Önceden nasıl anladınİzmir civarında yaşayan arkadaşlar bu gece dikkatli olmanızı tavsiye ederim, eğer yoksa ufak bir deprem çantası hazırlamanızda fayda var.
Birkaç dakika önce güzel bir sallandık, selamlar.
Önceden anlamadım.Önceden nasıl anladın
Bunu düşünmeye meyilli oluyor insan, lakin kırılan faylar birbirini tetikleyerek ilerlediği için muğlak bir biçimde ortada durmaya mecbur kılıyor durum.Bir deprem daha olursa artık biri düğmeye basmış demektir benim için.
Şeytan gelir dokunur, komşunun oğlu çatapat atar dokunur, rüzgâr eser dokunur. Sebeplerini anlıyoruz öyle değil mi? Kendi ellerimizle yaptıklarımızın sonuçlarıdır cezalar, yahut merhametidir rabbin. Bilemeyiz, tek suçlusu sensin, benim. Vesilelerin günahı o saatte takdiri ilahi, oradan geçiyor olmak dahi olabilir.Teorik olarak ne kadar da uçsam pozitif bilimlerden ayağımı çekmemeye çalışıyorum ben de. Sonuçta jeolojik olarak deprem bölgesdesin. Deprem olmadıkça, bu işte garip birşeryler var çoktandır sallamadı diye tersten bakmalıyız belki de.
Hal böyleyken islambil kağıtlarından yapılmış kulelerde yaşıyor olmak kimin aklına şeytani donunuşların da olabileceğini getirmez ki..
Biri bana bunu anlatsın. bu müteahitler fizik mi bilmiyor ?
@Retro sadece müteahhitler suçlu değil.
Burada tek bir grubu "şeytan" gibi görmek doğru değil.
Kesinlikle doğru. Her zaman söylerim toplum yöneticilerin yansımasıdır yönetici de toplumun yansımasıdır. En üst tabakadan başlayarak bu ahlaksızlık yayılıyor topluma. Sonuçta bu insanların da hakkı gasp ediliyor birileri tarafından. Onlar da bir başkasının hakkını gasp ediyor. Herkesten hak,hukuk, adalet ve onurlu bir yaşamı tercih etmesini bekleyemeyiz bu çok ütopik bir düşünce olur. Devlet mekanizmasının hem içeride hem dışarıda denetimi şart. Yani devlet ilk önce kendini denetleyecek sonra toplumu denetleyecek. Ha şu da var ben işçi kesimin buna beyaz yakalılar da dahil bilinçli kötülük yaptığını düşünmüyorum. Kurnazlık dedik ya işte. Bazen "aman zaten bir şey olmaz" düşüncesi hakim oluyor. Misal arabaya biniyorsun sürücü ehliyet kemerini takmıyor uyarıyorsun "aman ne olacak" diyor. Fakültedeyken bir hocam anlatmıştı Çalışma Bakanlığı'nın dış cephesi tadilata girmiş. Çalışan işçilerde baret yok, kemer yok... Fıkra gibi gerçektenAz önce bir radyo programında araştırmacı bir halk bilimci yazarı dinledim de:
Almanyadaki şantiye işçileri öğlen molasında kılık değiştirip en yakın kahve dükkanına veya restorana gidebiliyorlar.
İşçi sınıfı da olsan sosyal aidiyetin var. Ayrıca maaşın da dolgun.
Türkiyede öyle değil. Amele kelimesi bile hakaret olarak dönüşmüş. Küçücük barakalarda 20 kişi yatıyor. Psikolojileri genellikle bozuk oluyor. İnsan yerine konmuyorlar. Toplumda aidiyet değil dışlanma duygusu ile yaşıyorlar. Konuşmayı bilmeyenler oluyor. Bu adamlar denetlenemiyorlar. Laftan da anlamıyorlar. Sessiz bir protesto ile gelişigüzel iş yapıyorlar. Maaşları çok düşük. Çünkü daha ucuza bile bulunacak daha çaresiz adamlarla dolu ortalık.
Şimdi bu durum, bazı sonuçlar doğuruyor.
