Nasıl Meditasyon Yapmalı?Dengeli Duruş,Dengeli Solunum,Dengeli Farkında Oluş

Ailuros

Banlı Kullanıcı
Katılım
23 Eki 2009
Mesajlar
229
Tepkime puanı
11
NASIL MEDİTASYON YAPMALI?
DENGELİ DURUŞ, DENGELİ SOLUNUM
DENGELİ FARKINDA OLUŞ


Meditasyondan yararlanmak için altı temel koşul vardır:
1- Meditasyon yapabileceğiniz, ses, hareket, ışık, insanlar gibi dikkatinizi dağıtabilecek şeylerden yeteri kadar uzak bir yer.
2- Fiziksel ve zihinsel rahatlık. Ufak rahatsızlıklar meditasyonun kalitesini bozacak güçte olmayabilir.
3- Dengeli, dik ve rahat bir oturma şekli.
4- Sessiz, yavaş, yumuşak ve düzenli bir solunum.
5- Dikkatin üstüne toplanacağı bir meditasyon objesi ve uyarıcısı. Bunun yirmi dakika kadar var olması yeterlidir.
6- Dengeli farkında oluş.

NEREDE MEDİTASYON YAPMALI?
Düzenli olarak meditasyon yapmak için, evinizin, diğer insanlardan, gürültüden, rüzgârdan, yanıp sönen ışıklardan uzak, rahat ve sessiz bir köşesi en uygun yerdir. Dikkat dağıtabilen bu etkenlere karşı bazı insanlar, diğerlerinden daha toleranslıdır. Bazı kişiler, bir dereceye kadar olan gürültü ve kargaşa içinde, trenlerde, otobüslerde, park sıralarında, şehir meydanlarında meditasyon yapabilme yeteneğine erişmişlerdir. Ama çoğunlukla evlerin sessiz ve rahat bir odası tercih edilir. Odada telefon varsa fişi çekilmelidir.

FİZİKSEL VE ZİHİNSEL KONFOR
Burada da kişisel tolerans dereceleri değişiktir. Fiziksel ağrı ya da zihinsel huzursuzluk, meditasyonu kesintiye uğratabilir veya engelleyebilir. Normal bir ortamda rahatınızı sağladıktan sonra, kendinizi hazırlayıp meditasyona oturabilirsiniz. Banyo yapmak veya elinizi yüzünüzü yıkamak, burnunuzu temizlemek, dişlerinizi fırçalayıp ağzınızı su ile çalkalamak, gözlerinize soğuk su çarpmak, gevşemenize yardımcı olur. İdrar torbanızı ve bağırsaklarınızı da boşaltın.
Bol bir kıyafet giyin, kravat, kemer gibi sıkı giyecekleri çıkartın ya da gevşetin. Ayakkabılarınızı çıkartın. Yalnız, üşümemeye dikkat edin. Eğer burnunuz tıkalı değilse, ağzınızı kapatıp burnunuzdan soluyun. Bazı geleneklere göre, meditasyon süresince dilin ucu damağa değmeli, diğerlerine göre üst dişlerin arkasına değmeli ve dil ağızda düz yatmalıdır. Dilin ucunun alt dişlerin arkasına dayanması bana en doğal şekil gibi görünüyorsa da siz dilinizi size en uygun
gelen şekilde tutun. Eğer sözünü etmeseydim bunu asla düşünmeyebilirdiniz. Ağzınıza salya akması, derin bir gevşemenin işaretidir; istiyorsanız yutabilirsiniz. Aynı şey kaşınma duygusu için de geçerlidir, kaşıyın ve meditasyona dönün. Gözler açık mı olmalıdır, kapalı mı? Eğer çevrenizdeki bir objeye bakarak meditasyon yapıyorsanız, gözleriniz açık olacaktır. Daha sonra objeyi hayal etmek için gözlerinizi kapayabilirsiniz. Genelde, meditasyon süresince gözleri kapayarak görüş uyarımını kaldırıp, dikkati içe yöneltmek daha iyidir. Yoga'nın babası Patanjali'nin dediği pratyahara "içine çekilme" duygusu için, gözleri kapamak basit fakat önemli bir adımdır.
Oturarak meditasyon, "zazen" süresince Zen Budistlerin gözlerini yarı kapalı olarak bir objeye diktikleri doğrudur. Bunun,
Zen'deki, dış çevrenin yeni bir ışık altında aydınlatılarak görüldüğü, dışa dönük mistisizmin bazı unsurları üzerinde etkili olduğu söylenebilir. Saatlerce meditasyon yapan Zen rahiplerinin gözlerini yarı açık tutmaları, uykuya dalmalarını önler. Katsuki Sekida'nın, evde Zen yöntemiyle nasıl meditasyon yapılacağını öğrettiği "Zen Eğitimi" adlı eserinde, geleneğin aksine gözlerin kapalı olmasını öğütlemesi dikkate değer.

