Doğduğundan beri uğursuzluk taşımak mümkün mü?

Soon

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ocak 2019
Mesajlar
6
Tepkime puanı
5
Ben gerçekten uğursuzluğumun olduğunu düşünüyorum. Lisede dışlandım. Sınıfta 3 kızdık ve ikisi birbiriyle takılırdı. Erkeklerde sadece kendi aralarında takılıyorlardı ve ben nedensiz bir şekilde dışarda kalmıştım. O zaman büyük bir depresyon yaşadım. Burda tüm detayları anlatamam ama olay sadece dışlanmaklada kalmadı. İftiraya da maruz kaldım. Ergenlik dönemimdi ve bunları kaldıramıyordum. Kimsede bana inanmıyordu. En sonunda intihar ettim. Bir kaç kez denedim ama ölemedim. Sadece özgüvenimi kaybettim ve içime kapandım. Sonra kişisel gelişim kitapları okumaya başladım. Olumlama, format, çekim yasası gibi şeyleri denedim. Düzeltmek istiyordum ama olmadı. Üniversite de başka şehire geçtim. Yeni bir hayat diye çok inançlıydım ama burda da bir şeyler yaşadım. Artık diyorum ki neden ben? Kötü biri olduğumu düşünmüyorum. Yapmamama rağmen hep üzerime bir şeyler kalıyor. Sürekli kaza yaşıyorum. Bu durum nasıl düzelicek bilmiyorum. Mutsuzum. 22 yıldır tek bir mutlu günüm olmadı. Liseden beri kahkaha atmadım. Ağlayamıyorum bile artık. Hayat boyunca şanssızlık diye bir şey mümkün mü?
 

Seraphine

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2017
Mesajlar
472
Tepkime puanı
734
Yaş
30
Konum
Hall of Guides
Bu tür yaşanmış olayları duyduğumda istemsiz olarak kötü hissediyorum. Ben böyle hissediyorsam yaşayan kişi olarak sizin için daha beter bir durumdur. Yazdıklarınız bana samimi geldi ve bilmenizi isterim ki hiç bir insan uğursuz olarak doğmaz. Tanrı bütün ruhlara karşı eşittir ve bizlere kendi özünden bahşetmiştir. 22 yaşında olduğunuzu varsayarak okul dönemlerinizde ki ortamı tahmin edebiliyorum. Ne yazık ki insanlar sahip olduğu kıymetli şeyin değerini bilemiyor. Başkalarını küçük düşürme, onların acılarından beslenme, sırf mutsuzuz diye başkalarınında öyle olmasını istemek güzel olarak geliyor. Bugüne kadar yalnız olmadınız. Sizi her zaman gözetleyen ve en ufak yardım için bile çırpınan rehber varlıklarınız vardı mesela. İçinizden gelen olumlu telkinler, yeniden başlama cesareti onların birer telkiniydi.

Dışlanmış olmanız farklı bir açıdan bakarsanız o kadar kötü değil. En azından onlar gibi olmaktan kurtuldunuz değil mi? Ancak bir grubun içerisindeysek kendimizi güvende hissediyoruz, Oysa ki bize zarar veren bir grubun nesi güvenli olabilir? Sırf diğer insanlara benzemiyorsunuz diye hatalı olan taraf siz değilsiniz, farklılığınız sizi özel kılar.

Bence yarım bıraktığınız olumlama, çekim yasası gibi konulara temiz bir niyet ve sayfa ile tekrar başlayın. Sizi bu konuda aileniz bile eleştirse sonunda kabullenmek zorunda kalacaklar, sizi olduğunuz gibi kabul etmeyen herkes çevrenizden ayrılacak ve yerlerini size benzer insanlar dolduracak. Aslında bu olay çekim yasasının bir sonucudur. Yapmanız gereken ilk şey bu uğursuzluk kalıbından kurtulmak. Bugüne kadar sebepsiz yere taşımışsınız ve bir faydası oldu mu? Ondan kurtulmak için yollar arayın, beslemekten vazgeçin. Siz niyet ettiğiniz ve istediğiniz sürece doğru kaynaklar/araçlar karşınıza çıkacaktır. İnsanlar ile şu an aranız kötü mü? bırakın öyle olsun. İnancınız üzerinde yoğunlaşın mesela, spritüel araştırmalar yapın. Yeter ki bu konuya daha fazla besin sunmayın. Zaten zamanı geldiğinde uygun çalışmalar ile kalan blokajlar temizlenir.

