Düşünceler

kıvep

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
1,516
Tepkime puanı
30
Şarj olduğumuz Uyku sırasında en sakın enerji durumundayızdır. En az hatta hiç düşünmediğimiz zaman dilimidir. Tabiki düşünceler asla durmaz, durması için ölmek gerekir. Ama yarı ölüm olan uykuda, düşünsel işlemler en aza iner. Doğru orantıda enerjide iner. Faal haldeki bir insandan daha az enerji kapasitesinde olunur. Düşünce ve enerjinin doğru orantıda olduğunu farz edersek, ne olur??

Bir insanın enerjisi azaldığı zaman, düşüncenin en az olduğu uykuya gecilir. Sistem düşünceleri durdurur, enerjimizi geri kazanmamız için uyku moduna gecer.
Meditasyonlarda düşünme sınırlandırılır, ayni uykuda olduğu gibi düşüncelerin yokluğu insanı sarj eder. Ama bu düşünsel aktivitelerin durduğu sürelerde en az enerjimizin olduğu en savunmasız durumlarda oluruz.

Uykudan uyanıp, düşünceleri başlattığımızda enerji dolu bünyeler oluruz. Düşündükçe enerji artar.
Bu düşüncelerin içine dışardan psısik yollarla girmeye calışan biri, demir bir kalkana çarpmış gibi olur. İnsan var olan enerjisiyle güçlü ve içgüdüsel olarak kendini savunur. Dışardan kurduğunuz köprüler, açtığınız kapılar, çapalamalar vs. Hepsi engellenir. Güçlü yada güçsüz bütün insanlar kendi düşüncelerini doğuştan koruma yeteneğiyle doğarlar. Dışarda yapılan tüm saldırılar savunma duvarlarına çarpar. İstediğiniz kadar maddesel imajinasyonlarla köprü kurduğunuzu, ipler atığınızı hayal edin, başaramazsınız. İnsanların kafası yol gecen hanı değil yada açıp yarabileceğiniz bir karpuz hiç değil.

Eğer insanların düşüncelerini merak ediyorsanız, insanların kafalarından vazgeçin. Sadece bir bütün olarak insanın kendisine bakın. Dediğim gibi dıştan saldırılar işe yaramaz, tek başına olduğu sürece. Yanında "empati" adlı silahımız olmalı. Empati kurmayı öğrenmek yıllar alır. Amaç, karşımızdaki insanı kendimiz gibi hissetmek, anlayıştan oluşan bağlarla yollar açmaktır. Bu bazısı için yıllar sürer, bilirsiniz bazısıda yıllar yıllar geçirdiği kişiyi bile tanıyamaz. Bazısıda on dk içinde empati bağlarıyla karşısındakine bağ atabilir. Çok profesyonel olduğu için olabilir yada frekansları tuttuğu için daha çabuk olmuştur. Birisinin kafasını kazmak delmek içindeki düşünceleri çıkarmak mümkün değildir. Öldüren iç güdüyü tüm canlılar hisseder. Siz daha bir kuşu görüp ona dokunmak için uzanmadan kuş uçar. Hayvanlar av olucaklarını hisseder. İnsanlar neden hissetmesin? Bize kötü kötü bakan bakışları bile kafamızın arkasında hissederiz.

Siz birinin karşısına gecip" şimdi düşüncelerini ele geciricem" diyerek kötü adam mantığıyla taarruza gecerseniz. Akın akın öldüren içgüdü salmış olursunuz
Karşınızdaki kişi bunu hemen hisseder ve düşüncelerini kapatır. Bu yüzden bu ölümcül içgüdü olayını bırakmalıyız, bunun için 2 çözüm var. Ya görünmez olmalısın, ki psişik olarak mümkün. Yada karşımızdaki kişinin bir parcası olarak ona katılmalıyız. Bu ancak empatiyle mümkündür. Empati benim gözümde insan kinezisi gibidir. Nasılki su toprak ateş gibi elementlerler kinezi ile işlenirse, empati ile de insanlar işlenir. Yabancılara kapalı ama bizi anlayan insanlara hep açığızdır. 10 dk konuştuğu bir yabancıya en yakınına anlatamadığı derdini pat diye anlatan kişiler, belki ağızlarından çıkanlar dışında kafalarından çalınan düşüncelerin farkında değildirler. Empati bulduğu kişiye ağzımız dışında, beynimizde açılır. Hayvanları kaçıran öldüren güdünün zıttı olan empati insanları çeken birbirine bağlayan şeydir. İster gerçekten empati kurun, ister sadece empati boyasıyla saklayın kendinizi. İnsanların düşüncelerini merak eden kişiler öldüren güdülerini saklamazlarda, diğer insanların enerji duvarlarına çarpmakla yetinirler. O çarpma anında belki birkaç şey sezebilirler, bir kaç kelime maksimum, düşünceye kısa bir temastır o derine işleyemezler.