MEDİTASYON İÇİN EN UYGUN ZAMANLAR
Meditasyondan en iyi sonuçlar günde bir ya da iki kez uygulandığı zaman alınır. Pek çokları için günde iki defa uygulama bir defadan daha yararlıdır. Yemekten en az iki saat sonra yapılmalıdır. Yemeğin hemen ardından yapılan meditasyon rahat olmaz. En iyi sonucu almak için kahvaltıdan ve akşam yemeğinden önce uygulanmalıdır, iki meditasyon seansı arasında en az altı saat ara olmalıdır. Meditasyon günde bir defa yapılıyorsa, öğleden sonra ya da akşam üstünü, bunlar uygun değilse, sabah kahvaltıdan önceyi seçebilirsiniz.

MEDİTASYON SÜRESİ NE OLMALIDIR?
Eğer normal ve hareketli bir hayatınız varsa, dünyadan el etek çekmediyseniz, her defasında yirmi dakika süren bir meditasyon yeterlidir. Bu süre on ile otuz dakika arasında değişebilir. Yeni başlayanlar, süre için arada bir saate bakarlarsa da sonradan insan, sürenin dolduğunu kendiliğinden anlar. Süre bittiği zaman birden bire ayaklanmayın. Gözlerinizi açıp birkaç dakika sessizce oturduktan sonra kalkın. Meditasyonla kavuştuğunuz rahatlama ve gevşemeyi daha sonraki hareketlerinizde de sürdürün. Zamanla, sadece meditasyon esnasında ulaştığınız rahatlama halinin günlük yaşantınız üzerindeki kalıcı etkisi daha da artacaktır.Meditatörün, doğu yöntemi olan bacakları çaprazlayarak yani bağdaş kurarak oturma şekillerinden birini uygulaması şart değilse de, bunlar en basit şekliyle bile olsa öğrenilmeye değer. Meditasyon yaparken, doğu usulü bağdaş kurup oturmak çok eskilerden beri uygulanmaktadır. Duruşlar, bedenin duruşu ve bilinç hali arasındaki ilişki yönünden çok önemlidir. Meditasyon uygulamalarını formüle eden doğulu öncüler, bedenin bu duruşunun zihinsel durumu olumlu etkilediğini göstermişlerdir. Meditasyon sırasında klâsik duruşu bu kadar etkili yapan bazı pratik nedenler de vardır. Meditasyon esnasında uykuya dalmamak, öne arkaya, yanlara yuvarlanmamak gerekir. Klâsik Lotus duruşu, bedenin dengeli ve hareketsiz olmasını, psiko-fizyolojik enerjilerin bir uyum içinde birleşmesini, böylece bedenin meditasyon haline ideal bir şekilde katılmasını sağlar. Meditatör rahat bir durumda ise, güven, simetri ve denge duyguları doğar. Sinir sistemi formundadır. Meditasyonda çok önemli olan sırt dikliği kolayca korunur, karın, omurilik ve beyinde kan dolaşımı kolaylaşır, karından derin ve rahatça solumak mümkün olur. Bedenin ağırlık merkezi göbeğin biraz altında oluşur. Bu bölgeye "tanden" denir ve hayati nokta olarak kabul edilir. Eğer üç önemli husus sağlanabilirse, meditasyon sandalyede oturarak da tam etkili olarak uygulanabilir. Sırt zorlanmadan dik tutulmalı, beden rahat ve hareketsiz olmalıdır. Bağdaş kurarak oturmaya alışana kadar yumuşak, girintili çıkıntılı olmayan, sıkı ve rahat bir minder üzerinde oturmak alışmanıza yardım edecektir.


DÜZENLİ SOLUNUM
Meditasyon süresince, eğer tıkalı değilseler burnunuzdan soluyun, öyle ki her soluk alışta karın biraz yükselsin ve her verişte düzleşsin. Her soluk alışta kubbe şeklinde olan diafram alçalarak, karnı dışarı iter; her soluk verişte ise yükselir ve karın düzleşir. Binlerce yıl önce Doğulu mürşitler, solunum ile zihinsel durum arasında bağlantı olduğunu sezdiler. Solunumun, insan tahrik edildiği, heyecanlandığı zaman hızlandığını, aksine sessiz sakin olduğu zaman, yavaş, yumuşak ve düzenli olduğunu gördüler. Bu nedenle, meditasyon ustaları öğrencilerine, meditasyona başlarken sessiz, yumuşak ve yavaş solumalarını önerirler. Bu şekildeki solunum, kişiyi dengeli bir sükunete yönlendirir, daha sonra meditasyon derinleştikçe solunumun kendiliğinden yavaşladığı, düzenli ve sessiz olmaya başladığı gözle görülür bir olaydır. Yapılan testler, meditasyon süresince oksijen tüketiminin yüzde yirmi kadar düştüğünü gösterir. Hangi meditasyon yöntemini kullanırsanız kullanın, ilk oturduğunuz zaman dikkatinizi pasif olarak iki üç dakika için solunumunuza yöneltmeniz çok yararlı olur. Zihninizi daha çabuk sakinleştirecek başka bir yöntem yoktur. Karından solumanın uyandırdığı duygu ve kasların yükselip alçalması,anlatılacağı gibi, dikkati solunuma toplayarak yapılan meditasyonda
çok önemli bir noktayı oluşturur.

