Nefes Tekniği ve Uygulamaları

sewalim

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ara 2010
Mesajlar
223
Tepkime puanı
68
Konum
istanbul
İş
şu an çalışmıyor.
2000'li yılların başında günümüz teknolojisi akıl almaz boyutlara ulaştı. Her ne kadar gün 24 saat ise de; zaman artık eski zaman değil, korkunç bir hızla ilerliyor. İnsanlar da bu zamana ayak uydurmak için, sayısız ulaşım ve iletişim aracı kullanıyorlar.

En zeki olanlarımızın bile, bu hıza ayak uydurmak için, ne denli zorlandığını, nasıl strese girdiğini biliyoruz. Bu beden bu yükü kaldırmıyor artık. O halde; neden içimizdeki hazineye yönelip, ondan yararlanmayı düşünmüyoruz. Niçin bilinç altımızın kapısını çalmıyoruz. İnsan yapısındaki güçler birer tohum halindedirler ve onlarda harika erkler gizlidir. Bu psişik güçlere işlerlik kazandırmak için, "Düşünmeyi ve İstemeyi" bilmek gerekir. Bu düşünme, bildiğimiz düşünme tarzı değildir. "Hiç düşünmediğiniz zaman, düşünce enerjisini daha iyi kullanırsınız" sözü üzerinde durmak gerekir. Bu konuma nefes tekniğini uygulayarak geleceğiz.

Nefes almak; bizim en gerekli hareketlerimizden biridir. Her gün yaklaşık 22 bin kez nefes alıp veririz. Aldığımız her solukta; beynimizin çalışması için gerekli olan oksijen ve gazlar vardır. Fakat, bizim nefes alma tarzımız, havayı kullanmanın en kaba yoludur. Bu teknik onun için çok önem taşır.

Çalışma düzenini şöyle sıralayabiliriz:
1 - Nefes alma tekniğinin öğretilmesi
2 - Değişik solunum şekilleri
* Diyafram nefesi
* Kaburga nefesi
* Göğüs nefesi
* Tam nefes (Bu çalışma belirli sürelerde uygulanacaktır.

Büyük ruhsal solunum (Kozmik enerjiyi belirten bu solunum çalışmasına, belli alıştırmaların uygulanmasından sonra başlanacaktır.

NEFES ALIP VERME SANATI
Hintli Yogilerin "Prana" ya da "Mistik Teneffüs" dedikleri bu soluk biçimi, yaşamsal bir güç olarak tanımlanıyor. Yogilere göre; PRANA madde ötesi bir enerji olması nedeniyle, basit bir oksijen almanın başaramayacağı şeyleri yaparak, bedeni ve beyni beslemektedir.

Kuşkusuz nefes tekniğinin ve bu uygulamadaki beden durumunun çok değişik şekilleri vardır. Ancak burada önemli olan; şekilden öte, kişinin amacına ulaşmak için göstereceği ciddiyet ve irade gücüdür.

OKSİJENİN ÖNEMİ
Oksijen bedenin yakıtıdır; yiyecek ve içecek kadar önem taşır. Normal düzeyde oksijen alınmadığı takdirde. kan tarafından özümsenmiş olan besinlerin yakılması mümkün olmaz, bunun sonucu olarak da toksin birikimine yol açılmış olur. Bu artık, kalıntı tortuların atılması gereklidir. Nefes tekniğini bilip uygulamak bunun için önemlidir.

Nefes çalışmalarında asla çaba harcamayacaksınız. Nefesinizi tutarak kendinizi tıknefes ediyor. zorluyorsanız; bu ritminizin uygun olmadığının işaretidir. Nefes alırken her iki burun deliğini de kullanınız. Bir çok kişinin burun deliklerinden biri az çok tıkalıdır. Bu hal, kişide yorgunluk ve sinirlilik oluşturduğu gibi genel bir halsizliğe de neden olur. Böyle bir durumda, tıkalı burun deliğinin öbür tarafına yatarak bunu giderebilirsiniz. Burundan nefes almak, hem bedeni korur, hem de zihni uyarır. Biliyorsunuz ki. nefes almanın üç aşaması vardır.

