Uzayli varliklardan bazilarinin tipleri

Tanrıcam

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Haz 2010
Mesajlar
186
Tepkime puanı
7
Konum
İstanbul
İş
Üni. öğrencisi
Ben uzaylıların olduğuna inanıyorum bu evrende tek olmamız imkansız.Ben 1999 senesinde Kuşadasında gece 23.00 sıralarında gemisini görmüştüm.O zamanlar kameralar iyi değildi.Kameraya çektik ama çok belli olmuyordu.Yine 1999 yılında amasyaya giderken sabaha karşı yine gemilerini gördük.Daha sonra taksim (İstanbulda) Ufo müzesi var oraya gittik(2003).Müzeyi gezerken 1999da gördüğüm geminin yanlış olmadığını gördüm.Aynı gecede Kuşadasında uzay gemisi görüldüğü yazıyordu.Kısacası onlar hep var bizler yanlız değiliz.
 

Morgoth

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Ağu 2010
Mesajlar
33
Tepkime puanı
1
Konum
Istanblue
İş
Drummer
Stephen Hawking uzaylıların dost olmayacağını söylüyor. Bana da öyle geliyor ama bu bilgiler de hemen hemen hepsi dost?!?!
 

Ajan 47

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ara 2009
Mesajlar
537
Tepkime puanı
74
Stephen Hawking uzaylıların dost olmayacağını söylüyor. Bana da öyle geliyor ama bu bilgiler de hemen hemen hepsi dost?!?!
Her bilgi aynı olacak diye birşey yok herkes farklı bir yorum getirebilir bu tür uzaylı meselelerine . Herkes aynı şeyi düşünseydi bu kadar bocalamazdı belkide dünya .
 

Öktem

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Tem 2010
Mesajlar
29
Tepkime puanı
0
Uzaylılar niye gelmiyor yani sanki yasaklıymış gibi görünüp kaçıyorlar. Bizim onlara kötü bişey yapacağımızı mı sanıyorlar acaba. Hem biz bişey yapmayız ki. Belkide yaparız :S
 

ulas

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Ağu 2010
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Kur an ı kerimde bir ayet var ama adını hatırlayamadım ey insanoğlu! şüphesiz ki kainatta senin haricinde,yaşayan canlı varlıklar vardır!"
 

dreamy

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Eyl 2010
Mesajlar
272
Tepkime puanı
27
Stephen Hawking uzaylıların dost olmayacağını söylüyor. Bana da öyle geliyor ama bu bilgiler de hemen hemen hepsi dost?!?!

uzaylılar arasında negatif varlıklar olabilir ama bu tümünün öyle olduğunu göstermez .. tıpkı biz insanlar gibi .. hem negatif dediğimiz varlık sonunda nihayi pozitife döner .. değişim -dönüşüm süreci ..
 

dreamy

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Eyl 2010
Mesajlar
272
Tepkime puanı
27
uzaylılar niye gelmiyor yani sanki yasaklıymış gibi görünüp kaçıyorlar. bizim onlara kötü bişey yapacagımızımı sanıyorlar acaba. hem biz bişey yapmayız ki. belkide yaparız :S

Bence bir kaç sebep var..
1-Dünya bilinci onlarla karşılaşmaya hazır değil.
2-Enerji frekansları bizimkilerle çok farklı olduğu için .
3-Atmosfer farkı ...Bize göre oksijen onlara göre zehir olabilir vs ...
4-Bizi umursamıyorlar :D
 

