Adâlet Sizce Nedir?Dunyada Adâlet Var mı?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
ALLAH'IN ADALETı

"ADALET", O'nun, hangi amaçla yarattıysa, o amaca uygun olarak birime hakkettiğini vermesinin; dildeki adı!
Herkes ne iş için varedilmiş ise; hangi ismin mânâsının açığa çıkmasına vesile olmak üzere varedilmiş ise; O ismin gereklerini hakketmiş demektir !
İşte bu mânâda adalet, onun hakkettiklerini almasıdır!
* * *
“Allah adl sahibidir”, demek, herkese hakkettiğini verir demektir!
Adl’in gerçek anlamını kavrayabilmek için, olaya mutlaka Hakk’ın indinden bakmak mecburiyeti vardır.
Mâdem ki Allah, kendi esmâsının mânâsını seyretmek üzere âlemleri var etmiştir; bu takdirde her varettiğinin hakkını da, varediş gayesine uygun olarak verecektir.
İşte budur adalet!


ALLAH’IN ADALETİNDE HERKES PAYINA NE DÜŞERSE
ONA RAZI OLMAK ZORUNDADIR!
”Adalet” deyince biz ne anlıyoruz?
Eşitlik!... Herkese eşit muamele!…
Hayır!…
Halbuki, “adalet, “ her birimin hak ettiğinin verilmesi; veya, her hak etmediğinin verilmemesidir! Herkese eşit vermek değildir, adalet!
Her birimin kendi yapısına, özelliğine göre hak ettiğinin verilmesidir.
Biz herkese eşit muamele diye anlıyoruz. Ve sonra, “herkese eşit vermiyor!” deyip, suçlayacak makam arıyoruz.
Allah Kurân’da, her kese eşit vereceğim diye bir şey söylemiyor ki! “Ben Âdilim!” diyor.
İşte, bunun gibi bir çok şeyi bizler yanlış anlıyoruz. Ondan sonra da, bu yanlışlığı getirip, tanrımıza bağlıyoruz.
Tabii ki, bu durumda tanrıyı beğenmeyip; “haydi canım, böyle tanrı olmaz!” diyoruz.
Allah adaletinde, herkes payına ne düşerse ona razı olmak zorundadır!
Allah, herkese, dilediği ve takdir ettiği kadarını verir; ki bu da onun “hakkettiğidir”!
Allah herkese hakkettiği kadarını verir; ki Allah`ın “Adl sahibi” olmasının anlamı da budur!

ALLAH’IN ADL OLUŞU,
YAŞAMIMIZI NASIL YÖNLENDİRMELİDİR?
ALLAH, herkese eşit mi davranıyor?
Yoksa, herkese ortaya koyduklarının karşılığını mı veriyor?
Adalet, herkese hakkettiğinin karşılığını mı vermektir?
Bunun cevabı yaşamımızı nasıl yönlendirmelidir?


ADALET NE ZAMAN YERİNE GELİR?

Kim neyi hakketmiş ise, o hakkettiğini aldığı zaman adalet yerine gelmiştir.
Halbuki, sanılır ki, herkese eşit davranmak adalettir! Bu yanlıştir. Hakkını, hakkettiğini vermemek zûlümdür!
Ahmed Hulusi'den Kavramlar

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

*Adalet kavramını araştırdığımda hakedene hakettiği kadarının verilmesi olarak karşıma çıktı.Ben hakettiği verilmeyen pek çok örnek biliyorum.O zaman onlar ne?Bana göre adalet herkesin eşit olmasıdır.Bu konuda ne düşünüyorsunuz?Dunyada adalet var mi?Adalet sizce nedir?
Tek ricam lutfen konu inanç tartışmasına dönmesin.Teşekkürler!9
 

origanum

Yönetici
Katılım
15 Eki 2008
Mesajlar
3,090
Tepkime puanı
377
Ben bu adalet kavramını bir yerde açıklamıştım ama tam anlaşılmamış demek. Adalet sadece bu yaşadığımız alemle sınırlı değil. Buraya gelmeden önceki alemde neler yaptık biliyor muyuz, onun bedelini şimdi ödediğimizi, tıpkı burada yaptığımızı öteki tarafta ödeyeceğimiz gibi.
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
Başlık ilk kısım adalet olacak yanlış çıktı.

