E.F.T Nasıl işe yarıyor

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
HARVARD TIP OKULUNDA YAPILAN DENEYLER
Harvard Tıp Okulu’nda yapılan bazı deneylerde, derimizin üzerindeki enerji meridyen noktalarının uyarılmasının, beynimizdeki “amigdala” bölümündeki aktivitenin azalmasına neden olduğu tespit edilmiş.

Amigdala (corpus amygdaloideum), bedenimizin alarm merkezi gibi çalışır. Badem biçimindeki bu minik bölge duygusal hafıza ve duygusal tepkilerin oluşmasında birincil etkiye sahiptir. Herhangi bir tehlike veya korku karşısında bu merkez tetiklenir ve vücutta “stres hormonu” “cortisol” seviyesinin hızlı bir şekilde artmasına neden olur. Stres hormonu düzeyinin yükselmesi ise bünyede çeşitli zincirleme reaksiyonlara kaynaklık eder.

EFT (tepeleme) uygulamaları, stres hormonu seviyesini düşürerek deneyimlenen stres düzeyinin de aşağılara düşmesini sağlar.

Dr. Dawson Church tarafından gerçekleştirilen bir araştırmada, 83 denek üzerinde birer saatlik EFT uygulanmış ve sonrasında deneklerin “cortisol” seviyelerinin nasıl değiştiği saptanmış. EFT’nin yanısıra sadece konuşma terapisi alanlar da bu araştırmaya dahil edilmişler.
Alınan sonuçlara göre EFT uygulanan deneklerde cortisol seviyesindeki azalma ortalama %24 olurken, konuşma terapisi alan veya kendilerine hiç bir uygulama yapılmayan deneklerde gözlenebilir her hangi bir değişim saptanmamış.


PSİKO-NÖRO İMMÜNOLOJİ
Sadece 35 yıllık bir geçmişi olan PNI (Psychoneuroimmunology) bilim dalındaki yeni araştırmalarda pskolojik süreçlerin sinir ve bağışıklık sistemlerini nasıl etkilediği inceleniyor. Elde edilen bulgulara göre endişe, korku, öfke, üzüntü, stres gibi duygular bağışıklık sistemini zayıflatıyor, hatta bazı hastalıklara neden oluyor.







PRİMO VASKÜLER SİSTEM VE BONGHAN KANALLARI
İlk kez 1962 yılında Kuzey Koreli bir bilim adamı olan Kim Bong-han tarafından duyurulan “primo-vascular sistem” ile ilgili araştırmalar, bu bilim adamının talihsiz bir trafik kazasında ölümünün ardından 50 yıllık bir uyku dönemine girdi. Bonghan’ın bulguları ancak 2010’lu yıllarda ve nano-teknolojik boyama yöntemleri sayesinde başka bilim insanları tarafından da doğrulanmaya başlandı. Primo-mascular sistemi oluşturan kılcal kanallara “Bonghan kanalları” adı veriliyor. Bu kanallar 20-30 mikrometrelik çapa sahipler. İşte bu kanallar, enerji meridyenleri üzerindeki akupunktur noktalarını birbirine bağlıyor. Bu yeni dolaşım sistemi, Eski Çin Tıbbı ile Batı bilimi arasında ortak temellere sahip bir anlaşma fırsatı yaratacak gibi görünüyor.

EFT uygulamalarının bu kanallar aracılığıyla DNA bağlantılı bilgi akışına katkıda bulunduğu düşünülüyor. Çünkü, son dönemlerde elde edilen yeni bilimsel bulgular, genetik sistemimizin eskiden sanıldığı gibi statik bir yapıya sahip olmadığını; çevresel koşulların bazı genetik özelliklerin açık veya kapalı duruma girmelerine neden olduğunu gösteriyor. Epigenetik, bu konuda yepyeni ufuklar açmış durumda.


ENERJİ UYGULAMALARI
Kısacası, enerji uygulamalarıyla ilgili olarak henüz elimizde batılı bilimsel anlayışa uygun yeterli bilimsel sonuçlar bulunmamasına rağmen aradaki açıklık yavaş ta olsa kapanma eğiliminde. Örneğin akupunktur çalışmaları pek çok alanda artık kabul görmüş durumda. EFT de -bazı- akupunktur noktalarını kullanarak vücudumuzdaki stres düzeyini dengeleyebiliyor.

Her alanda olduğu gibi, bu alanda da yeni ve olumlu gelişmeler yaşanmakta. Enerji uygulamalarının bilimsel temellerinin açıklığa kavuşması çok fazla zaman almayacak gibi.

Öte yandan, henüz batılı bakış açısıyla bilimsel açıklamalarını tam olarak yapamıyor olsak bile, EFT uygulamaları ölçülebilir pozitif sonuçlar vermeye devam ediyor.

Belki içimizde EFT yöntemine çok katı kurallar çerçevesinde ve olumsuz bakanlar olabilir. Bu arkadaşların kendilerine içtenlikle şu soruyu sormalarını öneriyorum: Newton’un çekim yasası kabul görmeden önce yer çekimi yok muydu?


ALINTI
 
Üst