Öktem

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Tem 2010
Mesajlar
29
Tepkime puanı
0
Belkide biz gitmeliyiz. Onların gelmeye çalışmaları olumsuzlukla sonuçlanmış olabilir. En üstün varlık insanlar olarak seçildiğine göre galiba bizden de bu bekleniyordur.
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
belkide biz gitmeliyiz. oanların gelmeye çalışmaları olumsuzlukla sonuçlanmış olabilir. en üstün varlık insanlar olarak seçildiğine göre galiba bizden de bu bekleniyorduır
Henüz sadece Ay'a insanlı uçuş yapabiliyoruz. Nereye gidiyoruz bu şekilde? Onların gelmesini engelleyen bir şey yok ve geliyorlar da zaten. Ayrıca şu insan üstün ırktır durumu İslami inanca göre söylenmiştir. Acaba burada kast edilen nedir? Yani bir anda daha en fazla 200 milyon yaşındaki genç bir ırkın kainata nasıl bir üstünlüğü var nasıl olabiliyor anlamsızdır. Kuran'da yazan bu insan tarifini tam anlamak gerekir. Yani nereden biliyoruz insanın ya da insandan kastedilen türün sadece bu dünyada olduğunu? :)
 

Morgoth

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Ağu 2010
Mesajlar
33
Tepkime puanı
1
Konum
Istanblue
İş
Drummer
uzaylılar arasında negatif varlıklar olabilir ama bu tümünün öyle olduğunu göstermez .. tıpkı biz insanlar gibi .. hem negatif dediğimiz varlık sonunda nihayi pozitife döner .. değişim -dönüşüm süreci ..
Bırakalım bir kenarada bunları geldilermi gelecekler işte okeye dördüncü olmak için gelmeyecekleri kesin.
 

DreamDuality

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ara 2009
Mesajlar
1,067
Tepkime puanı
150
Paylaşımınız çok ilgimi çekti ve minnet duydum.
Anlatılanların ne kadar doğru olduğunu bilemesende ben de bazı bilgilere katılıyorum.
Uzaylılara inanıyorum; elbette bazı yaşam formları olmalı.
Sadece düşünce, algı, zeka yönünden ileri ve bir o kadar barışçıl olduklarını düşünüyorum. İletişime geçmeme konularına gelince;
Eğer bizden ilerilerse ve bilgelerse bizden korkuyorlardır.
Belki de günümüzden birisinin yontma taş devrini izlemesi gibidir.
Kimbilir belki onlarda insandaki kötü duygular yoktur; ve kendilerini etkilememizden korkuyorlardır.
İnsanların belli bir hoşgörü seviyesine gelmelerini bekliyorlardır.
Ya da ;
onların vücutları dünyada yaşamaya müsait değildir.
Ortaya çıkmalarını hem isterim hem istemem.
Yeryüzünde onlara zarar vermek isteyip; deneylerde kullanmak isteyecek kişiler olacaktır.
Ben niyeyse hep iyi yönde yaklaşımlardan yanayım onlardan yana.
Evrende dünyanın düşmanı oabilcek bir canlı olsaydı; zaten ileri teknolojiyle çoktan yok ederdi diyorum.
Açıkçası gün geliyor insanın insanın yaptığına ağzım açık kalıyor.
Biz bile korkarken onlar bu zalimlerin yanına gelmeye çekiniyorlarsa şaşırmam.
(ilerde birgün elbet apaçık zamanlar gelecek.
ne zaman: her bireyin buna hazır olduğu zaman).
 

Zeyna

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ocak 2009
Mesajlar
330
Tepkime puanı
60
Konum
İstanbul
İş
yönetici
Güzel bir çalışma olmuş, Bende evrende yalnız olduğumuzu düşünmeyenlerdenim. Detaylı olarak bilgilerinizi paylaşmanız bizimde bu konuda doğru bilgilenmemiz açısından güzeldi. Arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. ve devamını diliyorum .

Uzaylılar niye gelmiyor yani sanki yasaklıymış gibi görünüp kaçıyorlar. Bizim onlara kötü bişey yapacağımızı mı sanıyorlar acaba. Hem biz bişey yapmayız ki. Belkide yaparız :S

Yaşanan ve resmi kayıtlara girmiş birkaç gerçek olayı ilginizi çeker diye ekledim.


