Cennet

Tayleigh

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Mar 2013
Mesajlar
101
Tepkime puanı
41
Konum
Hatay
İş
Öğrenci
40/MU'MİN-17: El yevme tuczâ kullu nefsin bimâ kesebet, lâ zulmel yevm(yevme),
innallâhe serîul hisâb(hisâbi).
Bugün bütün nefsler (herkes), kazandıkları sebebiyle cezalandırılır veya
mükâfatlandırılır (karşılığı verilir). Bugün zulüm yoktur. Muhakkak ki Allah, hesabı
çabuk görendir.

Kıyâmet gününde yaptıklarımızdan hesaba çekiliriz. Bu hesabın neticesinde
mükâfata nâil olanlar; nefs ve fizik vücut olarak ebedi cennet hayatını kazanırlar.
Allahû Tealâ Mu’minun Suresinin 102. âyet-i kerimesinde sevapları günahlarından
fazla olanların cennete gireceğini bildirerek cennete girebilmenin ölçüsünü bizlere
açıklamıştır.

23/MU'MİNÛN-102: Fe men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul
muflihûn(muflihûne).
O zaman kimin mizanı (sevap tartıları) ağır gelirse işte onlar, felâha erenlerdir.

Dünya hayatı göre cennet hayatı sonsuzdur. Ama cennet de ve cehennem de
yaratılmıştır.Yaratılan herşeyin bir ömrü vardır. Bunun mânâsı bir gün cennet ve
cehennem hayatı da son bulacaktır sadece Zül Celal ve İkram Sahibi Yüce
Rabbimizin Zatı bâki kalacaktır.

11/HÛD-108: Ve emmellezîne suidû fe fîl cenneti hâlidîne fîhâ mâ dâmetis
semâvâtu vel ardu illâ mâ şâe rabbuk(rabbuke), atâen gayre meczûz(meczûzin).
Fakat mutlu olanlar, artık cennettedir. (Cennetlerin) semaları ve arzı durdukça,
Rabbinin dilediği şey (cenneti yok etmeyi dilemesi) hariç, onlar orada ebedî
kalanlardır (kalacaklardır).

Ne varki bizim insan aklımızın algılayabileceği bir sonsuz sonsuzluğun, bir
rakamlar dizisinin gene ötesinde bir zaman periyodu ile karşı karşıyayız.

28/KASAS-88: Ve lâ ted’u meallâhi ilâhen âhar(âhara), lâ ilâhe illâ hû(hûve), kullu
şey’in hâlikun illâ vecheh(vechehu), lehul hukmu ve ileyhi turceûn(turceûne).
Ve Allah ile beraber başka bir İlâh’a dua etme (ibadet etme). O’ndan başka İlâh
yoktur. O’nun Zat’ı hariç herşey helâk olucudur. Hüküm O’nundur. Ve O’na
döndürüleceksiniz.

Anlaşılmaktadır ki bir gün cennet de cehennem de son bulacaktır. İşte oyun,
eğlence, süslenme, övünme, mal ve evlât sahibi olmak gibi aldatıcı ve geçici şeylerden
ibaret olan dünya hayatını ahirete tercih edenler, o sonsuz güzel cennet hayatından mahrum olurlar.

KİMLER CENNETE GİRER

ALLAH’A ULAŞMAYI DİLEYENLER

Allah’a inananlardan her kim dünya hayatında Allah’a ulaşmayı dileyerek
Enfal 29’da belirtildiği gibi takva sahibi olursa, Allahû Tealâ onun bütün günahlarını
örteceği için geride kalan sevapları sebebiyle sevapları günahlarından fazla olan bu
kişi birinci kat cennette gidecektir. Kısaca kim takva sahibi olursa mutlaka cennete
girer.

8/ENFÂL-29: Yâ eyyuhellezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve
yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).
Ey âmenû olanlar, Allah’a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma
özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder
(günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.

30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel
muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazı
ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.

9/ANKEBÛT-5: Men kâne yercû likâallâhi fe inne ecelallâhi leât(leâtin), ve huves
semîul alîm(alîmu).
Kim Allah’a mülâki olmayı (hayattayken Allah’a ulaşmayı) dilerse, o taktirde
muhakkak ki Allah’ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir (ruhu mutlaka
hayattayken Allah’a ulaşacaktır). Ve O; en iyi işiten, en iyi bilendir.

29/ANKEBÛT-6: Ve men câhede fe innemâ yucâhidu li nefsih(nefsihî), innallâhe le
ganiyyun anil âlemîn(âlemîne).
Ve kim cihad ederse, o taktirde sadece kendi nefsi için cihad eder. Muhakkak ki Allah,
âlemlerden müstağnidir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur).

11/HÛD-29: Ve yâ kavmi lâ es’elukum aleyhi mâlâ(mâlen), in ecriye illâ alâllâhi ve
mâ ene bi târidillezîne âmenû, innehum mulâkû rabbihim ve lâkinnî erâkum
kavmen techelûn(techelûne).
Ve ey kavmim! Buna (tebliğ ettiğim şeylere) karşılık sizden mal olarak (bir şey)
istemiyorum. Eğer ücretim (ecrim) varsa ancak Allah’a aittir. Ve ben âmenû olanları
((Allah’a ulaşmayı dileyenleri) tardedecek (uzaklaştıracak, kovacak) değilim.
Muhakkak ki onlar, Rab’lerine mülâki olacaklar (ulaşacaklar). Ve lâkin ben, sizi
cahillik eden bir kavim olarak görüyorum.
 

Diamons

Kayıtlı Üye
Katılım
2 Eyl 2017
Mesajlar
74
Tepkime puanı
102
Konum
Gizli Mabet
Ben bu duayı yaptım. Çok etkilendim. Daha önce hiç bilmiyordum bu duayı duymamıştım. Halbuki Kur'anda da açık açık yazarken üstelik... Manevi anlamda dirilme hissettim. Rabbimi yanımda hissettim. Kalbimde ona karşı sevgi akmaya başladı. Namaza başladım ve bu sefer hep devam etti hamdolsun. Namazı da severek kılmaya başladım. Çok büyük zevk almaya başlamıştım namazdan. Zikir dersi de almıştım. Günlük zikirler hergün yapmaya başladım. Sürekli Allah,Allah diyerek. Üstelik zorlanmıyordum. Zikrettikçe mutlu oluyordum. Daha da çok zikretmek istiyordum. Çok önemli bir dua. Kuranda geçtiğini daha önce hiç bilmezdim. Meğer çok önemliymiş. Allahı talep etmediğimiz için dünyaya dalıp gittiğimiz Allah'ı unuttuğumuz için ibadetlerimizde huşu duyamıyormuşuz.... bunu anladım.
 
Üst