İyi iletişim doğru ses tonundan geçer....

Zeyna

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ocak 2009
Mesajlar
330
Tepkime puanı
60
Konum
İstanbul
İş
yönetici
Ses tonunu doğru kullanma hem sosyal hayatta hem de iş hatayında oldukça önemli. Bu yüzden işinde başarılı olmak isteyen yöneticiler ses eğitimi derslerine katılıyor. İş hayatında kullanılan ses tonu ve beden dili hem ilişkiler de hem de toplantılarda büyük önem taşıyor. Yöneticilerin özellikle dikkat etmesi gereken bu unsurlar çalışanlarıyla daha iyi iletişim kurmalarını ve kendilerini daha iyi dinletebilmelerini sağlıyor. Bir grubu, kitleyi etkilemek için en önemli şey, güzel bir sese sahip olmak, cümleleri akıcı ve rahat bir şekilde söylemek, konuşamalar arasında duraksamadan istenilen şeyi ifade edebilmek ve beden dilini etkili kullanmak. Böylece konuşmacı kendine bir alan yaratmış oluyor ve bu alanla karşısındaki kişiyi ikna ediyor. Bazı kuruluşlar bu konuda güzel konuşma, beden dili, şan ve fonetik eğitimleri veriyor.

“Sesin rengi, tonalitesi çok önemli. Önce görsel olarak birinden etkileniriz. Seminer, konferans ya da iş toplantısında bir gruba hitap edeceksiniz mesela. En güzel takım elbiseyi giymiş olabilirsiniz, en pahalı ayakkabıları almış olabilirsiniz. Ama ağzınızı açtığınız an kulağa hoş gelmeyen bir ses çıkarsa bütün imajınız paramparça olur.
Doğaçlamalar ve dramatik çalışmalarla kişinin kendine güvenmesi sağlanıyor. Mesleki konumlarına ait söylemler, metinler ya da serbest konuşma şeklinde çalışmalar yapılıyor. Metinler köşe yazıları, şiir veya öykü çalışılabiliyor. Kişinin kendi getireceği konular da olabiliyor. Mesela yapması gereken bir sunumu varsa ya da toplantıda okuyacağı bir metin, bunlar da çalışılıyor. Temel eğitim ve bilgileri verildikten sonra kişinin ihtiyacı üzerine çalışılıyor. Kişinin iş hayatında hiç beklemediği durumlarla karşılaştığında kendini rahat bir şekilde dışa vurabilmesi için de uygulamalar var. “Her meslek kişiyi kendi kalıbına sokar. Doktor, bankacı, iş adamı, denizci başka bir kalıptadır, işi onu şekillendirir. Kendi doğallığınıza ne kadar çok dönerseniz o kadar kendinize güveniniz geliyor ve rahat pozisyona geçiyorsunuz.”

Çalışma hayatında spontan hareketler çok etkileyicidir. Spontan olmak birikim meselesidir: “Ben spontan olacağım diye toplantının ortasında su bardağını yere düşürmek olmaz. O anda içinde bulunduğunuz toplantının en yoğun anında spontan bir sıçrayış yapabilirsiniz bir cümleyle. Sesinizin bir tonuyla, birdenbire dikkati üzerinize çekebilir, odak haline gelebilirsiniz.”

Otoriter ses tonu çalışanı kaçırır.

Yöneticilerin çalışanlarıyla astlarıyla sürekli otoriter bir ses tonuyla konuşması çalışanı kaçırmaya başlıyor. Tek ton konuşmak astların kendini geriye çekmesine, sadece gerekli oldukları zaman öne çıkmalarına neden oluyor. Ortak bir çalışma yapılmak isteniyorsa insani ilişkiler öne çıkıyor ve bu tip konuşma da birlikte çalışmayı zorlaştırıyor. Yöneticinin konuşurken zaman zaman moral verici olması gerekiyor. Tabii arkadaşça ilişki de bir yere kadar. O da hiyerarşiyi etkileyebiliyor. Bir yöneticinin ne zaman arkadaşça yaklaşacağı, ne zaman tatlı sert bir otorite kullanacağı, ne zaman yüreklendirerek konuşacağı çok önemli. Çalışanlarla olan ilişkilerde serinkanlı olmak gerekir, yöneticinin benmerkezci olmasıyla ilişkilerin bozulacaktır. “Yöneticiler bunları yapamıyorlar. Çünkü güvensizlik meselesi var, kendine güvensizlik. Davranışta, konuşma şeklinde, kelimelerin seçiminde, cümle yapısında belli bir takım güvensizlikler olduğu için nasıl davranması gerektiğini, elini kolunu nereye nasıl koyması gerektiğini, ayakta nasıl durması gerektiğini bilmiyorlar. Böyle olunca da karşısındakini etkileyemiyor. İçten olunca ister istemez herşeyi elde ediyorsunuz. Bütün bu içtenliğinizi yalın, sağduyulu, serin bir şekilde laubali olmadan ortaya koyarsanız karşınızdakini etkilersiniz.”

Beden dilinin de iletişimde önemi çok büyük. Göz teması mesela. Yöneticilerin gözlerin içine bakılmalı , elin kolun rahat bırakılması ve söyleneceklerin göz teması kurularak söylenmesi gerekir.

Gözlerinizle salonu tarayın
Monoton bir konuşmada ses hep aynı tonda devam ediyor, aynı yerde başlayıp bitiyor. Böyle bir konuşmacıyı 4-5 cümle sonra kimse dinlemiyor. Söylenenler ne kadar önemli olursa olsun tekdüze bir tonla anlatılan şeyler dikkat çekmiyor. Bu nedenle can alıcı cümlelerin can alıcı bir şekilde söylenmesi gerekiyor. Konuşma metninin seyirciye geçirilmesi için konuşmayı yapan kişinin izleyiciyi kendi üzerinde odaklaması lazım. Bu da beden diliyle, duruşla, salona hakimiyetle oluyor. Gözlerle salonu taramak “beni dinler misiniz, burada size önemli şeyler anlatıyorum” anlamına geliyor. Konuşmanın belli yerlerinde sesi yükselterek, bazı yerleri hızlı konuşarak, bazı yerleri tek tek anlatarak, durarak hatta heceleyerek anlatmak izleyicinin sürekli takipte kalmasını sağlıyor.



Sunum ya da konuşma sırasında sahneyi gezmek etkili olabilir.

Harflerin telaffuzu konuşmada en çok yapılan hatayken beden dilinde en sık yapılan hata ise elin kolun kullanılması ve göz teması. Elin kolun nereye konulacağına odaklanılırsa kollar kişiye batıyor. Bunun yerine anlatılacak konuya odaklanılırsa eller konuşmacıya destek olarak açıklayıcı bir şekilde yardımcı oluyor. Beden dili ne konuştuğunuza bağlı farklı hareketler yapıldığında göze batarsınız.

Politikada hitabetin çok önemli , bu alanda yer alanların sorunlarının çok ağır olduğunu söylüyor: “Aşırı güvensizlik, bedenini taşıyamamak, aşırı utangaçlık var. Kendi mahallelerinde son derece özgür ve cevval kişiler. Mahallenin dışına çıktıklarında çok tutuklar. Politikacıların her yerde kendini ifade etmesi, insanları etkilemesi lazım.”

Alıntı
 
Ü

Üye silindi 56746

Beni heyecanlandıran bir konudan bahsederken sesimi mümkünü yok ayarlayamıyorum, resmen bağıra çağıra konuşuyorum. Halbuki o an anlattığım olay benim için öyle önemli ki; sesim o önemi bastırıyor :confused: dinleyenin de beni pek anlayabildiğini sanmıyorum. konuşurken karşınızdakini yormayın.
 

berksurucu

Banlı Kullanıcı
Katılım
3 Haz 2009
Mesajlar
356
Tepkime puanı
968
Konum
Güzel İzmir
Ses tonuna bayılınan bir insan olarak kesinlikle katıldığım bir konudur.

?

Hanımefendilerin yalancısıyım.
 
Ü

Üye silindi 58480

10 yıldır profesyonel turist rehberliği ve Emitt gibi turizm fuarlarında ve seminerlerde açılış ve sunum konuşmaları yapan biri olarak,
Doğaçlamalar ve dramatik çalışmalarla kişinin kendine güvenmesi sağlanıyor.

Şu ifadeye tamamen katılıyorum. Bi kere içinizde bunun ya bir yansıması bir esması olacak.
Ses eğitimi almak tabi ki çok önemli. Nefes eğitimi de. Öğrenme her zaman taklidi başlar. Bu kanundur. Ayna nöronlarınız için kalıp çıkarmak zorundasınızdır çünkü.

Ama zamanla işinizi sevmezseniz, özgünleşemezsiniz, bir salondaki 200 kişinin, ya da bir otobüsteki 50 kişinin kollektif enerjisini emmekten zevk alamazsınız, o enerjiyi yine onlara karşı pozitif bir kendisellik yorumunuzla yansıtamazsınız. Bu ses egitimi ile olmaz.

Bu iletişimden sorumlu boğaz çakranızın bir rekleksidir cunku.
Yani ses eğitimi okey. Ama içinizdeki kollektif enerjiyi toplayacabilecek bir reflex te geliştirmek gerek.

İşin sırrı şu. Ses eğitimi alamak yerine iletişim becerilerinizi geliştirmeye kafa yorarsanız zamanla sesinizi ve tonlamalarınızı zaten toparlarsınız.
Cem Yılmaz sadece iletişiyor. Ama ses eğitimi alan biri sizi ekrana bağlayamaz. Iletisim olusmaz.
 

İbisu

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Eyl 2019
Mesajlar
352
Tepkime puanı
382
10 yıldır profesyonel turist rehberliği ve Emitt gibi turizm fuarlarında ve seminerlerde açılış ve sunum konuşmaları yapan biri olarak,


Şu ifadeye tamamen katılıyorum. Bi kere içinizde bunun ya bir yansıması bir esması olacak.
Ses eğitimi almak tabi ki çok önemli. Nefes eğitimi de. Öğrenme her zaman taklidi başlar. Bu kanundur. Ayna nöronlarınız için kalıp çıkarmak zorundasınızdır çünkü.

Ama zamanla işinizi sevmezseniz, özgünleşemezsiniz, bir salondaki 200 kişinin, ya da bir otobüsteki 50 kişinin kollektif enerjisini emmekten zevk alamazsınız, o enerjiyi yine onlara karşı pozitif bir kendisellik yorumunuzla yansıtamazsınız. Bu ses egitimi ile olmaz.

Bu iletişimden sorumlu boğaz çakranızın bir rekleksidir cunku.
Yani ses eğitimi okey. Ama içinizdeki kollektif enerjiyi toplayacabilecek bir reflex te geliştirmek gerek.

İşin sırrı şu. Ses eğitimi alamak yerine iletişim becerilerinizi geliştirmeye kafa yorarsanız zamanla sesinizi ve tonlamalarınızı zaten toparlarsınız.
Cem Yılmaz sadece iletişiyor. Ama ses eğitimi alan biri sizi ekrana bağlayamaz. Iletisim olusmaz.
cem yılmaz büyü kullanıyor sanki bana öyle geldi
 
Ü

Üye silindi 56746

cem yılmaz büyü kullanıyor sanki bana öyle geldi

cem yılmaz oldukça popüler biri, illa ki kullandığı bir yöntem vardır ama yeteneğini daha verimli kullanabilmek içindir o; sonuçta olmayanı olduramazsınız. adam akıllı, zeki, esprili, çekici...

büyü değil de kendini koruma altına alıyor olabilir, "ünlülere nazar, büyü işlemiyor mu?" tarzında bir konuya denk gelmiştim forumda.
 
Ü

Üye silindi 58480

cem yılmaz büyü kullanıyor sanki bana öyle geldi

Zannetmiyorum. Daha 20 yasindayken sahne aliyormus. videolari var. Onunki dogustandir.
Ayriyetten onun kimyasinda kendini eglendirmek ve bunun reaksiyonu uzerinden kitleyi etkilemek var.

Ata Demirer mesela birini eglendirme kasti ile hareket ederek gulduruyor. Ise yariyor ever. Cem Yilmazin gosterileri sonradan bile istene yeniden izleniyor.

Mesela yilda 2 kere bunu izlerim :

 

İbisu

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Eyl 2019
Mesajlar
352
Tepkime puanı
382
2. kez fail bilemiyorum insanlar aşırı gülüyormuş gibi geldi bazı videolarını izledim de müzik korosu var ve korodaki insanlar neredeyse gereksiz diyebileceğim yerde gülüyor ben de gülüyorum :)
 

Anestezi96

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Ağu 2019
Mesajlar
11
Tepkime puanı
13
2. kez fail bilemiyorum insanlar aşırı gülüyormuş gibi geldi bazı videolarını izledim de müzik korosu var ve korodaki insanlar neredeyse gereksiz diyebileceğim yerde gülüyor ben de gülüyorum :)
Bu da bir yöntem aslında malum gülmek bulaşıcıdır bununla alakalı bir çok güzel deneysel video var deney olduğunu bilmene rağmen gülüyorsun :) zeki bir insan olduğunu sanırım herkes kabul edebilir ama benim gibi bel altı esprileri sevmeyen insanlar için kesinlikle yeteri derecede komik değil.
 

ruhname

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Eki 2012
Mesajlar
557
Tepkime puanı
152
Kötü ses yok eğitilmemiş, kullanılması bilinmeyen sesler var deniliyor malumunuz. Ee peki neler yapalım da sesimizi kullanalım derseniz diksiyon ve şan eğitimi alabilirsiniz herşey de olduğu gibi bu da maddi imkanlar nispetinde gerçekleşebiliyor ne yazık ki. :/
 
Ü

Üye silindi 58480


Su video faydali olabilir. Son derece egitici ve benim daha youtuberlarin burahlasici bilgileri etrafta yokken kesvettigim bi video.
Eski tarz TRT dinginligi ile hazirlanmis
 
Ü

Üye silindi 56746

ben de bu kanalı tavsiye ediyorum, videolar kısa kısa ve anlatım bozuklukları, doğru bilinen yanlışlar gibi konulara da değiniyor. benim gibi uzun videolardan çabuk sıkılanlar için birebir(y)

 
Ü

Üye silindi 58480

Bir şehzade eğitimi yöntemi vereyim :
Padişah karizması garantili.

Tekerleme söyleyin. Skill levelinizi arttırdıkça günlük konuşmalarınız da rahatlayacak. Garip bir sökülme ve akışkanlık oluşacak.
Ayağınıza 5 kiloluk ağırlık bağlayıp 5 dk yürüyüp, sonra onlardan kurtulunca nasıl ki depar atasınız geliyorsa, tekerleme öğrendikçe de konuşmalarınız ayni sekilde güzelleşecek.


Boşuna türetilmedi bu tekerlemeler :
Hadi başlayın, 1 haftaya etkisi oluşmaya başlar :

Şu köşe yaz köşesi, bu köşe kış köşesi, ortada su şişesi.
Nankör nalbant nalları nallamalı mı, nallamamalı mı?
Şu köşe yaz köşesi, bu köşe kış köşesi, ortada su şişesi.
Üçüncü üçkâğıtçı, üçetek üçleşerek üçteker arabayla süzüm süzüm süzülen süzgeçleri süzdü.

Internette her harf icin bir tekerleme var ? ?
 
Üst