Ufo Kazası Kalahari Çölü Olayı
Kalahari Çölü Olayı


7 Mayıs 1989 günü saat 13:45 sularında bir donanma firkateyni “ SA Tafalberg “ Cape Town’daki karargahına, radar ekranında Afrika Kıtası’na doğru kuzey-batı yönünden saatte 5746 deniz miliyle ilerleyen tanımlanamayan bir uçan obje gözlemlediklerini bildirdi. Donanma karargahı, cismin varlığını onaylayarak, onun hava üssü radarları, ordu yer radarı ve Cape Town’daki D.F. Halan Uluslararası Havaalanı radarlarınca da tespit edildiğini bildirdi.
Cisim saat 13:52’de Güney Afrika hava sahasına girdi. Cisimle telsiz irtibatı kurulmaya çalışıldı, fakat tüm iletişi çabaları sonuçsuz kaldı. Valhalla Hava Kuvvetleri Üssü durumdan haberdar edildi ve olay yerine iki Mirage MIG savaş uçağı gönderildi.

Cisim aniden savaş uçaklarının yetişmesi mümkün olmayan bir hızla yön değiştirdi . Saat 13:59’da Filo lideri Goomen , cismin görülebildiğini ve yerinin radarla tespit edildiğini rapor etti. Orduya, Thor 2 lazer silahı yüklü 2 keşif uçağının havalandırılarak cisme ateş açması emredildi ve bu derhal yapıldı.

Ateş sonrasında, Filo lideri Goomen , cismin kör edici ışıklar yaydığını bildirdi. Cisim sallanmaya başlamıştı fakat hala kuzey yönünde ilerlemeyi sürdürüyordu. Saat 14:02’de cismin irtifa kaybettiği ve dakikada 3000 fit alçaldığı rapor edildi. Kontrolünü kaybeden cisim, aniden büyük bir hızla 25 derecelik bir açı yaparak Güney Afrika-Botswana sınırının 80km. kuzeyindeki Kalahari Çölü’ne düştü.

Filo liderine cisim araziden kaldırılana kadar bölgenin çember içine alınması söylendi. Bir grup hava kuvvetleri istihbarat görevlisi, tıbbi ve teknik ekip ile birlikte incelemelerde bulunmak ve enkazı kaldırmak üzere kaza yerine gönderildi.

Cismin incelemesi sonucu elde edilen bulgular şöyledir:

150 metre çapında ve 12 metre derinliğinde bir krater.

Kraterin içine 45 derecelik bir açıyla saplanmış gümüş renkli, disk şeklinde bir cisim.

Cismin etrafındaki kumlar ve kayalar aşırı sıcaktan eriyerek birbirlerine kaynamış.

Cismin etrafındaki yüksek manyetik ve radyoaktif alan hava kuvvetlerinin elektronik ekipmanlarının çalışmamalarına yol açmıştır.

Takım lideri, objenin detaylıca incelenebilmesi için gizli bir üsse taşınmasını önermiş ve bu yapılmıştır. Daha sonra, çarpışmanın yaşandığı arazi kumlarla ve taş molozlarıyla, doldurularak olaya dair kanıtlar yok edildi.

Aracın Cinsi : Bilinmiyor, Dünya dışı kaynaklı olması kesin..

Orijin : Bilinmiyor- Dünya dışı ...

Tanımlanabilir İşaretler: Yok- Aracın yanlarına anlaşılamayan işaretler çizilmiş

Boyutlar : Yaklaşık 20 yarda

Uzunluk : Yaklaşık 9.5 yarda

Ağırlık : tahmini 50 Ton

Yapı Maddesi: Bilinmiyor- Aracın dışı son derece parlak, Düz gümüş renkli, Dış yüzünde hiçbir bağlantı yeri görünmüyor

İtici Güç Kaynağı: Bilinmiyor-Laboratuar sonuçları bekleniyor

Notlar: Araçta hidrolik tipte iniş takımlarının bulunması kazaya elektronik arızaların neden olduğunu düşündürmektedir. Kazaya cismin lazerle vurulması neden olmuş olabilir. Araç hidrolik basınç ekipmanlarıyla açılmış ve içinde iki insanımsı varlık bulunmuştur.

İnsanımsı Varlıkların Tıbbi Raporları

Orijin : Bilinmiyor- Dünya dışı ..

Uzunluk : 1.20-1.35 cm.

Ten Rengi : Grimsi mavi ten, yumuşak ve oldukça esnek

Saç : Vücut tamamen kılsız

Baş : Normal insanınkinden büyük. Kafatası yüksek, başın etrafı koyu mavi işaretlerle kaplanmış

Yüz : Yanak kemikleri çıkık

Göz : Geniş ve yana doğru çekik, göz kapağı yok

Burun : 2 burun deliği var

Ağız : Dudaksız, küçük bir yarık biçiminde ağız yapısı.

Çene : İnsanlarınkine oranla küçük

Boyun : İnsanlarınkine oranla oldukça ince.

Kulaklar : Yok.

Vücut/ Kollar : Uzun ve ince, dizlere kadar uzanıyor.

Eller : Perdeli, pençe biçiminde 3 parmaktan oluşuyor.

Gövde : Göğüs ve karın çizgilerle kaplı

Kalça : Küçük, dar

Bacaklar : Kısa ve ince

Cinsiyet : Cinsel organ bulunmuyor.

Ayaklar : 3 parmaklı, tırnaksız.

Not: İnsanımsı varlıklardan her hangi bir kan ya da doku örneği alınamadı. Kendilerine çeşitli yiyecekler sunulduğunda yemeyi reddettiler. İletişim şekillerinin telepatik olduğu sanılıyor. Varlıklar, Hava Kuvvetleri Üssünün 6. Katında tutuluyorlar.

Kaza sonrasında ele geçirilen iki varlığın daha ayrıntılı bir inceleme yapılmak üzere 23 Haziran 1989’da Wright-Peterson Üssü’ne gönderilmesi istendi.


Kaynak:Fenomen

Siriustan X-3 ile temas Uzaylılarla temas

Günümüzde, dünyada binlerce dünya dışı kökenli araştırmacı grup etkin durumda çalışmalarını sürdürmektedir. Esasen bu, evrensel yardımlaşma ve dayanışma yasasının gereğidir. Evrenler, değişik şuur düzeylerinde bulunan varlıklarca meskun durumdadır ve bunlardan gelişmiş / uyanmış durumda olanlar, uyanmakta olanlarında uyanmasına / gelişmesine katkıda bulunmayı vazife bilmektedir. İşte bu doğal durumun gereği olarak; teknolojik ve içsel gelişim düzeyleri bizlerden çok farklı uygarlıkların temsilcileri aramızdadırlar.

Adrian Dvir 1994'den beri, dünya dışı varlıklardan oluşan özel bir grup ile şifa ağırlıklı çalışmalar yapmaktadır. A.Dvir'in, dünya dışı varlıklarla sürdürmekte olduğu bu şifa celseleri çerçevesinde zamanımızdaki medikal yöntemlerle tedavi edilememiş birçok rahatsızlık sadece giderilmekle kalmamış, onların eski yaşamlardaki kökenlerine kadar da inilmiştir. Bundan da ayrı olarak, A.Dvir; evrenin değişik köşelerinden gelen varlıklardan çok çeşitli konularda bilgiler almakta ve bu bilgileri yazılı ve sözlü olarak dünya insanıyla paylaşmakatadır. Dvir'in yazdığı ve birçok dile çrevrilmiş 'Healing Entities and Aliens' "Şifacı Varlıklar ve Dünyadışı Yaşamlar" adlı kitabı, bu konuda önemli bilgiler içermektedir.

Kendisini 'X-3' olarak tanıtan ve "Sirius" kökenli olduğunu söyleyen bir varlığın; şifacı medyom "Adrian Dvir'le olan görüşmeleri:

ADRIAN(A): Gerçekten Sirius'dan mı geliyorsunuz?
X-3: Evet, bir uzay gemisiyle.
A: Uzmanlık alanınız nedir?
X-3: Başta böbrekler olmak üzere, tüm iç organlar uzmanlık alanım içindedir. Şu anda bir denetleme görevi olarak dünyanızda bulunuyorum. Buradaki tıp grubumuzun çalışmalarını denetlemek ve böbrek rahatsızlıklarının giderilmesi konusundaki sorunlarında danışmanlık yapmak üzere burada bulunuyorum.
A: Bilgisayarımdaki metni şu anda okuyor musunuz?
X-3: Hayır. Sizin dilinizi bilmiyorum. Sizin düşüncelerinizi alıyorum, arada bir başka varlık da onları benim için çeviriyor.
A: Siz kaç yaşındasınız?
X-3: Sizin sayı sisteminize göre 458 yaşımdayım.
A: Daha ne kadar yaşayabileceğinizi umuyorsunuz?
X-3: 1000 (bin) yıldan fazla yaşayabileceğimi sanıyorum. Sirius'ta kimileri 2000 yıl kadar yaşar.
A: Sizde de yeniden doğum var mı?
X-3: Tam olarak sizin dünyanızda olduğu gibi değil. Biz birikimimizi yaşamdan yaşama daha farklı bir şekilde aktarırız. Sizin tekrar doğuşlarınız gibidir ama biraz farklı.
A: Nasıl bir dış görünüşe sahipsiniz.
X-3: Dış görünüş olarak dünyalılara kabaca benzediğimizi söyleyebilirim; baş, gövde, kollar ve bacaklar. Bununla birlikte, iç yapımız oldukça farklıdır: İç oganlarımız sizinkilerden farklı bir şekilde organize edilmiştir. metabolizmamız ve lenfatik sistemlerimiz çok farklıdır ve enfeksiyonlara karşı daha az maruz durumdayız. Bizim bedenlerimizin daha steril olduklarını söyleyebilirim. Bizim bedenlerimiz; sizinkiler gibi, mikroplar ve bakterilerle oluşan erezyona açık değildir. Bizim bedenlerimize bu nitelik, genetik mühendisliği dediğiniz bilim ile kazandırılmıştır. Çevre temizliğimiz de en üst düzeydedir. Çevremiz tam olarak sterildir. Burada dünyanızda ise; çevre, biyolojik olarak kirletilmiş durumdadır. Bu nedenle, dünyanıza geldiğimiz zamanlarda çok dikkatli olmamız gerekir. Üzerimizde, bedenimizi enfeksiyondan ve her tür kirlilikten koruyan, tek parçalı, esnek ve hafif bir malzemeden yapılmış, 'uzay elbisesi' diyebileceğiniz steril bir giysi bulunmaktadır.
X-3: Benim 'gezegenim' son derece güzel ve gerek bilimsel gerekse ruhsal yönden hayli ileri durumdadır. Biz doğa ile uyum halinde yaşarız. Sentetik malzemeden çok, doğal malzeme kullanırız; çünkü, sentetik olanlar çevreyi çok kirletir. Biz hepimiz, bir tek vücut gibiyizdir.
A: Sirius'ta nüfus ne kadardır?
X-3: 8-10 milyon kadar.
A: Hepsi bu mu, dünya ile karşılaştırıldığında çok az.
X-3: Evet. Sirius daha küçüktür ve nüfus artış oranı da çok yavaştır. Eğer bir ailenin iki çocuğu varsa, bu çok olarak kabul edilir. Sirius dış etkilere kısmen de olsa kapalıdır. Başka gezegenlerden hemen hemen hiç göçmen gelmez. Bu nedenle, nüfus oldukça homojendir. Ayrıca, hiç bir hastalık da yoktur.
A: Sirius'ta ömür beklentisi ne kadardır?
X-3: Dünya yılıyla, 600 ve 900 yaşında pekçok Siriuslu vardır. Dünyadaki insan ömrü, evrenin bu köşesinde en kısa ömürlerden biri olduğunu söyleyebilirim. Bu konuda dünyaya benzer bir gezegen daha vardır. Oradaki zeki varlıklar da dünyalılara benzer.
A: Sirius halkı tekrardan doğar mı?
X-3: Evet. Ölümden sonra, bedenleri özel bölmelerde saklama geleneğimiz vardır. Ruh ise tekrardan başka bir dünyada bedenlenir. Sirius halkı, güçlü ruh enerjileriyle tanınmış varlıklardır.
A: Buradaki dünya dışı kökenli tıp delegasyonu ile ilginiz / bağlantınız nasıl oluştu?
X-3: Tüm gezegenlerde bir duyuru yayımlandı. Bu duyuruda, tıp delegasyonları için doktorlara gereksinim duyulduğu belirtiliyordu. Başvurduktan sonra, tıp delegasyonunca kabul edildim. Bu vesileyle zaman zaman bizim gezegenin dışına yolculuklarım oluyor.
A: Sizin uzay aracından sözeder misiniz?