1. Havanın girişi (nefes alma)
2. Havanın tutulması (nefes tutma)
3. Havanın boşaltılması (nefes verme)

Hemen herkes ciğerlerinin iç kısmının bir sünger gibi göz göz olduğunu bilir. Bunlar üzüm salkımı gibi torbalar halindedir. Ciğerlerimizi hava ile doldurunca, havadaki oksijen buradaki damarlardan kana geçer, kanın getirdiği kullanılmış gazları da (karbondioksit) ondan kalan boşluklara bırakır. Bu kullanılmış gazların ciğerlerden tamamen atılıp temizlenmesi için, havayı içimize çektiğimiz zamanın iki katı kadar da nefes verme zamanına gereksinimimiz vardır.

Mümkün olduğunca çok havayı dışarı atmak için, ciğerleri sıkıştırmak gerekir. Eğer tam bir nefes vermeyle ciğerleri boşaltamayacak olursak. Hem tam bir nefes alma mümkün olmaz, hem de içeride, torbada kalan kullanılmış gazlar (karbondioksit) içeri çekilen temiz havayı kirletir ve alınan temiz havadan yeterince yararlanılamaz. Ayrıca, kirli hava ciğerlerdeki mikropların toplanmalarına ve özellikle tüberküloz basilleri tarafından enfekte edilmesine olanak verir.

UYGULAMA VE ORANLAR
Nefes almak için "bir", nefes vermek için "iki" zaman oranını koruyacağız. Örneğin 4 saniye nefes alıyorsak. nefes vermek "8" saniye sürecektir. Nefes tutma süresi nefes almanın (4) katı. veya vermenin (2) katıdır. Ancak, başlangıçta bu oranı uygulamak hatalı olur. Nefes tutma uygulamalarına geçtiğimiz zaman nefes almanın iki katı yeterli olacaktır.

Bunu saniyelerle belirtmek istersek:
Nefes alma: (4) saniye
Nefes tutmak: (8) saniye
Nefes vermek: (8) saniyedir.
Önce burundan nefes almayı öğreneceğiz. Bu yüzden ilk alıştırmalarda nefes tutma işlemi uygulanmayacaktır. Kısa bir alıştırma sonrasında bir iki saniyelik nefes tutma alıştırması uygulanabilir.

BİRINCİ AŞAMA
Önce (4) saniyelik derin bir nefes alın, (2) saniye tutun, (8) saniyede verin. Bunu (20) kez tekrarlayın. Sağ burun deliğinizi baş parmağınızla kapatın ve sol burun deliğinizle nefes alırken, içinizden (om bir), (om iki), (om üç) diyerek sayın. "Om bir" sözcüğü bir saniye için iyi bir ölçüdür. Siz isterseniz başka sözcükler de kullanabilirsiniz. Sonra ayni şekilde Om bir'den altıya kadar sayarken nefesinizi boşaltın.

Bu çalışmalarda acele etmeyin, kendinizi sıkmayın ve yormayın. Eğer zorlanırsanız, sayıyı düşürebilirsiniz.

İlk başlarda sizin için en uygun olanı (3) içeri, (6) dışarı şeklinde olabilir. Bütün bunlar konuyu ve amacını açıklamak içindir. Siz kendinize en uygun gelen zamanı saptarsanız daha iyi sonuçlar alırsınız.

Dikkat edilirse, buraya kadar "nefes tutma" üzerinde fazla durmak istemedik. Bunun nedeni de, yapılan çalışmalarda burun deliklerinin iyi nefes almaya alıştırılması içindi. Bazı kimseler tek burun deliğinden veya yalnız ağızlarından nefes alırlar. Bu alıştırmalar bunu düzeltmek içindir.

Normal olarak bu çalışma iki hafta devam etmelidir. Bu çalışmalar için en kısa süre budur. İki burun deliğinizin de en iyi çalışma durumuna gelmesine çaba gösterin.

