İblis ya da düşmüş melek soyu olduğumuzu nerden anlarız

Neo5

Kayıtlı Üye
Katılım
14 Mar 2021
Mesajlar
50
Tepkime puanı
13
Bununla ilgili yazıları okudum iblis soyundan gelince gerekli egitimler alabiliyormusuz ve güclerimiz varmış her 10 kişiden biride düşmüş melek kanı var diye okudum ne kadar doğru bilmiyorum ama kendimi bu konuda geliştirmek istiyorum ayrıca tanrıyla ilgili dusuncelerinizi merak ediyorum tabi yazmak isterseniz
 

business woman

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Kas 2018
Mesajlar
469
Tepkime puanı
644
Bu konuyu bi kaç saat önce okudum. Nette çok fazla bilgi yok mabette yazılanlar dışında da. Derin bi araştırması olan varsa bende çok memnun olurum .
 

fro'pi0n_

Kayıtlı Üye
Katılım
6 Haz 2021
Mesajlar
42
Tepkime puanı
34
İş
Cyber Security
+rez. Merak ettim şimdi
 

Hopee

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Şub 2016
Mesajlar
130
Tepkime puanı
8
Konum
Gökkuşağının bittiği yer
Ben okuduğum kaynaklara göre biraz bilgi vermeye çalışayım ancak öncelikle bilgilerimin yetkin olmadığını belirtmeliyim.

Kaynak (yani yaradan) kendini daha fazla deneyimleyebilmek adına yaşamı yaratmıştır. Yaradan kusursuzdur ve bu kusursuzluk halinden sıkıldığından bahsedilir. Melekoğulları ve yılanoğulları adı altında iki başlık var. Aktarmaya çalışıtığınız şeyler bunlar sanırım. Melekoğulları dediklerimiz kendini "başkalarına hizmet"'e adamış varlıklardır ve başkalarına hizmet ederek tanrıya hizmet etme yolunu seçmişlerdir (bu bir seçim değil de bir emir de olabilir tam emin değilim). Bir de yılanoğulları denilen varlıklar vardır ki sanırım sizin iblis soyu dediğiniz şey budur, onlar da kendine hizmet etme yoluyla tanrıya hizmet etmektedirler. Biri toplumun faydasını gözetirken diğeri kendi faydasını gözetir. Ancak Kaynak, Bir'dir. Dualite (ikilik) gereği iyiyi anlamlı kılan kötü, kötüyü anlamlandıran ise iyidir. Birbiri olmadan var olamazlar. Aslında iyi veya kötü yoktur, bunlara karanlık ve aydınlık desem daha doğru olur. İkisi de yaradana hizmet eder ancak yaradana hizmet aslen Başkasına Hizmet ile mümkündür. Kendine Hizmet ile evrimleşmek ve boyut atlamak Başkasına hizmet'e nazaran çok çok daha zor olsa da mümkündür ancak sadece belli bir boyuta kadar gerçekleşebilir. Kaynakla buluşmak ve Bir olmak için Başkasına Hizmet esastır.

Şimdi benim de ilk aşamada bu konularla ilgilenmeme sebep olan ve sizin de merak ettiğiniz konuya gireyim. "Güçler".
Hepimiz Yaradan'dan geldiğimiz için onun yeteneklerine ve muhteşemliğine sahibiz. Senin cümlelerinle "iblis veya melek soyu" ndan olmak bunun için bir ölçüt değil. Zaten önemli olan nerden geldiğin de değil. Şuanda ne olduğun.

Psişik güçler herkeste olduğu gibi sende de var. Yöneleceğin konuyu seçip gerekli çalışmaları yaptığında bunun bilinçli olarak farkında olacaksın zaten. Birinde gelişmeye başladığında ruhun diğerlerini de hatırlayacaktır. Ufak bir çalışmayla başla, ne olduğu önemli değil. Minicik bir şeyi bile başardığında (unutma mikroda nasılda makroda da öyledir) bunun mümkün olduğunu bileceksin.
Bir "psi-wheel"'i hareket ettirdiğinde bunu bir arabaya da yapaibleceğinden emin olabilirsin. Bu mümkün gözükmese de evrensel kanunlar bunu söylüyor.
Forumda bir süredir online değildim lakin geçmişten hatırladığım kadarıyla bu konuda sayısız makale ve kaynak var, göz atmanı öneririm.
Yaradanın ışığı üzerinizde olsun.
 

business woman

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Kas 2018
Mesajlar
469
Tepkime puanı
644
Ben okuduğum kaynaklara göre biraz bilgi vermeye çalışayım ancak öncelikle bilgilerimin yetkin olmadığını belirtmeliyim.

