Vazgeçmenin Paradigması

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,043
Tepkime puanı
1,458
O farklı bir kitap,iş dünyası ile ilgli olan sanırım,bizim bakacağımız akıltaşı sohbetleri,yani sonunda sohbetleri yazaak,senin baktığın da bu yazarın aynı isimde iş dünyasıyla ilgili olanı,ikisi de yazarın kitapları da ,sorun akıltaşı sohbetleri adı altında hangi kitapçıda bulabileceğimiz,eğer bir kitapçıda bulursanız,burada paylaşır mısınız arkadaşlar?
 

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,043
Tepkime puanı
1,458
Ben bu kitaptan bazı makaleler okumak isitiyorum ama nasıl,nereden bulabileceğimi bilmiyorum,internette araştırdım,350 tane basılmış sanırım bu kitaptan ve kitapçılarda rastlamadım,kitap elinde olup da bizlerle paylaşmak isteyen varsa memnun olurum,sevgiler.
 

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,043
Tepkime puanı
1,458
Bu kitaptan buna benzer yazıları bulabileceğimiz bir link varsa onu da paylaşabilirsiniz arkadaşlar,hepimizn faydalanacağı çok güzel başlıklar var kitapta,bu yazı bile kitabın güzelliğinin bir göstergesi,yardımcı olacak bir rakadaşım varsa çok mutlu olurum,sevgiler...
 

bcbg

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Eki 2012
Mesajlar
33
Tepkime puanı
1
Ayşe ile aynı hatta benzer hiç bir yanımız olmasa da son zamanlarda yaşadıklarımı özetleyen bir metin. Çok aydınlatıcı oldu.

Yönetici notu: Ayşe özel isim olması sebebi ile büyük harfle yazılır.
 

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,043
Tepkime puanı
1,458
Bu soruyu ben de merak ediyorum,matrixte Ayşe yine de hisseder miydi Ali'nin onu sevdiğini?
 

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,043
Tepkime puanı
1,458
Arkadaşlar hepinizle paylaşmak istedim,Mustafa Karnas'ın bazı kitapları şu anda kampanyalı olarak satışa sunulmuş,metafizik,parapsikoloji,ezoterizm konularına ilgi duyanlar tam zamanı,sizlerle paylaşmak istedim,çok uygun kampanyaları var,haberiniz olsun.
 

ayayfer

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Ağu 2013
Mesajlar
1
Tepkime puanı
1
bu konuyla ilgili detaylı bilgi seda diker in kitaplarında bulunmakdadır:)
 

aklıselim1

Banlı Kullanıcı
Katılım
18 Haz 2013
Mesajlar
163
Tepkime puanı
11
Konum
istanbul
Vazgeçmenin Paradigması

Bir şeyi elde etmenin yolunun ondan vazgeçmek olduğunu size söylesek pek inandırıcı gelmez ama biz yine de anlatalım.

İşe bir örnekler başlayalım;

Ayşe ve Ali adında iki tane konu mankenimiz var. Her ikisi de ortama bir mahallenin çocuklarıdır. 18-22 yaşları arasındadırlar.

Ayşe ortalama bir kızdır belki liseyi bitirmiştir belki bitirememiştir. Belki de Açık Öğretim’de filan okumaktadır. Öyle dikkat çekici bir güzelliği yoktur. Hatta bir çok yanını kusurlu bulmaktadır. Bir havası, tarzı, belli bir mesleği ya da geliri de yoktur.

Ayşe ciddi bir özgüven sorunu yaşamaktadır çünkü her gün çeşitli dizilerde gördüğü yaşıtları ile rekabet edecek gücü ve özellikleri kendinde görememektedir. Ne onlar kadar güzel, havalı, seksi, diri, çekici ne de onlar kadar eğitimli, kariyerli ve gelir sahibidir. O filmlerdeki kızlar gibi “asil” bir aile yerine ortalama bir aileden gelmektedir.

