Işık Ruh

XirisX

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2018
Mesajlar
190
Tepkime puanı
832
Konum
İstanbul
Bir zamanlar kendisinin ışık olduğunu bilen bir ruh vardı. Yeni bir ruhtu ve deneyimlere açlık duyuyordu. “Ben ışığım” diyordu. “Ben ışığım” ama ışık olduğunu bilmesi ve söylemesi deneyimin yerini tutmuyordu. Ruhun çıktığı kaynakta yalnızca ışık vardı. HER ruh yüceydi, her ruh harikuladeydi ve her ruh benim ışığımın göz kamaştırıcılığıyla parlıyordu. Bahsettiğim minik ışık güneşte bir mum gibiydi. Kendisinin de parçası olduğu Büyük Işığın ortasında kendisini göremiyor KİM ve NE olduğunu deneyimleyemiyordu.

Minik ruh kendisini bilme arzusuyla yanıp tutuşuyordu. Arzusu öyle büyüktü ki, bir gün ona, “minik ruh, bu arzunu gerçekleştirmek için ne yapman gerektiğini biliyor musun?” dedim.

“Oh, ne yapmam gerekiyor Tanrım? Ne? Her şey yapmaya hazırım!” dedi küçük ruh.

“Kendini bizden ayırmalısın ve kendine karanlığı çağırmalısın” dedim.

“Karanlık nedir?” diye sordu minik ruh.

“Sen olmayan” dedim ve ruh anladı.

Ve ruh kendini bütünden ayırdı. Bir başka boyuta geçti. Bu boyutta ruhun kendi deneyimi için her türlü karanlığı çağırma gücü vardı.

Ruh karanlığı çağırdı ama karanlığın tam ortasında haykırmaya başladı: “Tanrım, Tanrım beni niye unuttun?”

Oysa ben sizi asla unutmadım. Daima yanınızda oldum. Her an size gerçekten kim olduğunuzu hatırlatmaya hazırım; daima sizi eve çağırmaya hazırım.

Bu nedenle karanlığa ışık olun, karanlığı lanetlemeyin. Siz olmayan şeyle çepeçevre kuşatılmışken kim olduğunuzu unutmayın. Değiştirmek isterken bile yaratıcılığınızı taktir edin. En zorlu anlarda yaptığınız seçimlerin en büyük zaferleriniz olacağını bilin. Yarttığınız deneyimler kim olduğunuzun ve kim olmak istediğinizin göstergesidir.

Tanrı ile Sohbet - Neale Donald Walsch
 
Üst