Obsesif-Kompulsif Bozukluk

Pantea

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2008
Mesajlar
921
Tepkime puanı
81
Kontrol edilemeyen ama sürekli tekrar edilen mantıksız alışkanlıklar ve huylar Nedir?

Bu psikolojik hastalığa sahip kişiler kontrol edemedikleri ama sürekli tekrar ettikleri alışkanlıklar ve huylar geliştirirler. Çoğu kez bu zararsız ama garip huylar kişinin kafasındaki yoğun karışık duygularını kontrol edebilme ve düzenleme amacı ile başlar. Tekrar eden davranışlar ve düşünceler kişi için büyük bir endişe ve mutsuzluk kaynağı olmaya başladığı zaman ve kişinin normal yaşamını belirgin bir şekilde aksatmaya başladığında hastalık ortaya çıkar. Her ne kadar Obsesif-Kompulsif bozukluğa sahip hastalar sahip oldukları bu düşüncelerin, dürtülerin ve ihtiyaçların hiç bir mantıklı sebebi olmadığını bilseler ve durdurmaya çalışsalar bile kontrolleri olmadığını hissederler

Yaygın saplantılar aşağıda verilmiştir
  1. Bulaşıcı hastalıklar ve mikroplardır, kişi tokalaşmak ile hastalık kapmaktan korkar.
  2. Sürekli endişe etmektir, örneğin ocağı açık unutmak, ütüyü üzerinde bırakmak, kapıyı kitlemeyi unutmak gibi.
  3. Aşırı düzen ve temizlik, örneğin kişi her gün evin her tarafının tozlarını alır ve eğer bir yer eksik kalırsa büyük bir sıkıntı ve rahatsızlık yaşar
  4. Zarar verilmesi, örneğin sürekli olarak birisinin çocuğuna zarar vereceğinden korkmak
  5. Seks. Sürekli zihinde belli seks görüntülerinin yer alması sonucu kişinin bu düşüncelerin dışarı yansımasından korkması.

Sürekli olarak bu tür endişe ve korkuları kafasından uzaklaştırmaya, umursamamaya yada bastırmaya çalışırken kişi zorunlu olarak yaptığı alışkanlıklar geliştirir. Hastalık kapmaktan korkan bir kadın ellerini günde yüzlerce defa yıkamaya başlar. İş yerinde seks ile ilgili bir lafın ağzından kaçmasından korkan bir adam sayısız defa 100’den geriye saymaya başlayabilir. Belirtiler stresli zamanlarda daha da kötüleşir.

Belirtiler
  1. Sürekli istenmeyen düşüncelerin, görüntülerin, dürtülerin, kuşkuların ve fikirlerin kişinin zihnini meşgul etmesi. Çoğunlukla bu düşüncelerin temizlik, hastalıklar ve mikroplar, güvenlik ve seks ile ilgili olması.
  2. Karşı konulmaz bir şekilde sürekli el yıkamak, saç çekmek, temizlik yapmak, ortalık düzenlemek, kontrol etmek gibi mantığı olmayan davranışları tekrarlamak yada saymak, dua etmek, kelimeleri sessizce tekrar etmek, hesap yapmak gibi zihinsel aktiviteler yapmak

Tedavisi

İnsanların kendilerini bu hastalık ile tanımlıyor olması tedavinin çözümünü zorlaştırmaktadır. Tedavinin başarılı olabilmesi için kişinin kökleşmiş davranış şekline, yaklaşımlarına, bakış açılarına, ilişki yapılarına ve kapasitelerine değinilmesi gerekir. Genelde OKB psikoterapi ile çözümlenebilmesine rağmen, uzun zaman içinde yerleşmiş olan bu duygu, düşünce ve davranış alışkanlıklarını değiştirmek yoğun ve sürekli tekrarlanan bir tedavi ve öğrenme süreci gerektirir.