Bu çarpma anlarını düşünce okudum, basardım sanabilmek doğaldır. Peki hep böyle çarpıp duracakmıyız? Yokmu bunun baska yolu, o kalkanı kıramazmıyız ? Soruları olabilir. Tercihen kalkanın dostu olup işlemek daha kolayken Empati seceneğini reddeden bu yolu çok uzun ve zor bulanlar olabilir. Frekansları yada kişilikleri uyumlana yolunu secmemiştir. Bu konuyu yin ile yang a getirir. Yang empati yoluna sempati duyar ve bu yöntemle uyumludur. Yin başka yolların peşindedir. Yazının en başında söylediğim konuyu burada bağlamayı düşünüyorum. Düşüncelerimiz enerjimizle doğru orantılır. Bu yöntemle kişinin enerjisi çekilir yok edilir azaltılır. Enerji azaldıkça düşünce dalgalarıda durur. Dalgasız sakin bir denizde yüzmekse çok kolaydır. Enerjisini azalttığınız bu kişiyi kontrol etmekte çok kolaydır. Enerjisi biten, düşünceleri duran insan karanlıkta kalmış gibidir. Sizde en yakınındaki ışık kaynağı olursunuz. Siz nereye çekerseniz o yöne gider. Karanlıkta kalan kişi ışığı takip eder. Bu yöntem ikna ve kontrol etmeyi içerir. Bu yöntemi kullanmak ne kadar kötücül olsada sizi bir yin yapmaz. Yin ve yangların yöntemleri bazen kesişebilir.
Yöntemlerin yapılışını yazmaktan ziyade, mantığını açıklamak istedim. Çünkü bunlar gercek hayatta cinlerden, uzaylılardan yada hayaletlerden daha sık karşılaştığımız karşılaşma ihtimalimizin olduğu durumlar. Ve burda bir yöntemi anlatırsam biri şans eseri okuyup bana kullanır diyede üşendim :D

-Benim yazımdır, alıntı değil.-
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Hmm çok güzel.Demek elinizde daha önemli bilgilerde var.:)
Empati konusunda Adam Fawer-Empathy kitabı gerçekten hem edebi bakımdan olsun hemde aydınlatma açısından güzel bir eserdir.Biraz uzun ve yer yer de oldukça sıkıcıdır.
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
Bende geri kalan yöntemleri merak ettim:D.Anladığım kadarıyla empati yoluyla bir kişinin düşüncesi durgun bir su halini aldığında o düşünceye hakimiyet daha mümkün ve daha kolay.Kıvep burda püf nokta em pati ise bir detay sormak isterim, empatide kısa sürede nasil yol alınır ?Empati kolay gibi algılanan bir konu ancak bence bir o kadar zor.Empati kısa zamanda nasıl başarılır sizce?Yazıda yeterince üstunde durmuşsunuz ,sadece zaman olarak ele aldığımda daha kısa sürede yol almamiz nasil mumkündür empatide?Bu anlamda görüşünüzü almak isterim.:)
 

Sheriff

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Haz 2015
Mesajlar
201
Tepkime puanı
7
Konum
Wonderland
İş
President of Big PimP AÅž
Bende geri kalan yöntemleri merak ettim:D.Anladığım kadarıyla empati yoluyla bir kişinin düşüncesi durgun bir su halini aldığında o düşünceye hakimiyet daha mümkün ve daha kolay.Kıvep burda püf nokta em pati ise bir detay sormak isterim, empatide kısa sürede nasil yol alınır ?Empati kolay gibi algılanan bir konu ancak bence bir o kadar zor.Empati kısa zamanda nasıl başarılır sizce?Yazıda yeterince üstunde durmuşsunuz ,sadece zaman olarak ele aldığımda daha kısa sürede yol almamiz nasil mumkündür empatide?Bu anlamda görüşünüzü almak isterim.:)