Köyünden kalkıp İstanbulu yenmeye gelmişlik sendoromuna yakalanabiliyorlar. Böylece 10 yıl amelelik yapanlar, artık düzene baş kaldırıp çalmaya çırpmaya başlıyor. Biraz da biz yiyelim diyorlar. Çaldıkları ile evine kaçak kat çıkmaya başlıyor. Sonrası malum, gecekondulaşan yerlerde 2-3 katlı kaçak binalar yapmaya, yani arsa mafyacılığına evrilebiliyor işler. Sonuçta her müteahhit okulunda öğrenmiyor. Ezilerek öğreniyor. Sonra kıtlık bilinci ile az malzemeye çok bina yaparak İstanbulu yeniyorlar. Sonuçta bina ayakta duruyor mu duruyor.
İnsaat işçilerinin genelini tenzih ederim. Cemaat olarak namazlarını aksatmayanlarını da gördüm. Türküler söyleyerek eğlenenlerini de.
Ama şeytan ayrıntıda gizli.
Bizdeki alt sınıf eziliyor. Hakları yeniyor. Denetlenmiyorlar. Hakkını yediğiniz birinin kusurlarını ve kaytarmalarını da görmezden gelirsiniz. Bu karşılıklı oluşan bir durumdur.
Yetki alanı en kapsayıcı olan kimse artık suçun da çoğu onundur.
Yoksa dediğiniz gibi amelesi de suçlu, ustalar da suçlu, usta başı da suçlu, şantiye şefi de suçlu, proje okuyucu da, kordinatör de suçlu..
Ama müteahhit; ekibi kuran kişi olarak, en çok parayı kazanan kişi olarak, 1000 kişinin güzelce yaptığı bir eseri kendine maal ederek pyasada isim yapmayı gayet iyi bilen biri olarak , sorumluluğun da en fazlasını üstlenecek.
Neden Gürcistana, Bulgaristana, Yunanistana kaçarken yakalandılar? Ameleler kaçmadı. Ustalar da kaçmadılar. Müteahhitler kaçtılar.
Ayrıca benim dikkatimi çok acaip birşey çekti.
Aramızda insaat mühendisi olan varsa aydınlatsın lutfen :
Yahu bütün çöken binalara bakıyorum. Hepsi de temeldeki kolonlardan yıkılıyor.
Binaları neden piramit tarzı bir mimari ile yapmazlar ? Kutu gibi evler yapmak kadar fiziğe zıt bişey olamaz.
1inci kata 1200 demir kullanıyorsun ok, ama sen 10uncu kata da 1200 demir kullanıyorsun.
Yahu bana mı saçma geliyor bu durum ? 10. kattan yıkılmıyor ki 1. kattan yıkılıyor. !
Agaçların bile gövdelerini mimari olarak kalından inceye doğru yaratmış yaratıcı. En temel fizik kuralı. Piramitler bile aynı mantikla yapılmıs.
Neden kutu gibi evler yaparlar ? tamam görüntü yine kutu gibi olsun. Ama her kata 100 demir kullanmak yerine 1. kata 500 kullan. 2. kata 400. 3. kata 300.
Öyle saçma bir ağırlık merkezi ile yapıyorlar ki sırf gereksiz tepe ağırlığı dolayısı ile yıkıliyor binalar.
Biri bana bunu anlatsın. bu müteahitler fizik mi bilmiyor ?
İşin içinde olduğum için şöyle cevap vereyim. Piramit şeklinde yapılar yapamazlar duvarlar alanı daraltığı için. İlk apartmanlaşma Osmanlı dönemine ait batılılaşma hareketi ile 18 yy dan bu zamana kadar gelen süreçtir. İmar hukukunda ki düzenlemelere göre yapılmış olsaydı kentleşme dar bırakılmaz hemde iyi bir nizamda ilerlerdi. Zaten bu süreçlerin sorunu ta 20 yy a kadar dayanıyor. Kentleşme süreçlerinde yapılan yanlış bu seneleri vuruyor alınmayan önlemler ise cabası. Malzemeden çalanlara zaten söz bulamıyorum zamanın da malzeme yok lafı bir bahane olamaz dillerinde. YY. Öncesine dayanıyor bu mevzu.Ayrıca benim dikkatimi çok acaip birşey çekti.