MEDİTASYON OBJESİ
Bu görülebilen bir şey; bir çiçek, mavi gökyüzü, suda parıldayan güneş ışığı, bir azizin resmi veya meditasyon için
özel bir desen (yantra) olabilir. İşitilebilen bir şey; bir çağlayanın sesi, bir kuşun şarkısı, bir saatin tıklaması, sessizliğin sesi olabilir. Bir duygu; dinsel hayranlık, sevgi olabilir. Sesli olarak ya da zihinde tekrarlanan bir cümle yada sözcük
(mantra) olabilir. Kendi soluğunuzun, kendi bedeninize devamlı giriş çıkışı, karnınızın soluk alıp verme ile yükselip inmesi olabilir. Eğer başarabilirseniz, dikkatinizi yirmi dakika süresince üzerine toplayabileceğiniz herhangi bir şey olabilir. Aslında bu olamıyor ve dikkat dağılıyorsa, meditasyon objesi dikkati yeniden toplamak için daima orada var olmalıdır.

DÜZENLİ FARKINDA OLMAK
DİKKAT VE FARKINDA OLMAK
Meditasyonda dikkat ve farkında olma beraber çalışır ve fotoğraf makinesindeki lens ile obtüratörün, filmin ışığa hatasız
açılmasındaki beraberliği kadar birbirleri için gereklidirler. Meditasyon yaparken, lensi meditasyon objesine yöneltiriz ve
farkında oluş onu kavrar, alır. Lens devamlı olarak meditasyon objesinden uzaklaşır, biz sabırla onu tekrar doğru yöne yöneltiriz. Yoga meditasyonunda, konsantre olma, "dharana" halinden sonra, "dhyana" haline geçilir. Dikkat artar ve tam farkında oluşa döner. Bir şekil, bir ses, tekrarlanan bir söz ya da duygu olan meditasyon objesi beyinde dalgalanır. Dikkat dağıldığı zaman, kolayca ve yeniden meditasyon objesi üzerine çevrilebilir. Farkında oluş, bilincin derinliklerine doğru inildikçe niteliğini değiştirir. Bu durumda kişi giderek kendi dışındaki varlıklarla bütünleştiğini idrak eder. Bilen ve bilinen arasındaki uçurum ortadan kalkar. Yalnızca biliş vardır. Yani, bir diğer ifadeyle; bilen, bilinen ve bilme işlemi tek bir
oluş haline gelmiştir. Hindu Yogiler'in ve Budistler'in "samadhi" dedikleri hal budur. Bilincin bir noktada odaklanması, lensin odak noktasına ayarlanmasına benzer ve belli bir objeye ya da insanın kendi içine yönelmesine yardım eder. Samadhi haline ulaşan kişi hiçbir şeyden etkilenmez ve hiçbir şeye konsantre olmasına gerek kalmaz. Bilinç, objelerden gelen etkilerden, iradenin ve zihinsel aktivitelerin etkisinden tamamen kurtulmuştur.

DİKKAT DAĞILMALARINA KARŞI PASİF DAVRANIŞ
Her çeşit dikkat dağılmalarına karşı davranışınız pasif olmalıdır. Dikkat hafifçe meditasyon objesine yöneltilmiştir. Zaman zaman dağılması önlenemez. Kaydığını fark ettiğiniz zaman, yavaşça, kaygılanmadan, sinirlenmeden dikkatinizi tekrar objeye yöneltin. Defalarca tekrarlansa bile, bu dönüş daima usulca ve acele etmeden olmalıdır. Batı'da sürgünde bulunan Tibetli Chögyam Trungpa, meditasyon yapan kimsenin, aklını çelen düşüncelere karşı tutumu için şöyle demektedir: "Düşünceler belirdiği zaman, onları konu olarak değil de (konunun etkisine kapılabilirsiniz) sadece düşünceler
olarak izleyiniz. İnsan meditasyon yaparken düşüncelerini engellemeye çalışmamalı, fakat düşüncelerin geçici ve değişici
olduğunu da unutmamalıdır. Düşüncelere ne kapılmalı, ne de engellemeli, yalnızca izleyip tekrar meditasyon objesi üzerine dönmelidir. Amaç, fark gözetmeden ya da bir çaba göstermeden her şeyi kabul etme yeteneğini geliştirmektir. Bu, meditasyonun ana tekniğidir, gayet basit ve açıktır. Kontrollü ve huzurlu olmak için özel bir çaba, bir uğraşma gerekmemelidir."
Dr. Herbert Benson, meditasyonun gevşeme-rahatlamaya götüren öğelerini araştırırken, bunların en önemlisinin "pasif
davranış" olduğu görüşüne vardı. İnsanın pratiği ilerledikçe, dikkatin meditasyon objesine dönmesi otomatikleşir ve kolaylaşır. Bu, pürüzsüz akıp giden bir nehirde sandalla kayıp gitmeye benzer. Zaman zaman sandalınız yoldan çıksa bile, küreği suya daldırıp gene doğru yola koyar, nehrin ortasında yolunuza devam edebilirsiniz.