Hayata nasıl tutunacağını bilemez, gelinlik çağına gelmiştir ama ciddi bir talibi olmamıştır. Dahası ondan daha güzel olan mahallenin kızlarına bile talip olan çıkmamaktadır. Henüz aile ve etraf tarafından evlilik konusunda baskı altına alınacak yaşat değildir ama zaman zaman bu durum kafasına da takılmıyor değildir. “Ya evde kalırsam?” korkusu daha çok evde kalmış kızları gördüğü zaman akraba ve mahalle kızlarını gördüğünde aklına gelmekte ama bu durumu umursamamaya çalışmasına rağmen yine de kafasından çıkarıp atamamaktır.

Televizyondaki kadınlarla nasıl rekabet edecektir. Özgüveni darbeli, hüzünlü üzüntülü, keyifsiz, neşesiz mutsuz ve umutsuz bir kız olmuştur. Yaşama sevincini kaybetmiştir. Herhangi bir şey için kendisinde “yapma ve harekete geçme” enerjisi bulamamaktadır. Çok çeşitli, karmaşık uygular içinde “zihinsel bir sürüklenme” yaşamaktadır.

İşe Ayşe’nin bu durumuna “paradigma A” diyelim. Bütün bir araya gelmiş çok çeşitli enerji matematik konumlanma oluşturmuştur ve sonuç mutsuzluk ve özgüven yoksunluğudur.

Birden sahneye Ali çıkar. Ali, kendine göre doğru bir sistem kurmuştur. Genel paradigmalara uygun yaşamış, gerekenleri yapmış, kendisi ile barışık tatminkar ve mutlu bir gençtir. Bir meslek lisesinde meslek öğrenmiş çıraklık ve kalfalık yaptıktan sonra usta olmuş, askere gidip gelmiş şimdi de küçük bir atölye açmıştır.

Şimdi sıra evlenmeye gelmiştir, yine kendine göre “uygun” olarak gördüğü Ayşe ile ilgilenmekte ve onu “evinin kadını” yapmak istemektedir. Zaten birbirlerini çocukluktan beri tanımaktadırlar, Ayşe mahallenin kızıdır. (Bildiktir)
Ali, duygularını ve düşüncelerini Ayşe’ye “açar”. Onu beğendiğini, onunla evlenmek istediğini, söyler.

O andan itibaren her ikisinin de paradigmasını değişir. Ayşe “A” konumundaki çaresiz beğenilmeyen talep edilmeyen bir kız konumundan “B” durumuna, yani talep edilen istenilen, beğenilen bir kız durumuna geçer.

“Paradigma A’nın matriks alanı “Ali”nin söyledikleri ile yıkılmıştır.
Bu şekilde Ayşe’ye özgüvenini tetikleyecek bir enerji akımı Ali’in matriksinden geçmiştir.
Dış dünyaya başka gözlerle bakmaya başlar çünkü Ali’n farkında olmadan gönderdiği enerji Ayşe’nin enerji alanına yeni bir güç katmıştır.

Ayşe “B” paradigması enerjisi ile hareket etmeye başlar. Özgüveni başka bir paradigmaya, yani kafasındaki hedefe ulaşabilmek için “uygun kuvvete” ulaşmıştır. Ayşe’nin kafasında hedef her zaman dizilerdeki hayat olmuş ama bunun için yeterli özgüven enerjisine sahi olamamıştır.

Ayşe yeni özgüven enerjisini “talep edilme” paradigmasından almıştır. Sadece bundan dolayı “Ali” ye hayır der. Ali’nin farkında olmadan Ayşe’ye kattığı enerji “Ali”ye “hayır” olarak geri dönmüştür.

Gerçekte ise, yani somut dünyada somut veriler silsilesinde ne Ayşe’nin ne de Ali’nin hayatında hiçbir değişiklik olmamıştır. Maddi dünyaları somut kalırken, psikolojik dünyaları değişmiştir. Ayşe ne daha fazla güzelleşmiştir ne de Ali daha fazla yoksullaşmıştır.

Ayşe, Ali’nin evlenme teklifine “hayır” diyerek “B” paradigmasından “C paradigmasına geçer. O artık sadece “talep edilmiş” değil aynı zamanda “hayır” demiş bir kişidir. Potansiyel enerjisi daha da büyür, etkinleşir. Kafasındaki hayallere ulaşabilmek içi gerekli enerjiyi bulduğunu hissetmektedir.

