Zümrüd-ü anka da sende!

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Hatırlar mısınız eski masalları, mutluluğu, gücü ya da sevdiğini bulmak isteyen kişiye bir yol görünürdü, kaf dağının ardında anka kuşunun kanadında !!

Yolculuktur ya insan yaşamı. Bir takım özellikleriyle doğar, yolculuğunda kırıldığı,kızdıkları yönünü değiştirebilir, daha güzel yönlerini zırhlamak da seçimidir, daha acı yönlerini törpülemek de. Aradığı bir şey vardır ve hep bir dönemi, bir şeyler için uğraşlarda geçer.

Aşk! Güç! Para! İtibar! ve niceleri, kimi zaman yaklaşır, kimi zaman uzaklaştıkça uzaklaşır, uhdesi kalır. Dünya üzerinde, kişi kim olursa olsun, görülmemiştir ki bir acıyla sınanmasın. Sanki pişirmek ister onu yolculuğu, istisnası yoktur ne peygamberler, ne güç sahipleri, ne tek bir kimse. Acı vardır da niye vardır, yolculuğunu yapabil diye, ham kalma diye!!
Kolaya kaçar kişi ya da zoru seçer, dener sınandıkça devam eder ya da pes eder. Kendi doğrusunu bulmaktır amacı. Her ne ona getirecekse, aslında mutluluk halidir aradığı. Ama öyle ya onundur o yolculuğu, isterse ondan başkası, hiç ama hiç anlamasın...

Ne anlatır eski hikayeler, eski öğretilerde ne mesaj vardır aslında. Arıyordur o anki kahraman bir şeyleri, ulaşmak istediği o "şey"i.

Kimi anlatımda der ki öğrencisine öğretici, senelerce suskunluğu öğütledi, itaati, sormadan çalışmayı ve hikaye insan sabrının ötesine taşır kişiyi, yanıtını bulacaktır. Öğretici, öğreneceğe yanıtı verecektir, seneler sürecek sınavıyla...

Kimi anlatımlarda der ki koca devleri yeneceksin, nerde olduğunu bilemediğin kaf dağına ulaşacaksın, savaşacaksın, devler, ejderhalar dahi çıkacak karşına, kılıcını kuşanacaksın. Kaf dağının ardına ulaşacaksın, zümrüd-ü anka kuşunun kanadında yanıtın!!!

Kimi savaşarak, kimi susarak bir şeyi arar, bir şeyi uygularlar. Yaşadıkları sabır, aradıkları aslında yaratıcının dünyaya düşürdüğü, kendi izlerinden başkası değildir. Onlarca sene, sabır, susmak ya da savaşmak, kişiyi kendi özünden başkasına götürmez. Mitolojiden, eski Anadolu anlatılarına kadar, eskiye dair anlatımlar bir şeyi gösterir. "Aradığın seni yaratan ama bulabileceğin kendi özündür önce. "

Öyledir ya artık yeni keşiflerde, bilimin ispatlarla desteklediği, yarattığın dünya senin enerjinden, inancından, bilincinden başkası değildir der. Eskiler neye dikkat çekmekteydi?

Her şeyi okuyabilirsiniz ancak kendi deneyimlerinizden ve inancınızdan öte, kimse size bir şey katamaz. Hep sizde, her şey sizde, yanıt da acı da mutluluk da!!!

Dilerseniz savaşın, dilerseniz içe kapanın, iç sesinizi arayın ya da dünyaya kafa tutun. Sapaklar çok, yol çeşitleri çoktur ancak... Kendi adımlarınızla yürüyeceğiniz yol tektir. Sizden başkası da o adımlarla ilerleyemeyecektir....
Alin...
 
Üst