Hindu Kutsal Kitaplarından Bölümler...

yaman

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Eki 2008
Mesajlar
146
Tepkime puanı
3
Konum
Trabzon
Daha çok Şruti metinlerden derlediğim, Sanatana Dharma'nın özünü ve genel olarak felsefesini güzel ve anlamlı bir şekilde ifade ettiğini düşündüğüm bölümler.

mahadevshivafx6.jpg


"Üst ruh bütün evreni kaplar, onun sonsuzluğu büyüğün ve küçüğün ötesindedir, ışığıyla aydınlatır tüm yaratılışı, tüm varlıkların yüreğinde yerleşik olarak bulunur. Tanrı herkesin en derindeki özüdür, yüreklerde minnacık bir alev gibi saklı durur, ancak sevgi dolu bir gönül ile keşfedilebilir" (Şvetaşvatara Upanişad)



"Sonsuz bilincin küçücük bir parçası bizim sonlu bilincimizdir, doğruyu yanlışı ayırt edebilme gücüne sahiptir.Ruh bilinçtir, arabanın sürücüsüdür" (Maitri upanişad)



"Üst ruh her yerdedir, ışık saçar o, bölünmezdir, bilgedir, içkindir ve aşkındır, kozmosu bir arada tutan bizzat O'dur" (İşa Upanişad)



"Rab, herkesin yüreğindeki mabettedir, en yüce gerçekliktir...Ruh tektir, düşünceden ve duyulardan daha hızlıdır, hareket etmese de yaya bırakır tüm takipçileri, o olmadan yaşam hiçbir zaman var olmazdı.Ruh hareket ediyormuş gibi görünür ama her daim durağandır, herkesin içindedir ve herkesi aşar, tüm yaratıkları içlerinde görenler ve kendilerini de tüm yaratıklarda görenler keder nedir bilmezler, hayatın çokluğu nasıl olur da onun birliğini göreni aldatır? " (İşa Upanişad)



"Işıkta yaşayan O'dur, ışıktadır ama ışığın kendisi değildir, ışıktandır ışığa hükmedendir, o kalbindeki Ruh'tur"(Brihadaranyaka upanişad)



"Hiçbir şey yok ki O özden gelmemiş olsun. Her şeyin içinde bu öz varlıktan vardır, o gerçektir. O, her şeyin özüdür. Sen de O’sun Svetekatu. Atman bir ağaç dalını bırakacak olursa o dal ölür, tüm ağacı bırakırsa tüm ağaç ölür. Atman bedeni terkettiğinde beden ölür, ama o öz Atman ölmez.

‘Sevgili Şvetaketu, kendini.bilgili bir insan gibi kabul edip kibirleniyorsun; söyle bana, işitilmeden duyulan, düşünülmeden düşünülen, bilinmeden bilinen öğretiyi araştırdın mı?’ ‘Saygıdeğer kişi, bu öğreti neden bahsediyor?’ ‘Oğlum, bu öğreti, var olan herşeyin aynı hamurdan yapıldığını, farkın sadece isimlerde olduğunu anlamaktır. Bakırdan yapılmış her şey bakırdır, fark sadece isimlerdedir. Tırnak makası gibi demirden yapılmış herşey demirdendir, fark onlara verilen isimlerdedir; işte bu böyledir.’ ‘Şüphesiz benim değerli hocalarım bunu bilmiyordu.. Saygıdeğer efendim, bu öğretiyi bana açıklar mısınız?’ ‘Peki oğlum’ dedi baba.

Oğlum, başlangıçta varolan, ikincisi olmayan Tek Varlık’tı.Bazı kimseler der ki; Başlangıçta:Varolmayan vardı; o ikincisi olmayan Tek’ti; ondan Varolan ortaya çıktı. Fakat sevgili oğlum, bu nasıl olabildi? Nasıl oldu da Varlık Yokluk’tan doğdu? Başlangıçta var olan varlıktır ve o, İkincisi olmayan Teklik’tir........... ‘Sevgili oğlum, arılar farklı farklı ağaçların özsularını tek bir yerde toplarlar. Bu birliğin içinde toplanmış olan özsular ‘ben şu ağacın özsuyuyum, ben bu ağacın demezler. O halde oğlum, varlıktan gelen bütün yaratıklar da ondan geldikleri bilincini unutmuşlardır. Aslan, kaplan, kurt, domuz, solucan, kuş, sinek, sivrisinek hepsi de bu Varlık’tan gelmedir. Herşeyi var eden bu aynı kaynaktır, o gerçektir, o Atman’dır/Ruhtur, o Sensin ey Şvetaketu’. ‘Efendim, beni daha fazla aydınlat’ ‘Pekala oğlum...’