X-3: Temelde, üç boyda uzay aracımız var. En büyük boyda olanları dev gibi bir hangara ya da depoya benzer. Bunun içinde, uluslararası haberleşme merkezi başta olmak üzere, başkaca işlevleri olan birçok cihaz monte edilmiş durumdadır. Orta büyüklükteki araçlarımız, başka işlevlerinin de yanısıra genellikle hastane olarak kullanılır ve dünyanın atmosferinde konuşlandırılmıştır. Küçük boydakiler ise, esas olarak ulaşım ve nakil işlerinde kullanılır.
A: Sirius'ta ne türden bir hükümet var?
X-3: Eski Roma Senatosu gibi bir hükümet; yani, bilge insanlardan oluşmuş bir komite. Bu yönetici komitenin üyelerini, Sirius'un en bilge insanları oluşturur. Onların otoritesi; bilgeliklerinden, bilgilerinden oluşur. Demokrasilerde anarşiye kayma eğilimi her zaman vardır ama bilge insanlardan oluşmuş bir birlik daha stabildir. Sirius'ta savaşlar olmadığından, yönetici komite daha latif konularla meşguldur; toplumun refahı, arkeolojik kazılar, ekolojik konular ve çeşitli gezegen araştırmaları gibi...
A: Sizin çeşitli uygarlıklarla ilgili deneyimlerinize dayanarak; bir uygarlık ne kadar gelişmişse, savaşma olasılığı o kadar az mıdır?
X-3: Dünyanızdaki ırkların ve ulusların çok oluşu sürtüşmenin bir nedenidir. Homojenitenin olmayışının yanısıra, dünyalıların doğalarında savaşa doğru ayrıca bir meyil var. Öyle görünüyorki önümüzdeki 8 yıl içinde, dünya insanının yaşama bakışında büyük değişim olacak, ondan sonra gezegeninize dünya dışılılar tarafından kitlesel inişler olacak
A: Neden şimdi açıkça görünmüyorsunuz?
X-3: Konsülümüzden aldığımız talimat doğrultusunda hareket etmek durumundayız. Buna göre, dünyalılara ayan beyan görünmemiz için zaman şimdilik erken.
A: Evrende tek başımıza olmadığımız fikrinin zihinlerde yaygınlaşması savaşların azalmasını beraberinde getirmez miydi?
X-3: Evet, ama o zaman da dünyalılar; birbiriyle savaşı bırakıp, dünya dışılılara savaş açardı. Zamanı gelince, dünya dışı kökenli varlıklar, kitleler halinde inişe geçmeden önce, dünyalıları psikolojik olarak sakinleştirici telepatik yayında bulunacaklar.
A: Sizler de bizimle aynı aminoasidleri mi taşıyorsunuz?
X-3: Hayır.
A: Ya DNA'larınız, bizimkilere benzer mi?
X-3: Hayır. Bazılarımızınki 6, bazılarımızınki 12 sarmallıdır. Benzerlikler vardır ama önemli ayrılıklar da bulunmaktadır.
A: Dünyalıların rahatsızlıklarıyla ilgilenecek doktorlarınız, dünyadaki kliniklerinize gelmeden önce, beşer anatomisiyle ilgili özel kurslardan geçer mi?
X-3: Evet, sizin zamanınızla 4-6 ay süreyle dünya beşerinin anatomisini ve fizyolojisini, ayrıca, dünya dillerini ve kültürlerini inceleriz; hatta gerekirse, toplumların tarihlerini bile...
A: Bu kurslarda verilen bilgileri nasıl derlediniz.
X-3: Her araştırma grubunun bulguları belli bir merkezde toplanır ve biz bu yolla sürekli olarak veri tabanımızı genişletiriz.
Dünya tarihi boyunca, pek çok araştırma timlerimiz tarafından, gezegeninizin çeşitli yörelerindeki dünyalılar incelenmiştir. Dünya bedenindeki genetik değişikliklerin bir çoğundan da Sirius'lu araştırma timleri sorumludur.
A: Şimdiye kadar niçin sadece belirli dünyalılarla bağlantı kurdunuz ve niçin onlarla?
X-3: Bu, kitleler halinde inişimiz öncesine, ön etkinliklerdir. Bunlar durumları bu iş için elverişli dünyalılardır. Dünyaya kitleler halinde inişimiz sırasında bu dünyalı kardeşlerimiz sanki 'köprübaşı' işlevi görecekler.
A: Can (soul), başka bedenlere enkarne olan ve onlarla simbiyoz bir yaşam deneyimleyen bir yaşam formu mudur?
X-3: Hemen hemen öyle sayılabilir. Can ya da ruh, farklı bir varlık düzeyindeki eski bir yaşam formudur. Sadece ruhların yaşadıkları; bir bakıma spiritüel okul durumunda olan gezegenler vardır. Kuşkusuz, dünya dışı varlıklar da can sahibidir. Sirius halkı ölüm denen geçişten sonra, ışığın kaynağına dönerler.

A: Nükleer araştırmalar ve ekolojik etüdler gibi konular hakında biraz daha bilgi verebilir misiniz?
X-3: Dünyalıların nükleer silahlarını incelemekete olan araştırma gruplarımız var. Ayrıca, Dünyanın ekolojik sorunlarıyla ilgili arkadaşlarımız gerekli kısmi yardımlarda da bulunmaktalar..

Siriusdan alıntı
 

sekhmet734

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Tem 2010
Mesajlar
95
Tepkime puanı
5
Konum
ütopya
İş
tiyatro
çok harika bir yazıydı.paylaşım için çok teşekkürler.bayılarak okudum ve hala inanmayan insanların olmasını artık anlayamıyorum.benim teyzemde bu tarz şeyler söylüyor hep.Bizim ailede uzaylı kavramı çok farklı ve hepimiz inanıyoruz.Teyzem bikaç defa rüyasında başka bi gezegende yaşadığını ve orda eşi ve üç çocuğu olduğunu görmüş,ve çocukluğundan beri uzaylılara inanır,aynı şekilde dayımında işyerinde yaşamış olduğu ve bütün çalışanların şahit olduğu uzaylı anıları var ve oda çocukluğundan beri uzaylıların birgün gelip onu alıcağına inanır ve bende hiç bu tarz şeyler olmamasına karşın bir iki defa uzaylılarla ilgili rüya gördüm bir keresinde odamın penceresinden dışarı bakıyorum havada uçan daire duruyor ve ışığı aşağı bizim eve yansıyor bende ne olduğunu anlamak için penceren bakıyorum ve o ışıkla birlikte bir uzaylı pencereme yaklaşıyo ben onu görünce korkup geri çekiliyorum ama sonra yanına birde çocuk olanı iniyo ama ondan korkmuyorum oda bana elini uzatıyo ve ben tam elimi uzatıp onlarla gitmeyi kabul etmişken uyandım.Ben normalde bu tarz konularla ilgilenmem ve korkmamda,ilgi duymam kısacası ama bu rüyalar bende çok etki yaptı açıkcası bende fobi oluştu diyebilirim ve gerçekten endişeleniyorum böyle birşey benimde başıma gelebilirmi diye inş.olmamıştır ve olmaz çünkü ben bunu kaldırabileceğimi sanmıyorum pek.
 

