Analiz

joys

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ara 2010
Mesajlar
642
Tepkime puanı
249
Konum
İzmir
İş
Tekamülü hayırlısı ile tamamlamak İNŞALLAH tıpkı her insan gibi...
Astrolojik görülerin kesinliği daima tartışma konusu olmuştur. Bir kişinin gelecek analizi nereye kadar kesinlikle tahmin edilebilir?.. Bu kesinliğin derecesini belirleyen faktörler nelerdir?.. Horoskop analizinin kesinlik derecesi daha yüksek bir noktaya nasıl çıkarılabilir?..
Bu ve benzeri soruların yanıtlarını birlikte aramak için bu makaleyi kaleme alıyorum. Uzun ve detaylı bir metin yazmak yerine, bu yazıda astrolojide kesinlik olgusunu etkileyen unsurlar ve araştırdığımız konuya yardımcı olacak yan unsurlara ait verileri gözler önüne sermek ve böylece bir determinist-kaba tanım yerine okuyucunun da düşünmesini sağlayacak bir arkaplan bilici oluşturmayı umuyorum...

1- En kesin olduğuna inanılan bilimlerden fizikte dahi uzay-zaman koordinat sisteminin mutlak bir kesinlikle bilinemeyeceği, özellikle astronomik boyutlarda koordinat sisteminin ancak ve ancak izafi bir belirlenim olduğu unutulmamalıdır. Uzay-zamanda, sağ-sol, aşağı yukarı gibi kavramlar, ancak belirli bir noktanın referans (veya merkez) olarak KABUL EDİLMESİ ardından birer gerçeklik olarak görülür. Einsteinin ünlü izafiyet teorisi, bu konumlandırmanın izafiliğini isbat çabasıdır.

2-Astrolog, bir horoskop analizi gerçekleştirmek için, nesnel gerçekliği olan astronomik enstrumanlar ve doğum bilgileriyle, nesnel değil ancak nesnel üzerine etki eden bilinç ve bilinçaltı enstrumanlarının etkileşimi üzerinden hareket eder.

3-Evrenin ve içindeki astronomik enstrumanlarının sonsuzluğu, sadece bir insanın doğumunu değil, herhangi bir hadisenin vukubulmasını da eşsizleştirir. Evrende bulunan astronomik unsurlar, bir kişinin doğum anında öyle bir pozisyonda bulunurlar ki, bu pozisyonlar yalnız ve yalnızca o ana ait bir uzay-zaman koordinat noktasını işaret eder. Böylece, iki olgunun uzay-zaman üzerinde üstüste gelmesi neredeyse imkansızlaşır ve kişiye özel bir eşsizlik ve tekillik sağlar... Özetle evrende gerçekleşen her olguya, yalnız o olguya ait eşsiz bir uzay-zaman pozisyonu denk düşer...

4-Uzay-zaman pozisyonları, zamandaşlık ilkesini aşar... İki hadise, mesela iki doğum vakıası saliseler ritmiyle dahi aynı anda gerçekleşmiş yani zamansal olarak aynı olmuş olsa bile, uzay-zaman pozisyonu itibarıyle aynı olması imkansızdır... Örnek olarak Sin ile MesaleM Süleymaniye doğum evinde ve aynı odada dünyaya gelmiş olsa bile ayrı mekansal düzleme sahiptirler... Yanyana yataklar koordinat sisteminde çok küçük de olsa farklı noktalardır...

5-Fizikte çok defa bir cismin hareketi incelenirken bir takım etken-değişkenlerin hesaba katılmadığı olur. Bazı zamanlarda havanın direnci, bazı zamanlarda sürtünme katsayısı... Bu durum bu değişkenin veya cisme etkiyen böyle bir kuvvetin varolmadığı anlamına gelmez. Ancak çok defa elde edilmek istenen sonuç açısından oldukça önemsiz kalan bir etken olduğu düşünülerek hesap dışı bırakılır... Ayrıca bir cismin hareketine etki eden fakat bilinmeyen diğer bazı etken ve değişkenlerin varlığı da söz konusu olabilir... Kozmik radyasyon, negatif parçacık ışımaları vs bunlara örnektir. Ancak bu etkenlerin gözardı edilmesi cismimiz hakkında edindiğimiz bilginin bizi tatmin edecek kadar kesinliğe ulaşmasını da engellemez...

