Kayıp uygarlıklar ve kayıp sırlar

Yazgıt

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Ocak 2023
Mesajlar
193
Tepkime puanı
191
Alıntıdır Ergün Candanın ezoterizme giriş kitabından.

“Bizim bilmediğimiz bazı sırlara eskilerin vakıf olduklarını kabul etmek zorundayız.”

Bu sözler 20. Yüzyılın önemli bilimadamı olan Einstein’a aittir. Evet… İster kabul edelim ister etmeyelim ancak tarihin geçmiş devirlerine doğru uzandıkça eskilerin bizim bilmediğimiz sırlara sahip olduklarını görüyoruz.
Böylelikle Einstein’ın bu konuda da haklı çıktığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Kimdi bu eskiler? Bu eski insanlar ATATÜRK’ün de izlerine rastladığı Mu ve Atlantisli bilgelerdi.

Mu ve Atlantisliler’in, maddi ve manevi alanda son derece ileri seviyede bilgilere sahip oldukları, günümüze kadar gelen yazılı belgelerde kendini göstermektedir.

Örneğin, M.S. 8. yüzyılda Mahavira’yı yazan Bhavabonti’nin anlattıkları bu sırların Hint’tin sakladığı sırlarda açıkça bilindiğini gösterir. Günümüze kadar gelebilen bu belgede şunlar yazılıdır: “Kutsal bilimin sırları ancak inisiyelerce malumdur. Binlerce yıldan beri ermişler, Brahma ve başkaları, bunları gördüler ve öğrendiler. Kriçaçva, Mu Bilim Rahipleri’nin gizli bilimlerinin bütün sırlarını açıklamıştı. Bana da bunları Viçvamitra söyledi.”

Gene Mahavira’nın beşinci bölümünde, Puşpaka denilen bir çeşit hava taşıt aracıyla, insanların taşındığı anlatılır. Ayrıca bu hava taşıt araçlarının, gece seferlerini yaparken birer yıldız gibi parladıkları belirtilmektedir. Öte yandan, Hint Yogasutrası, Aiçvaryalar’dan söz eder. Aiçvarya, bir insanın sahip olduğu halde kullanmasını bilemediği yeteneklerini öğretme bilimidir.

Yogasutra, aşağıda yazılı olan bilim türlerinin Naakaller’den, yani MU’da hem rahip hem de bilgin sıfatıyla yaşayan bir sınıftan (Mu Bilim Rahipleri’nden) alınmış olduğunu yazar. Hint Aiçvaryalar’ı yedi bölüm halindedir:

1. Amma: Düşünce gücüyle maddeleri ufaltıp büyütebilmek. Maddeler üzerinde çeşitli etkilerde bulunmak. (Telekinezi)
2. Lghima: Cisimleri hafifletmek ve havada durdurabilmek. (Levitasyon)
3. Prapte: Zaman sınırlarını aşarak, çeşitli yerlere ulaşmak ve düşünce nakli. (Astral Seyehat ve Telepati)
4. Prakamya: İrade yolu ile, gaz, sıvı ve katı cisimler arasından geçebilmek.
5. İçitritva: Maddelerin özelliklerini değiştirme. (Alşimi - Simya)
6. Sohtart: Kendi bedenine ikinci bir ruh sokabilmek. (Medyomluk)
7. Atartvaç: Görünmez olabilmek. (Demateryalizasyon) şu küçük alıntıdan bile, bir zamanlar ne denli inanılmaz bilgilerle insanların yetiştirildikleri ortaya çıkmaktadır.

Günümüz Parapsikoloji Bilimi’nin ilgilendiği bu çalışmalara verilen isimleri, ben de size parantezlerle yukarda aktarmaya çalıştım. Bu bilimleri öğreten, “Mu Bilim Rahipleri”nin ne denli bir kudrete sahip olduklarını hayal etmek bile, insanın içini ürpertmeye yetmektedir…

Daha sonra okyanusun sularına gömülen bu uygarlıklar, batmadan önce kendi kültürlerini çevre kıtalara yaymışlardı. Orta Amerika’ya, Orta Asya’ya ve Afrika Kıtası’nın Kuzey Bölgesi’ne yani Mısır’a yaptıkları yoğun göçlerle, ellerinde bulundurdukları sırları bu bölgede yaşayanlara da aktarmışlar ve onları, gerek bilim alanında gerekse din alanında eğitmişlerdi.
Mu ve Atlantis Uygarlıkları’nı Gösteren. Bu Haritanın Orjinali Atatürk’ün Araştırmış Olduğu Churchvard’ın Kitaplarında Bulunmaktadır
 

fuumaster

Kayıtlı Üye
Katılım
8 Tem 2023
Mesajlar
16
Tepkime puanı
17
Hepsi gerçek bence. Kurandada belirtiyor helak edilen uygarlıklar.
Kesin olan şu ki Allah birbiirnden çok farklı madee veya bizim amna diyebileceğimiz farklı alemlar yaratmış ve herbirine ayrı ayrı onlarca peugamberler gödnermiştir. Gönderdiği pegemberler aracılığı ile hak olan, allah yolunda kullanılması şart olan günümüz itibarıile bizim havas, remil vesaire siimler verdiğimiz ilimler, insanlıkla ilgili farklı elimler ve teknolojiler bahşetmiştir insanlığa. günmüze gelen kalıntıları illaki olacaktır. Ben tüm bunların önmelil bir kısmının allahın insnalığa bahşetmiş olduğu ilimlerr ve yanda ilbette şeytani ilmiler olduğnu düşünüyorum. Peygamberler muzice gösteririler. mucize peygamber tarafından göterildikten sonra Allah dostları tarafından keramet olarakta gösterilmeye devam eder. Örneğin anlatıalrda geçen Hz isa aleyhisselamın ölüleri mezardan kaldırıp diirlttiğidir. Farklı anlatıalrda farklı şekilde geçsede aslen isa aleyhisselam mezardaki ile ile konuşup, kendine allahın peygamberi olduğuna inanmalarını sağlayıp, bu inanları diriltmesidir. tabi bu analdığımzı şekilde değil tam alarak. kendine inanları diriltip akrabaları ile , hayatında önemli yer olan kişilerle tanıdıkları ile konuşup, hellalleştikten sorna yine mezarlarına girmişlerdir diriilttiikleri isa aleyhisselamın. isa aleyhisselamnı bu muzicesi sonralarında tasavvufta geçen bilgiye göre Seyyid Abdulkadir geylani hazretleri tarafından uygulanmış. inenmeyanların allah iman etmeleri karşılığı akrabaları, hellalleşmesi gereken yada konuşması gereken baız insanlar ile mesarı başıdna konuşması, hellaleşmeis sonrası yenidne mesarlarına girerek bu defa inanan, iman etmiş olarak kabre girmelerinden mevcuttur.

allahın verdiiği ilimlerin vede şeytann ( kara büyü vesaire ) ilminin kalıntılarının rastlanamsı kadar doğal bişi yok bence. Tamda aynı neden ile ( Kuran haricindeki kitapların tahrip olmasına aslını yitirmesine ragmen ) 4 büyük kitapta ki bazı ayetlerin de paralel olduğu hatat bazen birebir aynı şeyi söyleyip analttığını görebiliriz. Ben şahsen böyle düşünüyorum.
 
Üst