağlarının etkelerine doğru uzatmış ve oradan aldığı suyu babasına vermiş,

babası ” kızım bu deniz suyu” demiş..

Sarı kız bu sefer diğer eliyle kaz dağlarının eteklerinden aldığı tatlı suyu babasına vermiş…

babası tatlı suyla aldığı abdestin sonrasında namazını kılmış ve kızına;

“kızım sen ermişsin boş yere insanlar senin günahını aldılar gel beraber gidelim anlatalım herşeyi” demiş.

Sarı Kız; “baba sen istersen git anlat, ben Edremit’e beddua ettim, bundan sonra Edremit’in kazları yağlı olacak ve Edremit’te sevda çeken sevdasından yanacak” demiş…

bunları duyan baba bir daha Edremit’e dönmemiş ve sarı kızla birlikte kaz dağlarında yaşamış…

Her ne kadar değişik şekilde anlatım şekilleri bulunsada yöre halkı tarafından bilinen hikaye bu şekilde.İnternetten alıntıdır.
 

la79

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Eyl 2011
Mesajlar
160
Tepkime puanı
18
Kaz dağlarındaki sarı kız efsanesini en yalın haliyle doğma büyüme Erdek’li Süleyman amcadan dinledim ve yazacağım demiştim, işte o büyük gün geldi, dinlediklerimi sizinlede paylaşıyorum;

Beline kadar uzanan sapsarı saçları ve göreni hayran bırakan güzelliği ile Sarı Kız ve babası Balıkesir’ in Edremit ilçesinde yaşarlarmış.

Sarı kız o kadar güzelmişki çevredeki tüm delikanlılar onunla evlenmek isterlermiş, araya koydukları aracılarla bu dileklerini iletirler, aracıda sarı kıza ve babasına durumu anlatırmış, gel görki sarı kız bu isteklerin hiç birine evet demezmiş, sarı kızın içindeki aşk daha ulvi daha ilahiymiş.

Zaman bu şekilde geçerken, sarı kızı isteyen ama hayır cevabı alan kişiler onun hakkında;

- mutlaka bir sevdiği var.
- bencede bu sarı kız sevdalı, yoksa isteyenlerin birine evet derdi.
- belkide gizli gizli buluşuyorlardır…
- bu kız ahlaksız, namus gitti ağalar…

gibi sözler edip, bu dedikoduyu tüm çevreye yaymışlar. Sarı kız hakkındaki dedikoduların iyice çoğalmasının ardından, Edremit’in ileri gelenleri sarı kızın babasına;

- namus elden gitti…
- ya namusunu temizle yada buralardan git.
- kimsenin yüzüne bakamıyoruz, demişler.

Evladına inansada çevrenin bu tepkisinden bıkan baba kızına; ” kazları kümesten çıkarda, kış gelmeden şu dağlara çıkalım kazları dolaştıralım” demiş. Amacı sarı kızı o yüce dağlarda yalnız başına bırakıp geri dönmekmiş, o dağlar o kadar hırçınmış ki bir insanın bir gece bile yaşaması mümkün değilmiş, baba’da böylelikle kızının canına kendi kıymış olmayacakmış.

Sarı kız olan bitenin farkında babası ve kazlarla birlikte şimdi adına Kaz dağları denen yerde babasına nur yüzüyle tebessüm ederek;

“baba ben kazları dolaştırıyorum sana güle güle” demiş.

Sarı kızın babası ağlayarak ve arkasına bakamadan oradan ayrılmış Edremit’e dönmüş. Aradan iki mevsim geçmiş kış olmuş, Edremit’e yolları düşen avcılar ve çobanlar sarı kızın babasına kaz dağlarında sarı kızı gördüklerini söylemişler. Baba içine işleyen vicdan azabı, pişmanlık ve gözlerinde yaşlarla, çevresindekilerin ” bu kışta kıyamette kaz dağlarına çıkamazsın yolunu kaybeder ölürsün” demelerine aldırmadan düşmüş kaz dağlarının yollarına…

Her yer kar ve tipi olduğu halde, Kaz dağlarında kızını bıraktığı yere yaklaşmış, yaklaşırkende;

- kızım…
- sarı kızım…
- canım kızım…
- nur yüzlü melek kızım neredesin? diyerek bağırıyormuş.Birden o göz gözü görmez kar’ın, fırtınanın yerini güllük gülistanlık bir hava almış…

Sarı kız;

- buradayım baba
- gel sana döşek ve çorba hazırladım gel baba…
demiş.

