Meditasyon ve beyin ilişkisi

taco23

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Eyl 2010
Mesajlar
50
Tepkime puanı
6
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Beynin plastisite, yani esneklik tezine meditasyoncuların beyninden ciddi bir destek geldi.. [/FONT]

[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Amerikalı beyin bilimci Davidson, Tibetli rahiplerin beyinleri üzerinde yaptığı araştırmalarda, meditasyon ile beynin değiştirilebileceği bulgusuna ulaştı. Diyor ki: "Gördük ki eğitilmiş zihin, ya da beyin, eğitilmemiş olandan fiziksel olarak farklıdır. Zamanla böyle zihinsel eğitimin potansiyelini anlayabilecek ve bunun ciddiye alınabileceği olasılığını arttıracağız". [/FONT]
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif]Beyin araştırmaları Budistlerin yüzyıllardır uyguladıkları meditasyon pratiğine ilişkin somut delil elde etmeye başlıyor: Zihinsel disiplin ve meditasyon uygulaması beynin işleyişini değiştirebilir ve insanların çeşitli farkındalık (awareness) düzeylerine erişmesini sağlar. Bu değişik haller geleneksel olarak fiziksel ölçülebilmenin ve nesnel değerlendirmenin dışında bir dünyada soyut kavramlarla anlaşıla gelmiştir. Fakat son birkaç yıldan beri Wisconsin Üniversitesi araştırıcıları Tibetli rahiplerle birlikte çalışarak bu zihinsel deneyimi yüksek frekanslı gamma dalgaları, beyin senkronizasyonu ve koordinasyon gibi bilimsel dile çevirmeyi başarabilmişlerdir. Beyin faaliyetinin meditasyonla en kuvvetli bağlantı gösterdiği bölge olarak, alnın sol tarafının hemen arkasında bulunan prefrontal korteksi işaret etmişlerdir.

BEYİN DEĞİŞTİRİLEBİLİR
Üniversitenin 10 milyon dolarlık yeni W. M Keck Laboratory of Functional Brain Imaging and Behavior'dan bir sinirbilimci Richard Davidson , "uzun süreli
uygulayıcılarda bulduğumuz beyin aktivasyonu daha önce hiç görmediğimiz
ölçüdeydi; onların zihinsel uygulaması beyin üzerinde tenis ve golf pratiğinin
performansı arttırıcı etkisine benziyordu" demiştir. "Bu gösteriyor ki", diye
devam ediyor; "beyin eğitilebilir ve çok az kişinin tasavvur edebileceği
yollarla fiziksel değişime uğratılabilir. "Önceleri bilim adamları bunun tersine
inanırlardı, yani sinir hücreleri arasındaki bağlantı hayatın başında saptanır
ve erişkinde değişmezdi. Bu varsayım son on yıllarda değişmiş, beyin görüntüleme
ve diğer tekniklerin ilerlemesiyle bilim adamları onun yerine "sürekli beyin
gelişimi ve nöroplastisite" kavramını kabul etmişlerdir. Davidson'un dediğine
göre onun Kasımda Proceedings of the National Academy of Sciences'de yayınlanan
en yeni meditasyon araştırma sonuçları, meditasyonla ve diğer
yollarla yapılan zihinsel eğitimin beynin iç işleyiş ve devrelerini (circuitry)
değiştirerek, nöroplastisite kavramını bir adım daha ileri götürmüştür.

BUDİSTLER LABORATUVARDA
Yeni bulgular, Davidson ile dünyanın en ünlü Budist uygulayıcısı Tibet'in Dalai
Lama 'sının uzun ve inanılmaz ortak çalışmasının eseridir. Önce, Davidson'un
coşkuların sinirbilimi üzerinde yenilikçi çalışmalar yaptığını öğrenen Dalai
Lama, onu 1992'de Hindistan, Dharamsala'daki evine davet etmiştir. Tibetlilerin
yüzyıllara dayanan yoğun meditasyon geleneği vardır, en başta, Dalai Lama kendi
rahiplerinin meditasyon yapan zihinlerinin Davidson tarafından bilimsel olarak
araştırılmasını istiyordu. Üç yıl önce Dalai Lama, Davidson'un laboratuvarında
iki gün geçirmişti. Sonunda Dalai Lama en başarılı sekiz rahibini
elektroansefalografi (EEG) ve beyin taraması (scanning) için Davidson'un
laboratuvarına gönderdi. Deneydeki Budist uygulayıcılar Tibet Nyigmapa ve
Kagyupa meditasyon geleneğine göre 10,000 ila 50,0000 saat ve 15 ila 40 yıllık
bir zaman diliminde eğitilmişlerdi. Kontrol olarak daha önce hiç meditasyon
deneyimi olmayan 10 gönüllü öğrenci bir haftalık eğitimin ardından teste tabi
tutulmuştu. Rahipler ve öğrencilere 256 elektriksel sensor bağlanmış ve kısa
sürelerle meditasyon yapmaları istenmişti.