6-Astrolog, bir kisinin doğumu esnasında varolan sonsuz astronomik enstrumanın (gezegenler, göktaşları, yıldızlar, bulutsular ve karadelikler ve diğer bilinmeyen cisimler) tam doğum anında bulunduğu belirli ve kesin uzay-zaman pozisyonunun, kişinin bulunduğu koordinat noktasıyla gerçekleştirdiği etkileşimi araştırır... Bu uzay -zamansal pozisyon eşsiz ve kişiye özeldir ve daha ilginci kişinin hayatı boyunca bu eşsizlik ve tekilliği yani enstrumanların kişi ile oluşturduğu açısal pozisyon daima devam eder...

7-Astrolog, tıpkı astronomların evren hakkında bilgilerinin gözlem aletlerinin yetersizliği sebebiyle mutlak manada kesinlik belirtememesi gibi, sonsuz evrende sonsuz astronomik enstruman hakkında mutlak pozisyon bilgisine sahip olamamak sebebiyle, bilinenler üzerinden hareket etme yolunu seçer... Astronomi evrenin genişliği veya yıldız sayısı hakkında nasıl ki gözlemlenebilir evrenden çıkardığı sonuçlar üzerine yaptığı tahminlerle cevaplar verebiliyorsa, astrologda, gözlemlenebilir enstrumanlar üzerinden yaklaşık tahminler yapar...

8-Kesinlik gerek astronomide gerek fizikde ve gerekse astrolojide girdilerin kesinliğine bağlı bir olgudur. Tüm değişkenlerin mutlak olarak bilindiği bir denklemden çıkan sonuç elbette mutlak bir kesinlik verecektir... Ancak izafiyet teorisininde isbat ettiği gibi, evrende en kesin bilimlerden sayılan fizik alanında dahi mutlak anlamda bir uzay-zaman noktası tespit etmek mümkün değildir... Evrende bir uzay-zaman noktasında duran kişi bulunduğu noktayı evrensel olarak tanımlayamaz... Tanımlaması (sağı, solu, aşağısı yukarısı) ancak kendi açısından olabilir ki, işte bu durum tam olarak izafiyettir...

9- Bir horoskop analizinde, doğum tarihi ve doğum saatiniz ve doğum yeriniz mutlak anlamda bir kesinlik sunmaz... Doğum tarihiniz -eğer net olarak biliyorsanız- bu değişkenler içinde en kesin olanıdır. Fakat doğum saatiniz daima yaklaşıktır. Aynı biçimde doğum yeriniz ya bir şehir veya en yetkin haliyle bir ilçe veyahut bir hastahane koordinatına kadar inebilir... Böylece uzay-zamanda sizin doğumunuzla ilgili size ait eşsiz pozisyona mümkün olan en yaklaşık bilgileri girdi olarak almamıza rağmen, görüldüğü gibi mutlak bir kesinliğe inmek mümkün olamamaktadır... Ancak gerçek bir analizde, horoskop kadar okuyucunun bilgisi ve sezgileride devreye girer... Bu noktada aradaki girdi eksikliğinden doğan boşluğu sezgisel yaklaşım tamamlar...

10-Girdilerden kaynaklanan bu kesinlikten yoksunluk, analiz çıktılarına belirsizlik olarak yansır... Kuantum fiziğindeki belirsizlik ilkesinin bir yansıması, bir benzerliği ile karşı karşıyayızdır... Ancak bu durum mutlak bilgisizlik demek değildir... Bu durum evrendeki enstrumanların size ait eşsiz uzay-zaman pozisyonunun mutlak kesinliği ile, herhangi bir olgunun herhangi bir uzay-zaman durumuna ait sonsuzluğu arasında, girdiler olan doğumsal bilgilerinizin kesinliğe yakınlığına nisbetle yaklaştığı andır... Sonsuz astronomik enstrumanın sonsuz bir evrende sonsuz sayıda pozisyonu işaretlediği ortadadır. Böylece sizin hakkınızda hiçbir girdi olmadan yapılabilecek tahminlerin de sonsuz olması gerekir. Ancak doğum bilgilerinizin belirlediği uzay-zaman pozisyonu, kesin pozisyonunuza ne kadar yaklaşırsa bu sonsuz ihtimaller alemi daralmakta ve bilgilerin kesinliği miktarınca size özel tekilliğin ve eşsizliğin ihtimalleri de daralmaktadır.