Araştırmalar gösteriyor ki tedavi uygulandığı zaman ise hastalığın iyileşme süreci hızlanıyor. Özellikle kişi tedaviye gönüllü olarak geliyorsa, iyileşmek için çaba sarfediyorsa ve problemlerinin sorumluluğunu üstleniyorsa hastalığın iyileşmesi daha hızlı oluyor. Ama diğer tarafta kişi sorunlarının başkalarından yada çevresinden kaynaklandığına inanıyorsa, sorumluluğunu üstlenmeyi reddediyorsa ve problemlerini çözemeyecek kadar güçsüz ve zayıf olduğunu iddia ediyorsa iyileşme süreci biraz daha uzun zaman alıyor.

Çiğdem Alper, MA
Psikoterapist
 

MarlaSinger

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
723
Tepkime puanı
147
Konum
fight club
İş
turist
Hastalık boyutunun dışında herkesin "obsesif" olduğu konular da vardır. Düşünsel olarak ya da fiziksel anlamda bir şeyleri takıntı yapabiliriz...
 

Darkness5853

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Eki 2011
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Tanri'm bu hastaliga yakalanmis olan kisilere sabir ve guc versin. Yasamayan nasil bir sey oldugunu bilemez, yer bitirir insani... Kendimden biliyorum...
 

Kameri

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Ara 2011
Mesajlar
75
Tepkime puanı
5
Yaş
33
Konum
bilmiyor ne t-arafta
İş
pisişik güçler kehanetler,bedensiz varlıklar
Tanrı'm bu hastalığa yakalanmış olan kişilere sabır ve güç versin. Yaşamayan nasıl bir şey olduğunu bilemez. Yer bitirir insanı... Kendimden biliyorum.
Aynen katılıyorum; yaşamayan bilemez. Benim hastalığım daha ileri boyutta galiba. Çünkü yolda giderken kaldırım taşlarına ya ard arda basacağım ya da 2şer 2şer gideceğim ya da merdiven çıkarken mutlaka 2 şer basamak olarak çıkarım. Sag tarafa döndüysem mutlaka sola da bir tur dönmem gerekir. Yoksa rahat edemem. Biliyorum durumum çok ciddi derecede. Bir doktora görünmem lazım. :D:D:D:D
 

mecra

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2008
Mesajlar
482
Tepkime puanı
40
Eskiden 4 takıntım vardı benim de ya. Yavaş yavaş kurtuluyorum sanki. :D
 

pose_ps

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Mar 2012
Mesajlar
14
Tepkime puanı
1
Obsesif bozukluğun genelde gerçek ya da gerçek olabilecek bir tetikleme noktası vardır ki kişi inandırıcılığını kaybeder.
 

Aborjine

Banlı Kullanıcı
Katılım
12 Haz 2012
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
her şey bilinçaltında başlar geçmişte yaşadığınız kötü olaylar şimdi hatırlamadığınız ki ekseriye unutulur beyin resetler bu bilinçaltına iter sonra bunlar başka şekilde ortaya çıkar tıpkı mızrağın çuvalda saklanamyaacağı gibi birşeylerin tetikleyicisi olarak hayatımıza yerleşir.biz de bunlara takıntı der geçeriz tabii psikolojik tedavileri var hastanın bilinçaltına inerek korkularını yaşadıklarını yüzleştirmek.
 

Çınar

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Ağu 2011
Mesajlar
139
Tepkime puanı
9
Konum
Sakarya
Eskiden 4 takıntım vardı benim de ya. Yavaş yavaş kurtuluyorum sanki. :D[/QUOTE

OKB'nin tedavisi ilaçla olur. Yani bir psikiyatra başvurduğunuzda ilaçlarla bir tedavi programı başlatır. Bir türlü yenemez insan bu takıntılarını. Hep sıkıntılı bir ruh hali vardır, mutsuzdur.
Bunun dışında kişinin kendini tedavi edebilmesi de mümkündür. Yukarıda sayılmayan okb türleri de mevcut; sayı sayma, dini takıntılar gibi.
Arabaların plakasını okumadan geçmeyen insanlar tanıyorum. Ya da parke taşlarının çizgilerine basmamak için azami gayret sarfeden ve eskaza bastıysa bir adım geri gelip basmadan tekrar o parke taşının üzerinden geçenler...

