Hadron Çarpıştırıcısıyla Zamanda Yolculuk

Mefetseger

Moderator
Katılım
17 Ağu 2010
Mesajlar
856
Tepkime puanı
291
Konum
Ankara
İş
Uzman Biyolog
Vanderbilt Üniversitesi’nden fizikçi Tom Weiler and Chui Man Ho’ya göre CERN’de bulunan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (BHÇ) sayesinde zamanda yolculuk yapmak mümkün olabilir.

Profesör Weiler, henüz daha yolun başında olduklarını kabul etse de kuramlarının hiçbir fizik kanunuyla ters düşmediğini de ekliyor. Weiler ve Ho’ya göre BHÇ gibi bir makineyle maddenin zamanda yolculuk yapması “teoride” mümkün.

Ekli dosyayı görüntüle 1213

Araştırmanın çıkış noktası ise bilim insanlarının BHÇ ile bulmayı umdukları Higgs bozonu, ya da diğer adıyla “Tanrı parçacığı.” Bazı bilim insanlarına göre eğer Higgs bozonu ortaya çıkarsa onunla birlikte Higgs singleti adı verilen ikinci bir parçacığa da ulaşmak mümkün.



Weiler ve Ho’ya göre bu singletler beşinci bir boyuta geçip zamanda yolculuk yaparak geçmişte ya da gelecekte tekrar ortaya çıkabilme özelliğine sahip olmak zorunda.

Weiler kuramın en ilginç yanlarından birini şöyle açıklıyor: “[Kuram] zaman yolculuğu denince akla gelen büyük paradoksların hiçbirine meydan vermiyor. Örneğin bir adamın kendi doğumundan önceki bir tarihe gidip babasını öldürmesi mümkün değil; çünkü zamanda yolculuk sadece bu parçacıklara özgü bir durum. Ancak eğer bilim insanları Higgs singletlerini kontrol edebilirlerse o zaman geçmişe ve geleceğe mesaj göndermek mümkün olabilir.”

Bu kuramın sınanması için önce CERN’deki araştırmacıların Higgs singlet parçacıklarını ve çürüme ürünlerini ardı ardına gözlemlemesi gerekiyor. Weiler ve Ho’ya göre bu parçacıklar zamanda geriye giderek kendilerinin oluşmasını sağlayan çarpışmaların öncesinde ortaya çıkabiliyorlar.

Weiler ve Ho’nun çıkış noktasıysa “her şeyin kuramı” olarak da bilinen M-kuramı. Küçük bir grup kuramsal fizikçinin geliştirdiği M-kuramı bilinen tüm atom altı parçacıkların ve yerçekimi gibi kuvvetlerin özelliklerini araştırıyor ve bunu yaparken bildiğimiz dört boyut yerine 10 veya 11 boyuttan faydalanıyor. Bu araştırmalar evrenin 4-boyutlu bir membran(zar) veya çok-boyutlu uzay-zamanda süzülen ve ‘bulk’ olarak da adlandırılan bir brane (yüksek boyutlu obje) olabileceğini ortaya koyuyor.

Bu görüşe göre evrenin temel yapıtaşları braneden kopamadıkları için başka boyutlara geçiş yapamıyorlar. Yine de bazı istisnai durumlar söz konusu olabiliyor. Örneğin bazı iddialara göre yerçekimi diğer boyutlara yayılabildiği için diğer temel kuvvetlerden daha zayıf kalıyor. Bir diğer olası istisna da yerçekimi dışında hiçbir kuvvete tepki vermeyen Higgs singleti.

Weiler altı yıl önce nötrinolarla yapılan bazı deneylerde ortaya çıkan anomalileri açıklamak için zaman yolculuğu konusuyla ilgilenmeye başlamış. Sıradan maddeyle çok ender olarak tepkimeye girdikleri için nötrinolara hayalet parçacık da deniyor. Her saniye trilyonlarca nötrino vücudumuza çarpıyor ve bizi hiç etkilemeden geçip gidiyor.

Weiler ve Hawaii Üniversitesi’nden Heinrich Päs ve Sandip Pakvasa bu anomalileri açıklamak için steril nötrino adında kuramsal bir parçacıktan faydalanıyorlar. Sadece çekim kuvvetiyle etkileşime girebilen steril nötrinoların sıradan nötrinolardan bile daha zor saptanabilir oldukları varsayılıyor. Bu yüzden steril nötrinoların da braneden kopabildikleri ve başka boyutlara geçiş yapabildikleri varsayılıyor.