İKİNCİ AŞAMA
Bu çalışmada bir burun deliğiyle alıp, ötekiyle verme alıştırmaları uygulanacaktır Bu da (20) kez tekrar edilecektir. Günde (20) kez uyguladığımız bu alıştırma bir hafta sürecektir. Daha sonra, ("üç"nefes alma + "altı" nefes tutma + "altı" nefes verme) şeklinde ciğerlerde nefes tutulmuş olacaktır.

Bu çalışma günde (20) kez tekrar edilmelidir. Uygulama süremiz 2 aydır. Bu süre sonunda, sağlığımızın çok iyi duruma geldiğini göreceksiniz. Görüşlerinizde bir berraklık oluşacak, vücudunuzun ayaklarınızın üzerinde adeta hafiflediğini hissedeceksiniz. Bu sizin nefes alma yönteminizde eğitim devresidir.

ÜÇÜNCÜ AŞAMA
Sol burun deliğiyle havayı ciğerlerimize (4) om süresi çekecek, (8) om süresi tutacak ve sağ burun deliğinden (8) omluk zaman süresinde bırakacaksınız. Bu uygulama günde (20) kez tekrarlanacaktır. Buna sabrımız elverdiğince altı ay, bir yıl gibi bir süre devam edebilirsiniz. Zaten ondan sonra nefes alma tarzınız tümüyle değişmiş olacaktır.

Bu süreyi tamamlayanlar için yeni yöntem aşağıdaki gibi olmalıdır:
Nefes almak: (4) saniye
Nefes tutmak: (16) Saniye
Nefes vermek: (8) saniye

DİGER NEFES ÇEŞİTLERİ
Bu çalışmalarda dilinizi üst damağa değdirerek nefes alınız. Bu şekilde burun kanatlarından değil, burun kökünden nefes almış olursunuz. Nefes alışlarınızda bu yöntemi uygulayınız.

1. Diyafram nefesi:
Önce nefes alarak diyafram bölgenizi doldurunuz (ciğerlerinizin alt kısmı). Nefesinizi tutunuz, daha sonra burnunuzdan boşaltınız.

2. Kaburga nefesi:
Bu defa kaburgalarınızın alt ve yanlarını doldurunuz, nefesinizi tutunuz ve sonra burnunuzdan boşaltınız.

3. Göğüs nefesi:
Nefes alarak, bu kez de göğüs kısmınızı doldurunuz, nefesinizi tutunuz ve burnunuzdan boşaltınız.

Nefes aldığınızda, tutma süresi içinde enerjinin tüm organlarınızı yıkadığını düşününüz ve hissediniz. Bu üç aşamalı nefes uygulaması sonunda; nefes tutma süresince diyafram, kaburga ve göğüs bölgelerinizi kullanarak uygulama yapınız. Yani nefes alın. Enerjinin önce diyaframa, sonra kaburgaya, daha sonra da göğüs bölgenize geldiğini hissederek nefesinizi boşaltın. Nefes alıp vermek; farkına varılmadan, otomatik yapılan bir harekettir. Otomatizmayı terk edeceğiz. Nefes alışlarımız bilinçli olacak.

NASIL NEFES ALINIR
Yöntem (1): Vücut dik, karşıya bakarak rahat bir şekilde, göğsünüzü kabartmadan, omuzları kaldırmadan, karın alt kısmını şişirerek derin ve uzun bir nefes alın.

Yöntem (2): Karın şişmeden, göğüsleri şişirerek nefes alın. Bu çalışmada karnın değil, göğsün şişmesine dikkat edilecek.

Bu değişik yöntem ve alıştırmalar; nefes çalışmalarında bedeninizi bilinçli ve iradeniz yönünde kullanabilmeniz içindir.

Adalelerinizi gevşetip, gözlerinizi kapadıktan sonra, derin derin, acele etmeden ve kuvvet harcamadan nefes alın. Önce akciğerlerinizin alt kısmını, sonra yanları, en son olarak da üst kısmını gevşetin. Aynı zamanda zihnen şu telkinleri tekrar edin:

"Tamamen rahat ve sakinim". İçeri çekilen havayı, karın bölgesini biraz gererek, havayı ciğerlerinizde tuttuktan sonra dışarıya verirken; "hızla gevşiyorum" deyiniz. Telkin çok önemlidir. "İstiyorum ve yapabilirim" sözünü içten tekrar ediniz.

