Yaklaşık 14 yıl önce borç harç bir ev almıştık. Ailemle birlikte ilk kez görmeye gittim. Evin olduğu sokağa girdiğimizde içimi bir sıkıntı kapladı. Tabi çocuğum o zamanlar anlam veremedim. Evin eski sahipleri taşınmamıştı henüz. Kapıyı çaldık, boğuluyorum sanki. İnsan bir evden bu kadar nefret edebilir mi? Çok kalmadık ama neredeyse koşarak arkama bakmadan kaçacağım evden. O gün giderken bu evde nasıl yaşanır diye düşünüyorum bir yandan bizimkilere çaktırmamaya çalışıyorum.. Bir kaç gün sonra eski sahipler gitti biz de temizlk tadilat için yine gittik eve. Dolaştım evi iyice, bakınıyorum, eve ısınmaya çalışıyorum ama olmayınca olmuyor. Evin en küçük odasına girdim bizimkilerde orda konuşuyolar şurayı şöyle yapalım burayı böyle yapalım... Bu küçük oda benim olacaktı. Daha bir dikkatli bakınıyorum sağa sola.. Odanın bir köşesinde yerden yaklaşık 1 metre yüksekte duvara bir şey yapıştırılmış. Uzun süre sadece bakabildim bizimkiler hala konuşuyorlar. En sonunda "o ne" diyebildim. Peçeteyle aldım elime. Kemik! Üzeri defalarca boyanmış belli ki uzun zamandır orada duruyor. Annem de ben de büyümüdür diye korktuk. Biraz daha bakındık Tavukların boğaz kemiğine benziyor ya da öyle küçük bir hayvanın boğaz kemiğine. Attık sanırım sonra ne yaptığımızı net hatırlayamıyorum. Tabi ki neden niye yapılmış, kim yapmış hiç öğrenemedik. Sonrası ise o evde hiç huzur bulamadık. Birkaç yıl sonra annem o evde öldü, aynı yıl içinde abim kaza geçirdi. Bunalımlar buhranlar çöküntüler hepsi üst üste geldi. Şimdi o evde oturmuyorum ama hala babam ve kardeşim o evde, bir günleri huzurlu geçmez. Yıllar geçti üstünden hala merak ederim kim niye yapar böyle bir şeyi. Gerçekten büyüyse eğer iyi kötü hiç farketmez dilerim sahibine geri döner.