Dört İlaç

  • Konbuyu başlatan Üye silindi 56746
  • Başlangıç tarihi
Ü

Üye silindi 56746

1- Gayesiz ve hedefsiz Allah korkusudur. Yani, sâlikin Allahu Teala'dan korkması, Allahu Teala'nın Allahlığına mahsus bir korkudur. Bu korkuya, dünya ve hırs istekleri ve âhiret zevk ve nimetleri gibi belirli bir gaye ve hedef karışmamıştır. Onun için, hikmetin başı, Allah korkusudur buyurulmuştur.

Allahu Teala'dan korkmak dört türlü olur:

- dünya ehlinin korkusudur. bunlar mal ve mülk, evlât ve ıyal, can ve ceset gibi dünyaya ait ve dünya ile ilgili şeyler için Allah'tan korkar ve AMAN derler. Dünyanın değeri ne kadar ise, bu korkunun makbul olması da o kadardır.

- ukbâ ehlinin korkusudur. bunlar da, ahiret mertebelerini ve nimetlerini elden kaçırmamak için Allah'tan korkarlar. AMAN derler. bu da makbul değildir.

- Ehlullah korkusudur. Bunlar da, velâyet makamından gerilememek için Allah'tan korkarlar. bu da bir şey değildir.

- Evliyâullah korkusudur. bu öyle bir Allah korkusudur ki, başlangıcı yoktur. ne dünya, ne ukbâ ve ne de bunlarla ilgili hususlar için değil, ancak Allah'ın Allahlığından doğan ve bizzat Vâcib-ül-vücudun ulûhiyyet ve azamet ve Kibriyasının korkusudur. işte, gayesiz ve hedefsiz korku, bu korkudur.

sâlik, bu korkuyu elde ettiği anda, artık halktan korkusu kalmaz. tamamen, Allah korkusu içinde kalır. nasıl kalmasın ki, nazarında Haktan gayrı kalmaz, gayrı kimden korksun?

2- Allah muhabbetidir. Allahu Teala'ya muhabbet, gözün nereye bakarsa baksın, oradan Hakkı görmesi ile hasıl olur. Yani, her şeyde Hakkın kudret ve azametini müşahade etmek demektir. İnsanın vücudu ve bütün eşya, Malik-ül-Mül'ün mülküdür. Mülkünün tasarruf ve idaresi de, kendi elindedir. Mülkünde, kendisinden gayriyi bırakmayınca, muhabbet kime olur?

3- Allahu Teala'nın emirlerine uymaktır. Yani, sâlik:

"Emrolunduğunuz gibi istikamette bulunun. (Hûd/112)" ayeti kerimesinin hükmünce, tamamıyle istikamet ve muhabbetle, Allahu Teala'nın emirlerine uyar, nehiylerinden sakınır, sünnet-i seniyyeye tabi olur ve siyret-i Muhammediye ile Hakka kulluk eder.

4- Allahu Teala'nın hükümlerine sabretmektir. Yani, hiçbir şeyden kalbine elem gelmemesi, her ne ki zuhur ederse, hepsini Haktan kendisi hakkında ilahi bir ihsan bilmesi, başkalarını sebep göstererek halkı, Hakka şerik tutmaması, gizli şirk hastalığından kalbini kurtarması ve tevhid-i-zatın hakikatine mazhar olmasıdır.

"Tevhid, bütün izafetleri iskat eder."

Fakat günahları kendi nefsine isnat etmesi, tevhide mani değildir. Zira, Cenabı Kibriyâ:

"Ne gibi bir fenalık erişirse, o da kendindendir. (En-Nisâ/79)" hükmü celiliyle, kullarına tarik-i edebi göstermiştir.

İşte, by dört şeyi almak ve uygulamak gerçek ma'rifettir. Öyle, ağızla ALDIM demek kolaydır. Fakat, asıl ma'rifet kalbin kabul etmesi ve kaldırmasıdır. Yoksa, hoca efendi de kürsüde, kitapta yazılı olanları halka okur ama kendisine GÖR diyecek olsan görmemek için dama çıkar.

Kaynak: Miftah-ül-Kulub.
 
Üst