İslam Düşünürlerinin Astral Seyahat Yaklaşımları

Narsinha

Banlı Kullanıcı
Katılım
8 Ara 2012
Mesajlar
156
Tepkime puanı
22
Mevlana Celalettin Rumi, ruhun uykuda bedenden ayrıldığını söyler ve Mesnevi'sinde bu düşüncesini şöyle belirtir: "Can; atlarınızı eğersiz koyar, bu sır ölümün kardeşidir, sırrıdır. Ama gündüzün geri gelmesi için ayaklarını uzun bir bağla bağlar. Can; boşlukta astar gibi gizlidir, bedense yorgan altında döner durur. Sen bedensiz bir bedene sahipsin."


İbni Sina, insanın ruhla bedenden oluştuğunu belirtir. Ve şöyle der: "Beden nefsin çalışmasına uygun bir hale gelince, ruh bedene gönderilir, istenirse bedenden ayrılır. Tamamen ayrılınca bir daha yok olmaz."


Tasavvufi çalışmalarda ruh ve beden ilişkisinin üzerinde özellikle durulur. Mesnevi'nin birçok yerinde, Ahmed Efla-ki'nin "Ariflerin Menkıbeleri" adlı eserinde ve sayısız evliya, ermiş ve veli öykülerinde; ruhun gerek istenildiği zaman, gerekse istemeden bedenden ayrılabildiği anlatılmıştır. Genellikle bu olay keramet ve mucize olarak nitelendirilir. Şeyh Bedrettin, "Varidat" adlı eserinde bunu açıkça anlatır:


"Bazen kendimi latifleşmiş hissederim, fizik bedenim o varlığın bir kopyasıdır. Bu latif varlık, beden şeklinde görülür. Tıpkı buharın yoğunlaşmadan evvel görülememesi gibi, buhar yosunlanınca bulut olur, görülür."


Diğer Dinlerin Astral Çıkış Hakkındaki Görüşleri
Hint Öğretileri’nde insanın üç bedenden oluştuğundan sözedilir. Bunlar fiziki, esiri ve ruhsal bedenlerdir. Taoist düşüncede insan vücudunda, evrenin mutlak enerjisinin bir zerresinin depolandığı ve bu enerjinin ruhsal bir varlık olduğu ifade edilir. Bu ruhsal enerji, eğitim ve öğrenim sonucu fizik beden dışına çıkarılabilir. Doğu inançlarının ve öğretilerinin dışında, batıda da aynı yaklaşımlar görülür. Hz. İsa’nın havarisi St. Paul, insanda ruhsal ve doğasal iki beden olduğunu söylemiştir.
İsa Peygamber, İncil’de şöyle demektedir:
“Öyle bir adam bilirim ki, bedenin dışında mı? Bilinmez…” (İncil, 2/12:3)
1195′te İtalya’da yaşayan ünlü Aziz St.Antuan’ın mucizeleri arasında, bedenini bir kilisede bırakıp, başka bir kiliseye gittiği ve orada göründüğü olayı yer almaktadır


Değerli Kardeşlerim:
1- Allah’ın veli kullarının yaptığı gibi ruhunu terakki ettirip cesedine galip getirmek. Bu tarz bir ruh yükseltmesi sizi korkutmasın. Çünkü, Allah’ın istediği ve sevdiği bir tarzdır.


2- İstidrac dediğimiz dinden uzak olan bazı şahısların yaptığı gibi bir ruh - beden ayırımına gitmektir. Bu tarz ise çok zor olmakla beraber tehlikelidir. Bazen istenmeyen ve beklenmeyen bir sonuç ile karşılaşılabilir.


Fakat asıl olan ibadet vasıtasıyla nefs-i emaresini terbiye etmek ve ruhunu bu yolla terakki ettirmektir. Bu hem sünnettir. Hem de selametli ve sağlıklı hem de ibadet olan yoldur.


