Deniz Kızları Gerçekte Var Mı ?

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret

kıvep

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
1,516
Tepkime puanı
30
Resimleri okadar çirkin ki, deniz kızları gercekte varsa bile insanlar bizi güzel sanıyor, ortaya çıkıpta ifşa olmayalım diye kaçıyolardır :)
 

aklıselim1

Banlı Kullanıcı
Katılım
18 Haz 2013
Mesajlar
163
Tepkime puanı
11
Konum
istanbul
Dip akıntıları mı yoksa ölüme çekiliş mi..
Türkiye ve dünya’da her sene kıyı dibi akıntıları nedeniyle çok sayıda ölüm vak’ası yaşanır,peki ama dip akıntıları gerçekten bir insanı alıp götürecek kadar kuvvetli mi,
Akdeniz,Ege ve Karadeniz kıyılarında yüzen insanların birden kaybolmaları gerçekten de dikkat çeken bir mesele,tabi bu olaylar tüm dünya’da yaşanıyor,cesedi bulunanlar ve dip akıntısı “Rip Current” nedeniyle ölenler denizlerde kaybolmuyorlar,denizler onların cansız bedenlerini karaya iade ediyor,ama ya kaybolanlar..?
Sahil güvenlik ve can kurtarma raporlarına göre “kıyı dibi akıntıları” ani kurtarma müdahalelerinin % 80’ini oluşturuyor,göller okyanus kıyıları,deniz kıyıları toplamında istatistik böyledir..
Dip akıntıları genel olarak saniyede 0,5m ( 0,5 metre ) gibi bir akım hızına sahipler,kapalı denizler ve göller için bu esasen pek de can alıcı değildir.
Ancak saniyede 2,5 metre akım hızına ulaşırlarsa,hiç bir insanın yüzme hızı bu akış hızını geçemez,
Gerçek şu ki,deniz dip akıntılarının çoğu zayıftırlar ve bunların çoğundan yüzerek kolayca çıkılabilir,dahası dip akıntıları yüzeyde görünürler ve oldukça kıyısaldırlar yani en uzunları bile çok kısa bir mesafeyle sınırlıdır,
Deniz kızları meselesinde eskiden beri anlatılan ve hikaye olarak bilinen bir hadise vardır,söylentiye göre denizden çıkıp karaya ulaşan bir deniz kızı,bir insan gencin ölümüne sebep olur,neticede lanetlenir ve kovulur..Fakat yeniden denize dönerken vücudu,sualtı şartlarına uygun fizyolojik atılımını yapamaz ve yarım insan iken yarım hidratik özellikte bir çeşit distoni’de şartlanır..deniz kızları olarak tanımlanan bu kavmin bazılarının zararlı oldukları ve tuttukları insanları suya çekerken ,ölenlerin havaya ihtiyacı olduğunu bilmezden geldikleri anlatılmıştır,
Yunanlıların bu konuda çok derin birikimleri vardır,fakat onların anlatımları oldukça abartıya kaçmış ve gerçeklerin unutulmasına sebep olmuştur,ayrıca benim gibi eski su balıklarının yaşadıkları bir su altı tokadı tecrübesi vardır,eceliniz gelmediyse “Deniz” sizi almaz,dalsanız bile göğüs kemiklerinize darbe yersiniz,bazılarına göre deniz suları sizi kovar,bir kısım kardeşlerime göre de deniz cinleri sizi iterler..
"Dip akıntıları" teorisine göre,kıyıda sualtında yakın alanda yine kıyıya paralel bir kum tepesi şeridi oluşur,fakat bu şeridin bir kısmı birden kesilir ve kıyıya açık bir kapı kalır,yani şöyle diyelim.."kağıda bir çizgi çekerken arada bir kaç adet boşluk bırakın yani elinizi kaldırın",işde dip akıntısının bulunduğu kıyı sularının dibindeki kum birikintisi böyledir,sular buradan derine çekilir,bunun doğal olarak oluştuğu söylenir,ya değil ise ? Ya bu bir tuzaksa ? Ellerle yüzgeçlerle yapılmış bir tuzak..
Deniz kızlarının saadece bir kaç adedinin "Deniz Başına" zararlı olduğu gerçek mi değil mi bilemiyorum,ancak denizden çıkıp gelen kavimlerin mensubları müslümanların dostu olmuşlardır,yine de denizlerden uzak durulmasıyla ilgili bir genel anlayışımız vardır,
Ben daha çocukken denizden giysileriyle çıkan insanlar olduğunu hatırlıyorum,böyle insanları görenler de olmuştur,bir keresinde yine şaşkınlıkla çok güzel takım elbiseli bir adamın denizden çıktığını fakat giysilerinin çabuk kuruduğunu söylediler,
bu tür anlatılar uzunca gülüşmelere de neden olmuştur,denizden çıkan bu gencecik adamlar uzun boylu tertemiz giysiliydiler yürüyüşleri de oldukça zarifti,
İlginç olan şu ki bu insanların varlığı gerçek,
Onlar henüz %95’i keşfedilmemiş olan okyanus ve denizlerin diplerinde yaşıyorlar,hatta büyük nehir ve göllerde bile..
Nasıl bir vücut ilmi ki suya girince,su molekülleri biyolojik ihtiyacına dönüşüveriyorlar,denizlerin diplerinden mi geliyorlar ? Yoksa deniz tabanlarında görülmemiş gidilmemiş yaşam kubbeleri mi var,ya da eskiden sulara gömülmüş olan kadim medeniyetlerin kuyularından mı çıkıp geliyorlar,