Hiçbir insan farklı değildir, sen ne düşünüryosan karşındaki kişide aynı şeyleri düşünebilir, bu şekilde düşünmek empatiye ilk adımını atmanı sağlar. Buradan kısa şekilde anlatmak olamaz tecrübeyler öğreneblirsiniz sn. angeles :) bu dediğimi uygulayarak zamanla empatiyi tamamen çözebilirsiniz :D dediğim gibi tecrübe edinin.
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
Hiçbir insan farklı değildir, sen ne düşünüryosan karşındaki kişide aynı şeyleri düşünebilir, bu şekilde düşünmek empatiye ilk adımını atmanı sağlar. Buradan kısa şekilde anlatmak olamaz tecrübeyler öğreneblirsiniz sn. angeles :) bu dediğimi uygulayarak zamanla empatiyi tamamen çözebilirsiniz :D dediğim gibi tecrübe edinin.
Değerli bilginizle katkıda bulunduğunuz,fikrinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.
Paylaşım başka bir bakış açısını görmemi sağladığından halen konu sahibinin tüyolarını bilmek istemekteyim.:)
 

Mahrusa

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Nis 2014
Mesajlar
97
Tepkime puanı
21
Düşünce okuma aşamasına gelmedim ama kendimi karşımdaki insanın bedeni benimmiş hissine sokabiliyorum sanki aynaya bakarsam onun yüzünü görecekmişim hissi oluyor bende :)
 

kıvep

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
1,516
Tepkime puanı
30
Empatinin belli aşamaları vardır. Anlatmak istemediğim bu yöntemlerin nasıl yapıldığı, yazdıklarım sadece başlıklar esas olarak herbir başlığı öğrenmek uygulamak yıllar sürer. Yin yöntemlerinden çok yang ın empatisinin yollarıEsas olarak tanımakla olunur. Tanıdığımız kişilerle hazırda atılmış bir bağ bulunur. Tanımadığımız kişiler için ilk adım gözlemleme ve bakış açısını kazanmaktır. Onun gibi olmak amaçlanır. Bu aşamada eğilme ve çekme olarak iki ayrı yol vardır. Ya onu kendi enerji alanımıza cekeriz bu profesyonellerin yaptığı hızlı yol. Yada kişiye göre eğilir onu taklit eder, onun aynası olduğumuzu gösteririz, benzer enerji yayarak dostluk kazanırız. Benzer frekanslar birbirinin içine girer.
Bazen ayni anda güldüğümüz neselendiğimiz kişilerle empati kurarız farkında olmadan buda taklit yoludur. Bu yöntemlerin yolların onlarca açılımı var
Hepsini öğrenmek ölene kadar sürer heralde:) ama biri hakkında düşünsel tehdit olduğunu anlamak daha kolay ve kısa sürer sonra bunuda yazayım:)
Bende geri kalan yöntemleri merak ettim:D.Anladığım kadarıyla empati yoluyla bir kişinin düşüncesi durgun bir su halini aldığında o düşünceye hakimiyet daha mümkün ve daha kolay.Kıvep burda püf nokta em pati ise bir detay sormak isterim, empatide kısa sürede nasil yol alınır ?Empati kolay gibi algılanan bir konu ancak bence bir o kadar zor.Empati kısa zamanda nasıl başarılır sizce?Yazıda yeterince üstunde durmuşsunuz ,sadece zaman olarak ele aldığımda daha kısa sürede yol almamiz nasil mumkündür empatide?Bu anlamda görüşünüzü almak isterim.:)
 

kıvep

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
1,516
Tepkime puanı
30
Sembol imajine etme bu yöntemlerden biridir. Bir sembolun kutsal bir hediye olması yada sadece bir şekil ve çizimden ibaret iken o sembolu imajine eden diğer zihinlerlerle arada oluşan enerji bağından dolayı, semboller en çok kullanılan ve teorik olarak çok yararlı olan koruma yöntemidir. Her millet, toplum grup hatta ailelerin böyle sembolleri var. Günümüzde gözümüze çarpıp değerini anlayamadıklarımız yada sır gibi saklanan semboller. En bilinenlerden lotus çiçeğinin sembolü var. Şahsen bende sembol imajine etmenin daha yararlı olduğunu düşünüyorum. Tek kötü yanı fazla konsantrasyon ve enerji istemesi ve hemen başarılamadan, üstünde çalışmaya ve egzersizlere ihtiyaç duymasıdır.


Bunu bizden önce yaşayan insanlarda düşünmüşler ve daha kolay bir sembol bilmesede her insanın başarabileceği yollar aranmış. Şimdi herkesin bildiği ünlü koruma daireleri yada kalkanlar mı denir? Kim neden böyle bir şey dedi bilmiyorum. Zihnimizde bir enerji topu oluşturup bunu bir tabağa koyarak evrene al ye demekle ayni şey bu durum. Kalkan yada koruma baloncukları imajine etmeye calışmak, çok tehlikelidir. O oluşturulan enerji kalkanının nasıl korunacağı bile bilinmeden etrafına bir kat enerji koyarsın. Kalkan değil çıplak korunmasız parlak saf bir enerjidir. Özellikle korku anlarında bunu yapmak çok zararlı. Bir kalkan, kendi korunma kalkanı olmadan etrafınızda öylece durur ve sadece etrafa saçtığınız bir enerjiden ibarettir. İçinizde en azından güvenle duran enerjinizi dışarı saçarak bir kalkan oluşturulduğu düşünmemek gerekir.
Korunma baloncukları yapmak uzun çalışma ve hazırlıklarla üzerinde düşünülesi konudur. Normal anlarda bile yapmak zorken, korku gibi iç dengemizin bozulduğu anlarda yapmak enerji ziyanıdır. Pek çoğumuz gözlerini kapatıp hemen çevresini saran bir enerji hayal eder. Bu enerji sizi nasıl korur? Peki bu enerjiyi siz koruyabilirmisiniz? Daha sonra bu hayal ettiğiniz duvar nereye gider?
Evrene dağılır, ziyan olur. Amaç, enerjiyi içte tutmakken, dışarıya saçmak neden?

"""Sağlıklı bir kalkan, yaratıcısı onu tekrar alana kadar orda olmaya devam eder""" Zamanla silinip giden enerji balonları kalkan değildir maalesef. Bazen Hiç birşey yapmamak, bir şey yapmaktan daha iyi olur . Durup dururken enerjimizi kalkan yaptım yanılgısıyla dışarı yönlendirmek ve silinip gitmesine izin vermek hem insanı enerjisiz bıkarıp yorgun düşürür hemde koruma görevini yerine getiremez.
Kısaca kalkan oluşturmak herkesin yapamayacağı, bilinsizce yapılmaması gereken uygulamadır. Dışarı enerji saçmakla kalkan arasındaki fark uzun çalışmaları gerektirir. Yıllar alan,çok emek ve işlem gerektiren psişik yönlendirmedir. Kalkan ve koruma çemberi gibi teknikler vardır ama anlatılması bu kadar basit değil.


Bu kadar zorsa ne yapacağız, kendimizi savunmasız mı bırakalım?
Tabiki daha çok teknik vardır. Aslında temel amaç enerjimizi korumak, sabit zarar almadan savunmak olduğu için temel teknikte enerjimizi içte tutmaya çalışmaktır.
Koruduğumuz şey kolumuz bacağımız değil, bizzat bir bütün olarak kendi varlığımızdır. Fiziksel bedenimizi değil, psişik savunmalar psişik bedenimizi korur.
Korktuğumuz anlarda içimizdeki denizde dalgalar fırtınalar çıkar. Enerji dalgalarımız dışarı taşmadan kontrol etmek, sabit tutmak ilk yoldur. Korku dışa doğru bir enerji patlaması yaratırken, tam zıttı içe doğru bir enerji patlaması korunmayı sağlar. Merkezleri karıştırıp konuyu dağıtmayayım. tam gögsün ortası yada karın kısmımız içe çekme merkezi olarak kullanılabilir. İçe doğru bir dalgalanma hayal edebilirsiniz, çevrede ne varsa merkeze çekme, başta uzun sık dalgalanmalar azalarak merkezde birikip yok olur. Herhangibir nefes tekniği yok. Seçtiğiniz merkezden çıkan yada teoride gecen 1. Nefes tekniğide yardımcı olur.
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Konuyla ayna nöronların çok alakası yok ama empatinin de yardımıyla insanların üzerinde nasıl etki bırakılabileceğini anlatan güzel bir video:)
Aslında çok alakası var. Empati ayna nöronlar sayesinde güçlenir. İyi yakalamışsınız meseleyi sonra bırakmışsınız. :)


-Sağlıklı bir kalkan, yaratıcısı onu tekrar alana kadar orda olmaya devam eder

-Korunma baloncukları yapmak uzun çalışma ve hazırlıklarla üzerinde düşünülesi konudur. Normal anlarda bile yapmak zorken, korku gibi iç dengemizin bozulduğu anlarda yapmak enerji ziyanıdır. Pek çoğumuz gözlerini kapatıp hemen çevresini saran bir enerji hayal eder. Bu enerji sizi nasıl korur? Peki bu enerjiyi siz koruyabilirmisiniz? Daha sonra bu hayal ettiğiniz duvar nereye gider?
Evrene dağılır, ziyan olur. Amaç, enerjiyi içte tutmakken, dışarıya saçmak neden?

