Avrupa’da 17-19. yüzyıllar arasında kullanılan deli gömlekleri ve zincir odaları, akıl hastalığına karşı duyulan korku ve bilgisizliğin bir sonucu olarak ortaya çıktı. O dönemde ruhsal bozukluklar bir hastalık olarak değil toplum düzenine tehdit oluşturan bir davranış olarak görülürdü. Bu nedenle birçok şehirde akıl hastaları manastırların bodrumlarına, eski kışlalara veya özel olarak tahsis edilmiş büyük akılsızlar evlerine kapatılırdı. Bu mekanlar genellikle soğuk taş duvarlarla çevriliydi ve içeride ağır bir rutubet kokusu hakimdi. Hastalar kalabalık koğuşlara sıkıştırılır, bağırışların ve zincir seslerinin birbirine karıştığı loş koridorlarda gündüz gece birbirine karışırdı. Kurumlar bakım değil gözetim için tasarlandığı için hastaların neredeyse hiçbiri tedavi görmez, yalnızca kontrol altında tutulurdu.
Deli gömlekleri bu dönemde giderek yaygınlaştı. Yapısı itibarıyla uzun kollu ve kolların arkadan çapraz biçimde bağlanmasına izin veren bu gömlekler hastaların hareketini tamamen kısıtlamak amacıyla kullanılırdı. Resmi gerekçe hastanın kendine zarar vermesini engellemekti ancak uygulamada çoğu zaman susturma ve cezalandırma aracı haline gelmişti. Hastalar günlerce hatta haftalarca bu gömleklerin içinde tutulur, hareket edememenin yarattığı fiziksel acıya ek olarak psikolojik baskı da hissederdi. Bazı kurumlarda deli gömlekleri öfke nöbeti geçirenlere, bazılarında ise yalnızca huzursuz olduğu düşünülen kişilere bile giydirilirdi. Gömleğin kolları ne kadar sıkı bağlanırsa hastanın dayanma eşiği de o kadar zorlanır, bu durum çoğu hastada kalıcı izler bırakırdı.
Zincir odaları ise bu dönemin en karanlık uygulamalarından biriydi. Ağır vaka olarak görülen hastalar kalın demir zincirlerle duvarlara veya zemine sabitlenen halkalara bağlanırdı ve bu odalar genellikle penceresizdi. Bazı odalarda yatak bulunmaz, hastalar taş zeminde yatmak zorunda kalırdı. Avrupa’nın büyük şehirlerindeki ünlü kurumlar içinde özellikle Paris’teki Bicêtre ve Salpêtrière ile Londra’daki Bedlam, zincir odalarıyla ün salmıştı. Hastaların feryatları koridorlarda yankılanırken ziyaretçiler bu kişileri para karşılığı izleyebiliyordu. 19. yüzyıla gelindiğinde Philippe Pinel ve William Tuke gibi reformcular bu uygulamaların insanlık dışı olduğunu savunarak zincirlerin kaldırılması ve insani bakım modellerinin uygulanması için mücadele etti. Bu mücadele yavaş ilerledi ancak sonunda Avrupa akıl sağlığı kurumlarının yapısını kökten değiştiren büyük bir dönüşüm başlattı.
Deli gömlekleri bu dönemde giderek yaygınlaştı. Yapısı itibarıyla uzun kollu ve kolların arkadan çapraz biçimde bağlanmasına izin veren bu gömlekler hastaların hareketini tamamen kısıtlamak amacıyla kullanılırdı. Resmi gerekçe hastanın kendine zarar vermesini engellemekti ancak uygulamada çoğu zaman susturma ve cezalandırma aracı haline gelmişti. Hastalar günlerce hatta haftalarca bu gömleklerin içinde tutulur, hareket edememenin yarattığı fiziksel acıya ek olarak psikolojik baskı da hissederdi. Bazı kurumlarda deli gömlekleri öfke nöbeti geçirenlere, bazılarında ise yalnızca huzursuz olduğu düşünülen kişilere bile giydirilirdi. Gömleğin kolları ne kadar sıkı bağlanırsa hastanın dayanma eşiği de o kadar zorlanır, bu durum çoğu hastada kalıcı izler bırakırdı.
Zincir odaları ise bu dönemin en karanlık uygulamalarından biriydi. Ağır vaka olarak görülen hastalar kalın demir zincirlerle duvarlara veya zemine sabitlenen halkalara bağlanırdı ve bu odalar genellikle penceresizdi. Bazı odalarda yatak bulunmaz, hastalar taş zeminde yatmak zorunda kalırdı. Avrupa’nın büyük şehirlerindeki ünlü kurumlar içinde özellikle Paris’teki Bicêtre ve Salpêtrière ile Londra’daki Bedlam, zincir odalarıyla ün salmıştı. Hastaların feryatları koridorlarda yankılanırken ziyaretçiler bu kişileri para karşılığı izleyebiliyordu. 19. yüzyıla gelindiğinde Philippe Pinel ve William Tuke gibi reformcular bu uygulamaların insanlık dışı olduğunu savunarak zincirlerin kaldırılması ve insani bakım modellerinin uygulanması için mücadele etti. Bu mücadele yavaş ilerledi ancak sonunda Avrupa akıl sağlığı kurumlarının yapısını kökten değiştiren büyük bir dönüşüm başlattı.