Zihnimiz Neden Seks ile Bu Kadar Meşgul?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

ermanakca

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2010
Mesajlar
240
Tepkime puanı
112
Damacanaya tecavüz eden su dağıtımcısı vardı o geldi aklıma aynı hızla devam ettiyse nirvana ya ulaşmıştır artık :)
 

La-edri

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
2,195
Tepkime puanı
509
Hmmmm...
O zaman menopoza giren kadinlarin maneviyati düsük ..
Viagra kulanan erkeklerin maneviyati tavan yapiyor.
Ve asil bomba papaz ve rahibeler.. Onlar hepten kaybetti..

...Ama durun, Hurrem'de her persembe bugün "mübarek" persembe gecesi diye muhtesem Sülüman'i bastan cikartiyordu...Mübarekten kasti neyse artik..:D
 
  • Beğendim
Tepkiler: yay

tunny

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Eki 2011
Mesajlar
33
Tepkime puanı
5
Konum
Gaia
La-edri yaklaşımını sevdim :) .Yalnız cinsel ilişkinin bir periyodu yok.Arzusal yada zevksel olarak arttığı ve azaldığı dönemler var, ama biz zaten bu amaçlarla olmaması gerektiğini söylüyoruz.

Bu arada hepimizin de bildiği gibi herkesin yolu farklıdır.Her insan yaşamında bir görevle gelir ve o görevi yapması gerekir.Ayrıca unutmayalım ki ibadetler evreni anlamak ve kavramak için yapılır.Yada bazı dinlerdeki gibi unutmamak için.Herkesin yöntemi farklıdır.Kimi ibadete ihtiyaç duymadan anlar, kimi yıllarca kendine kapanarak.Ama şu bir gerçek ki artık bizler bu kutsal çiftleşme olayını bile günah sayıyor, içimizdeki dürtüleri de bastırıp hayatı zindana çeviriyoruz.
 

Perina

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2011
Mesajlar
795
Tepkime puanı
64
Yaş
51
Öncelikle kardeşlerim Buddha'nın "Acı çekmenin sebebi arzulamaktır'' sözünü açıklamakla başlamak istiyorum.Buddha'nın yolunu bilenler onun acı ile hikmete erdiğini bilirler.Ve onun 4 asil yolununda acıdan geçtiğini.Ama bu acı yaşanması gereken bir acı değildir.Öncelikle acının bu dünyada ne olduğunu bilmemiz gerekiyor, sonra acının kaynaklarını daha sonra acıdan kurtuluş ve en son yolda doğru yoldur.Neyse detaya fazla girmek istemiyorum.Mesele arzuların kötü olması bu yüzden de bastırılması gerektiği değildir.Evet arzular insanı kontrol etmeye çalışır ve bu kötüdür.Ama bir kötüyü asla bastırıp yenemezsiniz.Bunun yerine iyiliklerinizi yani erdemlerinizi güçlendirmelisiniz.Acıdan kurtulmadan önce onu kabullenmelisin.Eğer onun karşısındaki erdemin daha büyük ise eylemlerinde iyi olmaya başlayacaktır.

Gelelim seks konusuna.Logii kardeşimizin seks tanımını çok ikna edici buldum.Ama tabikide ezoterik konular ile uğraşmayan insanların bunu anlaması zor olur.Ama kısıtlı bilgim dahilinde açıklamaya çalışacağım.Bu arada benimde bu konuda hala daha araştırma içerisinde olduğumu ve eksik bilgim ile yorum yaptığımı bilin.Normal şartlarda ezoterik öğretilerde yolun sonuna gelmeden sorgulamak yasaktır.Bu konudaki ezoterik bilgiler çiftleşmeyi yani seksi evrendeki en önemli sebep sayarlar.Hatta onu tanrıya ulaşmanın bir yolu olarak öne sürerler.Geçmiş zamanlarda bu konu şimdiki gibi utanılacak sıkılacak bir konu değildi.Bazı inançlar ibadetlerini bu yöntem ile yapıyorlardı.Hatta kimi ezoterik kültte bu ritüeller devam etmektedir.