PSİŞİK FENOMEN
Dikkati dağıtan düşünce ve hayallere karşı önerilen "pasif davranış" meditatörlerden yalnızca bazılarının, bazı zamanlarda
erişebildiği, daha gösterişli, daha şaşırtıcı haller esnasında da geçerlidir. Uzayan duyumsal yoksunluk halüsinasyonlara neden olabilirse de, otuz dakikalık meditasyon süresinde böyle bir olay beklenemez. Bütün büyük dinlerde, uzun süreli bir meditasyonun getirebildiği hayaller, gaipten sesler, değişik psişik fenomenler, dikkati dağıtan olaylar olarak görülür. Bunlar heyecanlanmadan, şaşırmadan ele alınmalıdır, amaç haline gelmemelidir. Zen dilinde hayaller ve garip psişik aktivitelere "mayko" veya "aldatıcı fenomenler" denir. Birçok dinlerde mistikler, derinleşme safhalarında şekilsiz, sözsüz,
hayalsiz olan gerçek mistik denemelere ulaşırken, yanıltıcı hayaller ve düşüncelere karşı uyarılırlar. Avilalı Azize Teresa, heyecanlı bir karaktere sahipti, hayaller görüyordu; fakat bunları mistik yolda işaret noktaları olarak en iyi şekilde
yorumladı. Aziz John "hayalleri aramayın, yanlış anlamayın ve aldanarak bunları gerçek mistiğe ulaşmakla karıştırmayın" dedi. Gerçek mistik deneyimler, şekilsiz ve hayalsizdir. Tibet mistisizminde ve Tantrik Yoga'da, görüntü oluşturulması, bir meditasyon yöntemidir. Fakat bu değişik bir olaydır; hayal ediş kontrollüdür ve görüntüler giderek rüyalaşır.
Meditasyon, psikolojik baskıları hafifletir. Meditatör bazen göz yaşlarını tutamama halini ve bununla beraber gelen iç açılması duygusunu da memnunlukla karşılamalıdır. Özellikle aşağıda verilen solunum yöntemini uygulayarak meditasyon yapan kimse, bedeninden çıkıp ayrıldığı duygusuna kapılabilir. Yirmi dakika süreli bir meditasyonda böyle bir olay beklenmezse de eğer olursa insanı korkutmamalıdır.

MEDİTASYON VE UYUŞTURUCU İLAÇLAR
Hiçbir zaman meditasyon yapılırken uyuşturucular kullanılmamalıdır. Meditasyon tekniklerinin zihin üzerinde kuvvetli etkileri vardır ve bunun uyuşturucularla takviye edilmesi tehlikeli olabilir. Meditasyonun LSD'ye sağlıklı bir alternatif olduğu deneylerle saptanmıştır. Birçok çalışma, meditasyonun, uyuşturucu alışkanlığı olanların bu alışkanlıktan kurtulmalarına yardım ettiğini gösteriyor. 1969 yılında Los Angeles-California Universitesi'nde W.T.Windguist, devamlı uyuşturucu alan 111 öğrenci üzerinde yaptığı bir çalışmada, bunların yüzde seksen altısının Transandantal Meditasyon'a başladıktan kısa bir süre sonra bu alışkanlığı tamamen bıraktığını, yüzde on dördünün ise daha az almaya başladığını
gösterdi. Dr. Herbert Benson ve R.K.Wallace, 1862 öğrenci üzerinde, Transandantal Meditasyon öğrenmeden önce ve öğrendikten sonra uyuşturuculara karşı davranışları incelediler. Bu insanlarda meditasyon uygulaması devam ederken, uyuşturucu alışkanlığının giderek azaldığını saptadılar. Aynı eğilim sigara içen ve alkol kullananlarda da görüldü.

