Merhaba arkadaşlar, insanın bilincini kararını etkileyen şeyler büyü diye biliyorum ama enerjiler ve ritüeller kısmında kafam karışıyo. Mesela reiki ile bi durumu şifalandırmak. Örnek verecek olursak Ali ile Ayşe nin ilişkisini şifalandırmaya herkesin hayrına niyet ediyoruz. Şimdi burda temel olan kişilerin ve herkesin hayrına olması esas alınıyo ama yinede kişinin iradesine karışılmış olmuyo mu? Reiki ile bu durum iyiye gidebilir eğer hayırlı değilse kötüyede gidebilir. Bu durumda biz bu konuya müdahele etmiş sayılıyoruz. Mesela ritüeller yine. Ritüeller denildiğinde çok geniş bi alan akla geliyo farkındayım. Ben mesela Tuğçe Işınsu nun kitabındaki ritüelleri kastediyorum. Daha islama dayalı belkide birazda havasla birlikte harmanlanmış ritüeller gibi. Yine iyilik temelinde yaklaşınca güzel hoş ama yine belli enerjileri tetikleyip hayatımıza yön vermiş oluyoruz belki de başkalarının hayatında bi şeylerin yönünü değiştirmiş oluyoruz. Bi de havas açısından bakarsak büyü sayılır diyebilirim kendi bilgilerime göre. Havas kurandan esinlenen kimilerinin hayra kimilerinin şerre kullandığı bi ilim. Gel gelelim sonuçta büyü ve dinimizde büyü yasak. (Lütfen beni yanlış anlamayın arkadaşlar forumda her inançtan görüşten insan olduğunu biliyorum ben sadece islam açısından merak ediyorum.) Şimdi havas ilmine girmek, etkili olmak için iman, Allah sevgisi şart diye biliyorum. Hem Allah sevgisi esas alınırken hemde Allah ın yasakladığı büyüyü yapmak ne kadar doğru? Arkadaşlar kısacası bunlar böyleyken ne büyüdür ne değildir beni aydınlatırsanız çok sevinirim, sevgiyle kalın...
Şifa vermek demek bilinci etkilemek, kişinin hür iradesini değiştirmek değildir. Genelde sağlık bozukluğunda şifa verilir ama ortama ya da birisinin ilişkisine şifa vermek, varolan bir ilişkinin daha da var olması için dilekte bulunmak demektir, tıpkı maşallah demek gibi, o kelime ile de aslında olumlu enerji gönderiliyor. Değişim için bir işlem yapılmıyor, kimsenin beynine girip yapacağı şey değiştirilmiyor, bu yüzden bu bir büyü değildir. Bir ilişkiyi bozmak ya da olmayan bir ilişkiyi var etmeye çalışmak, birisi istemediği halde diğer taraf istedi diye onları birleştirmeye çalışmak ya da iki taraf da istemediği halde birleştirmeye çalışmak için birşeyler yapılması büyüdür.
Ritüeller inançsal ayinlerdir, büyü için elzemdir. Havas ya da diğer bu tür ilimler için iman şarttır, yani her uygulayıcı birşeye dair inanç içinde olmalıdır ve o inandığı değerin uygulama yolu ne ise onu bu imanı sayesinde yapabilir. Daha açmak gerekirse kabala için musevi olmak şarttır, tevrata ve onun gerektirdiği bazı şeylere iman etmeyen bir budist asla kabala yapamaz. Ya da islamiyete inanmayan bir kişi havass yapamaz. İnancı ne ise o doğrultuda kullanılan ilimi yapabilir. Yani dindar birisi olmak ile ya da içinde Allah sevgisi olması ile alakası yoktur. Sadece inandığı yaratıcı güç kim ise bilinçaltının benimsediği o güce has kitabı, öğretileri vs kullanarak birşeyler yapabilir. Bir müslüman inanmadığı tanrı ya da tanrıçalara dua ederek pagan uygulaması yapamaz, istese bile yapamaz çünkü içinden biliyor ki ona göre tanrılar ve tanrıçalar yoktur, bunu bile bile dualı sözleri okuyamaz, ağzı söylese bile yüreği inanmadığı için sözler gereken enerjiyi o ağızda sağlayamaz ve kişinin uygulaması tutmaz.
Çoğu kişi zannediyor ki dindar olduğu halde nasıl Allahın karşı çıktığı işi yapabiliyorlar, bilinmeyen kısım dindar olmak değil, kişinin geldiği inanç ve bilinçaltının o inanca ait değerleri kabullenmiş, benimsemiş olmasıdır. Bilinçaltının yadırgadığı kavramları uygulamak kafada soru işaretleri oluşturacaktır ve tüm gizli ilimlerde, parapsikolojik olaylarda şüphe, soru işaretleri, inançsızlık enerjisi uygulamanın ters tepmesine, gerçekleşmemesine neden olur.