Daha önce yaptığın açıklamayı hatırlamadım Origanum.O zaman adâlet diye birşey yok diyebiliriz.Önceki âlemde yaptıklarımızı hatırlamadığımız bir düzende bundan sorumlu tutuluyor olmak adâletsizliğin başlangıcı değil mi?
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
İnsanın yaptığı bir mantık hatası var burada.Bu sözlerim tamamen yaratılışa inanan insanlar içindir (Farklı inançlara ait insanların bulunduğu bir ortamda olduğumuz için bu uyarıyı yapma gereği duydum)

Biz adalet kavramına bakarken topyekün bu alemde varolmuşuz gibi bir yanılgıya düşüyoruz bu alemde varolan ölümlü bedenimizdir ruhumuz burada hicrettedir bir nevi asıl yurdumuz burası değildir.İnsan öte alemdeki zamanını hatırlamadan buraya geldiği için hernekadar inanıyorum desede bilinci dünya alemine endekslidir ve adalet kavramını incelerken de bu bilinçten sıyrılamıyoruz maalesef.Bu kısmı anlamak için bazı misallere ihtiyaç duyabiliriz.Mesela ürkek bir çocuğun okula ilk başladığı günü anımsayalım,o çocuk okula gittiği ilk gün sanki bir çölde terkedilmiş gibi davranıyor korkuyor ve ağlıyor ama annesi onu okulda içi rahat olarak bırakabiliyor.Neden peki ? Çünkü biliyor ki ders bittiğinde annesi onu alıp evine götürücek ve çocuk annesinin koynunda uyuyacaktır gene.Biz adalet kavramına bakarken okula yeni başlayan bu çocuk gibiyizdir.Buraya niye geldim şunlar niye böyle bu niye böyle,hatta aşırı kırılgan çocuklar "ben ne yaptımda annem beni burada bıraktı" derler.Bizde böyleyiz.Allah bunu neden böyle yaptı onu niye şöyle yaptı vs. deriz.Biz okula başlayan bir çocuk gibi olduğumuz için buna anlam veremeyebiliriz.Ama bizi birgün asıl yurdumuza geri alıcak olan Allah oraya döneceğimizi oradaki bilincimizi biliyor ve o yüzden rahat.Aynı bir okul ortamı gibi okulda yaşanan sıkıntı nasılki okulla sınırlı ise bizim içinde dünyadaki sıkıntılar öyledir.İnsanın algısı bilgisi kadarıncadır derler.Bizim bilgimiz sınırlı yaratıcının bilgisi ise sınırsız dolayısıyla onun adalet düzenini anlayabilmemiz pek mümkün değildir.Çünkü biz en basit olaylara bakarken bile daima bu dünya bilinci ile bakıyoruz Allah ise bizim şu an bir oyalanmada olduğumuzu ve asıl yurdumuza döneceğimizin bilinciyle kaderimizi dizayn ediyor.
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
Tabiki Allah'ın vardır bir bildiği.O'nun bildiğini bilmem olanaksız zaten.Dünya hayatındaki hâlimle sorgulayabiliyorum ben ancak.
Daha günlük ve sıradan hayatta insanların eşit olmadıkları durumunu bir yana bırakırsam ,çok ciddi farklı durumlarda yaşıyoruz hayatın içinde...Ben de örneklendireyim;adamın biri bombalı bir saldırıda kolunu bacağını kaybediyor,bir genç kız( geçen yıl bunun en ağır örneğini gördük biliyorsunuz),acımasızca tecavüze uğruyor ve öldürülüyor hattâ bir bebek özürlü dunyaya gelebiliyor vs.. bu örnekler çoğaltılabilir .Şimdi dediğim gibi günlük olası eşitsizlikler bir önceki âlemin karşılığı dedik,bunlarda mı o âlemde ektiğimiz tohumların karşılığı?Eğer öyleyse bu çok ağır bir sınanma.
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Dediğim gibi bizim bilincimiz hep bu dünya ila bakıyor.
Burası imtihan yeri.Kimimiz güzelliklerle kimimiz kötülükler ile imtihan ediliyoruz.
Bunda bir adaletsizlik yok sadece sınanmaların derecesi var.
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
İşte bu dereceler bazen kabullenilemez derecede ağır oluyor örneklerdeki gibi...Her ne kadar bu dünya gözüyle baksamda...Böyle bir imtihanı hakedecek birilerinin olduğunu düşünemiyorum.
Tüm görüşlere saygım hepinizinkine sonsuz..Ancak sınanma derecelerinde de
adâleti aramaktayım.
 