MEDİTASYONUN ÇABASIZ OLUŞU
Meditasyon süresince, meditasyonun getirdiği farkında oluş ve sezgi çabasız, akıcı, dengeli ve amaçsızdır. Tüm bu özellikler kendiliğinden ortaya çıkar. Eğer bir amaçlılık varsa bu bilinçaltındadır ve oturup meditasyon yapmak için gösterilen çaba, bu amacın sonucudur. Meditasyon süresince bilinçli olarak var olmamalıdır. Aslında meditasyon yaparken, sonuçları için duyacağınız özlem, sizi sonuçlardan mahrum eder. Patinajcı girişini yapar ve sonra buz
üzerinde kolayca kayar, kayakçı karla kaplı tepelerden aşağı gider, kanocu akan nehri seçer. Meditasyon yaparken eğer "Bundan sonra ne yapılacak, neler duyuyorum, nasıl gidiyor, sonuçlar ne olacak?" gibi şeyleri düşünürseniz,
meditasyonunuz tamamen olumsuzlaşır. Meditasyonun en değerli evreleri düşüncelerden arınıp, yalnızca farkına varma ve sezginin var olduğu hallerdir. Dikkatinizi tekrar tekrar meditasyon objesine çevirmeniz, aklınızı her zamanki düşünceler zincirinden kurtararak, farkında olmanın ve sezginin kolayca akabileceği bir kanal oluşturur. Azize Teresa (1515-1582) dua etmenin aşamalarını, bahçe sulamak için uygulanabilecek dört yönteme benzetti. Yalnızca ilk iki aşama dikkatin yöneltilmesini gerektirir. Üçüncü ve dördüncü aşamalar kendiliğinden bir dalıştır. Birinci aşama, derin bir kuyudan ellerinizi
kullanarak su çekmeye benzer; ikinci aşama, bir çıkrığın kullanılması ile işin kolaylaştırılması gibidir; üçüncü aşama bahçenizden bir dere akması ile; dördüncü aşama ise bahçenize yağmur yağması ile karşılaştırılabilir. Azize Teresa'nın yöntemi, Maharishi Mahesh Yogi'nin 5 Temmuz 1984 tarihinde BBC'de yayınlanan bir konuşma programında yansıtıldı: "Biz meditasyon yaparken kendimizi zorlamıyoruz. Aklımızın daha sakin, daha çabasız bir hale geçmesine yardım ediyoruz. Çünkü, en ince düşünebilme deneyimini yaşarken, zorlama giderek azalır, sonunda tamamen zorlamasız olur."

YAPMAYIŞ - FONKSİYONSUZLUK OLARAK MEDİTASYON
Meditasyon, çelişkili olarak, işlevsiz olma işlevidir ya da işlevi olan bir işlevsizliktir. Kendini aşma, kendini bırakmadır, ama tam kendini bırakış, meditasyonun tetikte ve dengeli farkında oluşu ile değil, uyku ile sonuçlanır. Önemle önerilen, bedenin, omurganın, boynun ve başın dik tutulması, pek çok bünyede, uykuyu önleyen ve dengeli farkında oluşu sürdüren bir yoldur. Fiziksel denge, psikolojik dengeye, yani dış durum iç duruma destek olur. Pasif davranış pasif duruştur. Aşağıda, birkaç yazarın meditasyonu tanımlayışlarını okumak yararlı olabilir. "Zazen, bir Budist uygulama şeklidir. Zazen, hiçbir şey yapmamak, yani işlevsizliktir. Bu aslında, kendini buluştur. Budizm'de başka hiçbir şey aranmamalıdır. Bir Soto Zen ders kitabında Zazen veya 'oturarak meditasyon' Budizm'in tümüdür
denilmiştir. Zen üstatları, Zazen'de hedef olmadan nişan alırsınız derler." Growth Games (Souvenir Press) yazarları, meditasyona bazen "kendiliğinden, zorlamasız konsantrasyon" olarak bakılır derler. Bu, "çaba göstermeden konsantre olma" paradoksu karşısında, meditasyon olayı ile sıradan sözcük anlamıyla faaliyet arasındaki farkı belirtir.Meditasyon işlevsizlik, pasifliktir. Algı ve sezgi ile birleşen bir pasifliktir. Sanki, bedeninizden ayrılmış, düşüncelerinizi kapatıp, yerine tamamen sezgi-algı haline gelmiş gibisinizdir. Bedenden tamamen soyutlanmış bir farkında oluştur bu." İşlevsiz oluş" kronik olarak gergin olan bir adaleyi gevşetmek için gereken çabaya benzeyen bir çaba gerektirir. Araştırmacılar, meditasyondaki dikkat ve farkında oluşun yapısını anlatırken kaçınılmaz bir şekilde paradoks kelimesine başvururlar. Pasiflik ne uykudur ne de yorgunluk. Zen üstatlarının dediği gibi 'amaçsız gerginlik'dir. Bir su birikintisinin yüzey gerilimi veya henüz çalınmayan bir çalgının telinin gerilişi gibidir. Yatkın ve hazırdır, su birikintisinin gökyüzünü yansıtışı gibi yansıtır. Meditasyon halini, Zen üstatların öğrencilerine anlatabilmek için kullandıkları konuşma oyunlarında olduğu gibi, açıklamaya çalışmaktan doğan, sözlü tezata bir örnek vermek yararlı olur:
- "Üstat, nasıl meditasyon yapmalıyım?"
- "Meditasyon yaparak."
Çocukluktan beri kullanılmamış olsa bile, aslında içimizde olan doğru duruşu hepimiz biliriz. Oturun ve geçmişe dönerek,
çocukluğunuzda, sessizce oturup yağmurun sesini dinlediğiniz, kar tanelerini seyrettiğiniz anları düşünün. Bu
kafanızda hiçbir düşüncenin olmadığı, pasif farkında oluş ve seziştir.