Ben de okb hastasıydım. Parke taşları benim için büyük bir sıkıntıydı. Bir de sürekli olarak içimden sayı sayardım. İkişer ikişer, üçer üçer, beşer beşer....
Sayılar sonsuz....Nerelere kadar sayıyordum :(
Yendim mi bilemiyorum. Hala bazen aklıma sayı saymak geliyor, durduruyorum kendimi. Demek ki tam olarak yenememişim. Beynimi ne çok yorduğumu farketmem Okb'yi engellememde ilk etkendi. Belki ileride bunarsam bu hastalığı engelleyecek halim olmaz ve sürekli sayı sayarım.
Maalesef ki ve büyük ihtimalle çocuklukta ve/veya ergenlikte karşılaşılan özgüven zedeleyici, içe yönelmeye iten bazı durumların tezahürü bu hastalık.
23 yaşındaki bir arkadaşım sürekli ter koktuğu vehmindeydi. Aslında öyle değildi ama buna hiç kimse onu ikna edemedi. Üniversite öğrenimini yarım bırakacak duruma geldi. Zira sınıfa giremiyor, koktuğu için herkesin ondan nefret ettiğini düşünüyordu. Oysa, bu (farazi) kokuyu bastırmak için o kadar çok şey yapıyordu ki, terlemesi bile imkansız bir hal almıştı. Sanırım uzunca bir süre bunu yenemeyecek.

Aslında insanın kendisinin ne kadar değerli olduğunu ve bu haksızlığı kendisine yapmaması gerektiği farkındalığından geçiyor tedavi.
Değerliyiz biz, Yaratan bizi yaratırken kıymet verip de yarattı. İnsanın kendi kendine çektirdiği eziyeti başka hiçbir varlık çektiremez.
 

deniz13

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Kas 2011
Mesajlar
40
Tepkime puanı
0
Konum
ankara
çok ileri düzeyde değilse yenebiliyor insan.ben çoğu takıntımı yendim biraz delirtiyor tabi yapmayınca bazı şeyleri :)
 

Zeyna

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ocak 2009
Mesajlar
330
Tepkime puanı
60
Konum
İstanbul
İş
yönetici
Çınar arkadaşım ve bu tip rahatsızlıkları olan diğer arkadaşlar için en kısa sürede bu durumdan kurtulmalarını dileyerek , Belki bu konuda yardımı olacağını düşündüğümden paylaşmak istedim:

ETKENLER NELERDİR ?

Genetik etkenler

Yapılan araştırmalarda OKB nin genetik geçişli olduğunu düşündüren belirtileri gözlenmektedir. Yapılan aile çalışmalarında OKB li bir hastanın biyolojik akrabaları arasında OKB görülme sıklığı genel popülasyona göre 5-10 kat daha fazlam olduğu görülmektedir.Ancak bu bulgu tek başına genetik etkenler lehine yorumlanamaz. Çünkü çocuklar bu davranışları anne bablarını taklit ederek öğrenmiş olabilirler.Bununla birlikte hastaların semptomları ile aile deki diğer bireylerinin semptomları genellikle birbirinden farklıdır.