origanum

Yönetici
Katılım
15 Eki 2008
Mesajlar
3,090
Tepkime puanı
377
Başlık ilk kısım adalet olacak yanlış çıktı.

Daha önce yaptığın açıklamayı hatırlamadım Origanum.O zaman adâlet diye birşey yok diyebiliriz.Önceki âlemde yaptıklarımızı hatırlamadığımız bir düzende bundan sorumlu tutuluyor olmak adâletsizliğin başlangıcı değil mi?

İyi de öteki aleme hata yapılırsa cezalandırılacağı bilgilendirilerek gönderiliyor kişi, yoldan sapmaması tembihleniyor, nefsine uymaması sadece tekamülü için gerekenleri yapması. Tıpkı şu anki hayatımızda olduğu gibi. Öbür tarafa gidince arafta dank ediyor ancak gözlerinin kör olduğu ve nefsine uyduğu. Cehennem diye dünyaya gönderiliyor ve çeşitli zorluklara maruz kalıyor, cezasını çekiyor. Örneğin işkencede ya da tecavüz edilip öldürülenler, doğuştan sakatlar veya belli bir amansız hastalığı olanlar cezası devam edecekse yaşayıp daha başka acılar da deneyimliyorlar ve intihar etmek de yasak zira en baştan bir daha bu cefaları çekmeleri anlamına geliyor, yine dayanamayıp veya unutup intihar edenler sil baştan ceza görüyorlar, sonra da birileri yazık diye acıyor onlara ne şanssız ne kadersiz gelmişler dünyaya, diye. Hiç de öyle değil, gayet kaderleri ile dünyaya geldiler. İnsan gördüğü kadarından ibaret sanır herşeyi. Buzdağının altı var bir de. Tüm kutsal metinlerde ve sözlerde anlatılmak istenen ortak noktalar belli. Unutulan kurallar ve olası sonuçları sembollerle anlatılmaya çalışılmış. Amazonda bir kabilede de olsa gökdelenlerin tepesinde de yaşasa insanlara erdemli olmaları konusunda bir miktar bilgi aşılanıyor. Gerisi mayasına kalmış insanın, tutana kadar deneyecek, deneyimleyecek. Tekamül öyle zırt diye çıkılan bir mertebe değil ne de olsa.
Ahirete iman, imanın şartlarından ben öbür tarafa inanmıyorum diyenlere farklı şekilde açıklama yapılabilir, özü aynı aslında her inancın, sembolizmi farklı.
 

asterix

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2013
Mesajlar
743
Tepkime puanı
105
Evrensel anlamda adalet vardır,ilahi adalet vardır olmazsa evrenin dengesi bozulur ,dünyada adalet yok gibi görünür çünki biz olayın büyük bir kısmını göremeiyoruz ve görebildiğimiz zaman dilimi çok kısa olduğu için dar bir açıyla bakabiliyoruz yani cahiliz.Crzanın öte alemde değil bu alemde ödetildiğini düşünüyorum.
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
İyi ya sevindim.Ben şu anki hayatıma baktığımda bir önceki alemde demek ki çok kötü bişey yapmamışım bilmeden;).Allah beni seviyo biliyorum bunu.:hurray:Hep korudu beni hayırsız herşeyden bunuda biliyorum.
Tüm cevaplara teşekkür ederim.Benim için yeterlidir.Sorumun cevabını aldım.Dilerseniz konu kapatılabilir ya da kalabilir.Kalırsa iyi olur tabi belki farklı cevaplar gelir.:biggrinjester:
 

WhiteFriday

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Ocak 2016
Mesajlar
220
Tepkime puanı
62
Beni buraya tanrı gönderdi daha önceden eşim benzerim yoktu. Kendi amellerimden sorumlu olacağım. Önceki hayatım da hastahaneden ibaret :)
 

Symbol.