- "Anlatacağım. Bana bir Hint inciri getir."
- "İşte burada efendim."
- "Onu yar."
- "Yardım efendim."
- "Ne görüyorsun?"
- "Küçücük çekirdekleri var içinde."
- "Yar o çekirdeklerden birini."
- "Yardım efendim."
- "Şimdi ne görüyorsun?"
- "İçi boş efendim."
- "İşte o çekirdeğin içindeki senin göremediğin özden koskoca Hint inciri ağacı oluşuyor.

Bana inan oğlum, işte o incir çekirdeğindeki boşluk o öz ile doludur. Her şey varoluşunu o öze borçludur. İşte gerçek budur. İşte o öz varlıktır. Sen de O’sun."

- "Bana lütfen Atman'dan biraz daha söz eder misin?"
- "Peki.. Bu tuzu suya dök ve yarın bana getir." Çocuk denileni yaptı.
- "Tuz nerede?" diye sordu babası.
- "Göremiyorum".
- "İç bakalım nasıl tadı?".
- "Tuzlu".
- "Peki şuradan ya da buradan içersen?
- "Yine tuzlu. Her yanı tuzlu." Babası dedi ki:
- "Tuzu görmesek de tuz her yerdedir. Aynı şekilde Atman da her yerdedir.. Onu görmesek bile o, her şeyin içindedir. Her şey varoluşunu o öze borçludur. İşte gerçek budur. İşte o öz varlıktır. Sen de O’sun." (Çandogya Upanişad)



"Nasıl ki güneş ışınları dünyayı kucakladığı halde yaratılışın kiriyle bozulmuyorsa, herkesin içindeki üst ruh olan Tanrı da dünyanın çamuruyla kirlenmez" (Katha Upanişad)



"Tohumlardaki yağ, sütteki kaymak, çakmak taşındaki ateş gibi, Ruh da kalbimizin derinliklerinde gizlidir,hakikat ve fedakarlık yoluyla arandığında keşfedilir" (Şvetaşvatara Upanişad)



"Sonsuz sayıdaki suretten oluşan bu evren Tanrı'yı yansıtır, tüm varlıklar ondandır ve ona dönecektir, ateştir ve güneştir o, yıldızlardır, rüzgardır, sulardır, bu oğlan çocuğudur o, şu kız çocuğudur, yaşlı adamdır sendeleyerek bastonuna tutunan, her yere yüneliktir onun yüzü, ne başlangıcı ne de sonu vardır onun, dünyaların içinden çıkıp doğduğu kaynaktır o" (Şvetaşvatara Upanişad)



"Her şeyi bilen ve her şeyin yaratıcısı...O saf bilinçtir, zamanın yaratıcısıdır.Ruhun ve doğanın efendisi, 3 koşullu doğanın yaratıcısıdır, doğum ve ölüm zinciri, karmik zincir ve sonsuzluktaki kurtuluş ondan gelir" (Şvetaşvatara Upanişad)



"İnsan Tanrı'yı idrak ettiğinde özgürdür, bütün acıları sona ermiştir, doğum ve ölüm yoktur artık onun için...Maddesel dünyadan uzaktır, ruh dünyası vardır, bütün her şeyin gücü, insan hepsine sahiptir çünkü çünkü onunla birleşmiştir" (Şvetaşvatara Upanişad)



Bu Atman benim kalbinin derinliklerindedir ve bir pirinç veya arpa tanesi ya da hardal çekirdeği kadar küçüktür... Kalbimin derinliklerindeki bu Atman dünyadan, gökyüzünden, göklerden ve bütün dünyalardan daha büyüktür. Bütün hareketler, istekler, korkular, tatlar ondadır, kendi içini kapsayan her şeyi tutan odur; o konuşmaz, hiçbir şeyi dert etmez; bu kalbimin derinliklerindeki Atman, Brahman’dır. Bu yaşamdan ayrıldığım zaman onunla birleşeceğim." (Çandogya Upanişad)



"Brahman her şeydir. Evrende var olan bütün görüntüler, arzular, duyular Tanrı’dan zuhur ederler. Tanrı’yı tanımak için, kişinin kendisi ile kalbinin derinliklerinde gizli bulunan Tanrı’nin aynı Varlık oldugunu idrak etmesi gerekir. Kişi, ancak bu şekilde ölümden kurtulur." (Çandogya Upanişad)



"İnsan hayatı soluk düşünce, duyular ve hareketlerden ibaret bir varlıktır. Bu unsurlar, Atman’dan dolayı meydana gelirler ve eninde sonunda bir akarsuyun denize karıştığı zaman kaybolması gibi, Brahman'a karışarak ortadan kaybolurlar." (Prasna Upanişad )




"Bütün bu evren Brahman'dır/Tanrı’dır, Her şey O'ndan çıkar, ondan kaynaklanır. Her şey O'nda erir, O'nda çözülür, O'nda yok olur. Ve her şey O ile devamlılığını sürdürür..." (Çandogya Upanişad)




"Saf farkındalık olan Ruh, duyularla çevrili bir halde, yürekteki ışık olarak parlar.. Atman, sanki düşünüyormuşçasına, sanki hareket ediyormuşçasına uyanık kalma, düş görme ve derin uyku hallerinde dolanır ama yine de aynı kalır.