Psikodinamik etkenler

Psikaanalitik görüşe göre obsesyonlar bastırılmış dürtülerin türevleridir. Bazen dürtü nitelikleri korunmuştur, ancak deforme edilmiştir. Cinsel ve saldırgan obsesyonlar genelde bu özelliği taşırlar. Kompulsiyonlar ise dürtü türevleri olabilecekleri gibi, bu dürtülere karşı süperego buyrukları da olabilirler.OKB ‘nin bazı semptomları ise dürtü türevleri ile bunlara karşıt güçler arasında bir çatışmayı yansıtır. (obsesif kuşku semptomları)

Davranışsal etkenler

Davranışçı kurama göre , obsesyonlar koşullu uyaranlardır.raslantısal olarak, anksiyete oluşturan bir durum içinde yer alan masum uyaranlar daha sonra anksiyete yaratabilirler. Kompulsiyonlar ise kaçınma davranışlarıdır. Kişi belli bir eylemin anksiyeteyi azaltığını keşfeder ve bu eylemi yineer durur.

TANI
OKB semptom yönünden oldukça zengindir ve semptomlardaki bu çeşitlilik , bozukluğun heterojen olduğunu düşündürür. Verilere göre hastaların yaklaşık %40 sadece obsesyon, % 30 sadece kompulsiyon kalan % 30 ‘ uda hem obsesyon , hem de kompusiyon bulunmaktadır. Klinik serilerde ise hem obsesyon hem de kompulsiyon % 75 ‘ ten fazladır. Bu son guptaki hastaların daha çok yardım arayışında olduklarını gösterir.

Sıklık sırasına göre obsesyonlar ;
  • Bulaşma %50
  • Kuşku %40
  • Somatik %30
  • Simetri %30
  • Agresif %30
  • Cinsel %25
  • Dinsel % 10
Olguların %70 ‘ten fazlası iki yada daha çok obsesyon tipi arasındadır.

Sıklık sırasına göre kompulsiyonlar ;

  • Kontrol etme %60
  • Yıkama %50
  • Sayma %35
  • Sorma anlatma yada dua etme %35
  • Simetri düzen %30
  • Biriktirme %20
Olguların %60 kadarında birden çok kompulsiyon tipi bulunur.


OBSESYONLARA EŞLİK EDEN KOMPULSİYONLAR


  • Bulaşmaya obsesyonuna genellikle yıkama – temizleme kompulsiyonu eşlik eder.
  • Kuşku obsesyonuna genellikle kontrol etme denetleme kompulsiyonu eşlik eder.
  • Agresif ve cinsel obsesyonlara genellikle soru sorma ve anlatma kompulsiyonları eşlik eder.
  • Simetri ve düzen obsesyonuna genellikle sayma kompulsiyonu eşlik eder.
  • Somatik obsesyonlara genellikle kontrol etme kopulsiyonu eşlik eder.

TEDAVİ

OKB tedavisi, semptomların hastaya açıklanması ve gerekliyse, bunun çıldıracağı anlamına gelmediğinin vurgulanmasıyla başlanmalıdır. Aynı zamanda hastanın yakınları bilgilendirilmeli , tedavide işbirliği yapmaları sağlanmalıdır. Hastaya karşı ödünsüz ama sevecen ve sempatik bir tutum sergilemelidirler.

OKB genellikle dalgalanmalarla seyreden; kronik,hatta çoğu zaman yaşam boyu süren bir bozukluktur. İlaç tedavisi daha çok semptomların kontrol altına alınmasında yardımcıdır. Ayrıca ilaçlar obsesyonlar üzerinde etkili olsalarda , kaçınma davranışlarını değiştirmezler. Bu sonuncular için davranış terapileri de uygulanmalıdır. Başlangıçta hastaların bir kısmı , katlanmak zorunda kalacakları anksiyete nedeniyle , davranışçı terapilere razı olmayabilirler. Bu hastaların çoğu ilaç tedavisiyle rahatladıktan sonra davranışçı terapiyi kabul ederler. Bazı hastalar ise ilaçların yan etkilerinden çekindikleri için ilaçla tedaviye yanaşmayabilirler. Bu grup içinde de davranışçı yöntemlerin etkisi görüldükçe , ilaç kullanmayı kabul edenler çoğunluktadır.