-Fiziksel bedenimizi değil, psişik savunmalar psişik bedenimizi korur.
-Kişi ne kadar profesyonel olursa olsun, dış destek almadan böyle bir kalkan mümkün değil zaten. Bu tarz bir kalkan ancak özel hazırlanmış bir cisme enerjiyi aktarıp, evrenin genel enerjisine bir bağ kurdurarak mümkün hale gelir. Örneğin özel koruyucu tılsımlar. Çünkü bir yerden sonra kim olursa olsun anlık bile olsa enerji kırılması yaşayacaktır ve bu savunma açığı anlamına gelecektir. İşini bilen biri bu açıktan faydalanacaktır, ister insan ister varlık.

- Dediğiniz gibi korunma yapacağım derken enerji ziyan edilmesi çok sık rastlanan bir sorun. Yanlış yere kanalize etme ve etkin kullanamama durumu oluşuyor. Bunun yanı sıra bahsettiğiniz ''içte tutmak varken, dışarıya saçmak neden'' durumu aslında hep geçerli değildir. Özellikle enerji alanını dışa taşıyıp genişletmek hem savunma hem de karşı saldırı için elzemdir. Eğer ki kişi gizlenmek ve/veya yaptığı şeyde iz bırakmamak istiyorsa dediğiniz duruma geçilir. Derseniz ki ben hep gizli kalacağım böyle kendimi savunacağım evet bir nebze amacınıza ulaşırsınız ama günlük hayatta da insanların gözünde gerçekten de silinmeye başlarsınız. Bu da pek iyi sonuçlar doğurmaz.

-Burada bir ayrım var. Mesele beyinsel saldırıları ise hem madde hem enerji bir bütün olarak ele alınır. Düşünce bedeni, beden düşünceyi etkiler. Yani psişik savunmalar aynı zamanda fiziksel bedeni de koruyabilecek potansiyeldedir. Ki zaten makbul olanı budur. Basitçe hipnozdan örnek verirsem, acı çekmeden normalde yapılamayacak şeyleri yapıyorsunuz ve bedeniniz zarar görmesi gerekirken bu zararı engelleyebiliyorsunuz. Bu da sadece düşünce sistemindeki komut sonucunda yeniden kodlamayla oluyor. Yani düşünce bedeni korumuş oluyor. Psişik savunmaların da temeli zaten düşünce olduğundan, fiziksel beden de bu şekilde korumaya alınabiliyor. Beyindeki fiziksel alanlar korunmadan zaten etkin bir telepatik savunma sistemi düşünülemez.
 

kıvep

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
1,516
Tepkime puanı
30
Sn chillout, elimden geldiğince yanıtlamak isterim. Bahsettiğiniz durumları başka yazılarımdada açıklamayı düşünüyorum.


- evet, psişik koruma yapılırken enerji ziyanını anlattım. Bunu zaten profesyonel biri yapmaz. Daha çok yeni başlayanlara yönelik yazdım. İçte tutmak varken dışarı saçma durumunu ilk adımlarda yapılan en yaygın kayıplardan. Konulara yeni başlayan kişilere sizin anlattığınızı söylersek, hem saldırı hem enerji genişletereı savunma ileri adımlar olur. Zaten psişik olarak ilerleyemememizin sebebi hep ileri seviye konuların anlatılması. İlk olarak var olan enerji korumayı ilk basamak olarak anlattım. Bende ileriki konuları daha sonra anlatıcam.


- Fiziksel varlığımız ve psişik varlığımız bir bütündür. Fiziksel olarak aldığımız yaralar nasıl acıtırsa, psişik yaralanmalarda acıtır. Bunu anlamak kolay mıdır zor mudur bilemem ama çoğunlukla kimse anlamaz. Neden böyle üzgün, depresyonda yorgun ve enerjisiz hissedildiği anlaşılmadan hayata devam edilir. Ama acı veren ilerlemeyi engelleyen bir zarardır. Psişik savunmalar psişik bedenimizi korur ve ###psişik yaraların fiziksel olarak hissedilmesini engeller. Yani fiziksel bir zarar almadığımız halde, dokunma hissi, çarpma, kızarıklık ve kaşıntı vs. vs. Daha çok şekilde kendini gösterebilir. Bunlar fiziksel zarar aldık demek değildir, psişik yaraların dışa vurumudur. Aslında yara psişik bedende bulunur. Yani psişik saldırılar psişik bedeni etkiler, bunun sonucu oluşan yaralarsa fiziksel bedeni etkileyebilir.
 
Üst