Takıntılı aşkı oluşturan sebepler.

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Aşk insan için doğal birşeydir ancak çiftler beraber bir yol yürüyemeyeceğini anladıklarında yollarını ayırırlar bu ayrılma karşılıklı veya tek taraflı olur her iki seçenek içinde bir yas süreci vardır bu süreç 3 ile 6 ay arasında değişmektedir bu sürenin sonunda kişiler normal yaşamına geri dönerler.Ancak bazı insanlar var ki değil 6 ay 6 senede olsa bir türlü o kişiyle tanışmadan önceki yaşamına dönemiyor.Bu yazımda bu insanları bu hale getiren alt sebepler üzerine duracağım.
1-Anne babadan ilgisizlik veya psikolojik şiddet görmek
Psikanaliz der ki anne ve baba çocuk için ilk sevgi nesnesi ve rol modellerdir.Kişi sosyal hayatında nasıl olacağını anne ve babadan gördükleriyle belirleyecektir.Anne baba çocuk için sevgi nesnesidir demiştik.Yani çocuğun bilinçaltındaki ilk yapı taşlarıdır ve çocuğun ileride normal bir birey olabilmesi için bu parçalar çok güzel bir biçimde bilinçaltında yer etmesi gerekir.Anne ve babasından veya çocuğa bakmakla yükümlü herhangi bir ebeveynden (bakıcı gibi) çocuk ilgisizlik psikolojik şiddet görürse çocuğun bilinçaltında olması gereken parçalar yanlış konumlandırılıcak ve buda bilinçaltı tarafından sevgi kodlamasının bilinçaltında olmadığını kaydedicektir.Buda yıllar sonra kişinin bilinçaltı bu eksik parçasını telafi etmesi için bu kişiyi insan bağımlısı yapıcaktır.Çünkü bilinçaltı için tek gerçek olan şey olması gereken parçayı yerine koymaktır ve bunlardan birisi sevgidir yani çocuk sevgi deneymini anne ve babadan sağlıklı bir şekilde almazsa bu kişiyi ileride insan bağımlısı yapar
2-Ebeveynler ile güven bağı tesis edememek
İnsanın sahip olduğu dürtüleri vardır 0 ve 7 yaş arasındaki bir süreçte bu dürtüler ebeveynler tarafından doyuma uğlaştırılması gerekir.Bunlardan biriside güven dürtüsüdür.Çocuğun ebeveynleri tarafından doyuma uğlaştırılmış dürtüleri ileride çocuğun insanlar ile sağlıklı güven bağları oluşturmasını sağlayacaktır.Ancak bu eksik kaldığı takdirde sağlıksız bir güven bağı gelişmiş olucak çocuk ya kimseye güvenemeyecek ya da kimlere güvenmesi gerektiğini bilemeyecek yanlış insanlarla iletişimde olucaktır ya da bilinçaltı bu güven dürtüsünü doyuma uğlaştırmak için kişiyi en olmadık insanlara güvenmesine sebep olucaktır.
3-Çocuklukta yaşanıp çocuğun büyük bir değersizlik hissetmesine sebep olan olaylar
0 ve 7 yaş arasının çocuk için önemli olduğunu belirtmiştik.Bu yaş aralıklarında çocuğun travmatik olaylar yaşaması bilinçaltı tarafından değersiz yaşam kodları olarak kaydedilicektir.Mesela evde şahit olduğu şiddet (misal babasının annesini dövmesi) ya da kendisinin dışlandığı olaylar.Büyükler için çok basit gibi görünen olaylar o yaştaki bir çocuk için travma olucaktır ve buda çocuk için BEN DEĞERSİZİM algısını oluşturucaktır.Sonra bu çocuk ileriki zamanlar kendi varlığına başkalarını kullanarak değer katmaya çalışıcaktır çünkü böyle bir çocuk ne yazıkki kendisini sevmekten mahrumdur.
4-Kişinin hayatına anlam katamamış olması
Bundan önceki diğer maddelerinde eşlik etmesiyle kişi kendi hayatına anlam katamamış olur .Mesela hayatında herşey yolunda gibi görünse de kişi bir eksiklik hisseder kendi varlığına hayatına bir şekilde anlam katamıyordur.Bazen ise sevmediği bir iş uyumlu olamadığı bir aile ve çevre ortamı da kişinin hayatına anlam katamamasına sebep olucaktır ve bu aşamadan sonra başkasının varlığıyla hayatına anlam katmaya çalışıcaktır buda kişiyi ne yazıkki insan bağımlısı yapıcaktır.Seçtiği bir sevgiliyle hayatına anlam katmaya çalışıcak onsuz bir değerinin olmadığını zannedicek ve kimsenin onun gibi olamayacağına inanıcaktır.
5-Kendi başına varoluşuna bir anlam katabilmek
Kişinin kendi başına varoluşuna anlam katabilmek insan hayatında olması gereken birşeydir ve kendinle mutlu olmanında sırrıdır.Bazen talihsiz bir çocukluk yaşanır kişilik mizacımıza göre bize muamele etmemiş bir anne babaya sahibizdir kendimizi değersiz hissetmemiz için olması gereken herşey olmuştur ve böylece algılarımızda yanlış programlanır ve varoluşumuza bir anlam katamayız ama buda doyurulması gereken bir dürtü olduğu için bilinçaltı bu sefer insanlar vasıtasıyla varoluşuna anlam katmak isteyecektir buda insan bağımlılığının farklı bir koludur.
6-Bireyliğini kaybetmek
Toplumun içerisinde kendi bireyliğimizi ele alarak yaşamak olması gereken sağlıklı durumlardan birtanesidir ancak bazı insanlar bir birey olmayı başarabilmiş değillerdir.Bunun altında bir çok sebep olabilir.Aşırı otoriter bir anne babanın tedrisatında yetişmiş bir çocukluk,Akran zorbalıkları vs sıralayabiliriz bu tür durumlar sebebiyle kişi kendi bireyliğini ortaya koyamaz kendisi için doğru olanı seçemez kendi kararlarını veremez ve kişi bu durumda baston gibi tutunabileceği bir insana ihtiyaç duyar
7-Çocuk yaşlarda ihtiyaçların doğru karşılanmamış olması
Diğer maddelerde kısmende olsa buna değinmiştik.0 ve 7 yaş çocuk için zihnine temel yapı taşlarının yerleştiği bir dönemdir ve doyuma uğlaştırılması gereken dürtüleri vardır insanda bu yaş aralıkları bu dürtülerin doyurulması gereken yaşlardır.Mesela doğru bir sevgi vermek çocuğun öz güvenini doğru bir şekilde beslemek güven ilişkisi tesis edebilmek bu maddede sayabileceğimiz örneklerdir.İhtiyaçları doğru karşılanmamış bir çocuk ileride ihtiyaçlarına cevap verebilen birisine ya da bu şekilde bir algı geliştirmesinden dolayı insan bağımlısı olucaktır ona sorsak bu durumu aşk diye ifade edicektir ama aslında kendisi aşkın yanından bile geçmemiştir o sadece bir bağımlıdır.
8-Kendine yetememe
Kendisine yetemeyen bir insan bağımlı kişilik bozukluğuna en çok yatkın olan insanlardan birisidir.Kendisine yetemeyen bir insan herzaman tutunacağı bir dala muhtaçtır.Ahmet olmazsa mehmet,mehmet olmaza ali olur onun için ama sürekli ona yeticek bir insana ihtiyaç duyar ve bu insanlara karşı aşk ile karıştırılıcak çok aşırı yoğun duygular hisseder.
9-Benlik saygısının düşük olması
Benlik saygısı kişide doyurulması gereken dürtülerden birisidir.Benlik saygısı düşük olanlar sürekli olarak benlini besleyip tatmin eden kişiye bağlı olurlar ondan kopamazlar sebebini bulamadığı bir bağlılık davranışı gösterir ona karşı ve kişinin aşk zannettiği duyguların kendisinde oluşmasına sebep olur
 

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,037
Tepkime puanı
1,448
Çok güzel tespitler ama her aşkı psikolojik gerekçelerle temellendirmeye çalışırsak ortada aşk diye bir şey kalmaz...Hani aşk ''nedensiz''sevmekti?Şimdi diyeceksiniz ki,her aşk değil 5-6 yıl ve daha uzun süren ayrılık yasları için konuşuyoruz...Bazen uzun yıllar biriyle birlikte olursunuz,ayrılırsınız ve çok çabuk toparlanırsınız...Bazen de kısa sürede tanıdığınız birinden ayrılmak zor gelir...İnanın ki zamanla bir ilgisi yok,yoğunlukla ilgili bir durum ve sebep de yok...Bazen 4 gün sevmek için yeter bazen de yıllarca birlikte olduğunuz kişiye bağlanamayabilirsiniz...Zaman bizi en çok yanıltan kavram bence...Mantığa dayandırmaya çalışıyoruz ama açıklayamıyoruz işte...Her şeyin psikolojik sebeplerini açıklıyorlar,peki çaresi ne?Bunları yaşamayan insan mı var?Hangimiz çok sağlıklı psikolojisi olan ailelerde yetiştik ki?İmkansız geliyor bana,bu saydığınız maddelerin en az ikisi herkeste var bence...Hiç bir aile kusursuz sevgi gösteremez çocuğuna...Zaten ebeveynlerimizin aileleri de bilmediği için kimse sağlıklı bir psikolojide olamaz yani...Bunların kaynaklarını az çok kendimizi sorgularken biz de bulabiliyoruz,önemli olan çözüm bulabilmek...Kişilerin yaşadıklarının sebeplerini maddeler halinde sürekli yazıyorlar ama çare nedir çare?Bu psikolojik tespitlerden çok bunların çözümüne ihtiyacımız var...Her yerde karşımıza sebepler çıkıyor ama önümüze somut bir çözüm koyan yok!Biz sebepleri bulduk,siz de düzeltin mi diyorlar?
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Çok güzel tespitler ama her aşkı psikolojik gerekçelerle temellendirmeye çalışırsak ortada aşk diye bir şey kalmaz...Hani aşk ''nedensiz''sevmekti?Şimdi diyeceksiniz ki,her aşk değil 5-6 yıl ve daha uzun süren ayrılık yasları için konuşuyoruz...Bazen uzun yıllar biriyle birlikte olursunuz,ayrılırsınız ve çok çabuk toparlanırsınız...Bazen de kısa sürede tanıdığınız birinden ayrılmak zor gelir...İnanın ki zamanla bir ilgisi yok,yoğunlukla ilgili bir durum ve sebep de yok...Bazen 4 gün sevmek için yeter bazen de yıllarca birlikte olduğunuz kişiye bağlanamayabilirsiniz...Zaman bizi en çok yanıltan kavram bence...Mantığa dayandırmaya çalışıyoruz ama açıklayamıyoruz işte...Her şeyin psikolojik sebeplerini açıklıyorlar,peki çaresi ne?Bunları yaşamayan insan mı var?Hangimiz çok sağlıklı psikolojisi olan ailelerde yetiştik ki?İmkansız geliyor bana,bu saydığınız maddelerin en az ikisi herkeste var bence...Hiç bir aile kusursuz sevgi gösteremez çocuğuna...Zaten ebeveynlerimizin aileleri de bilmediği için kimse sağlıklı bir psikolojide olamaz yani...Bunların kaynaklarını az çok kendimizi sorgularken biz de bulabiliyoruz,önemli olan çözüm bulabilmek...Kişilerin yaşadıklarının sebeplerini maddeler halinde sürekli yazıyorlar ama çare nedir çare?Bu psikolojik tespitlerden çok bunların çözümüne ihtiyacımız var...Her yerde karşımıza sebepler çıkıyor ama önümüze somut bir çözüm koyan yok!Biz sebepleri bulduk,siz de düzeltin mi diyorlar?
Burada zaten doğal bir sevgiden bahsetmiyorum takıntılı aşktan bahsediyorum.Bir sevgi var birde sevdiğini zanneden var sevdiği kişide anne baba eksikliğini farkına varmadan doldurmaya çalışan bu yüzden kullanılan psikolojik yaralar alan insanlar var.
 

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,037
Tepkime puanı
1,448
Burada zaten doğal bir sevgiden bahsetmiyorum takıntılı aşktan bahsediyorum.Bir sevgi var birde sevdiğini zanneden var sevdiği kişide anne baba eksikliğini farkına varmadan doldurmaya çalışan bu yüzden kullanılan psikolojik yaralar alan insanlar var.
Çok faydalı bir paylaşım ama ben de çaresini soruyorum...Paylaşımın için de teşekkürler ama söylemek istediğim sadece senin paylaşımın değil...Her konuda bu tip tespitler yapılan bazı iletiler paylaşılıyor günümüzde...Sebepler maddeler halinde yazılıyor ama çözüm odaklı değil hiç bir sorun...Sorunun kaynağını ya da hastalığın sebebini söylüyor alanında uzman kişiler...Yol gösteren yok?Onu biz kendimize göre bulacağız galiba...
 

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,037
Tepkime puanı
1,448
Takıntılı aşk değersizlik duygusuna işarettir. Değerli hissetmeyi "öğrenin"
Burada sadece aşktan bahsetmiyorum,başka takıntılı olan davranışlar da mı aynı duyguya işaret ediyor...Örnek:Günde bilmem kaç defa ellerini yıkayan insanlar ya da düzenlilik takıntısı olanlar....Takıntı sadece kişiye olmaz ki...Diğer takıntılar da mı''değersizlik''duygusu yüzünden oluyor?
 

berksurucu

Banlı Kullanıcı
Katılım
3 Haz 2009
Mesajlar
356
Tepkime puanı
967
Konum
Güzel İzmir
Burada sadece aşktan bahsetmiyorum,başka takıntılı olan davranışlar da mı aynı duyguya işaret ediyor...Örnek:Günde bilmem kaç defa ellerini yıkayan insanlar ya da düzenlilik takıntısı olanlar....Takıntı sadece kişiye olmaz ki...Diğer takıntılar da mı''değersizlik''duygusu yüzünden oluyor?


Hayır. Diğer saydığınız şeyler OKB işaretidir. Bir çok sebebi olabilir. Farkında olmakla birlikte, tıbbı destek alınabilir.
 
Üst