Ali’nin teklifini kabul ederek bir esnafın karısı, ev hanımı olmaktansa dizilerdeki kızların dünyasına benzer bir dünyaya girmek niyetindedir. Ali ise bu duruma bir anlam veremez. Çünkü her şey “uygun-makul” görünmektedir.

Ali bir ev geçindirecek durumdadır. Eliz yüzü düzgün, karakterli, kişilikli bir gençtir. Ayşe de kendi mahallesinden biri, kendisi gibi ortalama bir insandır. İki “ortalama” insanın evlenmesinden daha “doğal” ne olabilir?

Ali, Ayşe’den vazgeçmek istemez. Onu kendisine bağlamak ve ikna etmek için çabalar göstermeye başlar. Ali farkında olmadan “Korteks Bilinçaltından” bir kız tarafından “istenmeyen adam” paradigmasından “bir kız tarafından istenen adam” paradigmasına geçebilmek için savaşmaktadır ama bunun farkında bile değildir.

Ayşe’ye hediyeler verir, ikna konuşmaları yapar, araya aracılar koyar, ilanı aşk yapar.
Ali’nin bütün bu çabaları sadece Ayşe’nin “C” paradigmasından “D” paradigmasına geçmesini sağlar. Özgüveni daha da artar, enerjisi çoğalır. Ayşe, artık bir erkeğe acı verebilecek kadar kuvvetli bir kızdır çünkü uğruna bir erkek yırtınmaktadır. Ayşe’nin potansiyel enerjisi ve özgüveni tavan yapar.

O artık dizilerdeki kızlar gibi bir erkeği parmağında oynatacak kıvama gelmiştir. Ve bu gücü elde etmek için “hayır” demenin dışında bir şey yapmamıştır. Bir “hayır” sayesinde büyük bir ruhsal dönüşüm gerçekleşmiştir.

Diğer yandan ise Ali de “A”paradigmasından “B” ve “C”, son olarak “D” konumuna geçmiştir. Artık yalvarmaya başlamıştır. Ayşe ile görüşmemekte, yüz yüze gelmemektedir. Şimdi artık “e” paradigması söz konusudur. Daha düne kadar mutlu ve düzenli bir şekilde yaşarken Ali şimdi kendini içkiye, hüzne ve mutsuzluğa vurur. Sürekli “olumsuz enerji” üretmektedir. Ayşe’yi düşünmekte, başkalarına sürekli ondan ve başına gelenlerden bahsetmekte ve ilgili düşünceler ve hayaller geliştirmektedir.

İşte, Ali’nin “e” paradigmasında oluşturduğu enerjiler, adres Ayşe olduğu için TümAn alanında (soyut matriks) doğrudan Ayşe’nin matriks alanına ulaşmakta ve ona yeni enerjiler katmaktadır.

Ali, “Ayşe” dedikçe onu düşündükçe ondan daha fazla uzaklaşır. Ali farkında olmadan Ayşe için acı çektikçe, onu düşündükçe, onu kendinden uzaklaştırmaktadır. Çünkü Ayşe yine Korteks bilinçaltında, kendine güç katan enerjilerin kaynağını Ali’nın acı çekmesinden, onu talep etmesinden kaynaklandığı “bilinçsiz-bilme” yolu ile bilmektedir.

Bu sürecin devam etmesi için Ali’nin “E” paradigmasında kalması yani acı çekerek Ayşe’ye olan aşkının “talep” sürecinin devam etmesi gerekmektedir. Ali, “E” konumunda yani bir kadına aşkına ilan etmiş, aşkından vazgeçemez halde acı çekerek kuvvetli bir anlam enerjisi üretmektedir. Mahalle meyhanesinde oturup içki içerken o sırada meyhaneye ünlü üstat-bilgin Horasani gelir.

Bir dünya adamıdır Horasan, belli bir milliyeti yoktur. Her dili ve her hali bilmektedir. Ali, son çare olarak durumunu Horasani’ye anlatır ve yardım ister.

Horasani bilmenin ve bilginin ne kadar değerli olduğunu göstermek için ondan bilgi karşılığında maddi bir şeyler ister. Ali bedel ödemeden bilgiye sahip olsaydı ne o bilgiye ne de o bilgeye değer verirdi. Bilginin bedelini aldıktan sonra Horasani şunları söyler;

“Ayşe’nin sana dönmesini istiyorsan en ondan “vazgeçmelisin” . Hem de gerçek anlamda. O zaman o sana geri dönecektir. Çünkü Ayşe, herhangi bir maddi temeli olmadan (Burada düşüncenin düşünceyi ve her ikisinin de maddi süreci nasıl değiştirdiği izleyin).

Sadece senin ona gönderdiğin olumlu ya da olumsuz enerjileri kullanarak, kendini üstün bir konuma getirdi. Bu durumun devam etmesini istediği için senin acı çekmeni istiyor. Ondan vazgeçtiğin zaman artık onun faydalandığı enerjileri üretmemiş olacaksın. Çünkü o senin, onun hakkında her türlü enerjiyi “soyut alanında” alıyor ve kullanıyor.

İkinizin arasında kuvvetli bir soyut bağ oluştuğu için sen eğer enerji üretirsen o doğrudan ona gidiyor. Onu görmesen de onunla konuşmasan da soyut alanda senin zihnin onun zihnine bağlı.

Bundan sonra bu enerjileri üretmeyi bıraktığında o enerjisiz kalacağı için bilinçaltı harekete geçecek ve enerjinin kaynağı sen olduğun için sana geri dönecek. Çünkü o senin ürettiğin enerji olmadan özgüvenini sürdüremez. Yeniden özgüven kazanmak için enerjinin kaynağına yani sana dönerek sorunun ne olduğunu almak isteyecektir. Hisler boyutunda onu yücelten enerjinin kaynak bilgisi ondan mevcuttur.

Bu şekilde ama başka mazeretler sana döndükten sonra, enerjinin devam etmesi için daha tavizkar olacaktır.
Ancak bu kez e senin artık onu istemiyor olma ihtimalin ortaya çıkar. Çünkü kendinin “istememe” paradigmasına koyduğun an artık sen eski sen olmayacağın için bu kez sana geri döneni kabul etme isteğin olmayabilir.

Bu örnek;
Zihinlerin, soyut matriks alandan nasıl birbirlerine bağlandıklarını uzaktan etkilediklerini ve bağlantıların enerjilerinin birbirine akması trafiği mevcuttur. Yani sadece “Hayır” ya da evet diyerek bile çok kuvvetli paradigma değişiklikleri sağlanabilir.

Alıntı

islamın doğuşunu anlatan "çağrı" filminde bedir savaşında allahın nişanlı tam 5000 melekle yardım etmesinin ayrıntılarını anlar gibi oldum. akıl melaikeleri olduğu gibi insanda irade , coşku , heyacan özgüven melaikeleri olabilir. bu duyguların zirve yapması nedeniyle insandaki gücü bir kaç katına çıkarmış da olabilir.

örneğin kitaplarda okumuşsunuzdur ; anne , bebeği ile birlikte trafik kazası geçirmiştir araba yan dönmüştür.. anne arabadan çıkabilmişken bebeğin olduğu kapı açılmamaktadır. arabanın ise patlaması an meselesidir. anne yavrusuna olan sevgisiyle inanılmazı gerçekleştirir, arabayı hareket ettirmeyi başararak yavsusuna ulaşır.

bir başka örnekte amerikan ordusu böyle bir gücün farkındadır. ve eğitim sırasasında sürekli öfke haliy ile eğitim yaptrımaktadır. ama yanılıyorlar. vietnam savaşı belgeselinde kadın ( konudan konuya atladım ama laf lafı açtı .... ) amerikalalılar burda yenildi çünkü onlar öfke ile savaşıyorlardı biz ise aşk ile cevap veriyorduk. diyordu.

uzun lafın kısası allahın yardımı sanıldığı gibi gökten ışıklı bir varlığın inmesiyle olmaz. allah yardım eder ama bizler anlamayız, kendimizden biliriz.
 

BaLam

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Şub 2015
Mesajlar
57
Tepkime puanı
4
Çok iyiydi.. aklıma şunlar takıldı;bu sürekli bir döngümü peki, paradoksmudur? Yani Ali aslında kimi sevmeli? kimi istemeli? Ayşe evdemi kalıcak hep?
 
Üst