İnsan beden (vücut) ve ruhun birleşiminden oluşur. Beden et ve kemik olan aslı toprak olup, topraktan gelen kimyasal ve fiziksel değişime uğramış proteinler sayesinde yaşayan, ölünce yine toprak olacak olan bir yapıdır.


Ruh ise Allah’tan gelen, vücudu canlı, gören, hisseden kılan ilahi bir emirdir.


Ölü bir insan düşünelim. Eli, kolu, beyni, gözleri, kalbi... vücudu tam olarak yerindedir. Bu insana fıkra anlatsak, bilmece sorsak, korkunç hikayeler anlatsak, hüzünlü olaylar anlatsak ... bir tepki verir mi bu ölü insan.


Canlı iken her fıkraya gülen, hüzünlü her olaya üzülen, korkan, sevinen, üzülen bu insana ne olmuştur. Daha doğrusu can alıcı soru şu: Ölürken bedendan eksilen nedir ki o olmayınca neşe, sevinç, hüzünde ... olmuyor. İşte o ruhtur.


Demek ki duygularımızı var eden, hissiyatın kaynağı olan ruhtur. Yoksa sevinme, üzülme, fikir, düşünce... gibi kavramları, kuru bir vücut organları arasındaki elektrik akımı ile izah etmek imkansızdır. Ruhla duygu vardır. Ruh emaneti geri alınınca, duygu, his, düşüncede... vücudu terk eter.


Astral seyahat; Ruhun bedenimizi belirli bir süre terk ederek çeşitli yerlere düşünce hızı ile gidip, gittiğimiz yerlerde meydana gelen olayları izleyebilmeye denmektedir. Ancak esasında ruh bedenden ayrılmamaktadır. Ruh bedenden ayrılmadan da başka yerlerde bulunabilme özelliğine sahiptir. Nitekim nefislerini terbiye etmiş insanların ruharı bir anda bir çok yerde bulunabilmektedir. Abdulkadiri Geylani Hazretleri aynı anda kırktan fazla yerde görülebilmiştir.


Kur'an-ı Kerimin mucizeliğinin bir yönünü de, onun ifade buyurduğu hakikatlerin, özellikle Allah'ın isim ve sıfatlarının o sonsuz tecellilerini ve hakikatlerini anlatırken, hiçbir çelişkiye meydan vermemesidir. Bu konuyu açıklayan Bediüzzaman, bu uçsuz bucaksız yansımaların büyük bir âhenk ve uyum içerisinde olduğunun şahitlerinden bazılarını da manevî/ruhânî olarak "astral" seyahatlerde bulunan keşif ehli, irfan ve hikmet sahiplerini kabul etmektedir.


O, özetle şöyle der:


Kur'an'ın bahsettiği o geniş hakikatler, bütün dal-budaklarıyla, amaçları ve ortaya koydukları sonuçlarıyla, çok geniş bir yelpazede, o kadar tenasüple birbirine uygun, birbirine lâyık, birbirini kırmayacak, birbirinin hükmünü bozmayacak, birbirinden tevahhuş etmeyecek /birbirine karşı yabancılık çekmeyecek bir surette Allah'ın isim ve sıfâtlarını, iş ve fiillerini öyle bir tarzda beyan eder ki, bütün ehl-i keşif ve hakikat ve daire-i melekûtta cevelân eden/Allah'ın memleketinde seyahat eden bütün irfan ve hikmet sahipleri, Kur'ân'ın o beyanlarına karşı "Sübhânallah" deyip "Ne kadar doğru, ne kadar mutabık, ne kadar güzel, ne kadar lâyık" diyerek tasdik ediyorlar. (bk. Sözler, s. 435-25. Söz-).


"Zemin/yer ile gökler, bir hükûmetin iki memleketi gibi birbirine alâkadardırlar. Ortalarında ehemmiyetli irtibat ve mühim muameleler vardır. Zemine lâzım olan ziya/ışık, hararet/ısı ve bereket ve rahmet gibi şeyler semadan geliyor, yani gönderiliyor. Vahye istinat eden bütün edyân-ı semaviyenin/Semavî dinlerin icmâı ile ve şuhuda istinad eden/keşif yoluyla gördükleri hakikatlere dayanan bütün ehl-i keşfin tevatürüyle, melâike ve ervah semadan zemine geliyorlar". (Sözler, s.177 - 15. Söz-).


