Neden yaratıldık??

furkan40

Banlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2011
Mesajlar
180
Tepkime puanı
10
Ölmek kötü birşey değildir kardeşim onları bir süreliğine göremiceksin sadece.Ölmek iyi amelleri olan bir insan için güzel şeyler tatmaktır.Onlar mirac merdivenini çıktılar ve tüm peygamberler ve Adem ve Havva annemizle konuştular ölmenin güzel yanı çoktur iyibir insan için bu yüzden sakın üzülme ve Allaha karşı gelme.
 

tunny

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Eki 2011
Mesajlar
33
Tepkime puanı
5
Konum
Gaia
Sevgili tunny bakış açınız gayet farklı olduğunu düşünüyorum . Fakat okuduklarıma göre , konuyu açan arkadaşla sizin inançlarınız tam anlamıyla örtüşmüyor . Dikkat ederseniz tam anlamıyla dedim . Ona yardımcı olabilmek için onun inandığına inanmamız gerekiyor . Ve siz bu inancı 1 günü geçtim yııllar bile sürse tam anlamıyla öğrenemiceğimizi belirtmişsiniz . Ozaman neden 1 paragrafla insanların zihinlerini karıştırıyorsunuz .

Öncelikle ben bir inanan değilim.İnandığım birşey varsa oda bilgilerimdir.Burada hiçbir dinin tam inananı yoktur diye bir tartışmada başlatabilirim ama gereği yok.Bir arayış içinde olan ve en temel sorulardan birini soran bir kardeşime yardımcı olmaya çalışıyorum.Evet bu bilgiler kısa zamanda öğrenilemez ama herşeyin bir başlangıcı vardır.Amacım kafalarda karışıklığın oluşması değildi bir kıvılcım oluşmasıydı.Ve sanırsam birkaç kişide de bunu sağlayabildim.Ne mutlu bana.

Ayrıca yaptığım açıklamalar ezoterik açıklamalar.Ve içlerinde Tasavvufunda olduğu bazı bilgiler var.Ve bu konu ile uğraşan bir Müslüman'ın gideceği tek yer Tasavvuftur.Çünkü Nedenlerin olduğu yerde inançlar yeterli olmaz, bilgidir nedenleri doyuracak olan.Eğer söylediğim şeyler sizi rahatsız etti ise yada kafanızı karıştırdı ise özür dilerim.Ama şunu unutmayınki bu forumu sadece siz takip etmiyorsunuz.Bin kişinin anlamadığı yerden bir kişi ufacık bile kıvılcım kapabilirse ne mutlu bana.
 

La-edri

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
2,195
Tepkime puanı
509
Peki niye hep ınsanoglu cın cagırıyo guclu oldugumuza gore kendıgımız nıye basaramıyoruz buyulerde varlık kullanıyoruz kendı gucumuzle yapsak ? :)

Kontrolsüz güc güc degildir :)
Bahsettiginiz örnekte konrtol yine insanin elinde..

Kendi yaratilisinda olmayan özelligi bulup kendi lehine cevirmek yada cevirebilmek..Bu güc yeter insana keske bunu kötülük icin yapmasa...
 