Kaynak (yani yaradan) kendini daha fazla deneyimleyebilmek adına yaşamı yaratmıştır. Yaradan kusursuzdur ve bu kusursuzluk halinden sıkıldığından bahsedilir. Melekoğulları ve yılanoğulları adı altında iki başlık var. Aktarmaya çalışıtığınız şeyler bunlar sanırım. Melekoğulları dediklerimiz kendini "başkalarına hizmet"'e adamış varlıklardır ve başkalarına hizmet ederek tanrıya hizmet etme yolunu seçmişlerdir (bu bir seçim değil de bir emir de olabilir tam emin değilim). Bir de yılanoğulları denilen varlıklar vardır ki sanırım sizin iblis soyu dediğiniz şey budur, onlar da kendine hizmet etme yoluyla tanrıya hizmet etmektedirler. Biri toplumun faydasını gözetirken diğeri kendi faydasını gözetir. Ancak Kaynak, Bir'dir. Dualite (ikilik) gereği iyiyi anlamlı kılan kötü, kötüyü anlamlandıran ise iyidir. Birbiri olmadan var olamazlar. Aslında iyi veya kötü yoktur, bunlara karanlık ve aydınlık desem daha doğru olur. İkisi de yaradana hizmet eder ancak yaradana hizmet aslen Başkasına Hizmet ile mümkündür. Kendine Hizmet ile evrimleşmek ve boyut atlamak Başkasına hizmet'e nazaran çok çok daha zor olsa da mümkündür ancak sadece belli bir boyuta kadar gerçekleşebilir. Kaynakla buluşmak ve Bir olmak için Başkasına Hizmet esastır.

Şimdi benim de ilk aşamada bu konularla ilgilenmeme sebep olan ve sizin de merak ettiğiniz konuya gireyim. "Güçler".
Hepimiz Yaradan'dan geldiğimiz için onun yeteneklerine ve muhteşemliğine sahibiz. Senin cümlelerinle "iblis veya melek soyu" ndan olmak bunun için bir ölçüt değil. Zaten önemli olan nerden geldiğin de değil. Şuanda ne olduğun.

Psişik güçler herkeste olduğu gibi sende de var. Yöneleceğin konuyu seçip gerekli çalışmaları yaptığında bunun bilinçli olarak farkında olacaksın zaten. Birinde gelişmeye başladığında ruhun diğerlerini de hatırlayacaktır. Ufak bir çalışmayla başla, ne olduğu önemli değil. Minicik bir şeyi bile başardığında (unutma mikroda nasılda makroda da öyledir) bunun mümkün olduğunu bileceksin.
Bir "psi-wheel"'i hareket ettirdiğinde bunu bir arabaya da yapaibleceğinden emin olabilirsin. Bu mümkün gözükmese de evrensel kanunlar bunu söylüyor.
Forumda bir süredir online değildim lakin geçmişten hatırladığım kadarıyla bu konuda sayısız makale ve kaynak var, göz atmanı öneririm.
Yaradanın ışığı üzerinizde olsun.
Merhaba hopee. Güzel bi yazıydı. Kendi adıma teşekkür ederim. Ama yine kendi adıma söylüyorum sorulan soru iştahımı kabartmışken beklediğim cevap bu muydu bilmiyorum 🤗 kusura bakma lütfen ..
 

Askanarch

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Kas 2018
Mesajlar
181
Tepkime puanı
153
İş
Arkeolog
Ben okuduğum kaynaklara göre biraz bilgi vermeye çalışayım ancak öncelikle bilgilerimin yetkin olmadığını belirtmeliyim.

Kaynak (yani yaradan) kendini daha fazla deneyimleyebilmek adına yaşamı yaratmıştır. Yaradan kusursuzdur ve bu kusursuzluk halinden sıkıldığından bahsedilir. Melekoğulları ve yılanoğulları adı altında iki başlık var. Aktarmaya çalışıtığınız şeyler bunlar sanırım. Melekoğulları dediklerimiz kendini "başkalarına hizmet"'e adamış varlıklardır ve başkalarına hizmet ederek tanrıya hizmet etme yolunu seçmişlerdir (bu bir seçim değil de bir emir de olabilir tam emin değilim). Bir de yılanoğulları denilen varlıklar vardır ki sanırım sizin iblis soyu dediğiniz şey budur, onlar da kendine hizmet etme yoluyla tanrıya hizmet etmektedirler. Biri toplumun faydasını gözetirken diğeri kendi faydasını gözetir. Ancak Kaynak, Bir'dir. Dualite (ikilik) gereği iyiyi anlamlı kılan kötü, kötüyü anlamlandıran ise iyidir. Birbiri olmadan var olamazlar. Aslında iyi veya kötü yoktur, bunlara karanlık ve aydınlık desem daha doğru olur. İkisi de yaradana hizmet eder ancak yaradana hizmet aslen Başkasına Hizmet ile mümkündür. Kendine Hizmet ile evrimleşmek ve boyut atlamak Başkasına hizmet'e nazaran çok çok daha zor olsa da mümkündür ancak sadece belli bir boyuta kadar gerçekleşebilir. Kaynakla buluşmak ve Bir olmak için Başkasına Hizmet esastır.

Şimdi benim de ilk aşamada bu konularla ilgilenmeme sebep olan ve sizin de merak ettiğiniz konuya gireyim. "Güçler".
Hepimiz Yaradan'dan geldiğimiz için onun yeteneklerine ve muhteşemliğine sahibiz. Senin cümlelerinle "iblis veya melek soyu" ndan olmak bunun için bir ölçüt değil. Zaten önemli olan nerden geldiğin de değil. Şuanda ne olduğun.

Psişik güçler herkeste olduğu gibi sende de var. Yöneleceğin konuyu seçip gerekli çalışmaları yaptığında bunun bilinçli olarak farkında olacaksın zaten. Birinde gelişmeye başladığında ruhun diğerlerini de hatırlayacaktır. Ufak bir çalışmayla başla, ne olduğu önemli değil. Minicik bir şeyi bile başardığında (unutma mikroda nasılda makroda da öyledir) bunun mümkün olduğunu bileceksin.
Bir "psi-wheel"'i hareket ettirdiğinde bunu bir arabaya da yapaibleceğinden emin olabilirsin. Bu mümkün gözükmese de evrensel kanunlar bunu söylüyor.
Forumda bir süredir online değildim lakin geçmişten hatırladığım kadarıyla bu konuda sayısız makale ve kaynak var, göz atmanı öneririm.
Yaradanın ışığı üzerinizde olsun.
Bu konular hakkında Hakan Yedican'ı youtube kanalından izlemeni tavsiye ederim.
 

Lords Of The Shadows

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Ocak 2016
Mesajlar
608
Tepkime puanı
1,100
İş
Teacher
Merhaba,