"Bundan, hisse karib/gözle görmeye yakın bir hads-i kat'î ile/kalbe birden gelen ve onu tatmin eden bir ilham ile bilinir ki, sekene-i arz/yeryüzünde ikamet edenler için, semaya çıkmak için bir yol vardır. Evet, nasıl herkesin akıl ve hayal ve nazarı her vakit semaya gider. Öyle de, ağırlıklarını bırakan ervâh-ı enbiya ve evliya veya cesetlerini çıkaran ervâh-ı emvat, izn-i İlâhî ile oraya giderler. (Sözler, a.g.y.).


"Metafizik gerilim" kavramı, kendi bağlamında daha iyi anlaşılır. Ancak genel anlamı şöyledir: "Metafizik" kelimesi, fizik ötesi, manevî âlemleri, gayb âlemlerini, berzah, ahiret gibi fizik ötesi âlemleri ifade etmektedir. "gerilim" kavramı, "elektriğin gerilim hattı" tabirinde olduğu gibi, yüksek bir enerji voltajını ifade etmektedir.


Buna göre benzetme yoluyla kullanılan "Metafizik gerilim" kavramından şunu anlamak gerekir: İman dürbünüyle manevî âlemlere, fizik ötesi âlemlere, Allah'ın isim ve sıfatlarının hakikatlerine bakıldığında, oralarda insanı derhal kendine çeken, bir güzelliği, bir çekim alanını, akılları çarpan, gönülleri çelen, vicdanları kendine meftun eden bir cazibe merkezini, yüksek manevî bir "elektrik gerilim hattını" görecek ve ona kapılacaklardır. Adeta kendinden geçip bir nevi transa geçecekler.


Çoğu kaynaklardan derleyip topladım anlaşılır bir biçimde açıklıyor herşeyi.


Kaynak: İnternet
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Kaynak olarak yazar veya kitap adı belirtebilirsiniz, ancak başka sitelerin adreslerini reklama girdiği için vermek yasaktır! Bu uyarıyı dikkate alacağınızı umarım, bir kere daha tekrarlanması ceza almanıza sebep olacaktır.
Yazının altına kendinize ait değilse Alıntı yazmalısınız.
 

00y2j

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Ara 2012
Mesajlar
25
Tepkime puanı
2
Konum
Astral dünya
İş
Öğrenci
Anlamadığım bir şey var, Herkez astral seyahate neden ruhun bedenden ayrılması diyor? ruhun beden den ayrılması yarı bir konu astral beden ayrı bir konu.
 

Narsinha

Banlı Kullanıcı
Katılım
8 Ara 2012
Mesajlar
156
Tepkime puanı
22
Benzetme olarak kullanılıyor.Yani o dönemde astral beden,ruh ayrı deseydin kim anlayacaktı.Ayrıca astral beden ruhtan bağımsız değildir.
 

00y2j

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Ara 2012
Mesajlar
25
Tepkime puanı
2
Konum
Astral dünya
İş
Öğrenci
yani o zamanın ilim ve bilimine göre ruh diye nitelendirmek doğrudur.Ruh,astral beden , fiziki beden vs bedenler hep birbiriyle bağıntı icindedir ama hepsi ruha bağlanır.yani ruhu çıkartmak, hepsini yapabilmekten gelir.
 
Ü

Üye silindi 56746

Anlamadığım bir şey var, Herkez astral seyahate neden ruhun bedenden ayrılması diyor? ruhun beden den ayrılması yarı bir konu astral beden ayrı bir konu.
Astral seyahat eşittir tayyi mekan mı? Kafam karıştı benim de. Konu çok güzel, güzel konu açanların ban yemiş olması üzüyor.
 
Üst