Aslında bu cümleyi değer sorunu yaşayan insanlar sohbet ederken kullanıyorum ama belki size de bir faydası dokunur: Bu yaşam içerisinde sizden sadece bir tane var. Sizinle aynı ismi paylaşan veya aynı yaşta olan bir çok kişi bulabiliriz ama hiçbiri sizin yerinizi tutamaz. Çünkü siz özelsiniz, tıpkı herkes gibi. Bu dünyaya bir amaç ile geldiniz ve bu amaç herkesin ki gibi ulvi bir suret taşıyor. Dünyeviliğin enerjisinin sizi yozlaştırmasına ve uykunuzu daha fazla derinleştirmesine izin vermeyin.

Ben elimden geldiğince tavsiyede bulunmaya çalışırım, eğer size söylediklerim doğru geliyor ise devamını sormaktan çekinmeyin. Buradan veya mesaj yolu ile bu konu hakkında herşeyi anlatabilir, sorabilirsiniz.

Tanrı'nın kutsal ışığı yolunuzu aydınlatsın ve ruhunuzu korusun. Onun merhameti ve sevgisi tüm sapkınlıkları yok eder. Ruhunuz ve hayatınız için dua edeceğim, umarım bütün karanlık üzerinizden dağılır.
 

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,250
Tepkime puanı
3,146
Çok içten söylemem gerekirse size şanssız olduğunu düşündüren yine sizsiniz. Aldığınız her nefes size sunulan bir ikramdır. Bu ikramı geri çevirmekte sizin kişiliğinize bağlıdır. Hiç mi yapmış o kadar ayıp olmasın diye acı bir çorba içmediniz. Acı yemek mikrobu kırar bilmenizi isterim. O yüzden bu hayatta acınında bizler için değeri var. Bu şanssızlığa bir kişilik çizip peşinizden deli gibi koşturmasına dayalı senaryoları bir kenara bırakın ve sizin zihninizin sizi neye inandırdığına odaklanın. Hayatımızda bir sürü olaylar yaşıyoruz ama içlerinden seçip allamak pullamak bize kalmış. Biz sadece görmek istediğimizi görüyoruz. Bir gün kuryelik yapan bir arkadaşım bana bir olayını anlattı sizede bahsedeyim. Bir gün siparişleri hep üst katlara denk geliyor ve nedense her gittiği ev asansör yerine merdivenli oluyor. Çoğu binaya giriyor ve çoğunda böyle merdivenlerden çıkmak zorunda kalıyor. Sürekli şikayet üstüne şikayet ediyor. Fakat yarın oluyor siparişler ne hikmetse hep giriş katlara denk geliyor. Hemen teslim ediyor ve binadan çıkıp gidiyor. İşin ilginç yanı bu ona normal geldiğinden o gün bunu farkedemiyor. Bunu tekrar başına öyle kötü binalar denk gelince hatırlıyor. Demem o ki, biz iyi geçen çoğu günümüzü unuttuğumuzdan ötürü sadece kötüleri biriktiriyoruz ve bunlar bizi hasta ediyor. Akılda genelde bu yüzden kötü anılar kalıyor çünkü rahatlık bizi uyuşturuyor. Siz siz olun uyuşmayın hayatınızın her anına değer verin. Kendinizi unutmak için fazla rahat olmayın. Tecrübe bu hayatın anlamıdır. Yaşadıklarınızı tartmadan önce zihninizi tartın. Siz siz olun bu ayrımları bilin ve hesaba katın.


Fakat kendimce söylemek isterim ki siz çok şanssızsınız. Zaten başınıza gelmeyen kalmamışken aldığınız nefes bile sizi rahatsız etmiş. Bana sorarsanız sizin artık ne yapacağınızı bilmiyorum. İntihar düşündüklerinizi ortaya koymuş ama ne yazık ki bir çözüm değil. Ölünce ne olacak ki? En azından şansı kovalamayı yerinde bırakın, intikam alın. Şans herkesin peşinden koştuğu şeyse zıtlaşın. Başınıza gelenleri kabullenin. İntikam soğuk yenen bir yemektir. Kendinizi şanslı olacağım değil, şanssızlıkta tercihtir demeye odaklayın. İstenmeyen şeylerin peşinden koşan bir deli neden sadece ben olayım ki? Sizde gelin ve bana katılın. Ben deliyim, herkes akıllı. Bu düşüncem yüzünden başıma bir sürü kötü şey geldi. İçtiğim sudan, yediğim yemekten tat almaya başladım. Arkadaşlarım tavırlarım yüzünden benden beklenti içine düşmeyi bırakınca gittiler ve sadece beklentisi olmayan insanlar etrafımda toplandı ama onlara hiç taviz vermiyorum. İş yerimde olsun veya farklı yerlerde tanıştığım çoğu olgun insandan ne kadar olgun olduğumu gördüm. En önemlisi beni olgunlaştıran şeyleri anladım. Şunu biliyorum ki dahasıda olacak bu sadece başlangıç. Yahu bunların hepsi başıma geldi. Uyuz oluyorum. Herkesten ve bütün olanlardan nefret ediyorum. Artık sadece kendime inanıyorum ve herkesin canı cehenneme.


Okuyunca aklıma gelen şey şu ki; sen ne şanslısın, ne şanssız. Her şey zıttıyla var. Sen istesen dahi sana sadece şanssızlığın denk gelmesi olasılık çerçevesinde imkansız. O yüzden kendini kandırmayı bırakmalısın. Kendini kandırmakla kaybettiğin vakti, geçen hayatını her iki tarafıyla derinden düşünerek kazanabilirsin. İnsanlardan yardım isteme bunu sadece sen kendin yapabilirsin. Kendini, kendine acındırmayı bırakarak vakitten tasarruf etmeye bak çünkü vaktimiz kısa yaşına aldanma. Bu hayatın asıl amacı mantık ve ciddiyettir. Her zaman mantığa dayalı ciddi bir çerçeveden bakacaksın. Eğer bakmazsan duyguların seni hasta eder. Zaaflarını bilmek istiyorsan aynaya bakmadan hareket etmemelisin. En büyük zaafın sensin. Sen hastasın. Hepimiz hasta yaratıldık ve saydığım iki şey bizlerin panzehiri. Bunu aklına sok.


Düşünüyorum da her şey geçici. Kendimizi bilelim gerisini bilmesekte olur. Mutluyum, sende mutlu olacaksın. Sevgiler.
 

Soon

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ocak 2019
Mesajlar
6
Tepkime puanı
5
Yorumlarınız için sağolun ama ben olumlama yaparken çok inançlıydım her şeyin düzeliceğine ama düzelmedi. Çok büyük iftiralara maruz kaldım, sürekli kaza yaşıyorum ve yaralanıp duruyorum. Ben artık durumun benimle ilgili olduğunu düşünmüyorum. Gerçekten bir uğursuzluğum olmalı. Yoksa bir insan bu kadar şanssız olamaz. Sadece bende değil. İlk defa biriyle çok yakın oldum ve onunda başına bir şeyler geldi. Benden uzaklaştı bu yüzden. Açık bir şekilde uğursuz olduğumu söyledi. Bunun için yapacak hiç bir şey yoksa sonsuza kadar bununla mı yaşamam lazım yani
 
Ü

Üye silindi 58480

Hayat boyunca şanssızlık diye bir şey mümkün mü?

Mumkun.

Kimse sebepsiz yere, arada gecit verici faktorler olusmadan akil ve melaike kilidine vurulmaz insan.

Kuvvetle muhtemel olan senaryo, Anne baba, gunahlari ve karma borclari dolayisi ile ruhsal blokajli bir ortamda ozgurluk ve ferahlik bilinci olmayacak olan bir cocuk dunyaya getirmis olabilirler. Evet cocuk bereketi ile gelir, ancak o bereket anne babanin karma borclarini ve beddualarini kismen kapatirken, kendisini de sonradan bulmak uzere aleme kapatir. Cunku bir bebek ilk etapta anne-babanin bilancosudur. Cok sonradan birey olma ve sorgulama makamina terfi eder. O makama gelene kadar anne babadan ne kaldiysa cereme cekmeye ya da sefa surmeye mecburdur.

Bu boyledir. Cocuk sevinc getirir ama ailedeki gunahlari da ustlenir. Cocuktan aileye pozitif, aileden cocuga negatif gecer bebekken.


Yukaridaki arkadaslarin goruslerine kesinlikle katiliyorum.
Tavsiyem 2-3 kere daha okumanizdir. Belki sonradan acilim olusacak bilemeyiz ama ozlu anlatimlari koleksiyon gibi biriktirmelisiniz.
 
Ü

Üye silindi 58480

Bebeklikten gelen ruhsal kilitlenmeler ve ugursuzluklar kesin olarak anne-baba kefareti olarak ele alinmalidir.

Anne babanizi hatta buyuk anne ve babanizi arastirin, sorusturun. IStenmeyen evlilik, buyuk anne baba bedduasi var mi yok mu sorusturun. Kari koca evliligi ayni zamanda iki ailenin de evliligi demektir. Annenizi ya da babanizi kabullenmeyen aile fertleri var mi yok mu sorusturun. Bebekler dogduklarinda dunyaya kesin olarak pozitif getirirken, hali hazirda olan negatifi cok cabuk kaparlar cunku. Dengeleyicidir bebekler. Siz ortami artik nasil altini ustune cevirdiyseniz bebek size yasama gucu verirken, sizden de bitki gibi negatifinizi alip depolar. Bebeginizin pilini erkenden tuketirsiniz. Dislanmis ve istenmeyen evliliklerden dogan cocuklar da tum cocuklar gibi mukemmel telepatlardir. IStenmediginin enerji kodlarini hemen alir ve ilk beyin noronlarini bu itici kuvvet uzerine insa eder ve ona gore kendini kapatir. Hem de daha bebekken.

Soybaglarinizi kesmenizi tavsiye edecegim. Ancak bu ciddi bir istir. Once arastirin. Sorusturun.
 

Hekate8

Kayıtlı Üye
Katılım
8 Ağu 2018
Mesajlar
54
Tepkime puanı
5
Konum
Öldü
Aynı olay benim başıma da geldi. Sizi dışlayanları öğretmeninize bildirmelisiniz Ya da sınıfınızı değiştirmelisiniz. Gidin sizde takılın onlarla. Okul hayatında kötü olaylar yaşamanız normal Zamanla hafiflederseniz ama tam anlamıyla mutlu olamazsınız. Mutlu olmak da zorunda değilsiniz. Onlara gizli tutulması gereken soruları sormayın. Umarım mutlu bir hayatınız olur.
 

Kont Dracula

Banlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2019
Mesajlar
238
Tepkime puanı
303
Konum
Karanlığın uçurumuna daldım dibe gidiyorum.
Açık bir şekilde uğursuz olduğumu söyledi.
Aynı şeyi ben de çok fazla duyuyorum. Yukarıda ki arkadaşlar haklı olabilirler ama siz her şey iyi gidiyor diye düşünüyorken, şansın sizi en zayıf yerinizden vurup yere sermesiyle yine oluşturduğun tüm olumlu psikoloji dağılıyor ve tümüyle karanlığa gömülüyorsunuz. Sanıyorum ki sende de durum böyledir. Sanki hayat bir şeyi istiyor senden gibi ?
 

Isobelzxc

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ağu 2018
Mesajlar
421
Tepkime puanı
330
Bahsettiginiz zorlukları ilkokuldan baslayarak tum öğrencilik ve calisma hayatinda yasadim. Farkliydim, aildemde farkliydi..ister istemez sezer insanlar dislardi..simdi evliyim esim senin farklılığını kabul ettim! diyor... allah razi olsun diyorum kinayeyle...velhasil zor yasayan bilir...
Ben bir care bulamadim guzel konu acmissiniz belki yol gosteren olur
 