Başka bir alemden mi geliyorlar,bizden önce mi yaşadılar,henüz denizler yaratılınca mı ortaya çıktılar,
Bu sualtı insanları hakkında bazı islami kayıtlar da var,
Bildirilenlere göre..
Büyük ırmak ve denizlerin derinliklerinde yaşayan insanların olduğunu anlatan kaynaklar var. Bu kaynaklardan bir tanesi Muhyiddin A’rabi k.s. Hazretlerinin “el Fütuhatül Mekkiyye” adlı eseridir. Hz. Şeyh anılan eserinde “Melamiler” hakkında bilgi verirken su altı insanlarından da söz eder.
“Allah onlardan razı olsun, su altı insanları denilen bazı kimseler vardır. Onlar denizlerin ve ırmakların diplerinde Allah’a ibadet ederler. İnsanların çoğu onları bilmez ve tanımazlar.” ( Fütuhat 196, Nefahat 971 )
Elimizdeki ikinci kaynak İmam Şarani’nin “Tabakatül Kübra” adlı kitabıdır.
İmam Şarani anılan eserinde Mevlana Şemseddin Muhammed Hanefi k.s Hazretlerinin şu kerametlerini de anlatır..
“Hanefi Hazretleri deniz dibi sakinlerini de ziyaret ederdi. Denize dalar, orada uzun süre kalırdı. Çıktığı zaman elbisesinde ıslaklık dahi bulunmazdı. O deniz dibinde kiminle konuşur, sohbet ederdi bilinmez."
Hanefi Hazretlerinin evi Kahire yakınlarında Nil Irmağı yanında bir ada olan Ravda’da idi. Nil Irmağı dibi sakinleri Onu ziyarete gelirlerdi. Hanefi Hazretlerinin yanında kim varsa onları görürdü.
Hanefi Hazretlerinin kız Ümmü Mehasin gördüklerini şöyle anlattı..
"Bir defasına Nil Irmağı dibi sakinleri babamı ziyarete geldiler. Üzerlerinde temiz elbiseler vardı. Akşam namazını babamla birlikte kıldılar. Üzerlerinde elbiseleri olduğu halde suya dalarak kayboldular. "
Babama..
"Bunların elbiseleri ıslanmaz mı, dedim. Babam gülerek..Bunların evleri zaten deniz, dedi." ( Tabakat: c.3, s.1510, 1524, 1525 )
“Ariflerin Menkıbeleri” adlı kitabın üçüncü cildinin 152. ve 153. sayfalarında şöyle bir hikaye anlatılır.
Hazreti Mevlana Celal Al Din El Rumi, ailesini, bazı akraba ve yakın dostlarını da alarak ılıcaya gittiler. Ilıca, yeşillikleri ile meşhur olan Ilgın’da bir yerdeydi. Ebulhasan ( Şimdiki adı Bulasan’dır ) Köprüsüne geldiklerinde Hanımı Mevlana’nın kulağına eğilerek şunları söyledi
"Efendim, bu suyun kenarına yalnız varmanın tehlikeli olduğu söyleniyor. Çünkü bu suda bir canavar varmış, her yıl bir insan veya bir hayvanı kaparak suyun altına götürüp öldürdükten sonra dışarı atıyormuş". Hanımından bu sözleri işiten Mevlânâ Hazretleri..
"Bu haberi vermeniz iyi oldu. Ben de o canavarı çoktan beri görmek istiyordum, dedi." Sonra su kenarına varıp..
"Ey bu yöreyi tehlikeye düşüren yaratık. Nerede isen hemen gel Diye seslendi."
Az bir süre sonra sudan garip bir yaratık çıktı. Yüzü insan yüzüne benziyor, fakat ayakları bir at ayağını andırıyordu.
Mevlana Hazretlerine açık ve seçik bir şekilde selam verdi. Sonra..
"Sultanımız..Biz sizin dervişleriniz olalı bir hayli zaman olmuştur. Siz bir zaman bu suyun derinliklerini şereflendirerek bizi imana ve sema’a çağırmıştınız. İşte biz o zamandan beri sizin dervişleriniziz. Yalnız sizden büyük bir ricamız var. Bizden bir hata meydana geldi. İstemeyerek bir delikanlıyı öldürdük. Şu anda suçumuzun bağışlanması için size yalvarırız, dedi."
Bunun üzerine Mevlana Hazretleri o canavarın suçunun bağışlanması için dua etti ve şefaatçi oldu. Canavar da tekrar tövbe ederek bağlılığını gösterdi. Bu arada Mevlana Hazretlerine son derece parlak ve iri bir inci hediye etti ki, görenlerin gözleri kamaşırdı. Canavar, bağlılık ve sevgi belirtileri gösterdikten sonra suyun derinliklerine dalarak kayboldu.
Ariflerin tanıklık ettiği bu olayları reddedemeyiz. Çünkü bunlar geçmişin masalları veya hayal fantezileri değil, Yüce Hakk’ın arif kullarına gösterdiği gerçek olaylardır.
Bu durumda deniz adamları iyi kavimlere mensublar,zaten hanefi fıkhı hariç denizden ne çıkarsa yenir denmiştir buna icazet verilmiştir,saadece Hanefi'de bu sınırlıdır,
Her neyse..
Ben eski bir balığım bu denizlerde,deniz canlıdır,ne yersen ne düşünürsen ve ne hissedersen bunu hemen anlar..
Sizler eğer bir gün çaresiz bir vaziyette denizlerde bir deniz kızı tarafından yakalanır ve kaçacak bir yer bulamassanız,
ve size şöyle bir soru sorarsa "Kral Iskender yaşıyor mu" ?..
Ona şöyle cevap verin..
"Yaşıyor ve hala yönetiyor"..