'Ruh bir bedene büründüğünde sanki o bedenin zayıflıklarını ve kısıtlılıklarını üstlenmiş gibi olur ama Ruh ölüm anında bedeni terk ettiğinde bütün bunları da geride bırakır. Bilinebilen iki tane bilinç hali vardır.. Biri bu dünyaya diğeri de öbür dünyaya aittir. Ancak bunların aralarında üçüncü bir hal daha vardır. Bu ara hal üzüntüleriyle ve sevinçleriyle her iki dünyayı da deneyimlediğimiz düşler âlemidir.Bir insan öldüğünde ölen sadece maddi bedeni olur. O kişi sona eren yaşa.ının hem iyi hem de kötü izlenimlerini algılamaya devam eder.. Bu ara halde ise Ruh'un ışığı altında izlenimlerini kurgular, bozar ve yine kurgular.."
"Ara haldeyken (rüya aleminde) savaş arabaları, onları çeken atlar, gidilecek yollar yoktur ama insan kendi savaş arabalarını, yollarını, atlarını oluşturur. O bilinç halinde kutsayışlar, mutluluklar, sevinçler de yoktur, kişi bunları kendi meydana getirir. Bütün bunları meydana getiren gerçekten de kendisidir..'

'İnsan uykudayken ve bedenle ilişiğini kesmişken kendisi uyumayan, ışığı kendinden olan Ruh, izlenimlerden örülü düşleri izler. Işığı kendinden olan Ruh, Prana gücüyle bedeni canlı tutar.. Maddeye bağlı olmadığından hiçbir şey onu etkilemez... Düş görme halindeyken şurada burada dolaştıktan sonra kendi yerine geri döner..Ruh da özümlenmiş bir insan (üçüncü hal) dış dünyasında ve iç dünyasında neler olup bittiğinin ayrımında olmaz. Çünkü o, özümlenme halindeyken tüm arzuları tamama erer.. Bizzat Atman'ın dışında yerine gelmesi gereken arzu kalmaz. O kişi kederin ötesine geçer.'

'O özümlenme halindeyken insan görmeden, gözü olmadan görür, çünkü hiçbir şey O'ndan ayrı değildir. Koklamadan, burnu olmadan koklar çünkü hiçbir şey O'ndan ayrı degildir. Duymadan kulağı olmadan duyar çünkü hiçbir şey O'ndan ayrı değildir.. Bilmeden bilir çünkü hiçbir şey O'ndan ayrı değildir. Ayrılığın olduğu yerde insan başka bir şeyi görür. Başka bir şeyi koklar, baska bir şeyi konuşur, baska bir şeyi duyar, baska bir şeyi düşünür. Fakat özümlenmenin olduğu ikinci bir şeyin bulunmadığı yer Tanrı'nın âlemidir. Yaşamın en yüce gayesi en yüce hazinesi budur." (Brihadaranyaka upanishad)




"Tanrı her şeydir ve Ruh da Tanrı'dır, Ruh'un dört bilinç hali vardır, birinci hali Vaişvanara'dır bu haldeyken, tüm duyuları dışa dönük olarak yaşar insan ve sadece maddesel dış dünyanın ayrımındadır, Taicasa ruhun ikinci halidir, bilinç içe dönüktür ve düş görme halidir, üçüncüsü her şeye kadir olan, her şeyi bilen Pracna bilinci bütün canlıların yüreğindeki yönetici olan Ruh'tur, kaynağıdır her şeyin, tüm varlıkların başı ve sonudur, suskun bilincin derin uyku yaşamıdır, Pracna halindeyken ayrılık yoktur, huzurun tadını çıkarmaktan oluşmuş suskun bir bilinç halidir. Turiya diye adlandırılan dördüncü bilinç hali en yücesidir, Ruh'un kendi saf halidir, ne içe ne dışa dönüktür, aklı ve duyuları aşar, ne görülebilir ne dokunulabilir, tüm farklılıkların ötesindedir, düşüncenin de ötesindedir, tarif edilemez O'nda özümlenmekle hissedilir sonsuz huzur ve aşktır o, idrak edin onu." (Mandukya Upanişad)




"Ateş onun başıdır, güneş ve ay gözleri..Gök onun kulaklarıdır rüzgar nefesidir, bütün evren onun kalbidir, onun ayaklarından oluşmuştur bu dünya, bütün herkesin içindeki öz bilinçtir o." (Mundaka Upanişad)




"Bütün varlıklar bütün yaşam nefesleri, ve bütün benlikler her şey ama her şey Ruh'da birleşir, Ruh'da birdir" (Brihadaranyaka upanişad)]
 
Üst