Mutsuzlukla Özdeşleşmeyin

XirisX

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2018
Mesajlar
190
Tepkime puanı
832
Konum
İstanbul
İçinizde mutsuzluk varsa, her şeyden önce onun varlığını kabul etmeniz gerekir. Ama “ben mutsuzum,” diyerek değil... Mutsuzluğun sizin kim olduğunuzla bir ilgisi yoktur. “İçimde bir mutsuzluk var,” deyin. Ondan sonra, araştırmaya bakın. İçinde bulunduğunuz bir durumun bu mutsuzlukla bir bağlantısı olabilir. Bu durumu değiştirmek veya kendinizi o durumdan sıyırmak için bir eyleme geçmeniz gerekebilir. Eğer yapabileceğiniz hiçbir şey yoksa, bunu kabullenin ve şöyle söyleyin: “Tamam, şu anda durum böyle. Bunu ya kabulleneceğim ya da hayatı kendime zindan edeceğim.” Mutsuzluğun temel nedeni sizin belirli bir durum hakkındaki düşüncelerinizdir, yoksa durumun kendisi değil. O düşünceleri, kasıtsız ve olduğu gibi olan durumun kendisinden her zaman ayırın ve şöyle deyin: “İşte olgusal gerçekler ve içinde bulunduğumuz durum ve işte benim onlarla ilgili düşüncelerim...” Hikayeler üretmek yerine, olgusal gerçeklere bağlı kalın. Örneğin, “Mahvoldum!” demek hikaye üretmektir. Böyle konuşmak sizi kısıtlar ve etkin bir eylem içine girmenizi engeller. Öte yandan, “Bankadaki hesabımda elli sentim kaldı,” demek olgusal bir gerçeği dile getirmektir. Olgusal gerçeklerle yüzleşmek sizi her zaman güçlendirir. Duygularınızı büyük ölçüde düşüncelerinizin yarattığını aklınızdan çıkarmayın. Düşüncelerinizle duygularınız arasındaki bağlantıyı görün. Düşünceleriniz veya duygularınız olmak yerine, onların ötesindeki farkındalık olun. Mutluluk arayışı içine girmeyin. Onu ararsanız, bulamazsınız çünkü arayış mutluluğun antitezidir. Mutluluk hep kaçar, ama içinde bulunduğunuz durumu kabul edip, hikayeler üretmekten vazgeçerseniz, mutsuzluktan kurtulmayı şu anda bile başarabilirsiniz. Unutmayın ki, sizde doğal olarak mevcut olan esenliğin ve içsel huzurun, yani gerçek mutluluğun kaynağının üstünü örten şey, mutsuzluktur.

Var Olmanın Gücü - Eckhart Tolle
 

XirisX

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2018
Mesajlar
190
Tepkime puanı
832
Konum
İstanbul
Mutluluğu aramak, bu yanlış evet. Tabi şu durumda bir gerçek değil midir? Mutluluğu aramadan, onun için araştırma ve deneyimlemeden mutluluğun 'An' da olduğu anlaşılamaz.
Mutluluğu birtakım şahıs ve şartlara bağlayarak uzakta arıyoruz. “Şunu yaparsam mutlu olabilirim,” veya “şu kişi beni severse mutlu olurum” diyoruz, isteğimizi elde edemeyince de haliyle mutluluğu yakalayamıyoruz. Mutluluk şartlarla değil, beyin elektriğini “pozitife” yöneltmekle elde edilebilir. Eğer böyle olmasaydı, birçok zengin, ünlü, “güzel/yakışıklı” kişi intihar edip durmazdı. Mutluluk bir sonuç değil, süreçtir.
 

dhardhar

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ara 2012
Mesajlar
813
Tepkime puanı
1,311
Psikolojiye gore ana mutluluk ana rahmidir. Ana rahminden cikinca sadece o huzur ararmisiz hayat boyunca o nedenle dogrudan surekli mutsuzlik hali cok normal bir durumdur deniyor psikolojide. Biz hayati yani yeniden ana rahmini arayisin anlamlandirmasina calisiyoruz hayat boyu. O nedenle kimimiz dine kimimiz ozel genel konulara yemege burclara aska sekse uyustircuya anneye babaya vb. Yoneliyoruz.
 

Kont Dracula

Banlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2019
Mesajlar
238
Tepkime puanı
303
Konum
Karanlığın uçurumuna daldım dibe gidiyorum.
Psikolojiye gore ana mutluluk ana rahmidir. Ana rahminden cikinca sadece o huzur ararmisiz hayat boyunca o nedenle dogrudan surekli mutsuzlik hali cok normal bir durumdur deniyor psikolojide. Biz hayati yani yeniden ana rahmini arayisin anlamlandirmasina calisiyoruz hayat boyu. O nedenle kimimiz dine kimimiz ozel genel konulara yemege burclara aska sekse uyustircuya anneye babaya vb. Yoneliyoruz.
Bunu ilk defa duydum dostum. Araştıracağım.
 

XirisX

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2018
Mesajlar
190
Tepkime puanı
832
Konum
İstanbul
Psikolojiye gore ana mutluluk ana rahmidir. Ana rahminden cikinca sadece o huzur ararmisiz hayat boyunca o nedenle dogrudan surekli mutsuzlik hali cok normal bir durumdur deniyor psikolojide. Biz hayati yani yeniden ana rahmini arayisin anlamlandirmasina calisiyoruz hayat boyu.
Haklısınız, bizim ereğimiz o ana rahmine geri dönebilmektir. Tüm bu çabalarımız yalnızca o saflığı, arınmışlığı geri kazanabilmek uğruna...
 

Kont Dracula

Banlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2019
Mesajlar
238
Tepkime puanı
303
Konum
Karanlığın uçurumuna daldım dibe gidiyorum.
Anne rahmindeki saflık... Beni biraz düşündürdü. 2 sonuç buldum. 1.si herkesin anne rahmindeki bilinci aynı, tıpkı fabrikadan çıkmış ürünler gibi. Hepsi aynı. 2.si de soydan gelen genetik kodlarla harmanlanmış bilinç. Bunlardan hangisiyle var oluyoruz?
 

dgo

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Nis 2018
Mesajlar
44
Tepkime puanı
52
İnsanoğlu doğduğu andan itibaren huzursuzdur.Bu da içindeki şeytanı doğurur.İşte bu içindeki şeytana hakim olabildiğinde mutlu olabilir.Bu da egolarımızı küçülterek olabilecek bir şeydir
 
Üst