Moskov-Sanat Defteri

Apabbacık

Kayıtlı Üye
Katılım
2 Ağu 2010
Mesajlar
89
Tepkime puanı
6
Konum
Balıkesir
Ben hüzünlenmek için The Black Heart Procession dinliyorum.Aslında mutlu bir anımda denk gelse de bir anda tüm benliğimi hüzünlendirebiliyor bu grup.
Halil Sezai'yi Cem Adrian ile birlikte verdikleri konserden tanıyorum.Etkileyici olmuştu.Ama sonra dinlemedim.Başlığı görünce aklıma geldi.Dinlemeliyim.
Teşekkürler.=).
 

moskov

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Tem 2011
Mesajlar
645
Tepkime puanı
67
Evlilik, inanmadığım halde İçerisinde 17 seneyi bitirdiğim bir kurum benim için.
17 senede (abartmıyorum) 40 çift arkadaşımın son verdiği kurum ayni zamanda da...
Evliliğimin bu kadar uzun sürmesinin gizi belki de kuruma inanmamaktan geçiyor. Evliliği toplumun dayattığı Şekilde yasamamaktan... Nedir bu dayatmalar?
Erkeğin muhakkak kadından yasça büyük olması, eğitim seviyesinin erkeğin
Lehine yâda en azından eşit olması Bunların sadece ikisi... Olmaz, yürümez diyor toplum... Erkek yasça büyük Olmalı ki, kadına "hot" dediğinde oturmalı kadın... Yâda Yumuşatıyorlar; efendim kadın erkekten önce çöktüğü için (hani doğum falan) küçük olmalıymış yaşı... Eğitimde de böyle. Kadının çok okumuşu bilmiş olurmuş,
Evde kalmakmış layığı.
ESİM BENDEN 2 YAS BÜYÜK; ne "hot" dememe gerek kaldı 17 senede,
Ne de benden önce çöktü... Yıllar içinde ben yaslandıkça o gençleşti, "o Ömer
Bey kapmışınız çıtırı esprilerine muhatap dahi oldum. ESİM 3 ÜNİVERSİTE BİTİRDİ; ben bi taneyi 9 senede bitirdim... Ne o bana bilmişlik tasladı, ne ben ona ezik baktım...
Kulağa gelen müzik tekse de, onu oluşturan notalar farklıdır der Halil Cibran... Bunu unutmadık biz. Ben konuşurken o dinledi, Ben dinlerken o konuştu 17 sene.
O öfkeliyken ben, ben Öfkeliyken o "haklısın bitanem..." dedik,
Öfke bitip fırtına durulduğunda "ama bi de böyle düşün" dedik
Fikrimizi savunurken, farklı insanlar olarak görmedik birbirimizi, ayni amaç
için savaşan neferlerdik bu hayatta...
Asla bilmedik ne kadar para kazandığımızı, ortak cüzdanımızdan
Gerektiği kadar aldık... Ne kadar çalarsa çalsın masanın üstünde telefon, kim bu
Saatte arayan karsı cins diye sorgulamadık da ama...
Sevginin en büyük dostuydu bizim için "güven"... Ve güvenin ardına saklanmış
Bir "saygı" vardı daima...
Ne kavgalar, ne badireler atlattık 17 Senede... Eee ülkeler neler gördü, biz
Çekirdek aile mi sütliman yasayacaktık...
Öyle bir girdik ki birbirimize, ben ilk kez odamın dışında yattım bi gece, misafir odasında...
Gece yarısı kapı açıldı, esim "ne yapıyosun burada?" diye sordu kapının esiğinden,
"uyuyorum" dedim buz gibi bir sesle... Gitti, gelmesi 1 dakikasını almıştı
Elinde yastıkla... "kay yana" dedi daracık yatakta.
Ne yapıyorsun?" dediğimde "benim yerim senin yanın, sen gelmezsen
Ben gelirim" dedi...
Anladım ki o gece, en uzun kavgamız yatma saatine kadar sürecek...
Ve bence doğrusu da bu...
Özen gösterdik o günden sonra, evin her yerinde kavga ettik, yatak odamız hariç...
Kırsak da zaman zaman kalplerimizi, asla kin tutmadık birbirimize...
Toplum kurallarıyla oynasaydık bu oyunu Belki de 41 inci çift olacaktık o
listede... Ama oyunun kurallarını biz koyduk...
Nede olsa bizim oyunumuzdu, oynanan...
Evlilik; hesapsız içine dalınması gereken bir oyun bence...
Topluma kulaklarını tıkayarak hem de... Ne benim, ne de bizim sözlerimizle...
Sadece gönlünüzden geçtiğince...
Dediği gibi Ataol Behramoglu' nun;
"...Yasadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yasadın mı büyük yaşayacaksın,
Irmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına. Çünkü ömür dediğimiz şey,
Hayata sunulmuş bir armağandır.
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana..."