DÜZENLİ PRATİK
Düzenli olarak meditasyon yaptığınızda, düşüncelerden uzaklaşılan, sadece farkında olma ve sezginin yer aldığı süreler, hem daha sık, hem daha uzun olmaya başlar. Fakat bu sonuçlara ulaşmak için kendinizi zorlamamalısınız. Eğer baskı yapıyorsanız, meditasyon yapmıyorsunuz demektir. Biz burada, "hırslı insan hata yapar" diyen Goethe ile ve temel felsefesi, hırslı olmamak olan "wu wei" ve Tao ile uyum sağlamak olan Taoistler'le aynı fikirdeyiz. Mistik geleneklere
göre, sadece farkında oluşun yer aldığı düşünceler arasındaki boşluklarda meditasyon yapan kişi, varoluş alemiyle, olma hali'yle ilişki kurar. Marlin Heidegger, bir yazısında, meditasyon için; "varlığın olduğu gibi olmaya bırakılmasıdır" der.
Farkında oluşun üst düzeylerine erişildiği zaman, denge ve bağımsızlık, ardından da bu başarının daha ilerleyişi gelir. Her gün, bir ya da iki kez, yirmişer dakika çalışmalısınız. Sonuç, her zaman, tazeleyici, rahatlatıcı ve sakinleştiricidir. Meditasyon yapan bazı kişilerde, zaman zaman doruğa erişmenin verdiği mutluluk, uçarcasına mutluluk duygulan uyanır (Vecit hali).



James Hewitt
 

Adramelech

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Nis 2010
Mesajlar
179
Tepkime puanı
9
Teşekkürler, bir iki sorum var. Her türlü sesten uzak olunmalı deniyor, ben müzik kullanıyorum. Burundan nefes alınmalı diyor, benim uyguladığım nefes tekniklerinde genellikle ağızdan nefes verilir. Bir de duruş önemli elbet ama benim kemik yapım bırakın otusu bağdaş kurmamı bile zorlaştırıyor. O yüzden sırt üstü avuç içleri yukarı bakacak şekilde uzanıyorum. Sonuç olarak bunlar büyük bir etki yaratır mı meditasyonda?
 

Mermaid

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Eki 2009
Mesajlar
258
Tepkime puanı
26
Teşekkürler, bir iki sorum var. Her türlü sesten uzak olunmalı deniyor, ben müzik kullanıyorum. Burundan nefes alınmalı diyor, benim uyguladığım nefes tekniklerinde genellikle ağızdan nefes verilir. Bir de duruş önemli elbet ama benim kemik yapım bırakın otusu bağdaş kurmamı bile zorlaştırıyor. O yüzden sırt üstü avuç içleri yukarı bakacak şekilde uzanıyorum. Sonuç olarak bunlar büyük bir etki yaratır mı meditasyonda?

Müzik dinlemenin ya da sırtüstü uzanarak meditasyon yapmanın bir sakıncası olmaz. Meditasyonda önemli olan kendinizi rahat hissetmeniz, gevşemeniz, sakinleşmeniz ve zihninizi boşaltabilmenizdir. Bağdaş kurduğunuzda rahatsızlık hissediyorsanız zaten meditasyon yapamazsınız. Nefes konusunda da çeşitli teknikler vardır. Deneyerek kendinize uygun olanı bulursunuz ya da zaten bulmuşsunuzdur :) Işık ve sevgiyle kalın, iyi forumlar
 

MRW

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Tem 2010
Mesajlar
28
Tepkime puanı
0
benimde bir sorum olucak. meditasyon yaparken illa somut bir şeye mi odaklanmalıyım ben genelde hayal kuruyorum ve sadece hayalime odaklanıyorum..örneğin biraz önceki meditasyonumda masmavi bir denizi seyrettim ve güneşten enerji aldığımı düşündüm. ama bir muma ya da bir nesneye bakmak mı daha iyidir ?
 