Nefes alırken: Yaşam gücü ve etkisi yüksek bir enerji aldığınızı, kendinize güvendiğinizi düşünün.

Nefes verirken: Tüm olumsuzlukları, engelleri dışarı attığınızı düşünün.

Buraya kadar sözünü ettiğimiz nefes alma; burunla yapılan nefes almadır. Nefes almanın büyük bir kısmını ağız yoluyla yapıyorsanız; yeteri kadar Evrensel (Kozmik) enerji alamadığınız için akışkan bedeninizin (fizik bedeni besleyen enerji beden) amper sayısı düşmektedir. Genellikle burundan nefes alınmadığı için, ciğer kapasitesinin onda biri oranında hava alınmış olur. Burundan nefes almaya kendimizi alıştırmamız şarttır.

NEFES TEKNİGİ VE BEDENE ETKİSİ
Oksijen eksikliğinin etkisi, fazla alkol almanın getirdiği duruma benzer. Bu durumda düşünme yeteneği ve zeka son derece azalmakta, beden de gücünü yitirmektedir. Bugün, milyonlarca insan uykusuzluk çekmekte, ne yazık ki sebepleri yanlış yerlerde aranmaktadır. Kendinizi bedenen ve zihnen geliştirmek, kusursuz duruma getirmek istiyorsanız, önce düzenli ve doğru nefes almayı öğrenmelisiniz. Nefes almak, düzenli bir şekilde hava çekmek ve boşaltmaktır. Kanımızın bronşlardan geçtikten sonra, bedene büyük bir enerji sağlayabilmesi için, bize yaşam gücü veren bir enerji banyosunda temizlenmiş olması gerekir ki, bu enerji aynı zamanda beyne de canlılık versin. Dinamik bir nefes alışverişi, günlük yararı dışında, rahat bir uyku ve kudretli bir enerji sağlayacaktır.

NEFES ALIP VERME MEKANİZMASI
Nefes alıp vermenin iki amacı vardır:
* Nefes alma yoluyla kan dolaşımına muntazam oksijen sağlamak
* Nefes vermek yoluyla karbondioksit tortusundan kanı temizlemek

Oksijen, burun yollarından, gırtlaktan, ses tellerinden, nefes borusu ve bronşların bulunduğu hançereden bedene girer. Burun yolları atmosferde uçuşan toz zerreciklerinin geçişini durdurarak, daha girişte havayı filtre eder ve burun yollarındaki sümük dokular, yalnız tozları tutmakla kalmayıp, aynı zamanda mikropları da öldüren müküs adında bir madde çıkarırlar. Böylece filtre edilmiş ve normal bir ısıyı almış olan hava, doğruca iki ciğere giden bronşlara girer. Bronşlar, etrafındaki kıl gibi kan damarlarından oluşan bir ağın bulunduğu hücrelere dağılır. Kan, taze oksijeni bu damarlardan emer ve karbondioksiti yine buradan atar. Taze oksijenlenmiş kan, doğruca ciğerlerden kalbe gider.

Kalp, sonunda bu kanı atmak üzere ciğerlere ve bedenin diğer kısımlarına gönderir. Nefes alırken, ciğerler oksijeni emmek için uygun bir şekilde genişler, nefes çıkarırken de kasılırlar. Akciğerdeki küçük hücreler taze havayı alır fakat, kirli havayı atmak için, göğüs kafesimiz bu hücreler üzerinde yeterli baskıyı yapamaz. Özellikle ileri yaşlarda ciğerler ve göğüs kafesi esnekliklerini kaybederler.

Derin nefes o kadar gereklidir ki; doğa, sizi esnetmek ya da size derin iç çektirmek yoluyla, isteseniz de istemeseniz de sizi derin nefes almaya mecbur eder. Alıntı
 
Üst