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ara 2011
Mesajlar
58
Tepkime puanı
3
İş
Hemşire
Dünyada adalet vardır. Allah herkese neredeyse dengeli düzeyde eşit bir beyin vermiştir. Biz sadece ufacık bir deliğinden bakıp görebiliyoruz dünyayı aslında. İnsanlar ben fakir doğdum o neden zengin doğdu, o neden öldürüldü, o neden bombalandı nerede adalet deyebilir haklı olarak. Ama konunun taa en başına dönersek erkek ve kadın eşit topraktan yaratıldı malsız mülksüz. Daha sonra nesiller türedi. Allah herkese beyin ve düşünme kabiliyeti vermiş olsa da insanlar bunu doğru yönde kullanamadı. Asıl adaletsiz olan insandır. Güçlü güçsüzü ezdi, hayatta kalmak için savaşlar yapıldı. Osmanlı'yı düşünün padişah kendini neredeyse tüm dünyanın sahibi olarak görüyordu. Geride kalan asil sayılmayan insanlara belirli maaşlar verildi, köle gibi çalıştırıldı. Bu evrenin başından beri böyle geldi bence ve böyle de gider. Güçlü, uyanık, çakallar güçsüzü ezer Allah'ta buna bu dünyada elini sürmez. Ki hakikaten adaletli bi tanrımız var ise dünyanın halini gördükçe kahrolması gerekli. Ahirette hesap sorulur elbet diye düşünüyorum. Geriye tek ölüm kalıyor. Buna da adaletsizlik değil kader denir.
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
İşte bu dereceler bazen kabullenilemez derecede ağır oluyor örneklerdeki gibi...Her ne kadar bu dünya gözüyle baksamda...Böyle bir imtihanı hakedecek birilerinin olduğunu düşünemiyorum.
Tüm görüşlere saygım hepinizinkine sonsuz..Ancak sınanma derecelerinde de
adâleti aramaktayım.
Öncelikle şunu sormanız gerek.İmtihan haketme haketmeme meselesimi ?
Dünya mükafat veya ceza yeri değil ki imtihanı haketme meselesi olsun.
Bakın bizler bir gönül ilişkisi yaşarken bile karşımızdaki insanı bir deneme tahtasına dönüştürüyoruz sırf sevgisini ıspatlaması için.Onu bazen imtihan ediyoruz ama karşımızdaki insan da bunu haketmiyordur belki bunu niye ona reva görüyoruz ?
Bazen karşındakinin sadaketini bilirsin ama göz görsün ister.
Dini konumuzun bir parçası olan adalet konumuz ise şahitlendirilsin yazıcılar tarafından kaleme alınsın diye bu böyle yapılır.
Allah kullarıyla övünmeyi sever.
Hz. eyyüp'ü düşünelim 20 yaşında hastalığa tutulmuş ve rivayete göre 70 yaşına kadar o hastalıkla uğraşmış.
Bu konuları çok güzel açıklayacağını düşündüğüm bir ayet var
"Geçmiş ümmetler ve peygamberleri hani Allahın yardımı nerededir nezaman gelicek diyecek bir seviyeye gelmedikçe Allahın yardımı onlara uğlaşmazdı"
Burada normal bir bireyden bahsedilmiyor seçilmiş kişilerden peygamberlerden bahsediliyor.
Burası imtihan yurdu ayrıca imtihanın azı çoğu olmaz.Mesela bir konu vardır bana hafif gelir size ağır gelir.
Bundan bir örnek vermek gerekirse bir kız görmüştüm kolları ve ayakları yoktu nasıl başardıysa sadece fırçayı ağzıyla tutarak muhteşem bir kuş resmi çizmişti.
O kıza sorsak kollarının olmamasını bir mesele gibi ele almaz dı bence başardığı şeye bakarsak.