CAN DÜNDAR
 

moskov

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Tem 2011
Mesajlar
645
Tepkime puanı
67
iki taraflı bakmak gerekiyor olaya ve kesinlikle benim gibi düşünüyor paylaşmadan edemedim.. kendini tanıyan ve bilen insanın hali bir başka işte.. boşuna demiyorlar kültür seviyesi herşeyi yüksek şekilde yaşamaya olanak sağlar..
 
S

SoNoL

Öyle tabi, tek taraflı olmaz zaten. Birbirini tamamlayabilmeli çiftler.
 

gbkn

Kayıtlı Üye
Katılım
14 Kas 2011
Mesajlar
11
Tepkime puanı
1
Can Dundar'ın kalemınden cıkan yıne guzel ve anlamlı bır yazı..
 

moskov

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Tem 2011
Mesajlar
645
Tepkime puanı
67
hiçbir neden yokken,
ya da biz bilmezken tepemiz atmış
ve konuşmuşuzdur...
onca neden varken
ve tam sırası gelmişken
hiçbirşey yapmamış
ve susmuşuzdur...
aynı anda aynı sessiz geceye doğru
içim sıkılıyor demişizdir
aynı sabaha uyanırken
kimbilir
aynı düşü görmüşüzdür
olamaz mı?
olabilir.

onca yıl sen burada
onca yıl ben burada
yollarımız hiç kesişmemiş
şu eylül akşamı dışında

belki benim kağıt param,
bir şekilde, döne dolaşa
senin cebine girmiştir
belki aynı posta kutusuna,
değişik zamanlarda da olsa,
birkaç mektup atmışızdır
ayın karpuz dilimi gibi

batışını izlemişizdir deniz kıyısında
aynı köşeye oturmuşuzdur köhnede
belki de birkaç gün arayla
olamaz mı?
olabilir.

onca yıl sen burada
onca yıl ben burada
yollarımız hiç kesişmemiş
şu eylül akşamı dışında.

bostancı dolmuş kuyruğunda
sen başta ben en sonda
öylece beklemişizdir...
sabah 7:30 vapuruna
sen koşa koşa yetişirken,
ben yürüdüğümden kaçırmışımdır
aynı anda başka insanlara,
seni seviyorum demişizdir....
mutlak güven duygusuyla,
başımızı başka omuzlara dayamışızdır
olamaz mı?
olabilir.

onca yıl sen burada
onca yıl ben burada
yollarımız hiç kesişmemiş
şu eylül akşamı dışında

Bülent Ortaçgilhttp://youtu.be/_aKpYgLNEPA
 

Katarina

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Ağu 2010
Mesajlar
322
Tepkime puanı
74
Ve tam sırası gelmişken
hiçbirşey yapmamış
ve susmuşuzdur....

