Kur-an'ı Kerim Hakkında Bir Soru

alimon

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
36
Tepkime puanı
1
Kimisi Para ve Zenginlikle İmtihan edilir. Kimisi Fakirlik ve Rezillik İçinde. Hepsinde amaç aynı; İmtihan. Ve Kafamızın almadığı o kadar çok şey varki bunları düşünsek kafayı yememek içten değil. Çünkü Sınırımız belli. Biz (haşa) Allah gibi düşünemeyiz. O yüzden çok çıkmazda kaldığın sorulara yürekten bir ' En İyisini Allah bilir. ' dersen sorun olmaz. Anlayabilecek kapasitede değiliz çünkü bazı şeyleri.
 

edna

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ağu 2011
Mesajlar
210
Tepkime puanı
24
Konum
İstanbul
İş
psikolog
Sorduğunuz soru gerçekten ince noktalar barındırıyor. Kader konusunda çok fazla düşünmenin sakıncalı kafa karıştırıcı olduğunu duymuştum. E napıcaz düşünmeyecek miyiz. Düşüneceğiz tabi. Mesajınızda kedi bile yavrusu için canını veriyor da Allah bu şeyleri kullarına nasıl reva görüyor demişsiniz. Hakikaten biz hep yaradanın mutlak iyiyi temsil ettiğini düşünürüz. Oysa hayır da şer de Allah'tandır. Yerde ve gökte her ne varsa onundur. Fakat çok önemli bir noktaya değinmek istiyorum hayır ve şer izim bilinç boyutumuza özgü kavramlardaır. Allah zaman ve mekandan ve bizim için geçerli şeylerden münezzehtir ki Allah'ın indinde iyi de yoktur kötü de yoktur. Fakat biz iyi ve kötü kavramlarına sahip yaratılmışlar olarak sınanırız. Sınav bizim ve iyi ya da kötü olsun işlenen amel de bizim. Allah bunlardan münezzehtir.
Ek olarak bize kötü görünen şey milyonların iyiliği olabilir bize iyi görünen şey milyonların kötülüğü olabilir.

sevgiler
 

turco

Kayıtlı Üye
Katılım
6 Haz 2011
Mesajlar
149
Tepkime puanı
19
Konum
iSTanbuL...
BAKARA-214-'' Acaba sizden öncekilerin başlarına gelenlerin benzeri sizin de başınıza gelmeksizin, kolayca Cennet'e gireceğinizi mi sandınız? Onlar öylesine ağır sıkıntılara ve zorluklara uğradılar, öylesine sarsıldılar ki, peygamberleri ile çevresindeki inanmışlar ';Allah'ın yardımı ne zaman gelecek?" dediler. İyi bilin ki, Allah'ın yardımı yakındır.''

Bu ayete göre düşündüğümüzde hepimizin sıkıntılar çekeceğini anlayabiliyoruz.Bu sıkıntıların zorluğuna göre mükafat da elbette artacaktır.

Hatta duyduğuma göre iyi bir müslümanın ölmü bir kafirinkinden daha acılı olurmuş ki işlediği günahların cezasını o anda çeksin,cennete girmesi kolaylaşsın.


En güzel cevabı bence arkadaşımız vermiş.Teşekkürler ayrıca biraz araştırısanız Allah'ın Peygamberleri bile bu dünyada zulüm görmüşlerdir.Ayet herşeyi anlatıyor.
 

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,258
Tepkime puanı
3,163
Herşeyi insan yapar. Allah'tan korkusu olmayan insanlardan bazıları asar,keser,öldürür ama bu dünya bir sınav yeri onlar sınavı kaybederler böylece. Herşey ahirette başlar.
 
Ü

Üye silindi 15237

:) Hayat öyle bir ince çizgideki düşünmek istesen kafanı yersin
Keşke bizde onların yerinde olsak çünkü o açlıktan ölen bebek cennette şuan .
Tecavüze uğrayan kadınlar sabır ederlerse Cennetlik
Açlıktan ölenler sabır ederlerse Cennetlik ;)

Bunlar Bir Test Sınav ;)
 

Yakaza

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Eyl 2011
Mesajlar
318
Tepkime puanı
31
Aklıma çok takıldı. Cevabını bileyim ki, böyle boş boş inanmış olmayayım Kur'an-ı Kerim'e.