alıntıdır...


Ekli dosyayı görüntüle 6164

Ekli dosyayı görüntüle 6165

Ekli dosyayı görüntüle 6166

Ekli dosyayı görüntüle 6167
 

bluecat

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2012
Mesajlar
142
Tepkime puanı
16
Konum
İstanbul
Bana da çok enteresan geldi, üzerinde çeşitli yorumlar yapılabilir, uzaylı, cin, ahtapot, sahte vs..vs.. ama ne yazık ki 2 kişi haricinde kimsenin dikkatini çekmedi bu video..
 

Ladyangell

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Nis 2014
Mesajlar
96
Tepkime puanı
3
Evet var ben gördüm :) uslu bir çocuk olursan bir gün sen de onları görebilirsin :)
 

PateNoS

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2014
Mesajlar
18
Tepkime puanı
1
Bende deniz kızlarının varolduğunu düşünüyorum düşünürsek eğer böyle bir efsane gerçek olmasa günümüze kadar nasıl gelsin ve bu olay neden bukadar kafaya takılsın birde şöyle düşünürsek biz bu deniz kızlarını çok güzel ve zarif bir canlı olarak biliyorduk efsanelere göre ama artık günümüz teknolojisi ile bakıyoruz deniz kızları sandığımız kadar güzel değil nasıl oluyorda böyle bir varsayım oluyor ? birde arkadaşımızın yazdığı gibi peki bu canlılar nasıl üreme yapıyor çok ilginç bir konu :)
 

