Özgüven eksikliği ve nedenleri

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Psikolog Hayriye Öztuğrul
Çocuklarımız, genel anlamda da insanoğlu, değerli olduğunu hissettiği oranda kendine güvenir.

Özgüven; hem kişinin kendisine ilişkin düşünceleri (örneğin; "zekiyim", "sevilen bir insanım"), hem bu düşüncelerin yol açtığı duyguları (örneğin; umutsuzluk, utanç, gurur..vb.), hem de bu duygu ve düşüncelerin ifadesi olan davranışları (örneğin; çekingen, dikkatli, iddiacı..vb.) içerir.

Çocuklarımızda görülebilecek bir çok davranış bozukluğuna, psikolojik hastalığa özgüven duygusundaki eksiklik neden olmaktadır.

Çocuklarımız, genel anlamda da insanoğlu, değerli olduğunu hissettiği oranda kendine güvenir.Kendine güven yani özgüven..

Anne-babalar kuşkusuz her durumda ve şartta çocuklarına sonsuz değer vermekte ve onları sevmektedirler. Buna rağmen birçok vakada dikkati çeken kendine güven duygusundaki eksikliktir. Bunun nedeni için kuramsal ve tecrübi bilgilerime dayalı olarak şunu söyleyebilirim; ebeveynler "anne-baba çocuğunu karşılıksız sever", "çocuklar anne-babalar için nihayetsiz değere sahiptir" yargılarını çocuklarının da kendileri gibi idrak edebileceklerini zannederler. Oysa ki çocuklarımız ancak 13 yaş ve sonrasında bilişsel (zihinsel) açıdan 'soyut işlem dönemi' dediğimiz evrede yavaş yavaş bunu idrak etmeye başlarlar. Dolayısıyla soyut işlem döneminden önce çocuklarımızdan bu anlayışı beklemek pek parlak sonuçlar vermemektedir. Ebeveynler iyi niyetle davrandıklarını düşünseler bile ummadıkları sonuçlarla karşılaşabilirler. Mesela bir baba oğlunun başarısını arttırmak için, ona olumlu örnekler sunduğunu düşünerek –bak halanın çocuğu ile aynı yaştasınız o yapabiliyor da sen mi yapamayacaksın?– diyor. Çok masumane duran bu söz çocuğa şöyle ulaşır; aynı yaşta ve düzeydesiniz, sana da her imkanı sağlıyoruz, o beceriyor sen beceremez misin yoksa? Bu cümle onun kendini algılarken (çocuklar ebeveynlerinden ve çevrelerinden aldıkları geribildirimlerle kendilerini algılar, tanır ve bir benlik geliştirirler) yetersiz, beceriksiz olarak tanımlamasına yol açtığı gibi, ailesinin ona güvenmediği duygusunu da beraberinde getirir. Bu gibi örnekleri çoğaltmamız mümkündür.
Çeşitli nedenlerle özgüveni gelişmemiş, düşük benlik saygısına sahip çocuklar şu özelliklerden herhangi birini göstermektedirler:
• Onun tüm gelişimini desteklemesi için yaradılıştan gelen merak ve araştırma duygusu körelmiştir.
• Kimi okul ödevlerini yaparken eksik bırakmamak adına çok endişelidir kimi ise hiç önemsemez veya yapmaz.
• Başarısızlıktan ve hata yapmaktan korktuğu için yeni deneyimlerden veya başarı için çabaya girmekten kaçınır.
• Eleştiriye aşırı duyarlıdır, tepki verebilir. (ağlama nöbeti, öfkeli davranışlar göstermesi vb.) Kendini yetersiz ve eksik hissediyor olması buna neden olmaktadır.
• Hatalarında sıklıkla başkalarını suçlar. Kendinde eksik görmeye tahammülü yoktur.
• Aşırı utangaçtır, duygusal olarak içe kapanma eğilimi gösterir. Aşırı biçimde başkalarını memnun etme çabaları vardır. Bu davranışlar çevreyle uyumunu bozmadığı için çoğu zaman çocuğa yaşadığı huzursuzluktan kurtulması için yardım edilmez.
• Bazılarında yıkıcılık ve zorbalık içeren davranışlar sıklıkla görülür.
• Zorlukla mücadele etmekten, direnmekten kaçınır.
• Rekabete düşkündür veya 'umurumda değil' tavrı sergiler.
• Sık sık hayallere dalar. Hayal dünyasında gerçekte bulamadığı değeri ve güveni arar, onu yaşar.
• Kekelemek,aniden kızarmak, iştahsızlık, enerjisiz olmak, sık sık baş ağrısından şikayet etmek, yatağını ıslatmak, dışkı kaçırmak, tırnak yemek gibi fiziksel belirtiler de gözlenebilir.

Çocuklarda özgüven gelişimi, içinde bulundukları ortama ve anne-babalarının göstermiş olduğu davranışlara doğrudan bağlıdır. Bu çerçevede düşük benlik saygısına ve kendine güveninin olmayışına neden olabilecek durumları maddeler halinde gözden geçirelim:

• Yüksek düzeyde başarı beklentisi olan, hata payı bırakmayan, yıkıcı eleştiri yapan, mükemmeliyetçi anne babalar farkında olmadan çocuklarının özgüvenini zedelerler.

• Aşırı korumacı, çocuğu için her şeyi yapan, ondan bir talepte bulunmayan ebeveynler onun öğrenmeye olan doğal merakını ve bağımsız olabilme kapasitesini köreltmiş olurlar.

• Anne-baba aşırı baskıcı, kontrolcü,aşırı eleştirel ve fazlasıyla ihmalkarsa çocuk kendini son derece güvensiz hisseder ve reddedilme duygusunu uyumsuz davranışlarla dışa vurur.

• Anne-baba arasındaki çatışmalar, aşırıya giden tartışmalar eşlerin özgüven sorunlarının sonucudur. Bu çatışmalar bu ilişki biçimine tanık olan çocuktaki özgüveni eksiltir. Ebeveyndeki değersizlik hissi çocuğa da yansır. Anne-babalar, çocuklar için kendilerini gördükleri aynadır, aynı şekilde çocuklar da ebeveynlerinin aynasıdır.

• Ebeveynler çocuklarını (beden biçimi ve ölçüleri, ders başarısı vb. konular hakkında) başkalarıyla kıyasladığında bir anlamda onları reddetmiş olurlar. Bu olduğu şekilde sevilmeyeceği, öteki gibi olduğunda kabul görebileceği mesajını içerir. Çocuğun hisleri ise malumdur; yetersizim, onun gibi değilim, benim ben olarak bir değerim yok!

• Anne-babalar, çoğu zaman çocuklarından beklediklerinin veya sorumluluklarının önüne sevgiyi kazanmak veya kaybetmek hedefini koyarlar. Bu ise çocuğun sevgiye layık olduğuna, değerli olduğuna dair inancını tehdit ettiği gibi, özgüvenin de temelini sarsmış olur.

• Çocuğun, -bu şekilde terbiye edebileceğini sandığı için- ceza olarak kullanılan fiziksel şiddete maruz kalması (tokat atmak, vurmak, kulağını çekmek vb.), kendisine aşağılayıcı sözler söylenmesi, ensest ilişki veya cinsel taciz olayı yaşamış olması özgüvenini zedeleyen başlıklar arasında karşılaştığımız en uç örneklerdir.

Tüm sorunları, çatışmaları en aza indirmenin yolu, ilişkiler arası saygıdan ve koşulsuz sevgiden geçmektedir. Çocuğun özgüvenini geliştirmek; ona gösterilen ilgiye, saygıya, verilen değere bağlıdır. Ona; kendine has, farklı biri olduğunu duyumsatabilir, kendi haklarının ve sınırlarının ne olduğunu sevgiyle öğretebilirsek, duygularını özgürce yaşayıp ifade etmesine fırsat tanır, saygı duyup becerilerini desteklersek, en önemlisi ona güvenirsek; o da kendine güvenecektir.
 

asterix

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2013
Mesajlar
743
Tepkime puanı
105
Özgün eksikliğ yaşamın ilk 6 yılında ebeyvenle olan ilişkilerdeki bozukuluklardan oluşur,ömrünün sonuna dek kişi bunu teleafi etmek için uüraşır netekim.
 

ennofenno

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Şub 2017
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Konum
Burdur
İş
Pasta ve dekorlama
peki bunları yaşamışsak ve dediğiniz gibi hayatımız bunları kırmaya çalışmakla geçmişse bunlardan net bir şekilde kurtulmak için tek başımıza neler yapabiliriz ?
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
peki bunları yaşamışsak ve dediğiniz gibi hayatımız bunları kırmaya çalışmakla geçmişse bunlardan net bir şekilde kurtulmak için tek başımıza neler yapabiliriz ?
Bunların hayatınızda nasıl yer ettiğini önce tespit etmek gerekir bunun için çeşitli teknikler mevcuttur.Sonrasında çıkan sonuca göre bir terapi modeli belirlenir.Bazı konularda insanın kendisine tanımasına yönelik terapiler yapılırken (varoluşsal terapi modellerine yer alır bu kısım) bazı uğlaşılan konularda ise bilinçaltına müdahale için eft gibi farklı teknikler uygulanır.
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
Özgün eksikliğ yaşamın ilk 6 yılında ebeyvenle olan ilişkilerdeki bozukuluklardan oluşur,ömrünün sonuna dek kişi bunu teleafi etmek için uüraşır netekim.
İnsan hayatında ilk 7 yıl bir ömrü etkiliyor.Zira bu dönemlerde zihin sünger gibi verileni emiyor.Dediğin gibi telafisi de çok zor.Ancak geçmiş şifalandırma,bilinçaltı temizleme çalışmaları var bunların çözümü için.Velhasıl uğraşmak gerek. Bilinç ve bilinçaltının çocukluktaki önemi hakkında son dönem çok okudum.Şu an ki bilincimle derim ki;çocuğu olan herkes bu ilk yıllarda ektiğine çok dikkat etsin.Zira o çocuk yetişkin bir birey olduğunda,hayatının hatırlayamadığı yıllarında ona ekileni biçecek.
 
Üst