Weiler, Päs ve Pakvasa’ya göre steril nötrinolar boyutlar arasında kestirme yollar bularak ışık hızını aşabiliyorlar. Einstein’in genel görelilik kuramına göre bazı durumlarda ışık hızını aşmak zamanda yolculuk yapıp geçmişe gitmeye denk düşüyor. Fizikçileri zaman yolculuğu üzerine düşünmeye iten de aslında bu.

BİLİMKURGUYA İLHAM VERDİLER

2007’de Vanderbilt Üniversitesinden James Dent’le beraber “Nötrino zaman yolculuğu” adında makaleyi yayınlayan araştırmacıların öne sürdüğü fikirler o zamanda beri iki bilim kurgu romanına ilham kaynağı oldu. New York Times tarafından “Da Vinci Şifresi’nin Fizik versiyonu” olarak duyurulan Mark Alpert’in “Son Kuram” adlı romanı nötrinoların başka boyutlarda kestirme yollar bulmasından bahsediyor.

Joe Halderman’ın “Kazara Zaman Makinesi” adlı romanıysa zamanda yolculuk yapan bir MIT öğrencisini anlatıyor. Yazar kitabında Dent, Päs, Pakvasa ve Weiler’ın zaman yolculuğu hakkındaki makalesine de değiniyor.

Kaynak:ntvmsnbc
 

Mefetseger

Moderator
Katılım
17 Ağu 2010
Mesajlar
856
Tepkime puanı
291
Konum
Ankara
İş
Uzman Biyolog

Modern fizikte çığır açan açıklama çok yakında! Higgs bozonu büyük ihtimalle haftaya 'kendini gösterebilir'.

Çok sayıda kıyamet teorisine konu olan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı yüzyılın en büyük deneyi olarak kabul ediliyor.

CERN laboratuvarının eski teorik fizik başkanı Prof. John Ellis, önümüzdeki hafta araştırmacılar elde ettikleri en son verileri kamuya duyurdukları zaman, Tanrı parçacığı olarak bilinen Higgs bozonuna ''ilk kez göz atabileceğimizi'' söylüyor.

BBC'ye özel bir mülakat veren Prof. Ellis'in beklentisi doğruysa, modern fizikte bir dönüm noktasına varılmış olacak.

Araştırmacılar, İsviçre-Fransa sınırında yerin altında kurulu CERN laboratuvarında Büyük Hadron Çarpıştırıcısı adlı makineyi kullanarak bilimin sınırlarını zorlayan deneyler yapıyor. Modern fizikte varlığına inanılan ancak kanıtlanamamış olan Higgs bozonu, ilk defa Edinburg Üniversitesi'nden Peter Higgs tarafından 1960'lı yıllarda ortaya atıldığı için bu fizikçinin adıyla anılıyor.

Higgs bozonu, günümüz fiziğinde elektronları, fotonları ve kuramsal zerrecikleri (kuarkları) anlamamızda kilit öneme sahip. Higgs bozonu diye adlandırdığımız atom altı unsur, parçacıkların neden kütleye sahip olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor.

BBC bilim muhabirinin ifadesiyle, modern fiziğin önünde duran en büyük ve önemli bilmece, Higgs bozonu. Milyonlar harcanan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nın başlıca kurulma nedeni, Higgs bozonunu ortaya çıkarmaktı.

Prof. Ellis, Higgs bozonuna ilişkin ilk işaretlerin alındığını düşünüyor. İnternet, keşfe dair türlü türlü söylentiyle dolu. Muhabirler, CERN'de çalışan araştırmacılarda olağandışı bir heyecan gözlemlediklerini bildiriyorlar.

Fakat son verilerin neye işaret ettiğinden emin olmak için, bilimadamlarının önümüzdeki Salı günü beklenen basın toplantısına kadar sabretmek gerekecek.

Kaynak:Ntvmcnbc
 

OneRepublic

Kayıtlı Üye
Katılım
2 Eyl 2011
Mesajlar
771
Tepkime puanı
165
Konum
Belçika
Bildigimiz görmekten mi bahsediliyor??? Böyle bir sey mümkün olabilir mi? :O
 

Mefetseger

Moderator
Katılım
17 Ağu 2010
Mesajlar
856
Tepkime puanı
291
Konum
Ankara
İş
Uzman Biyolog
'Tanrı parçacığı' var gibi...

Yüzyılın en büyük fizik deneyini yürüten bilimciler, peşinde oldukları Higss bozonunun varlığına ilişkin önemli işaretler tespit etti.

Çok sayıda kıyamet teorisine konu olan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı yüzyılın en büyük deneyi olarak kabul ediliyor.Cenevre yakınlarındaki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nda (BHÇ) yürütülen iki deneyden ATLAS'ın sorumlusu Fabiola Gianotti, düzenlenen basın toplantısında 126 giga elektron volt (GeV) aralığında sinyal aldıklarını söyledi. Elde edilen yeni verilerin, parçacığın BHÇ'nin daha düşük enerji düzeylerinde bulunabileceğini gösterdiğini söyleyen Gianotti, Higgs'in varlığını gösteren işaretlere rastladıklarını ve yeterli veriyle parçacığın gelecek yıl keşfedilebileceğine emin olduğunu söyledi.

Cern'de Büyük Hadron Çarpıştırıcısı adlı dev cihazda yapılan deneyler sonunda, fiziğin en derin sırlarından birinin aydınlatılması yönünde önemli bir mesafe katedildi. Bilimciler, 'Tanrı parçacığı' olarak da adlandırılan Higgs bozonunun varlığına ilişkin 'ipuçları' elde ettiklerini açıkladı.

CERN'deki basın toplantısında gelinen noktayı kamuoyuyla paylaşan bilim ekibi, Higgs bozonunun kesinlikle keşfedildiğini söylemek için henüz erken olduğunu, ancak bugine kadar yürütülen deneylerde buna ilişkin önemli işaretlere rastlandığını açıkladı.

Atlas Deneyinin Başkanı Fabiola Fianotti, "Tanrı parçacağı"nın izlerine rastlandığını ancak varlığıyla ilgili kesin açıklama için daha fazla deney yapılması gerektiğini söyledi.

Modern fizikte varlığına inanılan, ancak kanıtlanamamış olan Higgs bozonu, ilk defa Edinburg Üniversitesi'nden Peter Higgs tarafından 1960'lı yıllarda ortaya atıldığı için bu fizikçinin adıyla anılıyor.

Higgs bozonu günümüz fiziğinde elektronları ve kuramsal zerrecikleri anlamada kilit öneme sahip. “Evreni inşa eden tuğla”, “yaradılışın meleği” ve “Tanrı parçacığı” olarak adlandırılan Higgs bozonu, modern fizikte maddenin nasıl oluştuğu anlamaya yardım edecek. 13.7 milyar yıl önce yaşanan Büyük Patlama’da oluştuğu düşünülen Higgs bozonunun, galaksilerin, yıldızların ve gezegenleri ortaya çıkaran uzay enkazının kaynağı olduğu düşünülüyor.

Maddenin kütlesinin oluşumunda kayıp halka olarak nitelendiriken Higgs bozonunun keşfi, pek çok bilimciye göre modern fiziğin önünde duran en büyük ve önemli bilmece.

Kaynak: Ntvmcnbc- 13/12/2011
 

Mefetseger

Moderator
Katılım
17 Ağu 2010
Mesajlar
856
Tepkime puanı
291
Konum
Ankara
İş
Uzman Biyolog
'Yüzyılın deneyi'ne KKTC desteği

CERN'deki büyük hadron çarpıştırıcısından elde edilen sonuçların hesaplanmasında, Yakın Doğu Üniversitesi'nin süper bilgisayarı da kullanılıyor.


Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) tarafından yürütülen ve 'yüzyılın deneyi' olarak nitelenen bilimsel çalışmaya, Lefkoşa'daki Yakın Doğu Üniversitesi süper bilgisayarı da katkı sağlıyor.

YDÜ'den verilen bilgiye göre, YDÜ İnovasyon ve Bilişim Teknolojileri Merkezi yüzyılın deneyi olarak bilinen ve CERN tarafından yürütülen Büyük Hadron Çarpıştırıcısından elde edilen sonuçları hesaplamaya 19 Ekim 2008'de başlamıştı.

YDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Fahrettin Sadıkoğlu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, deneyle ilgili CERN'de "Higgs Boson" adı verilen atomaltı parçacığının izinin bulunduğunu belirterek, Yakın Doğu Üniversitesi'nin de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak bu araştırmada yer aldığını söyledi.