ladyscorpion90

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Eki 2014
Mesajlar
25
Tepkime puanı
3
belgeselini izlemistim gecen yil ozel bi tv kanalinda reklam olur diye yazmiyorum. cok gusel bi belgeseldi amerika da iki gencin 1990 li yillarda sanirim okyonus sahilinde intihar eden yada olen balinalarin arasinda rastliyorlardi ne olduguna bakmak icin yaklasiyoerlardi ve hic dost canlisi bi tavir sergilemiyordu belkide olum korkusundandir.. ellerindeki telefona kaydediyorlardi manzarayi bu arada. sonra evde annelerine gosteriyorlardi ve polise haber verdiklerinde bunun bi aciklamasi yapimiyordu ayrica tek kayit sandiklari kaydida onlardan aliyorlardi. neyse belgeselde yunuslarla birlikte yasayip avlandiklari anlatiliyordu. bu yuzden yunuslarin insanlardan korkmadigi ifade ediliyordu gunumuze kadar hala kesfedilmemis olmalarinin nedeni insanlarin soylarina zarar vermesinden yani caniliginden korktugundan olabilecegi soyleniyordu. magara resimlerinde onlara saldirilarin resmedildigini ve bu resimleri gosteriyordu belgesel cok keyifliydi.. ben internetten arattim ancak belgeselin adini hatirlamadigim icin bulamadm :) ama o tv nin belgesel kanallari arastirildiginda ulasilabilir belki hala
 

BROWNEAGLE

Banlı Kullanıcı
Katılım
23 Ara 2014
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Deniz kızı bir mitolojik varlıktır . Mitolojik varlık dememden ne oldugunu anlamanı umuyorum ? sadece mitolojik bir varlık ?
 

göçmenoğlu

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Şub 2010
Mesajlar
719
Tepkime puanı
128
Yaş
48
Konum
Manisa merkez
İş
Elektironik müh.
Deniz kızı..! Olduğunu sanmıyorum efsane gibi bişe bunlar olsaydı bizim karadenizli balıkçılar çoktaan yakalardı..
 

AronArcher

Banlı Kullanıcı
Katılım
2 Kas 2014
Mesajlar
608
Tepkime puanı
22
Arkadaşlar çoğu resimde oynama vardır başta bende inanmıyordum sonra Animal Planet HD de bir belgesel izledim adı Mermaids:The Body Fount tu galiba çok güzel anlatıyorlar kanıtlar ile.Bir dha izlemek istediğimde internette bulamadım eğer bulursanız izleyin kesinlikle!
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Mitolojik tanrı ve varlıklar ne kadar gerçekse deniz kızları da o kadar gerçek olmalı..
 

Teamgood

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Tem 2013
Mesajlar
193
Tepkime puanı
2
Konum
ANTALYA
İş
Milli Takım Sporcusu (Eskrim) , Müzisyen
Efsanelere inanırım en azından bir kısmına, olabilir .
 

AronArcher

Banlı Kullanıcı
Katılım
2 Kas 2014
Mesajlar
608
Tepkime puanı
22
Umarim cidden vardir cunku cogu efsanede geciyor.
 

LaveLegis

Banlı Kullanıcı
Katılım
17 Kas 2014
Mesajlar
42
Tepkime puanı
0
Konum
İstanbul
Teoride varda pratikte yoklar.
Çok güzel bir kız olduğunu düşün ama belden aşağın balık. Asıl mevzuya darbe niteliğinde bir varoluş biçimi.
Genetik böyle bir varoluşa izin veriyormu.
İnsanların gördüğü Fiziksellermi yoksa perisperiklermi burası önemli fiziksel olarak sanmıyorum ancak başka bir algı düzeyinde böyle marjinal varoluşlar mümkündür ki çoğu majisyenden bunu onaylar ve görmek içinde marjinal majikal yöntemler mevcuttur.Denizkızı olmasa görmek için neden ritüel düzenlesinler.
Ancak gördüklerinin realitesinden kimse emin olamıyor.
Crowleyin Goetia ruhları insan beyninin bir ürünüdür sözüyle efsanevi varlıkların realitesine bir ışık tutabiliriz aslında yani sonuç olarak bu varlıklar fiziksel değildir yani bu platform çerçevesinde yoklar ama aslında varlar. Temelde ise herşey hem var hem yoktur. Baktığın yerde görmek istediğin şeyi yaratırsın şeklinde karmaşık prensipler derken arap saçına döneriz.
Bu konuda inisiyatif kullanmak en doğrusu olacaktır.
 

ufukalper

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Ara 2011
Mesajlar
82
Tepkime puanı
2
Konum
Ankara
Tam bir gizem.Belkide bilerek kendilerini saklıyorlardır, yada akılsız sadece form olarak insana benzeyen canlılardır derinde yaşadıkları için bilemiyoruzdur.Yada tamamen bir uydurmadır.Ama bu kadar şey tesadüf olamaz tüm kaynaklarda tüm efsanelerde geçiyor.Bir yerde varlar ve bir gün bulacağız....
 
Üst