Davranış terapisi kompulsiyonların belirgin olduğu hastalarda daha başarılı sonuçlar vermektedir. Hastanın ve çoğu zaman da ailenin işbirliği gereklidir.

BAŞLAMA YAŞI NEDİR ?

Bozukluk ortalama olarak 21 yaşları dolayında başlar. Bozukluk erkeklerde biraz daha erken (19 yaşlarında ) , kadınlarda biraz daha geçtir. ( 22 yaşalarında) hastaların % 65’ inde bozukluk 25 yaşından önce , ancak %15’ i kadarında 35 yaşından sonra ortaya çıkmaktadır. İki yaşında OKB tanısı konmuş olgular bildirilmiştir. Bozukluğun yerleşmesinden önce , işlevselliği belirgin derecede bozmayan ve önemli rahatsızlıklar yaratmayan obsesif kompulsif semptomların bulunduğu , hasların çoğu tarafından bildirilmektedir. Bu tür semptomların başlama yaşı 13 dolaylarındadır ve yine erkeklerde biraz daha erken yaşlarda başlamaktadır.

Psk.Dnş.Mehmet Enver Bayatlı' dan Alıntıdır.

sevgi ve ışıkla kalın
 

descartel96

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Eyl 2020
Mesajlar
29
Tepkime puanı
35
Bunun bende olduğunu yeni fark ettim.
Belirtiler resmen beni yansıtıyor.
Örnek vereyim. Bir arkadaşımın profiline sürekli bakıyorum. Çay demlerken sayı sayıyorum. Bir dua ederken duayı sonlandırmada güçlük çekiyorum. Özel hayatımda bile beni etkiliyor. Bu yüzden karşıya çok kaba olabiliyorum. Çünkü karşımdaki kıza mesela takıntı yaptığımda bu takıntıya sinirlenip kıza patlıyorum.
Arkadaşlar bunun çaresi nedir? Bana psikiyatri ya da psikolog demeyin. Para tuzağından başka bir şey değil. Çok çok sağlam birini bulmam lazım. Bence bu tarz şeyler insanın kendi içinde çözebileceği şeylerdir. Bana bir egzersiz ya da bir anahtar verin.
 

düşünen ve inanan

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
702
Tepkime puanı
1,221
Aklıma şizofren babası olduğu için elini sürekli yıkayan arkadaşımı getirdi. Babası hastalığı için tedaviyi reddediyordu. Birden ortadan kayboluyor ara ara eve uğruyordu. Hastalığın depreştiği zamanlar aileye şiddet uyguluyordu düşman sanıp.
Kızcağızda da böyle bir hastalığa dönüşmüştü babasının bu hali. Titizlik hastalığının nedeninin farkındaydı. En azından sayıyı azaltmaya başladım galiba diyordu yıkarken. Hayat bazıları için gerçekten zor.
 
U

Utopia

Bunun bende olduğunu yeni fark ettim.
Belirtiler resmen beni yansıtıyor.
Örnek vereyim. Bir arkadaşımın profiline sürekli bakıyorum. Çay demlerken sayı sayıyorum. Bir dua ederken duayı sonlandırmada güçlük çekiyorum. Özel hayatımda bile beni etkiliyor. Bu yüzden karşıya çok kaba olabiliyorum. Çünkü karşımdaki kıza mesela takıntı yaptığımda bu takıntıya sinirlenip kıza patlıyorum.
Arkadaşlar bunun çaresi nedir? Bana psikiyatri ya da psikolog demeyin. Para tuzağından başka bir şey değil. Çok çok sağlam birini bulmam lazım. Bence bu tarz şeyler insanın kendi içinde çözebileceği şeylerdir. Bana bir egzersiz ya da bir anahtar verin.
Madem kendi içinizde çözebileceğinize inanıyorsunuz, anahtarı da siz bulun. Öyle dizilerdeki gibi eski aşkın çıkagelmesiyle çözülecek basit bir mesele değil OKB.
 
Üst