Tabi buradaki mevzu ne kadar çok seks yaparsak tanrısallığa okadar yaklaşırız değildir.Mevzu çiftleşmenin gücü ve sembolojisinde yatar.Bu insanlar bunu bir ibadet olarak yaparken amaçları zevkten kudurmak değil, çiftleşmenin getirdiği enerji ve güç ile tanrısallığa dokunabilmektir.Tabi bu öğretilerde, benimde yeni yeni öğrendiğim bazı kurallar vardır.Mesela çok eşlilik kesinlikle kabul edilmez.Yada bu ibadet arzularımızı dindirmek için yapılamaz.Dahada saymak mümkündür.Kısacası çiftleşmek en önemli ibadet şeklidir, yalnız arzu ve zevk için olmadığı zaman.Arzu ve zevk için yapılan şey insanın maddi evrende sıkışmasına sebep olacaktır.

Bu konuda araştırma yapmak isteyenlere sadece tek bir sembolojik şekli söyleyeceğim, bu şekli araştırın, bilgi sizi bulacaktır. :)

"Lotus"

Seksin arzu ve zevk için yuapılmadığını söylemişsiniz..oysa bu duygu insanlara verilen nimetlerden değilmidir?yani bir çeşit zevk ve mutluluk vermesi içindir..tıpkı yiyeceklerden vb başka şeylerden alınan zevk ve mutluluk gibi..ve yukarıda eleştirilen seks değil bunun yalnış olarak kulanılmasıydı aslında..tüm isteklerde olduğu gibi yani..
 

DreamDuality

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ara 2009
Mesajlar
1,067
Tepkime puanı
150
Bu az önce alay konusunda bahsettiğim durumla aynı.
İnsan sekse bağımlı değil; o anda hissettiği duygulara bağımlıdır.
O esnada açığa çıkan hormonlarla hücrelerini besler.

Bu seks bağımlılarının partner değiştirirken zorlanmadıklarının
nedenini de açıklar.
O anda kişiye aynı duyguları uyandıracak bir kişi olsun yeter.

Bu konuda şahsi görüşümse şu yönde:

Bir insanın başka bir insana dokunması için bazı
özel nedenler olması gerekir.

Düşük seviyeli, kötü niyetli, hayvani hisli birinin elini sıkmasına
dahil bana iğrenç hissettirir.

Mümkünse elimi yıkarım.
Bedenen ve ruhen kirletilmiş hissederim.
 

my87

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Ara 2011
Mesajlar
5
Tepkime puanı
2
Neden mi? Bu bizim gibi toplumlar için geçerli bence. Ben zannetmiyorum Avrupada ya da ABD de "biz ve bizim gibi olan toplumlar kadar" seks düşündüklerini. İnsan kavuşamadığı şeyi ya da fazla yaşamadığı belkide hiç yaşamadığı şeyleri çok düşünür. Oysa bir insan için seks sık sık yaptığı bir uygulama olsa belli bir süre sonra sadece ihtiyaçtan başvurur ona.
 

Lavander

Moderator
Katılım
5 Kas 2011
Mesajlar
1,052
Tepkime puanı
322
İş
Öğretmen
Evet bir medeni cesarette benden gelsin ehem..:)
Bence bu konuda önemli olan kişinin seçimidir.Evet hayvansal dürtülerimizle "çiftleşmek"ihtiyacı yaratılışımızda var.Ama bir de "sevişmek" var,seks değil;)Kelimeyi seks olarak seçiyorsak ben buna çiftleşme dürtüsü derim sadece,ama yazıda anlatılan diğeri zaten.

Ayrıca neden herşey Tanrının aşkıyla yaratıldıya inanıyor ve Tanrının yarattığı kullarını çok büyük bir sevgiyle sevdiğine inanıyoruzda onun yarattığını biz bu kadar sevip onunla bir bütün olmak istediğimizde bu tü-kaka oluveriyor?SEvdiğiniz birine sarılmak sizi nasıl güzel hissettirirse dokunmakta öyle değil midir?Madem o kadar düşünebilen yaratıklarız,hayvanlardan çoğu insan kendini daha üstün görür çoğu konuda,eh mart kedilerinden bir farkımız olsun.

SAyın Urum'un Tao ile ilgili bir yazısı vardı bakın o yazıda ne güzel özetlemiş tüm bu olayı.İki seven insanın,dünyevi tüm zorunluluklarını,gururlarını,sosyal duruşlarını portmantolarının askısına astığı tek an sevgiyle seviştikleri anda gözgöze baktıkları andır,bunun nesi kötü acaba???

Tabi siz yanınızdakinin kim olduğunu umursamadan sadece zorunluluk olarak veya bedensel dürtülerinize çare olarak bunu kullanıyorsanız,ışıklarıda kapatırsınız,kimle olduğunuzu uyanınca hatırlamak bile istemezsiniz:)Bu durumda düşünce yapısı önemli,tabi toplumun tabularının ve yeni nesilin Amerikan kliplerinin etkisiyle bunun basit günlük bir deneyim olarak görmesinin payı çok büyük.

Ben Tanrı'nın orda biryerlerde olduğunu ve kudretinin ne kadar muhteşem olduğunu ,en önemlisi sevgisini,tüm çıplaklığıyla,sevdiğimin gözünün içinden girip ta canına baktığımda görürüm ve şükrederim bahşettiği duyguya.

Eh tabii bu da benim anladığım:)
 

erderd

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Eki 2011
Mesajlar
12
Tepkime puanı
1
Beynimiz sağlıklı bir şey ile meşgul bırakın niye rahatsız ediyorsunuz bakın faydalarına uzmanlar tarafından tasdik lenmiş hemde..



Amerika'da yayımlanan Forbes dergisi, seksin sağlığa yararlarını saydı. İşte seksin sağlığa faydaları.

Amerika'da yayımlanan Forbes dergisi, seksin sağlığa yararlarını saydı. Birçok hastalık riskini önleyen seks, psikolojik açıdan da hem kadın hem de erkek üzerinde çok olumlu etkiler yaratıyor. Haftada birkaç kez seks yapmak bile çok sağlıklı, îşte sık sevişmenin sağlığımız üzerinde yarattığı olumlu etkilere birkaç örnek:
Koku alma duyusunu geliştirir
Seks sonrası 'prolactin' adı verilen hormonda bir artış meydana geliyor. Bu sayede de beyindeki kök hücrelerin koku alma merkezinde yeni sinir hücreleri gelişiyor.
Queens Üniversitesi'nde yapılan araştırmalar, haftada 3 ya da daha fazla seks yapmanın kalp krizi ve felç riskini yarı yarıya azalttığını gösterdi.
Kilo verdirir
15 dakika spor yapmak yerine seks yaparak 200 kalori harcayabilirsiniz. Çünkü sevişirken de nabız 70'ten 150 atışa kadar çıkıyor. Öte yandan 6 büyük hambur-ger yiyen biri aldığı kalorileri haftada 3 kez seks yaparak atabiliyor.
Depresyonu önler
243 kadın üzerinde yapılan araştırmaya göre,
eşleri prezervatif kullanmayan kadınlar daha az depresyona giriyor
Ağrıyı azaltır
Seks sırasında, salgılanan 'endorfin' hormonu vücuttaki her türlü ağrıyı azaltıyor.
Daha sağlıklı bir prostatınız olur 20'li yaşlarda haftada 5 kez seks yapan erkeklerin prostat kanserine yakalanma riski 3 kat azaltıyor.

ALINTIDIR.

daha ne olsun kansere bile faydası var
 

tunny

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Eki 2011
Mesajlar
33
Tepkime puanı
5
Konum
Gaia
Seksin arzu ve zevk için yuapılmadığını söylemişsiniz..oysa bu duygu insanlara verilen nimetlerden değilmidir?yani bir çeşit zevk ve mutluluk vermesi içindir..tıpkı yiyeceklerden vb başka şeylerden alınan zevk ve mutluluk gibi..ve yukarıda eleştirilen seks değil bunun yalnış olarak kulanılmasıydı aslında..tüm isteklerde olduğu gibi yani..

Ben hiçbir şeyi nimet olarak görmem.Evrendeki herşey mükemmellikten gelmiştir ve birliğe evrim yolu ile döner.Eğer nimeti kabul edersek insanı evrenin merkezi yapmış oluruz.Buda en büyük günah olan ben ve diğerlerinin bir başka versiyonu.Neyse bu konulara girmek istemiyorum.

Ayrıca insan bedenindeki ruhlar olarak, arzulara ve geçici mutluluklara saplanmanın bizi maddi dünyada tuttuğuna inanıyorum.Tibetin sert yolunu incelerseniz onlarda tam ve mutlak bir arzusal soyutlama var.Tabiki herkesin yolu farklı.Ama bilinen bütün yollarda şu vardırki, maddi evrene ait olan dualistik veya geçici şeyler bizi bu evrende tutar ve evrimimizdeki aşmamız gereken en önemli basamaklardan birine geçişimizi engeller.Diyebilirsinizki bunların seksle ne alakası var.Dikkat ederseniz yazılarımda seks değil çiftleşme diyorum.Çünkü seks günümüz dünyasında çok fazla yozlaştırılmış ya en büyük tabu ve günah haline gelmiş yada alalade bir şekle gelmiştir.

Ama çiftleşmenin enerjisi ve insanlardaki yeri çok önemlidir.Daha önce de bazı ezoterik kültlerin bu ritüellere devam ettiğini söylemiştim.Tarihsel kayıtlara göre bu ritüeller sırasında çiftler büyük bir trans durumuna geçer ve tanrısallığa dokunurlardı.Bu trans durumu şimdiki insanların anladığı bakımdan zevkin son noktası hatta yozlaşmış bir kelime olarak kullanılan nirvanaya vardı gibi birşey değildir.Hatta başka bir örnek vermek gerekirse, geçmişte anadoluda da çokca bulunan haşhaşcı sufiler en önemli örnektir.Hala daha hindistanda çok önemli dini bayramlarda sufiler toplanıp uyuşturucu kullanırlar.

Yukarıdaki örnekler çok uç örneklerdir.Okuyan arkadaşları uyarıyorum.Bu uygulamalar yıllarca,sıkı ve düzenli bir eğitim almış insanlar tarafından veya büyük inisiyeler tarafından uygulanıyor, sakın bir yola girmeden bir hoca zincirinde bulunmadan bunları denemeyin.Aksi taktirde sadece kendinizi kandıracaksınız.

Neyse çok farklı alanlara girdim gece gece.Benim asıl belirtmek istediğim noktalar.Cinsellikten korkmayın, arzularınıza hakim olun ama sakın bastırmayın ve evrenin cezalandırıcı veya ödüllendirici değil tepkisel olduğunu sakın unutmayın :) .
 

Perina

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2011
Mesajlar
795
Tepkime puanı
64
Yaş
51
Ben hiçbir şeyi nimet olarak görmem.Evrendeki herşey mükemmellikten gelmiştir ve birliğe evrim yolu ile döner.Eğer nimeti kabul edersek insanı evrenin merkezi yapmış oluruz.Buda en büyük günah olan ben ve diğerlerinin bir başka versiyonu.Neyse bu konulara girmek istemiyorum.