Demre

Kayıtlı Üye
Katılım
14 May 2018
Mesajlar
289
Tepkime puanı
580
Yalnızlığınızı değişim ve gelişim fırsatı olarak görmeniz, dışardaki insanları yada ne düşündüklerini umursamamanız lazım. Ilgi alanlarınızı keşfedin, hobileriniz olsun, öğrenmeye açık olun. Böylece farklı ortamlarda, okul çevrenizdeki insanlardan farklı kişilik ve bakış açısına sahip arkadaşlar edinebilirsiniz. Iğursuz oldiluğunuz fikrinr saplanıp kalmaktan vazgeçin çünkü bunun gerçek olmadığını derinlerde biyerde siz de biliyorsunuz. Kendinizi sevin, önemseyin, değer verin. Başkaları gider ve kendimizle başbaşa kalırız. En sevgili insan bile baki olmaz hayatımızda. En nihayetinde ölüm gerçeği var. Kendimizden başka bel bağlayacak kimse yok. Güçlü olmak zorundayız o yüzden. Hayat bir armağandır insana. Ölmeye neden bukadar heveslisiniz ki, zaten öleceğiz bigün. Gerçek cesaret, inadına yaşamaktır bence. Ölümü seçmek , kolaycılıgın daniskasıdır. Bir topluluğun parçası olmak, okadar da ait hissettirmez insana bence. Doğada zaman geçirin, allahın mucizelerini gözlemleyin mesela, tefekkür edin, kendinizin de gerçek bir mucize olduğunun farkına varın. Olağanüstü bir dünyada, muhteşem bir hayat sunulmuş size, kıymetini bilin güzel kardeşim. En karanlık zamanlarda bile tutunacak bir umudunuz olsun. Okuyun bolbol. Göreceksiniz ki ilk siz değilsiniz acı çeken ve son da olmayacaksınız. Annem derki, gam da geçici, dem de geçici..size deger vermeyen bir zümreye dahil olmaktansa, yalnızlığınızı yaşamaya bakın enn kalitelisinden. Hayat çok kısa zaten, yalnızlıgınızla barısın. Siz kendinizi sevmezseniz, baskalarının sevmesini, değer vermesini nasıl beklersiniz? Yolunuz aydınlık olsun..
 

Soon

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ocak 2019
Mesajlar
6
Tepkime puanı
5
Aynı şeyi ben de çok fazla duyuyorum. Yukarıda ki arkadaşlar haklı olabilirler ama siz her şey iyi gidiyor diye düşünüyorken, şansın sizi en zayıf yerinizden vurup yere sermesiyle yine oluşturduğun tüm olumlu psikoloji dağılıyor ve tümüyle karanlığa gömülüyorsunuz. Sanıyorum ki sende de durum böyledir. Sanki hayat bir şeyi istiyor senden gibi ?

Evet tam olarak durum bu. Yani olay artık olumlama değil, yaşamayan anlayamaz bunu. Ben ne kadar çalışırsam çalışayım iş daha da çıkmaza giriyor. Fiziksel hasara varan olaylar yaşıyorum. Bu durum düzelmesse zaten ölücem. Vücudum yara kaplı.
 

Kont Dracula

Banlı Kullanıcı
Katılım
4 Ocak 2019
Mesajlar
238
Tepkime puanı
303
Konum
Karanlığın uçurumuna daldım dibe gidiyorum.
Evet tam olarak durum bu. Yani olay artık olumlama değil, yaşamayan anlayamaz bunu. Ben ne kadar çalışırsam çalışayım iş daha da çıkmaza giriyor. Fiziksel hasara varan olaylar yaşıyorum. Bu durum düzelmesse zaten ölücem. Vücudum yara kaplı.
Evet bak ben de öyleyim sürekli hasta oluyorum. İnsanların dert diye adlandırdığı şeyler artık canımı hiç sıkamıyordu. Önemli olan sağlığım diyip geçiyordum her şeyi. Şuan sürekli hasta oluyorum. İnanın RAHAT TEK BİR NEFES ALDIĞIMDA nasıl mutlu olduğumu bilemezsiniz. (Burada acıtasyon yapmıyorum, nasıl kurtulacağımı bilmek isterim tabi ama o da pek umrumda değil. Bu durum psikolojimi alt üst etti normal düşünemiyorum. Tek bilmek istediğim Neden ? neden bunlar bizlerin başına geliyor ? )
 

Seraphine

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2017
Mesajlar
472
Tepkime puanı
734
Yaş
30
Konum
Hall of Guides
Durum düzelmezse daha kötü olacağını söylüyorsunuz ama odaklandığınız tek nokta durumun ne kadar vahim olduğu. Bence yönelmeniz gereken yön bunu nasıl değiştiririm olmalı. Bunun dışında söyleyebileceğim her şeyi daha önce yazdım zaten.
 
Üst