Aramızda insaat mühendisi olan varsa aydınlatsın lutfen :
Yahu bütün çöken binalara bakıyorum. Hepsi de temeldeki kolonlardan yıkılıyor.
Binaları neden piramit tarzı bir mimari ile yapmazlar ? Kutu gibi evler yapmak kadar fiziğe zıt bişey olamaz.
1inci kata 1200 demir kullanıyorsun ok, ama sen 10uncu kata da 1200 demir kullanıyorsun.
Yahu bana mı saçma geliyor bu durum ? 10. kattan yıkılmıyor ki 1. kattan yıkılıyor. !
Agaçların bile gövdelerini mimari olarak kalından inceye doğru yaratmış yaratıcı. En temel fizik kuralı. Piramitler bile aynı mantikla yapılmıs.
Neden kutu gibi evler yaparlar ? tamam görüntü yine kutu gibi olsun. Ama her kata 100 demir kullanmak yerine 1. kata 500 kullan. 2. kata 400. 3. kata 300.
Öyle saçma bir ağırlık merkezi ile yapıyorlar ki sırf gereksiz tepe ağırlığı dolayısı ile yıkıliyor binalar.
Biri bana bunu anlatsın. bu müteahitler fizik mi bilmiyor ?
M.Ö ilk kentleşme yapıparını dönem dönem inceleyin açıkları daha net göreceksiniz. Hem bilinçsiz ürüyolar , hrmde bilincsiz kentleşme için sağa sola bina dikiyorlar.İşin içinde olduğum için şöyle cevap vereyim. Piramit şeklinde yapılar yapamazlar duvarlar alanı daraltığı için. İlk apartmanlaşma Osmanlı dönemine ait batılılaşma hareketi ile 18 yy dan bu zamana kadar gelen süreçtir. İmar hukukunda ki düzenlemelere göre yapılmış olsaydı kentleşme dar bırakılmaz hemde iyi bir nizamda ilerlerdi. Zaten bu süreçlerin sorunu ta 20 yy a kadar dayanıyor. Kentleşme süreçlerinde yapılan yanlış bu seneleri vuruyor alınmayan önlemler ise cabası. Malzemeden çalanlara zaten söz bulamıyorum zamanın da malzeme yok lafı bir bahane olamaz dillerinde. YY. Öncesine dayanıyor bu mevzu.
İşin içinde olduğum için şöyle cevap vereyim. Piramit şeklinde yapılar yapamazlar duvarlar alanı daraltığı için.
Umarım ki , gerçek bilge insanlar doğal yaşam alanımıza yönelik çalışmalar yaparlar. O kadar geç kalındı ki bazı şeyler için bu yüzden güzellikler diliyorum umarım ki herşey iyi olurIlla piramit şeklinde yapılmasın.
5 katlı bina düşün. Her kata 2000 kilo demir harcansa 5 kat için 10.000 kilo demir eder.
E zaten 1. Kattan yıkılıyor binalar. Hiç 3. Kata kadar yıkılan 5 katlı bina gördünüz mü?
O halde her kata 2000 kilo demir kullanmak bana saçma geliyor.
1. Kata 4000,
2. Kata 3000
3. Kata 2000
4. Kata 1000
5. Kata tamamen ince tuğladan örme metal sıkı tutunan bir malzeme kullan. Hortuma da dayanacak şekilde hermetik bir montajla monte et.
10.000 kilo ham maddeyi bir de böyle kullan bakalım depremlerde gördüğümüz dipten çökmeler yașanacak mı. Üst katlar zaten hafif kaldığı için basınç bile oluşmayacak. Hatta en șiddetli depremlerde yıkılma bile değil yamulma olacak belki sadece. Deprem bitince belki göçük bile oluşmayacak.
Yav adamlar deney yapmış ınternette. Sen de yap :
İki tene 2.5 litrelik șișeyi koy masanın üstüne. Biri yukarı kadar dolu, öbürü yarım dolu olsun. Salla masayı, hangisi düşer. Yukarı kadar dolu olan düşer. Çünkü ağırlık merkezi zeminden daha yüksek. Yarı boş şişe devrilmez kolay kolay.