DARKKING011

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
410
Tepkime puanı
18
Tanrı olmaktan çok uzak bi varlığa (yani insana ve diğer mükelleflere) tanrının bilgeliğini nasıl öğretebilirsin?
Cevap: Tabi ki onu imtihan yeri olan dünyaya ve belkide başka başka seviyelere gönderip yaşayarak öğrenmesini sağlayarak.
Diyeceksin ki tanrının bize anında öğretmeye kudreti yokmu tabi ki var ama insan zayıf bi varlık kaldıramaz şurda kendi kıt bilimimiz bile baş döndürüyor kaldı ki tanrının bilgeliğini anlamak şöyle dursun.
Doğru bi örnek olurmu bilemem ama Musa peygamber Allah'ın nasıl göründüğünü merak edince Allah bir dağa tecelli etmiş ve dağ paramparça olmuş Musa peygamberde bayılmış.
Umarım söylemek istediğimi anlatabilmişimdir.
Tanrı ilmiyle evreni kuşatmıştır bunu hiçbirzaman unutma.
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Tanrı olmaktan çok uzak bi varlığa (yani insana ve diğer mükelleflere) tanrının bilgeliğini nasıl öğretebilirsin?
Cevap: Tabi ki onu imtihan yeri olan dünyaya ve belkide başka başka seviyelere gönderip yaşayarak öğrenmesini sağlayarak.
Diyeceksin ki tanrının bize anında öğretmeye kudreti yokmu tabi ki var ama insan zayıf bi varlık kaldıramaz şurda kendi kıt bilimimiz bile baş döndürüyor kaldı ki tanrının bilgeliğini anlamak şöyle dursun.
Doğru bi örnek olurmu bilemem ama Musa peygamber Allah'ın nasıl göründüğünü merak edince Allah bir dağa tecelli etmiş ve dağ paramparça olmuş Musa peygamberde bayılmış.
Umarım söylemek istediğimi anlatabilmişimdir.
Tanrı ilmiyle evreni kuşatmıştır bunu hiçbirzaman unutma.

Peki madem insan kıt ve zayıf. Neden bir şekilde O'nun bilgeliğini, insanların bu kıtlığı ve zayıflıklarına rağmen öğrenmesi bekleniyor? Neden direk o bilgeliği anlayabilecek bir donanımda değil insanlar? Peki bu donanıma sahip olmayan varlığın, yaratılışına ters biçimde davranıp, donanımı yetmeyeceği şeye ulaşması yolunda heba olmasını, acılar çekmesini sağlayacak bir dünyada ne işi var? Hem de bu donanımına sahip olmadığı şeyin peşinde yolunu kaybedip, yanlış bir şey yaparsa cezalandırılacağı gibi bir durum var.

Bütün yazanları ve cevapları toplayarak yukarıdaki soruları da tek bir soruya indirgeyelim:
- Kendini övecek, bilecek ve tapacak bilinçler yarattı.
- Bu bilinçler sonra steril olan yerden (cennetten) atıldı çünkü üretim hatası oluştu insan türünde. Bir tür bozukluk bu. Bu bozukluk da bir başka varlıktan bulaştı (iblis) yani insana bulaşan bir virüs gibi. Peki insanın immün sistemi neden virüs geçirecek biçimde eksik veya kırılgan yaratıldı? Peki bu kırılganlık ve eksiklik yüzünden virüs kapan insan neden cezalandırıldı? Virüs kapabilitesi yaratılışında olan bir varlığı virüs kaptı diye labaratuvardan atıp, dışlayıp sonra tamamen savunmasız olduğu bir yerden virüsün etkilerini temizlemeye çalışmanın mantığı ne olabilirdi?
- Bozuk olan tür, donanımını yitirdi ya da zaten hiç sahip olmadığından bu tür bozuldu.
- Bu bozuk türden yani siyah beyaz televizyondan HD 3D dijital uydu yayınlarını dönüştürüp göstermesi beklendi.
- Bu yayınları yakalayıp gösteremeyen bu televizyonlar (insanlar) cezalandırıldı.
Soru:
Bu insan ne için yaratılmıştı ne oldu?

Fark ettiyseniz standart anlatım ve mantıkla gidersek çok abes şeyler çıkıyor ortaya. O halde ''insan neden yaratıldı'' sorusunun gerçek cevabı asla bizlere verilmedi. Verildiyse de farkında değiliz. Çünkü hiçbir cevap mantıklı değil.
Burada kişisel inançlar ve hisler devreye girer. Kesinlik yoktur.

Bence soru ''Biz neden, ne için yaratıldığımızı hatırlayamıyoruz ve nasıl hatırlarız?'' olmalı. Çünkü bu cevapların kendimizde gizli olduğuna inanıyorum. Var olan her şey var oluşunun yapı taşlarını barındırır. Var olan ve saptanabilen her şeyin mutlaka bir başlangıcı ve izi sürülebilir bir ilk anı vardır. Sanırım bunu çözebilecek yetenekte yegane şey yine insan. Bu sebeple her öğreti ve inanç sistemindeki ilk tavsiye: ''Kendine dön ve içine bak'' olur.
 