KOŞULSUZ ŞEFKAT
Düşünme veya zihinsel faaliyet nöron gruplarının haberleşmelerini gösteren hafif
fakat fark edilebilen elektriksel aktivite patlamaları yaratır ve sensorlar da
bunları yakalar. Davidson özellikle yüksek frekanslı ve en önemli elektriksel
beyin impulsları olan gamma dalgalarının ölçülmesiyle ilgileniyordu. Her iki
gruptan, "koşulsuz şefkat" üzerinde meditasyon yapmaları istendi. Budist öğreti,
Dalai Lama öğretisinin merkezi sayılan bu durumu, canlılara yardıma kayıtsız
şartsız hazır olma diye tanımlar. Araştırıcılar bu öğretiyi esas aldılar, çünkü
özel nesneler üzerinde yoğunlaşmaya ve imajlara gereksinim bırakmıyor; tersine,
dönüşmüş (transformed) bir varoluş durumu yaratıyordu. Davidson, meditasyonun
rahiplerin eğitimli beyinlerinde gönüllülerinkine göre önemli farklılık gösteren
sonuçlar doğurduğunu bildirmişti. En önemlisi elektrodlar rahiplerin beyninde
öğrencilerinkine göre hızlı ve şiddetli gamma dalgası aktivitesi kaydetmiş ve
rahiplerde dalgaların beyinde hareketi çok daha
iyi organize ve koordine bulunmuştu.

BEYİNLERDEKİ BÜYÜK FARK
Davidson'un dediğine göre, acemiler meditasyon esnasında sadece hafif bir gamma
dalgası faaliyeti gösterirken, rahiplerden bazıları daha önce hiçbir sağlıklı
kişide görülmemiş derecede kuvvetli gamma dalgaları oluşturdu. Meditasyonla en
uzun yıllar geçiren rahiplerde en yüksek gamma dalgaları düzeyi görülmüştü. Bu
doz cevabı, yani örneğin bir ilacın yüksek düzeylerinin aşağı düzeydekinden daha
etkili olması, araştırıcılar tarafından sebep sonuç ilişkisini belirlemek için
kullanılır. Daha önceki çalışmalarda dikkati toplama, bellek, öğrenme ve bilinç
gibi zihinsel aktivitelerin rahiplerde görülen sinirsel koordinasyonda artma
gibi bir durumla benzerliği gösterilmiştir. Rahiplerde şiddetli gamma dalgaları
ayrıca beynin farklı devrelerinde bağlantı kurarak daha yüksek zihinsel aktivite
ve daha üst düzey bir farkındalık da yaratır.

MUTLULUK BÖLGESİ
Davidson'un araştırması onun sol prefrontal korteksin mutluluk, pozitif
düşünceler ve coşkularla ilgili beyin bölgesi olduğunu gösteren önceki
çalışmalarıyla örtüşmektedir. Davidson, rahiplerde fonksiyonel manyetik rezonans
görüntüleme (fMRI) kullanarak -EEG ile ölçüldüğü gibi- beyin aktivitesinin
özellikle bu bölgede yüksek olduğunu bulmuştur. Davidson, araştırmasından
meditasyonun beyin işleyişini sadece kısa süreli değil büyük olasılıkla kalıcı
olarak değiştirebileceği sonucuna varmıştır. Bu bulgu, rahiplerdeki önemli
derecede yüksek gamma dalgası aktivitesinin hatta meditasyona başlamadan bile
kontrol gruptan fazla olduğu gerçeğine dayanmaktadır. Massachusetts
Üniversitesinden bir araştırıcı; Jon Kabot Zinn , birkaç yıl önce benzer
sonuçlara ulaşmıştı. Harvard ve Princeton Üniversitelerinde araştırıcılar aynı
rahiplerin imgeleri göz önüne getirmek düşüncelerini kontrol edebilme gibi başka
başka meditasyon çeşitlerini deniyorlar. Davidson da ileride araştırmalara devam
etmeyi
planlamaktadır "Gördük ki eğitilmiş zihin, ya da beyin, eğitilmemiş olandan
fiziksel olarak farklıdır" demiştir Davidson, "Zamanla böyle zihinsel eğitimin
potansiyel anlayabilecek ve bunun ciddiye alınabileceği olasılığını
arttıracağız". Ben demeye getiriyorum ki, ileride insan beyninde oluşabilecek
dejeneraktif değişiklikler, örneğin bunamayı bu metodlarla önleyebiliriz.

Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi
[/FONT]
 
Üst