Sınanmanın ne olduğuna görede konular değişmektedir.
Mesela fakirlik,islami olarak bakıcak olursak Allah zekaat sistemini getirmişti o sistem geldiğinde zekaat vericek fakir bulunamıyordu,halife abdulaziz devrinde b durum öyle bir seviyeye geldiki müslüman ve hristiyan memleketlerinde zekaat vericek fakir bulamayınca müslümanlar daha ozaman çine kadar kervan düzenledi.Başka kaynaklarda ise eskimolara kadar gitmeye çalışan kavimlerin varlığını okudum.İnsanlar bu zekaat sistemini terketti.cepten çıkartılan bir kaç kuruşa indirdiler zekaatı.
Dünyada varolan bir çok adaletsizlik aslında biz insanların eseridir.
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek mazlumu ezenlere fırsat vermiş olduk.
Bu gibi bir çok şeyler sayabiliriz.

Bazı insanlar adalet meselesine aşk açısındanda bakar "ben onu sevdim o beni sevmedi başkaları sevdiğiyle mutluyken ben niye olamıyorum"tarzı yorumlar çok yaygındır.İnsanın burada göz ardı ettiği ise sadece kendi mutluluğu için karşısındakininde seçim hakkı olduğunu unuttuğudur.Sırf kendi mutluluğumuz için karşımızdakinin de imtihan da olduğunu seçimleriyle tekamülüne olgunlaşmasına uğlaşacağı veya onunla imtihan edileceği meselesini unutuyoruz.
Görüldüğü gibi konuların ne olduğuna göre imtihanın varlığı konusunda ki yorumda değişkenlik göstermektedir.Buradaki en genel şey bu dünyanın bilinciyle olaylara bakmamayı öğrenmektir.
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
*Adalet kavramını araştırdığımda hakedene hakettiği kadarının verilmesi olarak karşıma çıktı.Ben hakettiği verilmeyen pek çok örnek biliyorum.O zaman onlar ne?Bana göre adalet herkesin eşit olmasıdır.Bu konuda ne düşünüyorsunuz?Dunyada adalet var mi?Adalet sizce nedir?
Tek ricam lutfen konu inanç tartışmasına dönmesin.Teşekkürler!9
Adaleti nasıl tanımladığımıza göre bu cevap değişir.
Mesela ''Ben hakettiği verilmeyen pek çok örnek biliyorum.'' cümlesine benzer biçimde, ''hak etmediği şeyleri gören insanlar da var'' diyebiliriz. Peki gerçekten neyi biliyoruz ki? Mesela 5 yaşındaki bir çocuğun algıladığı ve sınırlı etki edebildiği bir dünyada ne hak edip etmediğini nasıl belirleriz? Belirleyemeyiz, işte burada bizim bu konuyu belirleyebileceğimiz bir bilgi birikimimiz yok. O çocuğun başına biraz sonra bir savaş uçağından atılan bir füze düşebilir, feci şekilde yanarak can verebilir veya elleri ve ayakları kopup sağ kalabilir.
Adalet kavramı belki de teslimiyet sınavıdır? İllüzyonun içinde bir test? İş ne kadar uzak tutmak istesen de inanç kapısından öteye geçmeyecek bir yere gelip orada duruverir.
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
Kesinlikle öyle,haketmediği güzelliklere nail olan insanlarda var.Hatta bunun kıymetini bilemeyen,şükür nedir bilmeyen..Evet adalet râzı gelmek,teslim olmak sanırım.Buda inanma gücüyle bağlantilı tabi.İnanç zayıfsa râzı gelmek zor .
Mesela ;Hz Eyüp örneğiyle de farkettim ki adâlete teslimiyet aslında kadere teslimiyet.Kader ile adâletin iç içe kavramlar olduğunu görüyorum.
 