Düşmüş melek ya da iblis soyundan gelip gelmediğinizi tespit edebilmeniz için "Melek nedir, nasıl ve neden düşer? İblis nedir, kime denir?" sorularının cevaplarını biliyor olmalısınız. Cevapları bulabilmek için doğru soruları sormadığınız takdirde ulaşacağınız sonuç sorunuzun cevabı değil, sorduğunuz hatalı sorunun cevabı olacaktır. Basit bir denklem, büyük sonuçlar verir. Sümer tabletleri, Menes günlükleri, Anal yıllıkları, Asura Parşomenleri, Mu ayinleri, Alantis Bilgelerinin oluşturduğu Dna ve Genetik Şemaları, Aztek Tapınaklarında ki hiyeroglifler, Mason Gizli Öğretileri vb gibi kaynakları inceleme fırsatını kendinize yaratarak daha detaylı bilgiler edinebilirsiniz. Evrende toplam 6 krallık vardır. Bunlar; Arş Evreni, Asura Krallığı, Cennet İmparatorluğu, Yeryüzü Efendileri Krallığı, Beşeri Krallık (Fani krallık) ve Mürver Krallık (Yıldız Krallığı-Boyutlar Krallığı) dır. Tanrı katında hiçbir krallığın bir diğerine göre üstünlüğü bulunmaz. Evrenin her zerresi, her atomu ve her Krallığı birbirine eşittir, denktir. Bir krallıkta bulunan varlıkların yaşamı bir diğer krallıktaki varlıklardan daha değerli ya da daha değersiz değildir. Menes Günlüklerinde (Mısırın ilk kralı-imparatoru/kurucusudur) geçen Alluh adı verilen tek ve baştanrı İslam dininde Allah'ın ta kendisidir. Evrende ki ilk varlık oluşumunun örneği melekler ve iblislerdir. (İblislerin yaratılma amacının; yeryüzünü düzenlemek ve yaşanabilir hale getirmek olduğu yazar bir çok kaynakta) İblis adı günümüz de kötü, karanlık boyuta mensup varlıklara verilen bir ad olarak kullanılır. Ancak aslı böyle değildir. Melekler, arşın ve göksel krallığın-imparatorluğun iblisler ise, yeryüzünün efendileridir. Görev tanımları farklı olsada inançları ve bağlılıkları ortaktır. İblisler, yeryüzüne gönderildiklerinde Tanrı, dünyayı ve güneş sistemini yeni yaratmıştı. Ve dünyayı yaşanabilir hale getirebilmeleri için iblisleri görevlendirdi. Ağaçlar, hayvanlar, bitkiler, atmosferin katmanları, toprak ve katmanları oluşturuldu. İblisler, dünyayı kendi evleri gibi o kadar benimsediler ki yeryüzü üzerinde bir krallık kurarak (Asura Krallığı) , yaratılacak ve yaratılan tüm canlıların mutlak sahipleri olmayı amaçladılar. Hayvanlar, ağaçlar, doğa vb gibi tüm unsurlar belli bir süre iblislerin kontrolü altındaydı. Ancak Tanrı, insanı yaratmak istediğini ve iblislerin tekrar cennet imparatorluğuna, arş evrenine geri dönmesini buyurdu. İblis Kralı Andorin, kendilerinden daha üstün özelliklere sahip ve Tanrının bizzat kendi rahmetinden insan ırkını yaratacağını öğrenmiş ve bu buyruğu yerine getirmeyi reddetmiştir. Tanrı, Asura krallığına insan suretinde bir elçi meleği indirerek göndermiştir. Andorin ve dünya üzerinde ki tüm canlılar insan ırkına ait ilk oluşumu bu sayede görmüş oldular. Andorin kendisine gönderilen meleğin Nur'unu çalarak Göksel Krallığa savaş ilan etti. Dünya adlı gezegenin şahit olacağı ilk savaştı bu. (Sümer Lagaş Kralı Urugakina, Ur Kralı Gosfi ve Kiş kralı Tabdor'un bizzat çivi yazısına ait belgeleri ve hiyeroglif resimleri mevcuttur.) Melekler arş ordusu ve göksel krallığın tüm gücü ile yeryüzüne inerek, Asura ordusu ile karşı karşıya geldiler. Atlantis, Mu, Lemurya ve Alantis kaynaklarında bu savaşın kendi dönemlerinde yaşandıkları yazmaktadır. (Bu konu hakkında ki derin araştırmalar yurt dışında ki bir çok majisyen ve metafizikçi, antik tarihçi tarafından devam ettiriliyor) Bu savaşın antik kaynaklarda dünyada ki zaman algısı ve tanımlamaları ile tam 18 gün 23 saat 56 dakika sürdüğü yazar. Asura kralı Andorin, Cennet İmparatorluğuna gidebilmek için Şeh'hi Büraas surunu-borusunu kullanmıştır. Bu surun yeryüzüne nasıl indirildiğine dair net bilgi bulunmaz. Sur üflendiği anda yaşam ve ölüm denizleri atmosfer katmanlarından dağılarak Cennet İmparatorluğu görünür hale gelir. Bu sırada Tanrı ise olanlara hiçbir müdahalede bulunmaz. Bunu gören bazı melekler, Tanrının neden kendilerine yardım etmediğini sorgulayarak, Tanrının evreni ve kendilerini terk ettiğini düşünerek İblislerle anlaşma yapmışlardır. Cennet İmparatorluğuna giren Andorin ve Asura ordusu yaratılacak ilk insanların ruhi suretleri ile karşılaşmıştır. Ve bu beşerileri Tanrının kader karmasından çıkarabilmek için yanlış yönlendirmiştir. (Hz. Adem'in elma çalması ve Cennetten kovulması olayı buradan gelir) Tamda o sırada Tanrı tüm Göksel Krallığa erişimi kesmiştir ve Asura kralının ilkel ruhunu bir kafese (tabiri caizse cam şişenin içine) hapsetmiştir. İblislerle iş birliği yapan, bu savaşta kendisine bahşedilen güçleri kader karma döngüsünü korumak için kullanmayan tüm melekleri cennet imparatorluğundan kovarak, yeryüzüne gönderdi. Tanrı, Asura klanını yok etmek yerine onların fiziksel formlarını ellerinden alarak boyutlar arası algı ve görü dışında varlıklar haline getirmiştir. Düşen meleklerle birlikte, ilk insanlar da dünyaya gönderilmişlerdir. İlk insanlara düşen melekler o dönemde yaşam hakkında oldukça fazla yardımcı olmuşlardır. (beslenme, barınma, üreme gibi) Bu bilgilerden sonra ise; düşen meleklerin ya da iblislerin soyundan olup olmadığınızı anlamak için işinin ehli bir ilk düzen büyücüsünün karma dna sarmalınıza ait dizilimleri çıkartması gerekir. Ancak bu şekilde anlaşılabilir.

Saygılarımla.
 

Neo5

Kayıtlı Üye
Katılım
14 Mar 2021
Mesajlar
50
Tepkime puanı
13
Merhaba,

Düşmüş melek ya da iblis soyundan gelip gelmediğinizi tespit edebilmeniz için "Melek nedir, nasıl ve neden düşer? İblis nedir, kime denir?" sorularının cevaplarını biliyor olmalısınız. Cevapları bulabilmek için doğru soruları sormadığınız takdirde ulaşacağınız sonuç sorunuzun cevabı değil, sorduğunuz hatalı sorunun cevabı olacaktır. Basit bir denklem, büyük sonuçlar verir. Sümer tabletleri, Menes günlükleri, Anal yıllıkları, Asura Parşomenleri, Mu ayinleri, Alantis Bilgelerinin oluşturduğu Dna ve Genetik Şemaları, Aztek Tapınaklarında ki hiyeroglifler, Mason Gizli Öğretileri vb gibi kaynakları inceleme fırsatını kendinize yaratarak daha detaylı bilgiler edinebilirsiniz. Evrende toplam 6 krallık vardır. Bunlar; Arş Evreni, Asura Krallığı, Cennet İmparatorluğu, Yeryüzü Efendileri Krallığı, Beşeri Krallık (Fani krallık) ve Mürver Krallık (Yıldız Krallığı-Boyutlar Krallığı) dır. Tanrı katında hiçbir krallığın bir diğerine göre üstünlüğü bulunmaz. Evrenin her zerresi, her atomu ve her Krallığı birbirine eşittir, denktir. Bir krallıkta bulunan varlıkların yaşamı bir diğer krallıktaki varlıklardan daha değerli ya da daha değersiz değildir. Menes Günlüklerinde (Mısırın ilk kralı-imparatoru/kurucusudur) geçen Alluh adı verilen tek ve baştanrı İslam dininde Allah'ın ta kendisidir. Evrende ki ilk varlık oluşumunun örneği melekler ve iblislerdir. (İblislerin yaratılma amacının; yeryüzünü düzenlemek ve yaşanabilir hale getirmek olduğu yazar bir çok kaynakta) İblis adı günümüz de kötü, karanlık boyuta mensup varlıklara verilen bir ad olarak kullanılır. Ancak aslı böyle değildir. Melekler, arşın ve göksel krallığın-imparatorluğun iblisler ise, yeryüzünün efendileridir. Görev tanımları farklı olsada inançları ve bağlılıkları ortaktır. İblisler, yeryüzüne gönderildiklerinde Tanrı, dünyayı ve güneş sistemini yeni yaratmıştı. Ve dünyayı yaşanabilir hale getirebilmeleri için iblisleri görevlendirdi. Ağaçlar, hayvanlar, bitkiler, atmosferin katmanları, toprak ve katmanları oluşturuldu. İblisler, dünyayı kendi evleri gibi o kadar benimsediler ki yeryüzü üzerinde bir krallık kurarak (Asura Krallığı) , yaratılacak ve yaratılan tüm canlıların mutlak sahipleri olmayı amaçladılar. Hayvanlar, ağaçlar, doğa vb gibi tüm unsurlar belli bir süre iblislerin kontrolü altındaydı. Ancak Tanrı, insanı yaratmak istediğini ve iblislerin tekrar cennet imparatorluğuna, arş evrenine geri dönmesini buyurdu. İblis Kralı Andorin, kendilerinden daha üstün özelliklere sahip ve Tanrının bizzat kendi rahmetinden insan ırkını yaratacağını öğrenmiş ve bu buyruğu yerine