Sadıkoğlu, Yakın Doğu Üniversitesi süper bilgisayarının yakın coğorafyadaki en büyük ve en hızlı bilgisayar olduğunu ifade ederek, bu deneyin sonuçlarının analizi için süper bilgisayarlara ihtiyaç duyulduğunu, süper bilgisayarda işlenen verilerin sonuçlarının merkeze geri gönderildiğini kaydetti.

CERN bilim insanları, parçacıklara kütlelerini verdiği düşünülen ve "Higgs Boson" adı verilen atomaltı parçacığının izini bulduklarını, ancak elde edilen verilerin keşif olarak nitelenemeyeceğini açıklamıştı.

Kaynak:Ntvmcnbc-14/12/2011
 

Mefetseger

Moderator
Katılım
17 Ağu 2010
Mesajlar
856
Tepkime puanı
291
Konum
Ankara
İş
Uzman Biyolog
Fizikçi Doç. Dr. Gökhan Ünel 'Tanrı parçacığı'na ilişkin işaretler bulunmasının şimdi olmasa bile gelecekte insanlığa çok büyük katkılar yapacağınmı söyledi.

Kaliforniya Üniversitesi Fizik Bölümünden Doç. Dr. Gökhan Ünel, ''Atlas Deneyi''nde ''Tanrı parçacığı''nın izine rastlanmasının gelecek için önemli bir adım olduğunu belirterek, ''Biz Higgs (Tanrı) parçacığından doğrudan faydalanamasak da bu yolda üretilen teknolojinin torunlarımıza daha iyi bir hayat sağlayacağından yüzde 100 eminim'' dedi.

Ünel, Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) tarafından yürütülen ''Atlas deneyi'' hakkındaki son gelişmeler konusunda yaptığı açıklamada, ''Tanrı parçacığı''nın izlerine rastlanmasının geleceğe dair umutları artırdığını söyledi.

''Tanrı parçacığı nedir? Bulunduğunda ne işe yaracak?'' şeklindeki soruyla sık sık karşılaştıklarını ifade eden Ünel, şunları kaydetti:

''Parçacık fiziği, maddenin temel yapısını oluşturan parçacıkları ve bunların birbirleriyle olan etkileşimlerini inceler. Bu konuda şimdiye kadar yapılmış bütün deneylerin sonuçlarını başarıyla açıklayan 'Standart Model (SM)' isimli bir kuram var. Bu kuram içinde madde parçacıklarına kütle veren yöntemi 1960'lı yıllarda öneren Peter Higgs, kütle kazandırma işinin kendi adını verdiği Higgs parçacığına bağlı olduğunu iddia etmiş. O zamandan bugüne kadar yapılan deneylerde bu parçacık bulunamadı. Bu konuda popüler bir bilim kitabı yazan Nobelli fizikçi Leon Lederman, kitabına bir türlü bulanamadığı için kızarak 'Tanrı'nın belası parçacık' ismini vermek istemiş. Ancak kitabın editörü bu ismi 'Tanrı parçacığı' olarak değiştirmenin kitabı daha çok sattıracağını söyleyince bu terim epey de medyatik olduğu için dilimize yerleşti.''

Evrenin oluşumuna ışık tutması beklenen CERN deneyinde ''Tanrı parçacığı''nın bulunmasının bilime önemli artılar kazandıracağına dikkati çeken Ünel, ''Bulursak SM kuramı tamamlanmış olacak ve biz kütle kazanma yöntemini anlamış olacağız. Bu fizikte büyük bir ilerleme. Ancak bulamazsak da ilginç, çünkü kütle kazanma sorununu çözmek için öne sürülmüş başka kuramlar da var, onlara yöneleceğiz. Her durumda içinde yaşadığımız evreni daha iyi anlamak yolunda önemli adımlar atmış olacağız. Anlamak da çok önemli çünkü insanlık daima anlayabildiği şeyleri kontrol etmenin ve kendi yararına kullanmanın bir yolunu bulmuştur'' diye konuştu.