:) :) :)
 

jessıcaaa

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Eki 2011
Mesajlar
24
Tepkime puanı
7
belki benim kağıt param, bir şekilde, döne dolaşa senin cebine girmiştir :)
 

moskov

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Tem 2011
Mesajlar
645
Tepkime puanı
67
Koca bir kalabalığın içinde kimsesiz kalmaktır yalnızlık…

Doğruyu yanlışı danışacağın bir sessizliktir..

Sonsuzluk gibidir yalnızlık ucu bucağı görünmeyen

Her ses duyduğunda heyecanlanmaktır yalnızlık, gelmeyeceğini bile bile..

Aynadaki suretine anlatmaktır,

Yolun yarısında terk edilmektir,

Kendini tanıyamamaktır yalnızlık, değişen bütün hüzünlerinle beraber

Senin için verilmiş bir cezadır, idam edilmeyi bekleyen mahkûm gibi

Sana en yakınının yabancı olmasıdır yalnızlık

Aynı yastığa yalnız baş koymaktır.

Başını okşayıp teselli eden bir elin yok olmasıdır yalnızlık..

Koklayarak uyuduğun teni hatırlayamamaktır ..

Yaslanacak omuz bulamamaktır..

Yalnızlık adı sanı olmayan bir senaryoda tek başına oynamaktır..

Çürümeye yüz tutmaktır eriyerek

Türküleri yalnız dinlemektir,

Ekmeği bölmeden yemektir

Kederine gözyaşı akıtmaktır,

Yalnızlık Yaşarken Ölmektir


Alıntı...
 

lordloyd

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Eki 2011
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
yalnızlık herkese sunulmayan muhteşem bir nimettir..
 

moskov

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Tem 2011
Mesajlar
645
Tepkime puanı
67
özlemek...
seni özlemek bu kadar acıtacak mıydı yüreğimi...bu denli kaybolacakmıydı benliğim...kendimimi arayacaktım sokaklarda...boş yüzlerde..boş bihaber senden yüreklerde...içimdesin.. şu an kanımın aktığını hissdebiliyorum damarlarımdan..seni düşününce hep böyle oluyor...içim sızlıyor yanıyor..ve bu yangını kimseye gösteremeden kavruluyorum... özlüyorum işte başka tafifi varsa da ben bilmiyorum...sensizliğin... özlüyorum işte.... gülüşünü... bakışını... sesini en çok da sesini..bana huzur veren senin içine alan sesini.. o yuzden yalnızım.. sesin yok ve ben çıplağım.. bedenini bulamamış bir ruhum... özlüyorum...yazmak istiyorum yazamıyorum.. yok karşılığı duygumun... :’(


Alıntı...
 

moskov

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Tem 2011
Mesajlar
645
Tepkime puanı
67
Birgün melek ile seytan karsi karsiya gelmisler. Ikiside birbirinin
gözlerine bakip gözlerinde ifadeyi okumaya çalisiyormus…
Melek seytanin yüreginde kesin bir fesatlik oldugunu seytan ise melegin
yüreginin ne kadar temiz oldugunu biliyormus. O sirada çok güzel bir müzik çalmaya baslamis. Seytan ellerini melege dogru uzatmis ve
“benimle dans eder misin?” demis. Melek bunu duyunca sasirmis o
anda birden elini seytana uzatmis ve dans etmeye baslamislar.Calan
müzik o kadar güzelmis ki ikiside birden romantik saatlere mahkum
olmuslar ve melek biran seytanin içindeki kötülükleri unutmus.
Seytan dans sirasinda melege dönmüs ve “seni seviyorum ya sen?”
demis. Melek yine bir sok daha yasamis. Durmus ve düsünmüs bir an.
“Seytan neden bana böyle birsey desin ki? ama olsun yinede bende ona
gerçek olmasa bile bir cevap vereyim” demis içinden ve melekte
Seytana dönmüs “bende seni seviyorum” demis. Iste o gün yeryüzünde
dürüstlügün romantizme boynunu büktügü ilk an olmus
ya tutulacak kadar yakin ol yada unutulacak kadar uzak

Alıntıdır...
 
Üst