Amethyst

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2010
Mesajlar
416
Tepkime puanı
3
Hayır somut bir objeye odaklanmanız şart değil , bir önceki cevaba Moderatör Marmaid yazdığı gibi , önemli olan zihininzi boşaltmaktır...Herhangi birşeyi düşündüğünüz zaman zihninizi meşgul edebilirsiniz ve bu demek ki başarılı olmayabilirsiniz . Siz ilk önce zihinizi boşaltın ve meditatif hale geldiğiniz sırada kendi "sığınağınızı" oluşturun .. Tercihen o anki oluşan vizyonları izlemektir . Ama amacınız belli ise tabi ki bunu siz kontrol altına tuttup kendi vizyonunuzu yaratabilirsiniz...Zaman zaman bir mumla ya da farklı bir obje değişik meditasyonlar da yapabilirsiniz , hatta denemelisiniz , gelişiminiz için yararlı olduğunu düşünüyorum
Sevgi ve Işıkla kalın
 

ntflx

Banlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2010
Mesajlar
50
Tepkime puanı
0
Konum
Istanbul
Valla işime çok yaradı bu konu. Ama meditasyon yapınca nedense içime hoş bi his geliyo ve uyuyorum bu doğal mı bilmiyorum.
Ama artık harfiyen bu programa göre uyacağım.
 

Amethyst

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2010
Mesajlar
416
Tepkime puanı
3
Bazen uykuya dalabilirsiniz , normal "sayılır" ama siz bunu önlemek istiyorsanız o zaman uzanarak değil , Lotus pozisyonunda yapmanızı öneririm . Lotus pozisyonu sizin için zor gelirse , oturarak (sırt ,boyun ve baş dik bir şekilde ) yapabilirsiniz
 

...WiccaN...

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Mar 2010
Mesajlar
218
Tepkime puanı
4
Yaş
29
Konum
Erzincan
İş
Öğrenci
yazı mükemmel. keyifle okudum ama bir sorunum var :

meditasyon sırasında sırtımt dik tuttuğum için ağrıyor v e bacaklarım birbirine yapışıyor ve terliyor. bu dikkatimi dağıtıyor ve meditasyondan keyif alamıyorum. tavsiyeleriniz var mı ?
 

Amethyst

Banlı Kullanıcı
Katılım
28 Şub 2010
Mesajlar
416
Tepkime puanı
3
yazı mükemmel. keyifle okudum ama bir sorunum var :

meditasyon sırasında sırtımt dik tuttuğum için ağrıyor v e bacaklarım birbirine yapışıyor ve terliyor. bu dikkatimi dağıtıyor ve meditasyondan keyif alamıyorum. tavsiyeleriniz var mı ?

Siz nasıl rahat edersiniz meditasyonunuzu öyle yapın . Ama kendim deneyimlerimi örnek vermem gerekiyorsa , ben lotus pozisyonunda ya da sadece oturarak meditasyon yaptığım zaman , nefesi ayarlayıp düzenli olmaya başladıktan sonra ..aldığım her nefeste sanki bir el sırtımı , başımı , boynumu düzeltiyor . Her nefeste biraz daha .. biraz daha ve o zaman mükemmel dik duruşuna ulaşabiliyorum ... Yeter ki ne yaparsanız en doğru şekilde yapın , her zaman size yol gösterilecektir .
 

MRW

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Tem 2010
Mesajlar
28
Tepkime puanı
0
Yatarak yapılan meditasyonda başın altına yastık konmalı mı ?
 

ladysanta

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Eyl 2010
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Konum
izmir
İş
öğrenci
uzun zamandan beri bu bilgileri kullanıyorum. gerçekten işe yaradı. teşekkürler bilgiler için.
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Meditasyon için zihnin dinlenmiş ve hafiflemiş olduğu sabahın erken saatleri genellikle tercih edilmektedir. Akşam saatleri de iyidir ancak bu saatlerde uykulu bir durumda olabilirsiniz. Eğer mümkünse, evinizde sürekli bu iş için kullanabileceğiniz bir yer ayırmanız yararlı olacaktır. Burası bir süre sonra kendi enerjinize akortlanabileceğiniz ve başka hiçbir faaliyette bulunmayacağınız özel bir yer haline dönüşecektir. Eğer çok karanlıksa bir mum ya da yumuşak bir ışık kullanabilirsiniz.

Konsantrasyon ya da meditasyonun hangi biçimi olursa olsun, oturduğunuzda sırtınızın dik olması önemlidir. Uzanmak sizi daha derin bir gevşeme haline sokabilir ve uyuyabilirsiniz. Bu çalışmada zihnin konsantrasyonu için dik ve uyanık bir durumda olmanız gerekir. Bu, ya bir yer minderi üzerinde bağdaş kurarak ya da dik arkalıklı sert bir sandalyeye oturarak sağlanabilir. Eğer sandalyede oturuyorsanız ayaklarınızı ikisi aynı hizada olacak şekilde dik ve gevşek vaziyette tutun. Eğer yerde oturacaksanız, minderinizi omurganıza destek olacak şekilde ayarlamalısınız. Bunu duvara dayanarak başaramazsınız. Eğer sırtınız dik olmazsa kısa zamanda bükülür ve ağrı başlar. Batılıların pek çoğu bağdaş kurarak oturmayı birazcık zor bulurlar. Fakat zamanla buna alışabilirsiniz. Her iki pozisyonda da esas olan, omurganın dik olmasıdır. Ellerinizi kucağınızda kavuşturabilir ya da bacaklarınızın üzerine koyabilirsiniz. Kafanızı omurganızın bir uzantısı gibi hissedip ne öne ne de geriye doğru eğmemelisiniz.Ağzınız kapalı durumda olmalıdır. Gözleriniz ise ya karşıya bakar şekilde hafifçe aralık ya da kapalı olmalıdır. Eğer açık tutarsanız dikkatinizin başka noktalara kaymamasına; kapalı tutarsanız uyumamaya özen gösterin. En önemli husus rahat fakat uyanık, dik fakat gevşemiş durumda olmanızdır. Kısa bir süre sonra bu duruşu kolayca yapabildiğiniz gibi doğal bir şekilde konsantre olabileceksiniz.

