Tüm Anadolu da olduğu gibi Hubyar-
Sıraç topluluklarında da al-karısı
inancı vardır. Bu sebeple hamile kadın
daha doğum yapmadan önce
beklenmeye yalnız bırakılmamaya
çalışılır. Hamile kadın doğum
yaptıktan sonra da yanında mutlaka
bir erkek çocuk veya yetişkin.
Süpürge, iğne, kitap (Kuran veya
Buyruk), erkek elbisesi loğusa kadını
al karısından korumak için konur.
Ayrıca loğusa nın başına demirden
malzemeler balta, bıçak, nacak, zevle
v.b malzemeler konur.Tüfek atılır. Al
Karısının kapalı kapılar ardından giren
hayalet gibi bir şey olduğu
söylenmektedir. Loğusa kadının
sevdiği bir insan kılığında gelip, loğusa
kadının ağzını açtırmaya uğraşırmış.
Al karısının parmakları uzun ve
kemiksizmiş, kadın ağzını açınca
rahatlıkla parmaklarını ağzından içeri
sokup kadınların ciğerini alırmış. Al
karısı ahırlara girip atları koşturmayı
çok severmiş. Al karısı uzun saçlı bir
kadın tipindedir. Al karısında bulunan
iğne alındığı takdirde bir yere
gidemediği ve bu yolla teslim
alındığına inanılmaktadır. Hubyar
Köyünde Ürfangil den birisi ahırdaki
atın üzerine yapışkan kara sakız
yapıştırmış ve al karısı ata binmiş bir
daha inememiş. Böylece al karısı
yakalanmış. Yakalayan kişi al karısının
yakasında bulunan iğnesini almış ve al
karısını attan indirmiş. İğnesi alınan al
karısı hiçbir yere gidemez olmuş.
Kendisine iş yaptırmaya ve
konuşturmaya başlamış. Anlatılanlara
göre yoğurduğu hamur , pişirdiği
ekmek bitmez imiş. Ürfan Ocağından
bu kişi al karısına yemin ettirir ki bir
daha bizim sülalemize hatta bez
parçamızın değdiği yere
uğramayacaksın diye. Al karısı yemin
eder ve iğnesi verilerek serbest
bırakılır. Al karısı giderken benden her
şeyi öğrendin eme öldürdüğüm kişileri
nasıl kurtaracağınızı öğrenemedin der
ve kaçar gider.Anlatılan kişinin Al
karısı ile cinsel ilişkide bulunduğu bile
anlatılmaktadır.
alıntıdır...