Cruella

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Eki 2013
Mesajlar
152
Tepkime puanı
7
Bu dünyayı ele alırsak, adaletin "A"-sı bile yok. Adalet olsaydi savaşlarda günahsız çocuklar ölmezdi... adalet olsaydı dünyanın bi köşesinde açlıktan, susuzluktan insanlar ölürken, diğer köşesinde lüks içinde, parasını nereye harcayacagini bilemeyen insanlar olmazdı... adalet olsaydı zavallı, dilsiz hayvanlar işkenceyle öldürülüp, canlı-canlı derileri soyulmazdi. Ben adalete inanmıyorum. Umarım dünyanın sonu yakındır.. Bitsin bu eziyet.
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
Bu dünyayı ele alırsak, adaletin "A"-sı bile yok. Adalet olsaydi savaşlarda günahsız çocuklar ölmezdi... adalet olsaydı dünyanın bi köşesinde açlıktan, susuzluktan insanlar ölürken, diğer köşesinde lüks içinde, parasını nereye harcayacagini bilemeyen insanlar olmazdı... adalet olsaydı zavallı, dilsiz hayvanlar işkenceyle öldürülüp, canlı-canlı derileri soyulmazdi. Ben adalete inanmıyorum. Umarım dünyanın sonu yakındır.. Bitsin bu eziyet.
İşte benim kastettiğim adâletsizlik işin bu tarafıydı.

Adalet bitirdiğim üniversite bölümünün adı :) Adalet var dünyada (ilahi adalet) hatta bize yapılan kötülüğün sahibinin cezasını çektiğini görmeden ölmeyiz bence. Fakat biz hemen bekleriz fakat yeri gelir 50 yıl sonra olur ama illaki olur.
Umarım.
 

Göbeğim

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2016
Mesajlar
22
Tepkime puanı
2
Konum
Ankara
Yazı belli bir zümrenin sahip olduğu inanç çerçevesiyle konuşuyor. Ancak katılıyorum yazıya, bence de herkese hakettiği neyse verilir.

İnsan düşünüşü bir alışkanlık olarak lineer zamana göre düşünmeyi tercih ediyor. Bir zaman yaratıldık, bir zaman dünyaya geldik, bir zaman öleceğiz, eski hayatlarımız, ölümden öncesi sonrası vs... Lineer zamana göre düşünerek varoluşu anlamaya çalışıyoruz. Bilmiyorum, belki de bu doğru bir yaklaşım değildir. Belki de zamansızca düşünmeliyiz. Hoşuma giden bir söz var; "İnsanoğlu'nun yaptığı en büyük hata, tanrıya evreni yarattırmasıydı."

Kişisel kanaatim, mahşer gününün yalnızca bir gün değil, her an koptuğu ve her an tartılıyor olduğumuz. Tutumlarımız ve şimdiki andaki varoluş hallerimiz bir sonraki anın nasıl olacağını belirliyor. Özgür iradeyle hayatımıza kendimize benzeyen şeyleri çekiyoruz.

Zaman gerçekten var mı? Adaletin şimdiki anda değil de, gelecekteki bir zamanda yerine geleceğini düşünmek pek tutarlı gelmiyor bana. Her şeyi bir yana bıraktıp attığımızda, bilinç içinde emin olduğumuz iki olgu var: Ben varım ve ben şu anda varım. Geriye kalan her şey bu iki temel üzerine kurulan düşünceler.

"Geciken adalet, adalet değildir," demiş Emerson diye bir amca. Bence adalet var. Ancak şimdiki anda...
 

shado

Banlı Kullanıcı
Katılım
30 Eki 2012
Mesajlar
283
Tepkime puanı
10
Konum
Shire
Kimileri için vardır.kimileri kendi adaletini sağlar kimileri adaletin yerini bulmasını bekler.Diğer tarafta da adaletin olup olmayacağını bilemeyiz. Bence yoktur hiç bir şeyde eşitlikle yok adalette hiç bir zaman da tam olarak sağlanamaz en azından dünya da.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst