Zetalar'ın Varoluşları

Zeyna

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ocak 2009
Mesajlar
330
Tepkime puanı
60
Konum
İstanbul
İş
yönetici
Bu insan benzeri varlıklar, Reticulum adını verdiğimiz güney takım yıldızındaki Zeta 1 ve Zeta II ikiz yıldızlarından gelmektedirler. Zeta Retucililer 1 m.-1,5 m. boyundadırlar; genelde zayıf görünümlü, vücutlarına oranla büyük kafalı ve saçsızdırlar. Gözleri büyük ve kapaksızdır. Ağız, burun ve kulakları çok küçüktür. Zetalar, türlerini değiştirmek ve bugünkü hallerine gelebilmek için genetik mühendislik ve klonlamadan yararlanmışlardır. Zetalar dünyamızı sıkça ziyaret etmekte ve insanlar tarafından genellikle gri varlıklar olarak adlandırılmaktadırlar.
Zeta Reticulilerin türlerinde değişime gitmeden önceki temel genetik özellikleri insan ırkına benzemektedir. Zetalar, dönüşümleri sırasında beden yapılarını da değiştirmişlerdir. Bu, onların neden dünyayı ziyaret ettiklerini ve genlerimizle ilgilendiklerini de açıklamaktadır. Dönüşümleri sırasında kendilerini duygulardan arındırmakla hata yaptıklarını düşünen Zetalar, yeni bir değişim için orijinal genlerini aramaktadırlar.

Alıntı
 

acid

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Kas 2012
Mesajlar
436
Tepkime puanı
397
İnternette ve bu konuda yazılan popüler kitaplarda Griler olarak geçen bu varlıklar dünya dışı varlıkların insan kaçırma olaylarından da sorumlu tutuluyor. Bu yüzden kaçırdıkları insanlar üzerinde deney yaptıkları, kendi amaçları doğrultusunda insan ve grilerin melezi olan yeni bir tür yaratmaya çalıştıkları da iddia ediliyor. Daha farklı ve uç iddialar da ortaya atılıyor.
 

0denizhan0

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Nis 2011
Mesajlar
76
Tepkime puanı
5
Konum
istanbul
İş
Öğrenci
Genetikte bu kadar ileri gidip yeni bir görünüm kazanan zetalar neden koca koca gemilere binip bu sefil gezegene gelip gen arasınlar.İnsanoğlu bile şu çağda genetik alanında sürünme aşamasında bile olmamasına rağmen yapay organlar gibi uç araştırma ve denemeler yaparken binlerce yıl ilerideki ve zeka olarak da önde olan zetaların buralara gelme zahmetine katlanmalarına gerek yok ellerindeki verilerle ve birikimle yapabilirlerdi.tabi ki herkes inanmakta özgür ancak önümüze gelen her şeyi bir kritikten geçirmeliyiz kanısındayım
 

acid

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Kas 2012
Mesajlar
436
Tepkime puanı
397
İddialara göre genetik mühendislikle kaybettikleri özellikleri kazanmak istiyorlar. Kaybettikleri ve bir daha ulaşamadıkları özelliklerini kendilerine genetik olarak yakın olduğu düşünülen insanlardan alarak geri kazanmaya çalıştıkları düşünülüyor. Bir genetik mühendisi değilim ama ben durumu sizin gibi düşünerek şöyle anlamaya çalıştm; bir tür kendi genetik özelliklerini o kadar değiştiriyor ki sonucunda ana kaynağı tekrar aktif edemiyor. Belki yanlış bir örnek olacak ama bir bilgisayarda işletim sistemini onarabilirsiniz ama çöktüğünde, sistemde sorun yaratamayan, düzeltilemeyen hatalar olduğunda yeniden yüklemeniz gerekir. Bunun içinde işletim sisteminin kopyasının elinizde olması gerekir. Ben de bu durumu böyle görüyorum.
Tabii ki her şey bana göre bir iddia ya da tez. Ne tamamen inanıyorum bu tezlere ya da tamamen reddediyorum. Ancak o kadar imkansız görmüyorum durumu.
Ayrıca bir uygarlık ne kadar gelişmiş olursa olsun hiçbir zaman tüm bilgilere ulaşamaz bana göre. Mutlaka çözülmesi gereken başka bir sorun ortaya çıkacaktır. Teknolojik olarak bizden gelişmiş olan uygarlıkların tamamen üstün olduklarını düşünmek de büyük yanlış bence.
 

0denizhan0

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Nis 2011
Mesajlar
76
Tepkime puanı
5
Konum
istanbul
İş
Öğrenci
Olay sadece teknoloji de değil bilim birikerek ilerler üst üste yığılır yani biz şu an 100 yıl önceki arabaları bugün etrafta görmüyoruz çok gelişmiş bir haldeler ancak biri 100 yıl önceki bir arabayı yapmak isterse 1900 lü yılları yaşayan bir uygarlığa gitmez zaten onu keşfetmiştir ve gerekli bilgi arşivindedir tekrar inşa edebilir.
Ben demiyorum ki dünya dışı yaşam yok yada buraya gelen kimse olmamıştır.Fakat özellikle bilgi kirliliğine oldukça müsait ve çok uç komplo teorilerinin olduğu konularda iki kere düşünmekte fayda vardır.
Bilginin ulaşılabilirliği yada kapsamı sonsuzluğu başka tartışmadır tabi ancak ben şöyle düşünmekteyim evren bile sonsuz desek bile sonludur bir sınırı vardır ve evren sınırlıysa içindeki bilgide sonludur.insanoğlunun yarattığı bu uygarlık sadece ve sadece 10000 yıllık geçmişi var.oysa evren 15 milyar yıldır var biz bile bu kadar kısıtlı bir zamanda ve olumsuzluğa rağmen küçümsenmeyecek bir aşamadaysak bir iki milyar yıldır evrende var olan bir akıllı canlının ulaştığı bilgi muazzam derecede olur ki biz onu kavrayamayız bile şu anki algımızla
 

acid

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Kas 2012
Mesajlar
436
Tepkime puanı
397
Olay sadece teknoloji de değil bilim birikerek ilerler üst üste yığılır yani biz şu an 100 yıl önceki arabaları bugün etrafta görmüyoruz çok gelişmiş bir haldeler ancak biri 100 yıl önceki bir arabayı yapmak isterse 1900 lü yılları yaşayan bir uygarlığa gitmez zaten onu keşfetmiştir ve gerekli bilgi arşivindedir tekrar inşa edebilir.
Ben demiyorum ki dünya dışı yaşam yok yada buraya gelen kimse olmamıştır.Fakat özellikle bilgi kirliliğine oldukça müsait ve çok uç komplo teorilerinin olduğu konularda iki kere düşünmekte fayda vardır.
Bilginin ulaşılabilirliği yada kapsamı sonsuzluğu başka tartışmadır tabi ancak ben şöyle düşünmekteyim evren bile sonsuz desek bile sonludur bir sınırı vardır ve evren sınırlıysa içindeki bilgide sonludur.insanoğlunun yarattığı bu uygarlık sadece ve sadece 10000 yıllık geçmişi var.oysa evren 15 milyar yıldır var biz bile bu kadar kısıtlı bir zamanda ve olumsuzluğa rağmen küçümsenmeyecek bir aşamadaysak bir iki milyar yıldır evrende var olan bir akıllı canlının ulaştığı bilgi muazzam derecede olur ki biz onu kavrayamayız bile şu anki algımızla
Size bazı noktalarda katılıyorum. Mesajımda da belirttiğim gibi bu teorilerin hepsi bizler için şu anda iddia. Belki daha fazla bilgi sahibi olan insan vardır. Ancak şu an onlar bilgilerini açıklamıyor ya da açıklayamıyor. Benim size katılmadığım nokta bu uygarlık bizden ileri olabilir ancak ne kadar ileri bunu bilmiyoruz. Bir iki milyar yıldır evrendeler mi gerçekten? Aramızdaki fark o kadar büyük mü? İnsanların da geçmişte çok gelişmiş uygarlıklar kurduğu ancak bu uygarlıkların çöktüğü teorileri var. Bu yüzden ben dünya dışı varlıkların uygarlık düzeyleri hakkında tahmin yürütürken aralığı geniş bırakmayı tercih ediyorum.
Ayrıca ne kadar gelişmiş olsalar da varlıkların bulundukları boyut önemli diye düşünüyorum. Bulunulan boyut zihinsel algıları, özellikle evreni algılamayı etkiliyor. Grilerin kaçıncı boyutta oldukları konusunda verilen bilgilerin ne kadar doğru olduğu şüpheli.
O yüzden zekaları, bilgileri, gelişmişlikleri konusunda kesin tahminler yürütmek doğru gelmiyor bana.
 

0denizhan0

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Nis 2011
Mesajlar
76
Tepkime puanı
5
Konum
istanbul
İş
Öğrenci
Ben tabi griler yada zetalar mı neyse onlar üzerinden gitmedim ne de olsa bunlar şu an söylenti ve bir iddiadan ibaret hala.Sadece bu konular üzerinde daha dikkatli düşünmeliyiz Yoksa farklı türlerle iletişime geçmek galaksiler arasında seyahat etmeyi bu forumdaki pek çok kişiden fazla istemekteyim.:)
Bu arada gezegenimizde geçmişte çok üstün uygarlıklar kurulup yıkılmıştır teorilerinden bahis açmışsız.Tarih mezunu biri olarak en azından şunu diyebilirim ki Gelişmişlik ve uygarlık elbette dünyanın her coğrafyasında eşit dağılmadı sümerde yazı bulunduğunda dünyanın çoğu yeri tarımı yeni keşfetmişti yada avrupa ateşli silahları geliştirirken amerika yerlierinin bundan haberi yoktu.bugün yakın çağın içerisindeyiz diyoruz ancak hala şehirleşme sanayi üretim kapitalizm demokrasi gibi normlar ortadoğuda afrikada ve bazı yerlerde mevcut değil insanlığın geçmişi bu tür dalgalanmalar içerir yoksa uç seviyede bir gelişmenin bir anda ortadan kalktığını söyleyemiyoruz şu an o da zetalar gibi bir uç teoriden ibaret işte
 

acid

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Kas 2012
Mesajlar
436
Tepkime puanı
397
Dünya dışı varlıkların gerçekliği pek çok kişi için kabul edilebilir ya da doğru olsa hatta gerçek bile olsa bu bilimsel verilerle ve gözlemlerle kanıtlanmadan doğru olarak kabul edilmeyecektir, literatüre geçmeyecektir. Bu noktaya geldiğimizde konu üzerine yürütülen fikir alışverişine nokta koymak zorunda kalıyoruz. İşte bu ironiyi ortaya koyuyor.
Bilim dediğimiz şey aslında insanların üzerine fikir yürütebildiği her şeyi ortaya çıkartabilmek üzerine kurulu bir yapı değil mi? Aslına amacım bu konuları tartışmak değil. Ancak mesajınız üzerine bahsetme gereği duydum.
İnsanlığın bugüne kadar öğrenebildiğimiz tarihinde bahsettiğiniz veriler mevcut. Ancak şunu sormak istiyorum gelişmişlik derken neden aklımıza hep şu an sahip olduğumuzdan daha üst noktada olan teknolojiler geliyor? Belki de şu an yaşadığımız uygarlığa o kadar körü körüne bağlıyız ki daha farklı olanı hayal bile edemiyoruz. Şöyle bir örnek vereyim, yazı bulunana kadar iletişimi kolaylaştırmak ve konuşulanları kalıcı hale getirmek kabul edilebilir, gerçekleştirilebilir bir gelişimdi. Ancak onlar için bizim şu an sahip olduğumuz teknoloji büyük ihtimalle hayal edilemeyecek bir şeydi. Bugün yaşayan insanlar için de bana göre aynı şey geçerli. İnsan türü devam ederse büyük ihtimalle binlerce yıl sonrası için de bahsettiğim durum geçerli olacak. Ve o gün gerçekleştirilenleri bir bugün hayal bile edememiş olacağız. Ancak insan türünün çevresel faktörlerden dolayı daha farklı bir gelişim yaşadığını düşünelim. Bunu Einstein'e atfedilen bir sözle açıklamak istiyorum
"Üçüncü dünya savaşında hangi silahlar kullanılacak bilmiyorum ama dördüncü dünya savaşında insanlar taş ve sopalar kullanacaklar."
İnandığım tüm durumları bir kenara bırakmaya çalışarak konuşuyorum.
Tüm bu durumlarda ve yaşananlarda insan türünün sosyolojik ve ekonomik alanlarda geçirebileceği büyük değişimler, yaşayabileceği büyük gerileme ya da ilerlemeler bana olasılık dahilinde geliyor.
Özellikle insan ve maymun-insan türlerin toplumsal gelişimi, homo-sapiens-sapiens'in sadece son on bin yılda yaşadığı süreç, geçmişteki türlere, daha önceki yavaşlığına rağmen sadece birkaç bin yılda kurduğu uygarlıklar benim için tüm durumları olasılık dahilinde tutuyor. Tabii ki tarih söz konusu olduğunda özellikle görsel kanıtlar ve bu kanıtların doğru bir şekilde değerlendirilmiş olması gerekecektir. Bu da bir gerekliliktir.
Ancak bu kadar üye neden bilimin büyük bir şüpheyle yaklaştığı konuların yer aldığı bir forumda yer alıyor? Bunu sorgulamak ya da eleştirmek amacıyla sormadım. Pek çok kişi bu alanlarda çalışmalar yapıyor, bir o kadar kişi burada yazılanların gerçekliğini kabul ediyor, kabul etmeyenler ise neye inanırlarsa inansınlar bizlerin bu inancını, yaptıklarını merak ediyor. Bugün bilimsel olarak bu inanılanlara hurafe, safsata ya da metafizik deniliyor. Ancak bilimin ilerleyişine bakarsak bugün gerçekleştirilenler de geçmişte öyleydi. İnsan türünün de gelişimi böyle ilerliyor zihinsel olarak.
Dünya dışı yaşama tekrar gelirsek bu konuda pek çok nokta kat ettiğimizi düşünüyorum. Geçmişte varlıkları kabul edilmezken bugün varlar ama nasıl olduklarını ya da nasıl iletişim kurabileceklerini düşünüyoruz. Bugün kendi türümüzdeki farklı kültüre mensup insanları anlayamazken onlar insanlara ne olarak baktığını düşünüyoruz.
Benim bakış açıma göre evet şu an bahsettiklerimi "teori". Kanıtlanana kadar da teori olarak kalacak. Ancak uç demek ne kadar doğru?
Tabii ki de şurada şu belgesel var, şu anlatılmış demeyeceğim. Çünkü ben inandığım halde şu an halka açık platformlarda sunulan pek çok veri bana hem yetersiz geliyor hem de aynı şeyleri görmekten çok sıkıldım. Ancak zihni açık olanlar ve araştırmayı bilenlerin karşısına "her konuda" mutlaka daha fazla bilgi çıkacaktır.
Konudan çok saptığım için özür diliyorum. Ancak başlıktaki durumu bu bakış açısı ile bakmanın da farklılık yaratabileceğini düşünüyorum.
 

VASSAGO

Banlı Kullanıcı
Katılım
24 Eki 2015
Mesajlar
36
Tepkime puanı
0
Konum
Fani Yaşam Dünyasında
İş
Yazılım Mühendisi
Zetalar bence aşmışlardır bu olayı çünkü amaçları kaybettikleri değil dahada ilerisini istemeleridir insanlarda + olanlarıda kendilerine istemeleridir.. BEnim merak ettiğim acaba sayıları nekadardır insan ırkını geçikmidir...
 

Makyavel

Kayıtlı Üye
Katılım
6 Ocak 2010
Mesajlar
189
Tepkime puanı
209
Konum
Bulgaristan
Melez ırk yaratmak için, kadın rahminden örnekler erkek sperminden de örnekler alıyorlar. Uzayda yaşayabilecek şekilde, melez ırklar oluşturuluyor.
Bu şekil de yaşanan vakalar mevcut. Bunun üzerine yapılan filmler de var.
İntruders gibi..
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Kendi bilgilerime göre griler kendi kendilerine bir müdahale ile değil, başka bir ırkın hizmet amacıyla oluşturduğu prototip varlıklara örnektir. Üstünde çalıştıkları insanlar da yine hizmet amacıyla yaratılacak diğer prototiplere gen havuzu olsun diye araştırılmaktadır. Griler hizmetlidir ve 3 tipleri vardır. Dünya üstünde insan kaçıran, deneyler yapanlar bu 3 prototip ırklardan biridir ve tabiri caizse kaçak üründür. Bu kaçak ürünü kullanan ve tasarlayan ırk ise oldukça gelişmiş bir teknolojiye sahiptir, diğer bir çok ırkla savaş halindedir. Evrene yayılmış ciddi nüfus yoğunlukları, gelişmiş evrensel sanayileri, acımasız köle sistemi işletmeleri, köle koloni gezegenleri, savaş teknolojileri ciddi bir boyuttadır. Bu ırkın oluşturduğu korsan bir koalisyon vardır ve 4 ırk daha bunlara dahildir. Bu korsan koalisyona üye 2 farklı reptilian sınıfı ırk, bir böcekvari ırk, bir de insansı-kayaç bir ırk vardır. Bu koalisyon bir çok ırkın soyunu tüketmiş, bir çok ırkı köleleştirmiş ve bir çok sistemi sömürerek veya savaşla yaşanmaz hale getirmiştir. Evrenin bir çok yerinde hala çok ciddi etkinlikleri vardır. Bu korsanlara karşı diğer türleri ve sistemleri koruyan başka bir ittifak vardır. Bu ittifak hala da Dünya ile ilişkidedir. Bu korsanlar da hala gezegenimiz ve sistemimizle ilgilenmektedir. Her iki gruptan da Dünya üzerinde yaşayanlar vardır. Gizli ve bilinen üsleri vardır.
 
Üst