Ayrıca insan bedenindeki ruhlar olarak, arzulara ve geçici mutluluklara saplanmanın bizi maddi dünyada tuttuğuna inanıyorum.Tibetin sert yolunu incelerseniz onlarda tam ve mutlak bir arzusal soyutlama var.Tabiki herkesin yolu farklı.Ama bilinen bütün yollarda şu vardırki, maddi evrene ait olan dualistik veya geçici şeyler bizi bu evrende tutar ve evrimimizdeki aşmamız gereken en önemli basamaklardan birine geçişimizi engeller.Diyebilirsinizki bunların seksle ne alakası var.Dikkat ederseniz yazılarımda seks değil çiftleşme diyorum.Çünkü seks günümüz dünyasında çok fazla yozlaştırılmış ya en büyük tabu ve günah haline gelmiş yada alalade bir şekle gelmiştir.

Ama çiftleşmenin enerjisi ve insanlardaki yeri çok önemlidir.Daha önce de bazı ezoterik kültlerin bu ritüellere devam ettiğini söylemiştim.Tarihsel kayıtlara göre bu ritüeller sırasında çiftler büyük bir trans durumuna geçer ve tanrısallığa dokunurlardı.Bu trans durumu şimdiki insanların anladığı bakımdan zevkin son noktası hatta yozlaşmış bir kelime olarak kullanılan nirvanaya vardı gibi birşey değildir.Hatta başka bir örnek vermek gerekirse, geçmişte anadoluda da çokca bulunan haşhaşcı sufiler en önemli örnektir.Hala daha hindistanda çok önemli dini bayramlarda sufiler toplanıp uyuşturucu kullanırlar.

Yukarıdaki örnekler çok uç örneklerdir.Okuyan arkadaşları uyarıyorum.Bu uygulamalar yıllarca,sıkı ve düzenli bir eğitim almış insanlar tarafından veya büyük inisiyeler tarafından uygulanıyor, sakın bir yola girmeden bir hoca zincirinde bulunmadan bunları denemeyin.Aksi taktirde sadece kendinizi kandıracaksınız.

Neyse çok farklı alanlara girdim gece gece.Benim asıl belirtmek istediğim noktalar.Cinsellikten korkmayın, arzularınıza hakim olun ama sakın bastırmayın ve evrenin cezalandırıcı veya ödüllendirici değil tepkisel olduğunu sakın unutmayın :) .

Evet nimetler insanı şımartabilir ve evet bunlara ket vurulmalıdır..ama bu birden bire olmaz..yani nefsi terbiyedersek buna,bu aşama aşamadır..zamanla olur..insan birden bire olgunlaşamaz öyle değil mi? Ayrıca ben nefsi isteklere gem vurulsun dememiştim ki..kontrol mekanizması ve terbiye mekanizması olmalı..tamamıyle red olmamalı elbette..
 

tunny

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Eki 2011
Mesajlar
33
Tepkime puanı
5
Konum
Gaia
Perina ben yorumlarımda sadece sana yorum yapmadım başka arkadaşlarında yorumları vardı topluca cevapladım.Sadece nimet konusunda kendi inancım farklı o konudaki görüşümü dile getirmek istedir.Sebebi de bu konu hakkında ezoterizmin sahip olduğu bakış açısını anlatmaya çalışıyorum ve bunu yaparken de nimet gibi ezoterime zıt olan bir kelime gelince açıklamak istedim.

Ama dediğin gibi arzular veya kusurlar baskı altına alınmamalı hatta ket vurulmamalı.Sadece kusurlarımızı fark etmemiz ve onunla erdemlerimizi geliştirerek mücadele etmemiz gerekir.Zaman tabiki de önemlidir.Ama 80 yıl boyunca yaşayıp bu kusurları fark etmemek yada ket vurup baskılamakta mümkündür ve bu bizi evrimsel olarak ilerletmez.Kontrol ve terbiye geçici çözümlerdir.Bir sorun olduğu zaman insan onu bu tarz yöntemlerle sadece erteler.Ama sorunu çözmek istiyorsan, sorunun altındaki nedeni sorunsuzlaştır, bu daha kolay ve daha kesin olacaktır.Yani erdemlerin kusurlarından büyük olduğu sürece kusurların değil erdemlerin seni yönlendirmeye başlar ve daha da erdemlerini geliştirirsen kusurların gözükmemeye başlar.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst