Ruhlarimiz sinyallerimiz gibi dusunulebilir.
Hepimiz bir PC oyununa girsek mesela GTA ya,
Oyun icindeki simulasyonda birbirimizi kovalamamiz, iletisimimiz, sohbetimiz, aksiyonumuz sanki oyundaki karakterimize ozgu gibi gelecek. Halbuki o derin haz o oyun karakteri uzerinden taa bize kadar ulasmis olacak. Biz herseyin arkasindaki hakikatirz. Matrixteki NEOnun kapsulunde gibiyiz.
Bizim bu imtihan dunyasindaki simulasyondaki hallerimiz de bosledir. Bir kere olum gerceklesti mi fis cekilmis olur ve sinyal tamamen kesilir. Beyinlerimiz mukemmel alicilardir. Meleklerden vahiy, insanlardan frekans, dogadan desarj olur. Olum ile ise alicimizi kapatmis sinyalimizi de yeni alemdeki alicimiza baglamis oluruz.
GTA dan cikinca o karakter ya otomatik demoya baglaniz ya da silinir. Biz oyuna dusardan baksak ta direk oyuna giremeyiz. Oyunu disardan izleriz. Hatta oyunu oynayan diger ruhlari da goruruz zer aleminde. Ama onlarin da bizim gibi uyanmalari icin dunya hayatinda olmeleri gerekir.