Ha.Haa...haaa...hapşuuuu Çok Yaşa!!!!

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Hapşırma, ani, irade dışı, sesli bir şekilde ağızdan ve burundan nefes vermektir. Hapşırma burun kanallarındaki sinirlerin uyarılması sonucu oluşan psikolojik bir reaksiyondur. Aslında burnumuz nefes almamızda çok önemli bir görev yapar. Hava onun dar kanallarından türbülans oluşturarak geçerken hem ısısı ayarlanır, hem de içindeki toz burada filtre edilir.

Buradaki sinirlerin uyarılmasının nedenleri değişiktir. En çok alerjik etkilenmedir ama toz, duman, parfümler hatta aniden ışığa bakma gibi başka birçok nedenleri daha vardır. Hapşırmadan önce sanki bir yerimiz ısırılmış gibi sinir uçlarının ikaz göndermesi sonucu, burnumuzdan önce bir salgı gelir. Biz bunun pek farkına varamayız.

* Bu salgının ardından beyine giden ikaz neticesinde baş ve boynumuzdaki kaslar uyarılarak ani nefes boşanması olayı yaşanır.
Ses tellerinin olduğu bölüm önce kapanır ve buradaki havanın basıncı iyice yükselir. Sonra aniden açılarak hava yüksek bir sesle dışarı verilir.
Tabii beraberinde burnumuzdaki toz gibi yabancı maddeler ve soğuk algınlığı yaratan mikroplar da.
Ancak tıp bilimi hapşırma ile yayılan mikropların, elle yayılanlardan çok daha az olduğunu saptamış bulunmaktadır.

* Uyku sırasında özellikle rüya safhasında sinir sisteminin bazı elemanları kapalı olduğundan normal şartlarda hapşırma olmaz.
Uyarı çok kuvvetli ise olabilir ama anında uyanılır. Ancak bu beyin tarafından tehlike olarak algılanmaz.
Uyurken ayağını gıdıkladığımız kişinin ayağını çekip, arkasını dönüp, uyumağa devam etmesi gibi.

* Hapşırma refleksinin detayları tam bilinmese de kesin olarak bilinen bir şey var. Hapşırırken gözlerinizi açık tutamazsınız.
Bunu bilim insanları vücudumuzda bir acı veya ağrı duyduğumuzda gözlerimizi kapatmamıza bağlıyor.
Kibarlık olsun diye hapşırığı tutmaya çalışmak ise kesinlikle tavsiye edilmiyor.

* Güneş ışığı ile karşılaşınca hapşırmanın genetik olduğu ileri sürülüyor. Dünya nüfusunun en az yüzde 18'i bu hassasiyete sahip.
Hapşırma sayısının da genlerle nakledildiğini ileri süren bilim insanları var. Bazı ailelerde üç kere hapşırılırken, bazılarında sekizincide duruyormuş.

* İnsanlara hapşırdıktan sonra 'çok yaşa' deme adetinin kökeni Hıristiyanların 'God bless you' yani Tanrı seni takdis etsin' veya 'Tanrının hayır duası üzerinde olsun' cümlesine dayanmaktadır. Altıncı yüzyılda hapşıranlara vücutlarındaki şeytanı attıkları için tebrik anlamında söylenen bu söz büyük veba salgını başlayınca Papa tarafından söylenmesi zorunlu kılındı ve kanunlaştırıldı.

Alıntı
 

AyŞaman

Banlı Kullanıcı
Katılım
5 Mar 2012
Mesajlar
436
Tepkime puanı
21
Konum
Tyana
İş
Gazeteci
Aslında bizde çok yaşa nerden gelmiş anlamış değilim. "yerhamükellah" yani Allah sana rahmet etsin-Hidayet eylesin demek lazım.
 

Çınar

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Ağu 2011
Mesajlar
139
Tepkime puanı
9
Konum
Sakarya
Aslında bizde çok yaşa nerden gelmiş anlamış değilim. "yerhamükellah" yani Allah sana rahmet etsin-Hidayet eylesin demek lazım.

Yine de hristiyanların "Tanrı seni takdis etsin. (kutsasın)" temennisine benziyor. İlahi dinlerin örtüştüğü noktalar mutlaka olacaktır.
 

Shamanistic

Kayıtlı Üye
Katılım
25 May 2012
Mesajlar
353
Tepkime puanı
17
İlahi dinlerin örtüşmemesi imkansız zaten çünkü onların çıkışı aynı yoldan ve bitişi(kıyamet günüde) aynı yoldan olucak :)
 

miracleplay

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Kas 2011
Mesajlar
13
Tepkime puanı
1
Anneannem her zaman sohbetimiz esnasında; olmasını istediğimiz bir dileğimizden bahsederken, durduk yere vuku bulan hapşırığa "Bak, sabır geldi. Olacak Allah'ın izniyle" der ve deneyimlediği bu olayın, o an içten gelen hapşırığın hayırlara işaret olduğuna inanır. Konuyla doğrudan ilgili olmasa da aklıma geldi. Bunu bilenleriniz var mıdır merak ettim..
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Burun akıntısı ve hapşurmayla vücutta ki negatif ve hastalıklı enerjinin bir kısmı dışarı atılır. Ancak sabır gelmesi yorumunu ilk defa duydum.
Ancak eski inanışlarda ki hiç bir şeyin boşuna olduğunu sanmıyorum, anneanneniz bunun bir işaret olduğuna gönülden inanıyorsa özellikle onun için öyle olabilir. Anneannenize bunu nereden öğrendiğini sordunuz mu?
 

miracleplay

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Kas 2011
Mesajlar
13
Tepkime puanı
1
Burun akıntısı ve hapşurmayla vücutta ki negatif ve hastalıklı enerjinin bir kısmı dışarı atılır. Ancak sabır gelmesi yorumunu ilk defa duydum.
Ancak eski inanışlarda ki hiç bir şeyin boşuna olduğunu sanmıyorum, anneanneniz bunun bir işaret olduğuna gönülden inanıyorsa özellikle onun için öyle olabilir. Anneannenize bunu nereden öğrendiğini sordunuz mu?

Bilakis ne kendisinin ne de herhangi bir burun akıntısı ya da nezle-grip gibi doğal yollardan ileri gelen bir hapşırık değil de, benim durduk yerde ve tam da olmasını istediğim bir şeyden bahsettiğim sırada (yalnızca bir kez) hapşırmam üzerine, istediğim şeyin olması için sabretmem gerektiğinin bir işareti olarak yorumlar, er ya da geç olacağını düşünür. Sanırım bunun (artık bir takım varlıklardan mı, yaradandan mı bilmem) bir çeşit uyarılma olduğuna inanıyor. Daha evvel bir iki kez gerçek olduğuna şahit de oldum, ama dile getirdiğim şeyler çok büyük şeyler olmadığından ya da kendim için değil de ailem, tanıdıklarım için dilekler olduğundan önemsememiştim.. :) Evet, merak edip sordum tabi, kendisinin de çocukluğundan beri yaşadığını ve annesinden duyduğunu söyler. Haklısınız, eski inanışlar zaman geçse de geçerliliğini koruyor.
 
Üst