Konuyu şöyle bir okuyunca aklıma bir söz geldi:
'Tanrı kadına güzelliği bahşetti, erkeğe gücü. Gücü ile her şeyi yenen erkek, kadının güzelliğine yenildi.'
Böyle bir söz idi sanırım. O kadar detaylı bir konu ki bu, uzun uuzn yazmak bu sefer yorucu olabilir. Erkekler kadınları her zaman bir kaç seviye aşağıda görmeyi seviyorlar sanırım. Çoğu zaman cinsel bir obje, evde oturması gereken, işlere burnunu sokmaması gereken, sessiz kalması gereken taraf oluyoruz. Bunların hepsi aynı ırkın karşı cinsi tarafından gerçekleştiriliyor. Şiddet, tecavüz, kadını ezme, belli kalıpların içerisine sokma .. Gece dışarıda dolaşan bir kadın için kimse iyi düşünmez mesela. Ama bir erkek sokaklarda sabahlasa ya arkadaş olur, ya serseri. Bu kadar kolay sıyrılırlar, çünkü onlar 'erkek'. Biraz fazla feminist yaklaşabilirim, ancak okuduğum bazı mesajlar negatif hissetmeme sebep oldu. Burada asıl sorun erkeğin egosal yanının ağır basması ve o kadına sadece kendisinin sahip olmak istemesi. Zayıf/narin tabiatlı olanlar zaten evlerde ezilip, vücutlarında morluklar ile bir köşeye siniyorlar. Bunları yazarken hamile bir kadına şiddet uygulayan koca haberi geldi aklıma. Daha fazla konuşmasam iyi olacak sanırım ..
Soru için .. Aşk denen şey dünyeviliğin aldatmacasıdır. Üzerinde ki süslü perdeyi kaldırırsanız sadece saplantı kavramı ile karşılaşırsınız. Gerçek sevgi bu değildir. Gerçek sevgi Tanrı ve bütüne duyulan sevgidir. Bir karşılık beklemezsiniz, sadece o bütünü olduğu gibi seversiniz. Bu sizi yıpratmaz, güçlendirir. İnancınızı, bakış açınızı güçlendirir. Şu an bulunduğunuz duygusal evreyi tahmin edebiliyorum, bununla yüzleşmek zorundasınız. Hiç kimse sihirli bir değnek iile bunun geçmesini sağlamayacak. Muhtemelen bu gidişle benzer durumları sıkça yaşayacaksınız, kendinizi bir kadın ile birlikte olmak zorunda olmak hissetmeyin. Yalnız olmanız sizi farklı ve kötü yapmaz.