Gerçekten burada bu kadar rüyayı yorumlamak zor iş.. Sayın Nefertiti'nin yorumlanmış bir rüyaya tekrar yorum isteme isteğine dair verdiği cevabı okuyunca anladım.
Bizler, etten kemikten oluşan insanlar böyleyizdir işte. Ben de dahil olmak üzere rüyalarımızın bizim istediğimiz şekilde yorumlanmasını, fallarımıza bakan kişinin duymak istediklerimizi söylemesini isteriz. Ya da yıldız haritamıza bakıldığında şunları duymak isteriz: "Vavv..Bu harika bir harita. Transitleriniz çok olumlu. Geçmişte çok sıkıntı olmuş. Mars bilmem kaç derece açıyla size olumsuz etki yapmış. Ama şimdi Jüpiter 180 derece ile bilmem kaçıncı evinize girmiş.. Ama durun. Siz çok önemli biri olacaksınız. Medyada çok tanınacaksınız. Aşk hayatınızda çok beğenileceksiniz..." vs. vs..Veya rüya yorumu bekleyen bizler, kafamızda KENDİMİZE BİÇTİĞİMİZ DEĞERİN KARŞIDAKİ KİŞİ TARAFINFAN DA ONAYLANMASINI İSTERİZ. Bunun adı da bir nev'i terapi olmuş olur. Neden? Neden mi? Çünkü bizler güdülerimizin tatmin edilmesini, beğenilmeyi ve ÖZEL HİSSEDİLMEYİ bekleriz. Eğer sevdiğimiz insan beklediğimiz ilgiyi bize vermemişse veya iş yaşantımız, parasal durumumuz olumsuzsa, astrolojiye, "bana büyü mü yapıldı acaba?"lara, "rüyamda ak sakallı dede geldi bilmem nereme dokundu bu ne demek acaba?"lara, kahve fallarına giden bir yola girmiş oluruz. Ancak....
Belirteyim ki ben dışarıdan türlü dualarla, ters kaşık batıırmalarla vs. oluşabilecek eylemsel büyüye inanmam. Düşünsel büyüye ise (daha doğrusu, negatif frekansla birinin sizi anmasına) belki inanabilirim.
Fal ve rüya yorumuna gelince..
Ruh olan Yaratıcı, kendi ruhunu, bazı insanların içsel benliğine girerek ifade edebilir diye düşünüyorum. Zaman, mekan ve maddenin dışında olan Tanrı, eylemini bitirmiş ve eyleminin sonucu olan eserini izliyordur. Ama bu demek değildir ki zamanın akışına müdahale edemeyecektir. Kritik nokta da burada başlamaktadır. Ve seçimlik bir alan yaratmış olabilir. Her şeyi "olaslıklar" olarak insanın önüne getirmiş de olabilir. İşte yukarıda da bahsettiğim gibi O'nun için her şey yaşanmış ve bitmiştir. Burada gördüğümüz rüya da istediğimiz yorum da on milyarlarca yıl önce O'nun tarafından düşünülmüştür. Ve içinde yaşadığımız şu an dilimi de onun için bitmiş ama bizim için devam eden bir süreçtir. İnsan hafsalasını zorlamaktadır bu durum. Tanrı'nın ruhu, (zamanın dışından zamanın içini gördüğü için) bir kişiye bir zaman sonra ne ya da neler olacağını da bilir. Onun için bu çok kolaydır. Ama dediğim gibi seçimlik alan, olasılıklar denizi alternatifini de var saymak koşuluyla. Sonuçta bu denizi de Yaratan, O'dur.
RUH, o kadar olağan üstü bir enerji kabiliyetine sahiptir ki bunu aciz ve insan denen bir canlıya nasıl ve hangi dille anlatabilir? Elbette ki yine kendisi gibi bir insan aracılığıyla. Ve sonuçta, zamanın dışından zamanın içini görerek konuşan (yani fala bakan ya da rüya yorumlayan) kişi, aslında nesnel olarak o kişi değildir. TANRI'nın kendisidir.
Not: Bunlar kişisel görüşlerimdir. Alıntı falan değildir. Yanılma payı da yüksek olabilir. Kimseyi etkilemek için de yazılmamıştır. Çünkü yarının ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bugün böyle düşünebilrim ama yarın ne düşünürüm bilinmez. Ancak mükemmel zeka bilebilir.
Sevgi ve saygıyla..
Bizler, etten kemikten oluşan insanlar böyleyizdir işte. Ben de dahil olmak üzere rüyalarımızın bizim istediğimiz şekilde yorumlanmasını, fallarımıza bakan kişinin duymak istediklerimizi söylemesini isteriz. Ya da yıldız haritamıza bakıldığında şunları duymak isteriz: "Vavv..Bu harika bir harita. Transitleriniz çok olumlu. Geçmişte çok sıkıntı olmuş. Mars bilmem kaç derece açıyla size olumsuz etki yapmış. Ama şimdi Jüpiter 180 derece ile bilmem kaçıncı evinize girmiş.. Ama durun. Siz çok önemli biri olacaksınız. Medyada çok tanınacaksınız. Aşk hayatınızda çok beğenileceksiniz..." vs. vs..Veya rüya yorumu bekleyen bizler, kafamızda KENDİMİZE BİÇTİĞİMİZ DEĞERİN KARŞIDAKİ KİŞİ TARAFINFAN DA ONAYLANMASINI İSTERİZ. Bunun adı da bir nev'i terapi olmuş olur. Neden? Neden mi? Çünkü bizler güdülerimizin tatmin edilmesini, beğenilmeyi ve ÖZEL HİSSEDİLMEYİ bekleriz. Eğer sevdiğimiz insan beklediğimiz ilgiyi bize vermemişse veya iş yaşantımız, parasal durumumuz olumsuzsa, astrolojiye, "bana büyü mü yapıldı acaba?"lara, "rüyamda ak sakallı dede geldi bilmem nereme dokundu bu ne demek acaba?"lara, kahve fallarına giden bir yola girmiş oluruz. Ancak....
Belirteyim ki ben dışarıdan türlü dualarla, ters kaşık batıırmalarla vs. oluşabilecek eylemsel büyüye inanmam. Düşünsel büyüye ise (daha doğrusu, negatif frekansla birinin sizi anmasına) belki inanabilirim.
Fal ve rüya yorumuna gelince..
Ruh olan Yaratıcı, kendi ruhunu, bazı insanların içsel benliğine girerek ifade edebilir diye düşünüyorum. Zaman, mekan ve maddenin dışında olan Tanrı, eylemini bitirmiş ve eyleminin sonucu olan eserini izliyordur. Ama bu demek değildir ki zamanın akışına müdahale edemeyecektir. Kritik nokta da burada başlamaktadır. Ve seçimlik bir alan yaratmış olabilir. Her şeyi "olaslıklar" olarak insanın önüne getirmiş de olabilir. İşte yukarıda da bahsettiğim gibi O'nun için her şey yaşanmış ve bitmiştir. Burada gördüğümüz rüya da istediğimiz yorum da on milyarlarca yıl önce O'nun tarafından düşünülmüştür. Ve içinde yaşadığımız şu an dilimi de onun için bitmiş ama bizim için devam eden bir süreçtir. İnsan hafsalasını zorlamaktadır bu durum. Tanrı'nın ruhu, (zamanın dışından zamanın içini gördüğü için) bir kişiye bir zaman sonra ne ya da neler olacağını da bilir. Onun için bu çok kolaydır. Ama dediğim gibi seçimlik alan, olasılıklar denizi alternatifini de var saymak koşuluyla. Sonuçta bu denizi de Yaratan, O'dur.
RUH, o kadar olağan üstü bir enerji kabiliyetine sahiptir ki bunu aciz ve insan denen bir canlıya nasıl ve hangi dille anlatabilir? Elbette ki yine kendisi gibi bir insan aracılığıyla. Ve sonuçta, zamanın dışından zamanın içini görerek konuşan (yani fala bakan ya da rüya yorumlayan) kişi, aslında nesnel olarak o kişi değildir. TANRI'nın kendisidir.
Not: Bunlar kişisel görüşlerimdir. Alıntı falan değildir. Yanılma payı da yüksek olabilir. Kimseyi etkilemek için de yazılmamıştır. Çünkü yarının ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bugün böyle düşünebilrim ama yarın ne düşünürüm bilinmez. Ancak mükemmel zeka bilebilir.
Sevgi ve saygıyla..