İmanın şartlarından birisi Allah'a imandır. Elbetteki bu düzen kendiliğinden varolmamıştır, elbet bir yaratıcısı olacaktır, o da yalnız ve yalnız Allah'tır. Bunda aklımda bir şüphe yok. İkincisi; meleklere imandır. Bunda da bir sıkıntı yok. Üçüncüsü; kitaplara imandır. Cevabı gözümüzün önünde duruyor belki de. Kur'an-ı Kerim. Şu yüzyılda yaşamamıza rağmen ben -zeki biri olduğuma inanıyorum- 3-4 arkadaşımı toplasam 23 sene bir yere çekilsem, insanlardan soyutlansam bile bu derece müthiş bir eser ortaya koyamam. Bu ilahi bir lütuftur, mucizedir ancak. Nebi ve resullere iman. Elbetteki Allah'ın yeryüzünde elçileri olacaktır. Ahiret gününe iman; Allah bizi sadece 50-60-70 herneyse yıl olarak yaşatıp sonra toprağa karıştırmak için yaratmamıştır değilmi? Evet geldi benim kafamın almadığı yere. KAZA VE KADERE İMAN. Allah bizi yaratmış, kaderimizi belirlemiş. Peki can alıcı nokta şimdi geliyor: Afrika'da açlıktan ölen çocuklar nasıl oluyor da bunu hak ediyor? Filistin'de tecavüze uğrayıp sonra kafaları kesilen kadınlar, çocuklar nasıl oluyor da bunu hak ediyor? Kedi bile yavrusunu korumak için kendi canını verir. Allah nasıl oluyor da bunu o insanlara uygun görüyor? Benim sorularım bunlardır. Lütfen cevabını verebilecekler versin de şu paradokstan çıkayım artık.


Sana Kur'andaki bazı ayetlerle cevap vereyim.

Peki Allah neden bize azap etmiyor dediler.Eğer Allah tarafından önceden verilmiş cezayı ertele sözü olmasaydı hiç şüphe yokki o bekledikleri azap onlara isabet etmişti.

Eğer Allah tarafından önceden verilmiş bir söz olmasaydı işleri hemen bitirilmişti.


Karalarda ve denizlerde olanlar sizin yaptıklarınızın yüzündendir.


Günahın açığındanda gizlisindende sakının çünkü şunu iyi bilinizki günah işleyenler yaptıklarının cezasını mutlaka çekeceklerdir.
 

Marissa

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Nis 2010
Mesajlar
52
Tepkime puanı
1
Konum
İstanbul
Aklıma çok takıldı. Cevabını bileyim ki, böyle boş boş inanmış olmayayım Kur'an-ı Kerim'e.

İmanın şartlarından birisi Allah'a imandır. Elbetteki bu düzen kendiliğinden varolmamıştır, elbet bir yaratıcısı olacaktır, o da yalnız ve yalnız Allah'tır. Bunda aklımda bir şüphe yok. İkincisi; meleklere imandır. Bunda da bir sıkıntı yok. Üçüncüsü; kitaplara imandır. Cevabı gözümüzün önünde duruyor belki de. Kur'an-ı Kerim. Şu yüzyılda yaşamamıza rağmen ben -zeki biri olduğuma inanıyorum- 3-4 arkadaşımı toplasam 23 sene bir yere çekilsem, insanlardan soyutlansam bile bu derece müthiş bir eser ortaya koyamam. Bu ilahi bir lütuftur, mucizedir ancak. Nebi ve resullere iman. Elbetteki Allah'ın yeryüzünde elçileri olacaktır. Ahiret gününe iman; Allah bizi sadece 50-60-70 herneyse yıl olarak yaşatıp sonra toprağa karıştırmak için yaratmamıştır değilmi? Evet geldi benim kafamın almadığı yere. KAZA VE KADERE İMAN. Allah bizi yaratmış, kaderimizi belirlemiş. Peki can alıcı nokta şimdi geliyor: Afrika'da açlıktan ölen çocuklar nasıl oluyor da bunu hak ediyor? Filistin'de tecavüze uğrayıp sonra kafaları kesilen kadınlar, çocuklar nasıl oluyor da bunu hak ediyor? Kedi bile yavrusunu korumak için kendi canını verir. Allah nasıl oluyor da bunu o insanlara uygun görüyor? Benim sorularım bunlardır. Lütfen cevabını verebilecekler versin de şu paradokstan çıkayım artık.





Bu konuyu bende çok düşündüm. Düşünsene Allah Adem ve Havva yı yaratıyor, onlar cennette sefa sürerlerken şeytan bunları kıskanıyor ve Havva nın aklına girip yasak elmayı Adem e yedirmesini sağlıyor ve Allah onları cezalandırıp dünyaya gönderiyor ve bunun bedelini biz ödüyoruz. Saçma gelmiyor desem yalan olur.....
 

Marissa

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Nis 2010
Mesajlar
52
Tepkime puanı
1
Konum
İstanbul
Ufak günahları olanlar bile cehenneme girip cezalarını ödedikten sonra çıkacaklarmış öyle duymuştum. Şahsen bana sorulsaydı ben bu durumda dünyaya gelmeyi hayatta kabul etmezdim :D
 

Marian

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Ara 2011
Mesajlar
46
Tepkime puanı
11
İnsan yaratılmış bir varlıktır. Dolayısıyla insanda görülen akıl müstakil bir güç ve müstakil bir yetenek değildir; ona verilmiştir.
Aklın gerçek sahibi ise insanı yaratan Allah'tır.
Allah, asla tükenmeyen, sonsuz ve sınırsız bir aklın sahibidir ve dilediği an dilediği kimseye, imanı ölçüsünde bu nimeti vermektedir.

Kuran'da Akılsızlık Nasıl Tanımlanıyor?

Cahiliye toplumunda akılsız lık deyince ilk akla gelen, zeka geriliği ya da anormallik gibi kavramlardır.
Akılca zayıf olan insanların, zihin hastalıkları hastanelerinde bulunan, ağır, anlaşılmaz konuşmalar yapan, algı bozukluğu çeken ve hatta belki de ilk anda göze çarpan birtakım fiziksel kusurları olan kimseler oldukları düşünülür.
Oysa bu sayılanların, Kuran'da anlatılan gerçek akılsızlıkla hiçbir bağlantısı yoktur.

Akıl, bir insanın vicdanını sonuna kadar kullanarak hayatının her anında Allah'ın en razı olacağı ve Kuran'a en uygun olan tavrı seçmesi ve bunun sonucunda da tüm hayatını kapsayan bir düşünce ve tavır mükemmelliği kazanmasıdır.
Ayrıca aklıyla yeryüzünde bulunuş amacını, kendisini yaratan Allah'ın sonsuz kudretini kavrayabilmesidir.

Bu bilinçten yoksun olan insanlar ise akılsız kimselerdir.
İnsanların çoğu, televizyonda seyrettikleri kişilerde, aynı apartmanda oturan komşularında, üniversite mezunu olan bir gençte ya da mevki sahibi bir işadamında böyle bir akıl zayıflığı olabileceğine hiçbir şekilde ihtimal vermezler.
Oysa akılsızlık, insanların kendilerine, dünyada ve ahirette en güzel hayat şeklini bildiren Kuran'a uymak ve güzel bir hayat yaşamak varken, bunun yerine cahiliye sistemini benimsemeleri ve bundan dolayı da sıkıntılı ve zor bir hayat sürmeleridir.
Bu nedenle de insanın çevresindeki pek çok kişide bu akıl zayıflığına rastlaması mümkündür.

Allah, Kuran'da insanların dünya hayatından ve cahiliye sisteminden yana yaptıkları seçimin yanlışlığına dikkat çekmiş ve onları bu durumu düşünerek akletmeye çağırmıştır:

Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz? (En'am Suresi, 32)

Andolsun, size (bütün durumlarınızı kapsayan) zikrinizin içinde bulunduğu bir Kitap indirdik. Yine de akıllanmayacak mısınız? (Enbiya Suresi, 10)

İşte Kuran'daki tüm bu hatırlatmalara rağmen dünya ve ahiret hayatının gerçek yüzünü kavramaya yanaşmayan bu kimseler, Kuran'da bildirildiğine göre akıllarını kullanmayanlardır.
Allah akıl erdirmeyen bu kimselerin Allah katındaki konumunu bir ayette şöyle bildirmiştir:

Gerçek şu ki, Allah katında, yerde debelenenlerin en kötüsü, (bir türlü) akıl erdirmez olan sağırlar ve dilsizlerdir. (Enfal Suresi, 22)

Kuran'daki tüm bu açıklamalardan anlaşıldığı gibi akılsızlık, insanları insani fonksiyonlarından uzaklaştırarak onları akletmeyen, gerçekleri görmeyen ve işitmeyen varlıklar haline getirmektedir.

Aklı örten konulardan başlıcalarına değinmemizdeki amaç da, insanları akılsızlık tehlikesine karşı uyarmaktır. Çünkü aklını örten bu yanlışlardan kurtulamayan bir insan dünyada ve ahirette büyük kayıplara uğrayacaktır. Allah, akıldan yoksun kalan bu kişilerin, ahirette iken dünya hayatlarını pişmanlıkla anarak şöyle diyeceklerinden bahsetmiştir:

Ve derler ki: "Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık." (Mülk Suresi, 10)

Akılsızlığın Getirdiği Kayıplar...

Akılsızlığın sebep olduğu en büyük kayıplardan biri, kuşkusuz insanları Allah'ın dininden uzaklaştırmasıdır. Dinden uzaklaşan insanlar ise cennetten de uzaklaşır ve sonsuz bir cehennem hayatına sürüklenirler. Akılsızlıkları bu insanlara doğru olanı yanlış, yanlış olanı da doğru gösterir; bu nedenle dünyadaki hayatı gerçek hayat zanneder ve asıl olan ahiret hayatını uzak görürler.
Burada bulundukları süre boyunca Allah'ın rızasını ve cennetini kazanabilmek için çaba harcamaz ve cehennem azabının kendilerine de dokunabileceğini hiç hesaba katmazlar.
Ahirette bu gerçeklerle karşılaştıklarında ise "keşke akıl etmiş olsaydık" diyerek pişmanlıklarını dile getirir ve akılsızlığın kendilerini nasıl büyük bir kayba soktuğunu itiraf ederler.
Kuran'da onların bu pişmanlığına şöyle yer verilmiştir:

O gün, cehennem de getirilmiştir. İnsan o gün düşünüp-hatırlar, ancak (bu) hatırlamadan ona ne fayda? Der ki: "Keşke hayatım için, (önceden bir şeyler) takdim edebilseydim." (Fecr Suresi, 23-24)

Ateşin üstünde durdurulduklarında onları bir görsen; derler ki: "Keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimizin ayetlerini yalanlamasaydık ve mü'minlerden olsaydık." (En'am Suresi, 27)

Tüm bunlardan çıkarılması gereken sonuç ise şudur; akılsızlık insanı cehenneme sürükleyen büyük bir beladır. Cehennem ise ölüp kurtulmanın dahi mümkün olmadığı sonsuz bir azap ortamıdır.
Bu gerçek, hiçbir insanın "bundan bana birşey olmaz" diyemeyeceği kadar kesin ve bir o kadar da dayanılmazdır.
Kuran'da cehennemdeki insanların kemiklerini çatırdatan acı dolu çığlıklardan, yandıkça tekrar tekrar değiştirilen derilerden, susadıkça içmek için kan ve irin karışımından başka birşey bulamayan inkarcılardan çok detaylı olarak bahsedilmiştir.

Bunun yanında aklını kullanmayan bir insanın mahrum kalacağı cennet nimetlerini de şimdiden düşünmesi gerekir.
Akılsız insanlar cehennem ile karşılaşmadan önce cennetin güzelliğinin de şuuruna varmış ve akıllı insanların cennetle müjdelendiklerinde yaşadıkları sevinci görmüş olacaklardır.
Altından ırmaklar akan yüksek köşklerde, mücevherler içinde, tahtlar üzerinde zevk süren müminlerin durumunu bilmek de ahirette akılsız insanların kalbinde derin bir acı ve pişmanlık oluşturacaktır.

Bunlar, akılsızlığın ahirette getirdiği kayıplardır.
Ancak akılsızlıkları sebebiyle dinden uzaklaşan insanlar, ahireti terk edip dünya nimetlerini yaşamaya çalışırken, burada da istedikleri gibi bir ortama sahip olamazlar.
Yaşamları boyunca maddi manevi pek çok kayba uğrarlar.

Öncelikle Allah'a ve kadere teslim olamamanın getirdiği tevekkülsüzlük ve bundan kaynaklanan huzursuzluk içinde yaşarlar.
Sürekli geleceğe yönelik korkular, sahip olduklarını kaybetme, yoksul düşme endişesi, sevdikleri insanlardan uzak kalma, insanlar karşısında küçük düşme gibi tedirginlikler içinde hayatlarını sürdürürler.

Kuran ahlakını yaşamadıkları için hiç kimseyle gerçek anlamda dost olamaz; gerçek sevginin, saygının, sadakatin ve diğer güzel ahlak özelliklerinin güzelliğini kavrayamazlar.
Kuran'a göre bir yaşam sürmedikleri için dinden uzak cahiliye sisteminin zorlukları içinde yaşarlar.
Hayatlarında sürekli pişmanlık hakimdir; bir gün ya da bir saat önce yaptıklarından dahi sürekli olarak yakınıp, pişmanlıklarını dile getirirler.

Akıllarını kullanmadıkları için güzel ve hikmetli konuşamazlar.
Saatlerce konuşup bir işin içinden çıkamaz, seri tedbirler alamaz ve akılcı çözümler getiremezler.
İnsanlardaki güzellikleri ve incelikleri göremez ve bunları güzel bir üslupla dile getiremezler.
Sanat ve estetikten ince bir zevk alamaz, akılcı yenilikler üretemezler.
Yaşadıkları klasik kalıplardan, alışkanlıklardan vazgeçemez, kendilerini yenileyip geliştiremezler.

Akılsız insanların durumunu Kuran'da verilen şu örnekle açıklayabiliriz:

Allah şu örneği verdi: İki kişi; bunlardan birisi dilsiz, hiçbir şeye gücü yetmez ve her şeyiyle efendisinin üstünde (bir yük), o, onu hangi yöne gönderse bir hayır getirmez; şimdi bu, adaletle emreden ve dosdoğru yol üzerinde bulunanla eşit olabilir mi? (Nahl Suresi, 76)

Kuşkusuz bu örnek akılsız bir insanın içerisinde bulunduğu durumu ifade etmektedir.
Zira akılsız kişi, ayette belirtildiği gibi, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve kendine bir faydası olmadığı gibi, çevresine de yük olan bir insandır.
Bu nedenle söz konusu kişi, hayatı boyunca hep kayıp içerisinde yaşamak zorunda kalır.
Allah akılsız insanların durumunu bir ayetinde şöyle haber vermiştir:

Allah'ın izni olmaksızın, hiç kimse için iman etme (imkanı) yoktur. O, akıl erdiremeyenlerin üzerine iğrenç bir pislik kılar. (Yunus Suresi, 100)

Akılsız insanlar aynı zamanda akılsız toplumlar oluştururlar.
Akılsız toplumlarda ise dinden uzak olmanın getirdiği kargaşa, zulüm, adaletsizlik, kin, şiddet, hoşgörüsüzlük, kısacası her türlü olumsuzluğun birarada bulunduğu bir ortam meydana gelir.
İnsanlar akılsızlıkları nedeniyle Allah'ın kudretini takdir edemez ve bundan dolayı Allah'tan korkmazlar.
Allah'tan kormayan insanların oluşturduğu toplumlarda da her türlü suç işlenebilir.
İnsanlar rahatlıkla başka kişileri öldürebilir, haklarına tecavüz edebilir, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçlara yönelebilirler.
İçlerinde merhamet ve şefkat hisleri köreldiği için her türlü caniliği yapabilirler.

İşte bunlar da akılsızlığın insanlara dünyada getirdiği zararların kısa bir özetidir.
Bu nedenle akılsızlık, bir insanın önemsemeyeceği ve razı olabileceği bir durum değildir.
Her insan aklı örten engelleri düşünmeli, bunlardan sıyrılmak için elinden gelen tüm gayreti sarf etmeli ve aklın dünyada ve ahirette kazandıracağı nimetlerin güzelliğini yaşamalıdır...
 

Marian

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Ara 2011
Mesajlar
46
Tepkime puanı
11
Kutsal Kitabımız Kur'an'a yaklaşım,Kur'an'ı okuma ve anlamada
nasıl bir metod izlenmelidir?
Bu konuda bir metodoloji sunan ve benimde hoşuma giden
Japon düşünce tarihçisi ve Filozofu,müslüman alim
Tohıhıko Izutso'nun metodunu paylaşmak istedim.
Toshıhıko'ya göre Kur'an kitabına yaklaşım tarzı şöyle
olmalıdır:
1-Kur'an-ı Kerim önyargısız ve objektif olarak
okunmalıdır.
2-Kur'an,insanların kendi dogrularını onaylayan
bir noter degildir.İnsanın uyması gereken esasları
ifade eder.
3-Kur'an'ı, yine Kur'an ile anlamak,tefsir etmek
lazımdır.Çıkartılan hükümler Kur'an-ı Kerim'in genel
muhtevasına aykırı olamaz.
 

JoKeR-23

Banlı Kullanıcı
Katılım
1 Ara 2011
Mesajlar
124
Tepkime puanı
12
Psi sana açıkça söylüyorum bunları senin aklına getiren ve Allah'tan soğutan Seytan'dır aynısı banada yapıyor sakın onu dinleme sakın Şeytan'ın saldırısı psikolojiktir fakat güçlüdür ;)
 

ali42

Kayıtlı Üye
Katılım
29 May 2009
Mesajlar
62
Tepkime puanı
20
Konum
konya
İş
Tarih Öğretmeni
Benim nacizane düşüncem,bu dünya bir sınav dünyasıdır,onun için sabretmek ve şükretmemiz gerekiyor;çünkü bu dünyadaki yaşantımızın sonuçları öteki dünyada bize iyi veya kötü olarak dönecek ve asıl yaşamımız başlayacaktır.
 

dansoz

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2011
Mesajlar
13
Tepkime puanı
2
Güzel cevaplar gelmiş. Ben de bir ayetle katılayım.

Olur ki hoşlanmadığınız şey sizin iyiliğinizedir ve yine olur ki sevdiğiniz bir şey sizin kötülüğünüzedir. Siz bilmezsiniz Allah bilir.” (Bakara 216)

Biz gerçekten bilmiyoruz, tahmin yürütüyoruz, yargılıyoruz, kızıyoruz.

Bir de ayetle destekleyemediğim kendi fikrim, günah denen şeyin bedelini dünyada yalnızca yapan değil, ardından gelen nesiller ödüyor. Kötü enerji, kötü laf, kötü düşünce dalga dalga yayılıyor bir yere çarpana kadar. Ettiğimiz beddua hedefine degil, yakınlarına bir yere ulaşabiliyor. Öyle gözlemliyorum, ama tekrar Siz bilmezsiniz Allah bilir.
 

iwise

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ocak 2011
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Ne gerek var bu kadar acıya? Sınavdan geçiyoruz.. Ne gerek var sınava? Ne olacak yani futbol maçı gibi kim kazanacak hesabı var ve nasıl diye soruyor herkes kimse neden diye sormuyor? Neden insanoğlu bu kadar acıyı çekmek zorunda bırakılmış?Neden insan yaratılmış? Seytan neden yaratılmış? Nedne başka bir şey şekil veya varlık... Iyilik böylemi öğretiliyor? ceza sistemiyle..Ben yaratana inanıyorum ama dinler kurallar bana mantıklı gelmiyor. Bizim iyiliğimize bizi kötülüğümüze demiş üstteki üye doğrudur belki ama ne gerek vardı bunca şeye?Bunuda bilemeyiz dimi.. Iyi olursak cennete gideceğiz, kurallara uyarsak tanrı bu sistemi neden yarattı sonunda ona ne faydası var? "Ol" dediği zaman olan var eden yüce bir güç buna neden gerek duyuyor? Benim merak ettiğim bu..
 
Üst