getirmeyi reddetmiştir. Tanrı, Asura krallığına insan suretinde bir elçi meleği indirerek göndermiştir. Andorin ve dünya üzerinde ki tüm canlılar insan ırkına ait ilk oluşumu bu sayede görmüş oldular. Andorin kendisine gönderilen meleğin Nur'unu çalarak Göksel Krallığa savaş ilan etti. Dünya adlı gezegenin şahit olacağı ilk savaştı bu. (Sümer Lagaş Kralı Urugakina, Ur Kralı Gosfi ve Kiş kralı Tabdor'un bizzat çivi yazısına ait belgeleri ve hiyeroglif resimleri mevcuttur.) Melekler arş ordusu ve göksel krallığın tüm gücü ile yeryüzüne inerek, Asura ordusu ile karşı karşıya geldiler. Atlantis, Mu, Lemurya ve Alantis kaynaklarında bu savaşın kendi dönemlerinde yaşandıkları yazmaktadır. (Bu konu hakkında ki derin araştırmalar yurt dışında ki bir çok majisyen ve metafizikçi, antik tarihçi tarafından devam ettiriliyor) Bu savaşın antik kaynaklarda dünyada ki zaman algısı ve tanımlamaları ile tam 18 gün 23 saat 56 dakika sürdüğü yazar. Asura kralı Andorin, Cennet İmparatorluğuna gidebilmek için Şeh'hi Büraas surunu-borusunu kullanmıştır. Bu surun yeryüzüne nasıl indirildiğine dair net bilgi bulunmaz. Sur üflendiği anda yaşam ve ölüm denizleri atmosfer katmanlarından dağılarak Cennet İmparatorluğu görünür hale gelir. Bu sırada Tanrı ise olanlara hiçbir müdahalede bulunmaz. Bunu gören bazı melekler, Tanrının neden kendilerine yardım etmediğini sorgulayarak, Tanrının evreni ve kendilerini terk ettiğini düşünerek İblislerle anlaşma yapmışlardır. Cennet İmparatorluğuna giren Andorin ve Asura ordusu yaratılacak ilk insanların ruhi suretleri ile karşılaşmıştır. Ve bu beşerileri Tanrının kader karmasından çıkarabilmek için yanlış yönlendirmiştir. (Hz. Adem'in elma çalması ve Cennetten kovulması olayı buradan gelir) Tamda o sırada Tanrı tüm Göksel Krallığa erişimi kesmiştir ve Asura kralının ilkel ruhunu bir kafese (tabiri caizse cam şişenin içine) hapsetmiştir. İblislerle iş birliği yapan, bu savaşta kendisine bahşedilen güçleri kader karma döngüsünü korumak için kullanmayan tüm melekleri cennet imparatorluğundan kovarak, yeryüzüne gönderdi. Tanrı, Asura klanını yok etmek yerine onların fiziksel formlarını ellerinden alarak boyutlar arası algı ve görü dışında varlıklar haline getirmiştir. Düşen meleklerle birlikte, ilk insanlar da dünyaya gönderilmişlerdir. İlk insanlara düşen melekler o dönemde yaşam hakkında oldukça fazla yardımcı olmuşlardır. (beslenme, barınma, üreme gibi) Bu bilgilerden sonra ise; düşen meleklerin ya da iblislerin soyundan olup olmadığınızı anlamak için işinin ehli bir ilk düzen büyücüsünün karma dna sarmalınıza ait dizilimleri çıkartması gerekir. Ancak bu şekilde anlaşılabilir.

Saygılarımla.
Teşekkür ederim
 
Üst