11-Bir horoskop analizinde bilgiler girilmeden önce sizin için sonsuz ihtimal mevcuttur... Bilgiler girildikten sonra, konum yaklaşık olarak saptanmakta ve ihtimallerinizin sayısı azalmaktadır... Örnek verirsek, hiç bir bilgi girilmeden Sin'in sorulan belli bir durum karşısında sergileyeceği tavır, bu durumla karşılaşma ihtimali diyelim bir milyar değişik versiyona sahiptir... Ancak değişkenler ve doğum bilgileri girildiğinde, bu ihtimal sayısı 10 adete düşebilmektedir... Eğer değişkenler ve uzay-zaman koordinatlarını verecek doğum bilgileri mutlak bir kesinlikle girilebilseydi bu durumda bu ihtimal iki (2) ye düşecekti...

12-Düşündüğünüz gibi olmadı!... Yani kesin ve mutlak bilgiler girildiğini varsaydığımızda bile önümüzde 2 seçenekli bir yol kaldı... Neden?.. İşte tam bu noktada kader-karma, hürriyet-seçim ve insanın özgürlüğü, seçimleri ve sonuçlarının sorumluluğunu alabilme gücü devreye girer... Kaderin bilinemezliği tam olarak budur... Yani, astrolog evrendeki sonsuz cisimlerin tümünü bilse, ayrıca sizin doğum bilgilerinizi mutlak uzay-zaman koordinat sisteminde belirlese ve bunları bir horoskop analiz denkleminde kullansa bile karşılaştığınız vakıada sizin insan olmanız sebebiyle özgür iradenize ait seçiminiz üzerinde hüküm koyamaz. Ancak yorum yapabilir...

13-Gerçek sezgilere sahip bir astrolog sizin söylediklerinizle değil daha ziyade söylemek istemediklerinizle ilgilenir. Zira o bilinçaltı ile temasa geçmek ister. Çünkü insanların seçimleri bilinçüstü düşüncelerden çok bilinçaltı ruh dalgalanımları, duygusal temayüller ve geçmiş biriktiren alt-hafızanın bilinç dışı mancınık etkisine bağlıdır... Bu nokta astroloğun yorumculuğunu, sezgisel gücünün yetkinliğini devreye soktuğu yerdir. Böylece o sizin teamüllerinizle temasa geçerek ikili bir ihtimal üzerinde hangi yöne kıvrılacağınıza dair sezgisel bir hamle ile çıkarıma gider... Bu çıkarım sizi bir nesne olarak karşısına koyarak üzerinize bir ikili bahis oynamak gibi değildir...

14-Sezgisel çıkarımın metodu, astrolog bilinçaltında sizin bilinçaltınızla temasa geçerek SİZ OLUR... Böylece o bu durum karşısında birleşik bir bilinçaltı atağı bekler... En sonunda ise, karşılaşılmış bu ikilem karşısında kendisinin nasıl karar verdiğini gözler... Size sizin nasıl bir şeçim yapacağınızı anlatırken aslında kendisinin nasıl bir seçim yaptığını, daha doğrusu sizin bilinçaltınızla birleşip siz olduğu için, karşılaşılan bu ikilem karşısında seçimi yapan bilinçaltı atağının ne yöne kıvrıldığını söyler... Söylediği kendi seçimidir... Ancak kendisi aslında sizdir...

15-Özetlersek, verilerin kesinlikten uzak olması sebebiyle astrolog bir analizde sonsuz olan ihtimaller alemini daraltsa da mutlak kesinlikten dem vuramaz. Ancak sonsuz olan ihtimalleri sayılabilecek kadar daraltabilir. Ardından sezgi yetisinin gücü ile sizin bilinçaltınızla temasa geçebildiği oranda bu ihtimaller karşısında yapacağınız seçimlerin karakterini algılar... Neticede ise, sizinle bilinçaltında birleşerek kendi üzerine etkiyen kuvvetleri ve kendisinin bu kuvvetlere verdiği tepkileri gözleyerek karşılaşılan hadisede kendi seçimini size sunar... Sizinle ne kadar birleşebildiyse, kendi seçimleri hakkındaki değerlendirmeleri sizin seçimlerinizi verir... Bu başarı, belirsizlikler üzerinden kesinliğe bir kapı açmış olur...


Alıntıdır.



Sevgilerimle... :)
 
Üst