Ünel, Higgs parçacığını öne süren kuramın Higgs kütlesinin ne olduğunu söyleyemediğini, bunun deneysel olarak ölçülmesi gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Parçacık fiziğinde her şeyi proton kütlesine oranlayarak ölçeriz. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (BHÇ) deneyleri belli bir kütle aralığını taradılar ve yaklaşık 130 proton kütlesi ile 600 proton kütlesi aralığında bir şey olmadığından yüzde 95 oranında emin olduklarını söylediler. 125 proton kütlesi civarında bir sinyal alıyoruz, ancak yaptığımız ölçüm üzerindeki hata henüz istediğimiz kadar küçük değil. Bir sinyal gördük demek için kabul edilebilir hata payı binde 3 veya daha az olmalı. Elimizdeki verinin az olması bu kadar hassas bir ölçüm yapmamıza olanak vermiyor. 2012 yılında daha çok veri toplayacağız. Elimizdeki veri miktarını yaklaşık 5 katına çıkardığımızda hata oranını da binde 3'ün altına indireceğiz. Bu bize 125 proton kütlesi civarında gördüğümüz olayların Higgs parçacığından mı yoksa bir ölçüm hatasından mı geldiğini söyleyecek.''

DENEYDE ÇALIŞAN TÜRK BİLİMCİLER
Doç. Dr. Gökhan Ünel, bütün bu çalışmalarını sokaktaki insan için çok bir anlam ifade etmediğini vurgulayarak, ''Tanrı parçacığının bulunması bugün yaşayan bizler için bilmenin verdiği tatmin dışında hayatımızı değiştirmeyecek. Aynı 1897 yılında elektron bulunduğu zaman ata binen ve posta arabasıyla haber taşıyan insanlar için bu buluşun bir şey ifade etmediği ve hayatlarını değiştirmediği gibi. Ancak bugün elektronları kullanmadığımız bir saniye yok. Telefon, televizyon, bilgisayarlar, bankamatikler hep elektronu anladığımız ve yararımıza kullanabildiğimiz için mümkün oldu. Biz Higgs parçacığından doğrudan faydalanamasak da bu yolda üretilen teknolojinin torunlarımıza daha iyi bir hayat sağlayacağından yüzde 100 eminim'' dedi.

Türkiye'nin araştırma içindeki durumu ve katkısına da değinen Ünel, Türkiye'nin 1961'den beri CERN'de gözlemci durumunda olduğunu, ilişkilerin yakın dönemde Türkiye'de sorumluluğun Türkiye Atom Enerjisi Kurumuna (TAEK) geçmesiyle hızlandığını söyledi.

Ünel, 2008'de TAEK-CERN işbirliği anlaşmasının imzalandığını, 2009'da tam üyelik başvurusunun yapıldığını belirterek, ''2010'da başvuru kabul edildi ve ön üyelik başladı. Şimdi tam üyeliğin ilk adımı olan 'asosiye' üyelik görüşmeleri yapılıyor. Bunun 2012 yılında başlaması öngörülüyor. Hedefimiz tam üyeliğin mümkün olan en kısa süre olan 2 yılda gerçekleşmesidir'' dedi.

Bu zaman içinde Türk bilim insanlarının birçok hızlandırıcı ve parçacık fiziği deneyine katıldığını anlatan Ünel, şöyle konuştu:

''Yakın dönemde en çok dikkat çeken Büyük Hadron Çarpıştırıcısı deneylerinden Atlas, CMS ve LHCb de hem araştırmacı, hem de idareci olarak yer aldılar. Türk bilim insanlarının bir kısmı yabancı üniversitelerde çalıştığı gibi mesela İngiltere, ABD üniversiteleri yabancılardan da Türk üniversitelerinde çalışanlar var mesela İngiliz veya Hollanda vatandaşları. Deneylerin dışında CERN'deki kuramsal fizik bölümünde doktora sonrası araştırmalar yapan Türkler de var. Ayrıca araştırmalarda kullanılan hızlandırıcıların hem işletilmesinde, hem de yeni nesil hızlandırıcıların geliştirilmesinde de görev alanlarımız var. Son olarak BHÇ'den sonra yapılması düşünülen yeni hızlandırıcılardan birini Türklerin başını çektiğini bir takımın önerdiğini söylemeliyim. Doktora öğrencileri de dahil 200'den fazla Türk hızlandırıcı ve parçacık fizikçisi çalışıyor. Bunların bir kısmı Türk üniversitelerine bir kısmı ise yabancı kurumlara bağlı.''

Kaynak:Ntvmcnbc-21/12/2011
 
Üst