Sarı kızın babası gördükleri karşısında ağlayarak” benim kızım ermiş ben nasıl onu buralarda bıraktım” demiş.

Baba kız yemek yemişler, uzun uzun konuşup sohbet etmişler, derken;

“kızım bana su verde abdest alıp namaz kılayım” demiş sarı kızın babası…

Sarı kız elini kaz dağlarının etkelerine doğru uzatmış ve oradan aldığı suyu babasına vermiş,

babası ” kızım bu deniz suyu” demiş..

Sarı kız bu sefer diğer eliyle kaz dağlarının eteklerinden aldığı tatlı suyu babasına vermiş…

babası tatlı suyla aldığı abdestin sonrasında namazını kılmış ve kızına;

“kızım sen ermişsin boş yere insanlar senin günahını aldılar gel beraber gidelim anlatalım herşeyi” demiş.

Sarı Kız; “baba sen istersen git anlat, ben Edremit’e beddua ettim, bundan sonra Edremit’in kazları yağlı olacak ve Edremit’te sevda çeken sevdasından yanacak” demiş…

bunları duyan baba bir daha Edremit’e dönmemiş ve sarı kızla birlikte kaz dağlarında yaşamış…

Her ne kadar değişik şekilde anlatım şekilleri bulunsada yöre halkı tarafından bilinen hikaye bu şekilde.İnternetten alıntıdır.
Sevgili Memories bu hikaye bana pek inandırıcı gelmedi ,birincisi bir ermiş beddua edermi ? ikincisi babada en az kızına iftira atanlar kadar suçlu bu hikayede ,kızına inandığı halde onu tek başına dağın zirvesinde ölüme terk etmesi bence büyük bir çelişki,,bu hikayenin başka versiyonlarıda var ve hiç biri bana inandırıcı gelmedi ,Sarı Kıza ve onun ermiş olduğuna inanıyorum ama bence bu tür hikayelerde cahil halk biraz kendinden de katıp orjinalini abartarak tahrip ediyor,bunu günümüzdede rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz,yani hikaye yüzde elli doğru yüzde elli yanlış,
 

memories

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Eyl 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
16
Sevgili Memories bu hikaye bana pek inandırıcı gelmedi ,birincisi bir ermiş beddua edermi ? ikincisi babada en az kızına iftira atanlar kadar suçlu bu hikayede ,kızına inandığı halde onu tek başına dağın zirvesinde ölüme terk etmesi bence büyük bir çelişki,,bu hikayenin başka versiyonlarıda var ve hiç biri bana inandırıcı gelmedi ,Sarı Kıza ve onun ermiş olduğuna inanıyorum ama bence bu tür hikayelerde cahil halk biraz kendinden de katıp orjinalini abartarak tahrip ediyor,bunu günümüzdede rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz,yani hikaye yüzde elli doğru yüzde elli yanlış,

Bana da bu hikaye inandırıcı gelmediği gibi aynı zamanda da saçma geldi sayın la79.ömer1453 adlı üyenin, yöre halkı tarafından bilinen efsaneyi merak etmesinden dolayı bu paylaşımda bulunmuştum.Saygılarla.
 

la79

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Eyl 2011
Mesajlar
160
Tepkime puanı
18
efsane ne diye sorarsan iki yanıt alırsın biri benim yanıtım diğeride sevgili memoriesin yanıtıdır sorduğun soruya içtenlikle yanıt verdiğimiz içinmi komik oluyoruz,yoksa alttan alta bana verdiğiniz yanıtın sorusunu soracak kadar aptal değilim mi diyorsunuz,ne oldu egonuzumu incittim,efsanenin ne olduğunu bilecek kadar kültürlü ama ne olduğunu soracak kadarda araştırmacısınız maaşallah
 

ömer1453

Banlı Kullanıcı
Katılım
23 Nis 2011
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Saçmalamışsın. Araştırdım ve bir çok efsane buldum ve hiç biri etkileyici gelmedi acaba konuyu açanınki hangisi diye düşündüm o yüzden sordum. Sakinleş.
 
Üst