Perina

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2011
Mesajlar
795
Tepkime puanı
64
Yaş
51
Peki madem insan kıt ve zayıf. Neden bir şekilde O'nun bilgeliğini, insanların bu kıtlığı ve zayıflıklarına rağmen öğrenmesi bekleniyor? Neden direk o bilgeliği anlayabilecek bir donanımda değil insanlar? Peki bu donanıma sahip olmayan varlığın, yaratılışına ters biçimde davranıp, donanımı yetmeyeceği şeye ulaşması yolunda heba olmasını, acılar çekmesini sağlayacak bir dünyada ne işi var? Hem de bu donanımına sahip olmadığı şeyin peşinde yolunu kaybedip, yanlış bir şey yaparsa cezalandırılacağı gibi bir durum var.

Bütün yazanları ve cevapları toplayarak yukarıdaki soruları da tek bir soruya indirgeyelim:
- Kendini övecek, bilecek ve tapacak bilinçler yarattı.
- Bu bilinçler sonra steril olan yerden (cennetten) atıldı çünkü üretim hatası oluştu insan türünde. Bir tür bozukluk bu. Bu bozukluk da bir başka varlıktan bulaştı (iblis) yani insana bulaşan bir virüs gibi. Peki insanın immün sistemi neden virüs geçirecek biçimde eksik veya kırılgan yaratıldı? Peki bu kırılganlık ve eksiklik yüzünden virüs kapan insan neden cezalandırıldı? Virüs kapabilitesi yaratılışında olan bir varlığı virüs kaptı diye labaratuvardan atıp, dışlayıp sonra tamamen savunmasız olduğu bir yerden virüsün etkilerini temizlemeye çalışmanın mantığı ne olabilirdi?
- Bozuk olan tür, donanımını yitirdi ya da zaten hiç sahip olmadığından bu tür bozuldu.
- Bu bozuk türden yani siyah beyaz televizyondan HD 3D dijital uydu yayınlarını dönüştürüp göstermesi beklendi.
- Bu yayınları yakalayıp gösteremeyen bu televizyonlar (insanlar) cezalandırıldı.
Soru:
Bu insan ne için yaratılmıştı ne oldu?

Fark ettiyseniz standart anlatım ve mantıkla gidersek çok abes şeyler çıkıyor ortaya. O halde ''insan neden yaratıldı'' sorusunun gerçek cevabı asla bizlere verilmedi. Verildiyse de farkında değiliz. Çünkü hiçbir cevap mantıklı değil.
Burada kişisel inançlar ve hisler devreye girer. Kesinlik yoktur.

Bence soru ''Biz neden, ne için yaratıldığımızı hatırlayamıyoruz ve nasıl hatırlarız?'' olmalı. Çünkü bu cevapların kendimizde gizli olduğuna inanıyorum. Var olan her şey var oluşunun yapı taşlarını barındırır. Var olan ve saptanabilen her şeyin mutlaka bir başlangıcı ve izi sürülebilir bir ilk anı vardır. Sanırım bunu çözebilecek yetenekte yegane şey yine insan. Bu sebeple her öğreti ve inanç sistemindeki ilk tavsiye: ''Kendine dön ve içine bak'' olur.


Diyelim k yaradılış amacımıza ulaşamdık..ama yinede bize verilen emirlere uymalıyız,yaradılış amacımıza uymasada.Bu emirler dinlerde belli.Ve belki de bu emirlere uymak bizi o sorunun cavabına ulaştıracak illaki..yada ulaştırmasada en azından hayat sınavımızı kaybetmeyeceğiz..çünkü sanırım burada bulunmamızın nedenlerinden biride bu sıvav..ve bize verilen süre çok kısa..hatta bu sorunun cevabına yetmeyecek kadar kısa..yani anahtar kelimelerden biri de çok soru sormamak..teslimiyet..sonsuz bilinmeyene(bilmediğimiz çokşey var çünkü)teslimiyet..ama tabi bu sorunun cevabını da arayabiliriz..ama isyan ve inkar etmeden aramalıyız ki sınavı kaybetmeyelim..
 
Üst