Günde yalnızca on dakika uygulama yapmanız yerindedir. Eğer bu zaman süresince konsantre olabiliyorsanız, o zaman bir saatlik gündüz rüyası uygulaması yapabilirsiniz. Zamanınızı iyi kullanın. Günde on hatta beş dakikayla başlayın: kısa zaman sonra siz farkına varmadan bu süre uzayabilir. Zihninizin konsantre olmasına izin verdiğinizde doğal olarak meditatif hale geçerek kendi kendine meditasyonu sürdürür.

İlk baştaki yazıda bahsedilen, dili üst damağa yerleştirerek meditasyonun yapılmasının sebebi ise; Beden ve baş bölgesinde bulunan meridyenlerin tamamlanması içindir.

Sevgi ve ışıkla kalın:)
 

lordking567

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Ara 2011
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Arkadaşlar belki de yeri değil ama bu bahsettiğiniz farkındalık nasıl yapılmaktadır ????

Arkadaşlar herşey güzelde İslami açıdan günah mıdır ??
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Meditasyonda amaç zihinsel faaliyetten uzaklaşıp, son derece uyanık ve farkında olduğumuz, ama düşünmediğimiz, bir düşüncesizlik boşluğu yaratmaktır. Bu meditasyonun özüdür. Burada beden farkındalığı ve içinde bulunduğunuz anın yoğun bir biçimde bilincinde-farkında olunmalıdır.
İslamda tefekkür, derin düşünce eski Türklerde de Dalınç vardır. İslam'da zikirlerle de bir çeşit meditatif durum söz konusudur.
Meditasyon adından dolayı hemen günah olabilir mi gibi akıl karışıklığına sebep oluyor, sadece sessizce oturup, zihninizi sessizleştirmenizdir.
Aslında deniz kenarında dalga seslerini veya ormanda kuş seslerini dinlerken de sadece o seslere odaklanırsak meditatif durum söz konusudur.
 

kaankaankaan

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Eyl 2013
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
1 gün içinde birkaç meditasyon tekniği bir arada yapılabilir mi yani aynı gün içinde kundalini meditasyonun ardından dinamik meditasyon yapılabilir mi?
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Eğer meditasyon yapmaya yeni başlıyorsanız önce en basit tekniklerle başlamanızı öneririm. Sonrasında peş peşe olmamak şartıyla aynı günde farklı teknikleri uygulayabilirsiniz. Genelde aç karnına uyandığınızda ve gece yatmadan yapmanız daha uygundur, sabah birini gece diğerini yapabilirsiniz.
 

67890

Banlı Kullanıcı
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
437
Tepkime puanı
5
benimde bir sorum olucak. meditasyon yaparken illa somut bir şeye mi odaklanmalıyım ben genelde hayal kuruyorum ve sadece hayalime odaklanıyorum..örneğin biraz önceki meditasyonumda masmavi bir denizi seyrettim ve güneşten enerji aldığımı düşündüm. ama bir muma ya da bir nesneye bakmak mı daha iyidir ?
en iyi meditasyon kendi keşfettiğimiz içinde kendimiz olabildiğimiz mutlu olduğumuz meditasyondur.arkadaşın yaptığı çok güzel bir uygulama.
bu tür med lerde yarattığınız yeri iyi gözlemleyin .bir süre sonra ortam değişebilir.örneğin bir kuş gelebilir müzik duyabilirsiniz yukarıdan çiçekler ışıltılar yağabilir.
hatta çoktandır görmediğiniz sevdiğiniz bir arkadaşınızı ortama çağırabilirsiniz .bir bakmışsınız o arkadaşınızla reel hayatta karşılaşmışsınız.

meditasyonda zihin susturmak kolay değildir.belki çok derin translarda olabilir.buda beynin derin dalga boyutuna geçmesiyle gerçekleşebilir.
zaten buda olduğunda evrenle bir olunur.
 

XirisX

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2018
Mesajlar
190
Tepkime puanı
832
Konum
İstanbul
Güzel bilgiler var, şu aralar insanların kafasında meditasyon ile ilgili birçok soru işareti olduğunu gördüğüm için konuyu güncel tutmak adına yorum yazdım. :)
 
Üst