Aslında büyü çeşitleri, artıları eksileri çok tartışıldı. Şifacılıkta bir tür büyücülüktür yerine göre,ölü diriltmekte,diriyi öldürmekte
Yapılan büyülerin ahlaki boyutu iyiniyetli olanlarda dahi tartışma konusudur ve bazı din /inanışlarda kaderine terk prensibi vardır.(yaralıyı iyileştirmek yerine kaderinde ölüm varsa ölür yoksa yaşar demek gibi)
Her topluluk kendi terazisine sahiptir ve o teraziye göre iyi ve kötüyü değerlendirir
Büyü her zaman için kolay yoldan elde etmek anlamına gelmez-bazen bedelleri ağırdır.
Sair bedellerin dışında pek çok toplumda iyi veya kötü yönde büyü yapan olarak tanınmak bile ortamına göre bir bedeldir-insanlar kapısını çalar-sunduğu büyüyü alır fakat sonra onu öteler-ona şüphe ile bakar
Büyücü-has olanlar tabi- ilmini eğitimle el alarak ya da başka yoldan edinmiştir-ya da doğal yeteneği vardır,bu hediye ile doğmuştur.
Zaman zaman -aslında defalarca paylaşıldı bu konu-hatırlatmış olayım-malzemeler pahalıdır,sadece malzeme rakamı da değil büyüye göre üzerine aldığı yük ağırdır ve yüksek meblağlar talep edebilir
Zaman zaman bir sır olanı öğretmek için bedel talep edebilir-
Burada bilginin bedelli ve bedelsiz olması üzerine yapılan tartışmaların tarihin en eski zamanlarından beri yapıldığını hatırlamamız gerekir.
İnsanın tabiatında vardır-ortada önüne serileni görmez hep ondan saklandığını sandığının peşinde koşar. Öyle olmasa Adem o elmayı yer miydi diye hep düşünmüşümdür.
Bazen verileni takdir edebilmek için bedelini ödemeniz gerekir,öyle anda dahi takdir ettiğiniz bilginin kendisi mi yoksa ödediğiniz bedelin yüksekliği mi olduğu önemlidir/belirleyicidir.
Takdir yeteneğiniz varsa zaten verileni görür ve alırsınız-o zaman arayışınız yön değiştirir.Bu sularda (sanal markalaşmış tarifler) gezinmezsiniz.(bu konuda çok paylaşıldı)
Diğer taraftan din /inanç büyüden ve büyücülükten algıda farklıdır. Kelam'ın para ile satılmaması prensipte vardır ancak diğer taraftan temsili vaizlerin rahiplerin de hayatlarını idame ettirmeleri gerekir-bu da para ile olur. Eskilerde maaşlı olanların haricinde, sözleşmeli gibi köy veya mahalle halkının tuttuğu imam ya da rahipler vardı-halen var mı bilmiyorum.Şimdi çoklukla maaşlılar. Mezarlıklar da yahut evlerde mevlut-hatim işlerinde davet yapılan kişilere bir tür hediye gibi emek karşılığı ödemek ve helalleşmek adette var- dindeki yerinden bilmiyorum. Pazarlığı olduğuna şahit olmadım. Hani burada nasıl baktığınız çok önemli-para para diyen birisi yerine ben duayı kendim okur,parayı rahmetlinin hayrına hayr olsun diye dağıtmak tercih ederim başkası başka türlü tercih eder- gelenekler-inanç doğrultusunda takip edilirken, inançtaki yeri ve özünü bilmek anlamaya çalışmak aslında en iyisidir, onu bilince bu tip kavramsal kargaşalar da minimuma indirgenmiş olur