gümüşejderha

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Ocak 2011
Mesajlar
134
Tepkime puanı
14
bunlardan kuranda bahse memesinin sebep leri olabilir yani belki varlar ama onları bilmememiz gerekiyo
 

sevgisiz03

Banlı Kullanıcı
Katılım
14 Eyl 2011
Mesajlar
114
Tepkime puanı
5
bunların uydurma olmadığını nerden anlıcaz hiç uzaylı görmediğimize göre
 

Warcraft

Banlı Kullanıcı
Katılım
31 Eki 2010
Mesajlar
371
Tepkime puanı
13
Ben de rüyamda uzaylılar görüyorum o kadar fazla artık tv e vs koyuyorlar ki rüyalarıma girdiler. bir sürü uzay gemisi vardı. Sonra bi uzaylı küçük boylu ve yeşil, geldi el sıkıştık :D. Saçma sapan bir rüya korkmadım, hatta sevindim geldiğine ne hikmetse:).

Kaçırılmış olabilirsin dikkat et :)
 

Destiny

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ocak 2012
Mesajlar
26
Tepkime puanı
1
Konum
İstanbul
Aslında kaçırılan insanlar uzaylıların nasıl bir tipe mensup oldugunu anlıyabilir insan beyni bir bilgisayarı andırır... Akıldan silinmek isteyen bilgiler bilinç altına gider burdanda silinir dış etkenlerle şimdi olay şu insan beyni organik birşeydir ve buradan silinen şeyler daha kök klasör diyeyim oralara gider yanı biliç altına girildiği takdirde hatırlanabilir... Hipnoz olayı dediğimiz olayla bu mumkun olabilir...
 

damned

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Şub 2009
Mesajlar
566
Tepkime puanı
53
Ufo konusunda ortalıkta dolaşan öyle çok yalan yanlış bilgi belge ve fotoğraf var ki insan bu bilgi karmaşası içinde neye inanacağını tam olarak bilemiyor ancak Allah milyarlarca gezegeni süs olsun diye yaratmış olamaz..Şöyle düşünün dünyadaki en küçük değersiz gördüğümüz organizmanın bile yaratılışının bir hikmeti bu durumda koskoca jüpiter boş dursun diye yaratılmış olamaz:) Yanlız değiliz:)
 

fthbl

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ocak 2012
Mesajlar
184
Tepkime puanı
11
Allah dostları bu ufo konusuna açıklık getirimiş arkadaşlar.Ufocuların iddia ettikleri manada ufo/uzaylı diye bişe yok.
Olsa olsa cinlerin oyunu.Boş yere kafanızı ufolara/uzaylılara takmayın.
Ama kainatta bir adım atacak kadar bile boş yer yok.Her yer meleklerle ve bulunduğu yere münasip ruhanilerle dolu.
 

maceracı

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Eyl 2011
Mesajlar
58
Tepkime puanı
3
Konum
Dünya gezegeni
İş
Ders,bilgisayarda takılmak,...
Bazı insanlar ünlü olmak için ufo gördüm yok yazı yazdırdılar diye yalanlar atıyor onun için insanlar bunlara inanmıyor.
 
Üst