Kum ya da Suyu Titreştirerek, Sesleri Görüntüleme- Video

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Konuşmanın Türkçesi videonun altındadır.

[video=youtube;CsjV1gjBMbQ]http://www.youtube.com/watch?v=CsjV1gjBMbQ[/video]

Ben yaratıcı bir teknoloji uzmanıyım ve çalışmalarım amme hizmetleri üzerine. Tutkularımdan biri de doğayı keşfetme fikri ve doğa içindeki saklı veriyi bulma çabası. Bence etrafımızdaki her yerde örtülü bir potansiyel var. Her şey bize bir veri veriyor, ses ya da koku ya da titreşim. Ve çalışmalarımla bunları toplayıp ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Ve böylece bu uğraş beni dalgamatik adlı bir konuya götürdü. Pekala, dalgamatik kum ya da su gibi bir ortamı titreştirerek sesleri görüntüleme süreci, burada gördüğünüz gibi.

Dalgamatiğin tarihçesine hızlıca bakacak olursak, rezonans gözlemleri ile başlıyor, Da Vinci, Galileo, İngiliz bilim adamı Robert Hook, ve daha sonra Ernest Chladni. Ernest şöyle bir deney yaptı: şu anda sağda gördüğünüz Chladni desenlerini görmek için metal bir plakanın üstünü kumla kapladı ve yayla titreştirdi .

Bundan sonra bu alan 1970'lerde Hans Jenny adlı bir beyefendi tarafından incelendi. Ve siyamatik terimini o buldu. Ve günümüze gelirsek, benim iş arkadaşım ve siyamatik uzmanı, John Stewart Reed. O bizler için Chladni deneyini tekrarladı. Burada gördüğümüz metal bir plaka, ses sürücüsüne bağlanmış ve frekans üretici tarafından besleniyor. Frekanslar arttıkça, plaka üzerindeki desenlerin karmaşıklığı da artıyor. Burada gördüğünüz gibi.

Beni heyecanlandıran şey ne peki? Benim için siyamatik neredeyse sihirli bir alet. Sanki gizli bir dünyanın aynası. Çeşitli yöntemlerle, siyamatiği görünmeyen şeylerin içeriğini ortaya çıkarmak için kullanabiliriz. Burada gördüğünüz simaskop gibi aletler, siyamatik desenleri bilimsel olarak gözlemlemek için kullanılıyor. Bilimsel uygulamaların listesi de her gün büyüyor.

Mesela, oşinografide, yunusların yaydığı sonar ışınlar görüntülenerek yunus balığı dili sözlüğü oluşturulmuş. Ve inşaallah ileride yunusların birbirleri ile olan iletişimini biraz daha derinlemesine anlayabileceğiz. Siyamatiği şifa ve eğitim amaçlı da kullanabiliriz. Bu düzenek öğrencilerle birlikte geliştirilmiş. Düzenek öğrencilerin ellerini algılayabiliyor. Bu da onların siyamatik desenleri ve yansımalarını kontrol edebilmelerini sağlıyor. Siyamatiği ayrıca güzel doğal bir sanat şekli olarak da kullanabiliriz.

Bu resim Beethoven'in dokuzuncu senfonisinden kısa bir parçayı siyamatik aletle çalarak elde edildi. Üstündeki şeyleri birazcık evirip çeviriyor bu şey. Burada da Pink Floyd'un "Machine" parçası simaskop kullanarak oynatılıyor. Siyamatiği ayrıca doğanın bir aynası olarak kullanabiliriz. Ve doğadaki birçok yaygın şekilleri tekrar oluşturabiliriz. Mesela, solda bir kar tanesinin doğada bulunabileceği bir şeklini görüyorsunuz. Sağda ise siyamatik kullanılarak üretilmiş yapay bir kar tanesi var. Bu da denizyıldızı ve siyamatik bir denizyıldızı. Bunlardan binlerce var.

Peki tüm bunlar be anlama geliyor? Keşfedilecek daha çok şey var. Şu an işin başlarındayız. Bu alanda çalışan çok fazla insan yok. Fakat bir anlığına sesin bir şeklinin olduğunu düşünün. Ve sesin maddeyi etkileyebileceğini ve madde içinde şekiller oluşturabileceğini gördük. Biraz daha ileri gidin ve kainatın oluşumunu düşünün. Kainat oluşurken ortaya çıkan sesi düşünün. Bunun üzerine biraz kafa yorarsak belki de siyamatiğin kainatın oluşumunda bir etkisi olduğunu söyleyebiliriz.

Burada da gözü okşayan resimler var, dünyanın her yerinde bilim adamları ve sanatçılar tarafından yapılmışlar. Ve siyamatiğe herkes ulaşabilir. Ve buradaki herkesin tutkularını ve bilgilerini ve yeteneklerini siyamatik gibi alanlara uygulamasını istiyorum. Ve bence topluca küresel bir topluluk oluşturabiliriz. Birbirimize ilham verebiliriz. Ve bu görünmeyen şeylerin içini keşfetme işini ilerletebiliriz.

Çeviri: Abdülkadir Inel
 
Üst