Zihinsel ruminasyon, kişinin geçmişte yaşadığı olayları, yaptığı hataları ya da gelecekle ilgili olumsuz olasılıkları sürekli olarak düşünmesi durumudur. Bu düşünceler genellikle kontrolsüz biçimde tekrarlanır ve kişiye çözüm sunmaktan çok, duygusal olarak yıpratıcı bir etki yapar. Ruminasyon halinde olan kişi, bir konuyu “neden böyle oldu?”, “neden ben?”, “keşke şöyle yapsaydım” gibi sorularla tekrar tekrar zihninde döndürür. Bu durum, zihinsel bir döngü oluşturur ve kişi, aynı düşüncelerin içinde sıkışıp kalır.
Ruminasyonun temel özelliği, problemi çözmek yerine onun üzerinde oyalanmak olmasıdır. Örneğin, bir tartışmada söylenen bir sözü aklından çıkaramayan kişi, o anı defalarca düşünür; nasıl farklı davranabileceğini, karşı tarafın ne düşündüğünü ya da olayın neden yaşandığını sorgular. Bu tekrarlayıcı düşünceler kişiye kısa vadede bir kontrol hissi verse de uzun vadede stres, kaygı ve umutsuzluk duygularını artırır.
Zihinsel ruminasyonun sonuçları genellikle olumsuzdur. Kişi, sürekli olumsuz düşüncelerle meşgul olduğu için dikkatini başka şeylere yönlendirmekte zorlanır. Bu durum uyku düzenini bozabilir, üretkenliği düşürebilir ve depresyon ya da anksiyete belirtilerini tetikleyebilir. Ayrıca kişi, geçmişte yaşanan olayları değiştiremeyeceği halde onlara takılı kaldığı için kendine olan güveni ve motivasyonu da zayıflar.
Ruminasyonla başa çıkmak mümkündür. Bunun için öncelikle kişi, bu düşünce döngüsünün farkına varmalıdır. Zihninde tekrarlanan düşünceleri fark ettiğinde, “Şu anda bunu düşünmek bana ne kazandırıyor?” ya da “Bu durumu değiştirmek için elimden gelen bir şey var mı?” gibi sorular sormak yararlıdır. Düşünceleri bir deftere yazmak, zihindeki yükü azaltabilir. Ayrıca spor yapmak, nefes egzersizleriyle bedeni rahatlatmak, dikkatini başka bir aktiviteye yönlendirmek (örneğin müzik dinlemek, yürüyüş yapmak, sosyal bir etkinliğe katılmak) da etkili yöntemlerdir.
Eğer ruminasyon uzun süre devam ediyor ve günlük yaşamı olumsuz etkiliyorsa, bir psikolog ya da terapistten profesyonel destek almak faydalıdır. Terapi sürecinde kişi, düşüncelerini daha sağlıklı şekilde değerlendirmeyi, geçmişe takılmadan bugüne odaklanmayı ve kendine karşı daha şefkatli olmayı öğrenebilir.
Ruminasyonun temel özelliği, problemi çözmek yerine onun üzerinde oyalanmak olmasıdır. Örneğin, bir tartışmada söylenen bir sözü aklından çıkaramayan kişi, o anı defalarca düşünür; nasıl farklı davranabileceğini, karşı tarafın ne düşündüğünü ya da olayın neden yaşandığını sorgular. Bu tekrarlayıcı düşünceler kişiye kısa vadede bir kontrol hissi verse de uzun vadede stres, kaygı ve umutsuzluk duygularını artırır.
Zihinsel ruminasyonun sonuçları genellikle olumsuzdur. Kişi, sürekli olumsuz düşüncelerle meşgul olduğu için dikkatini başka şeylere yönlendirmekte zorlanır. Bu durum uyku düzenini bozabilir, üretkenliği düşürebilir ve depresyon ya da anksiyete belirtilerini tetikleyebilir. Ayrıca kişi, geçmişte yaşanan olayları değiştiremeyeceği halde onlara takılı kaldığı için kendine olan güveni ve motivasyonu da zayıflar.
Ruminasyonla başa çıkmak mümkündür. Bunun için öncelikle kişi, bu düşünce döngüsünün farkına varmalıdır. Zihninde tekrarlanan düşünceleri fark ettiğinde, “Şu anda bunu düşünmek bana ne kazandırıyor?” ya da “Bu durumu değiştirmek için elimden gelen bir şey var mı?” gibi sorular sormak yararlıdır. Düşünceleri bir deftere yazmak, zihindeki yükü azaltabilir. Ayrıca spor yapmak, nefes egzersizleriyle bedeni rahatlatmak, dikkatini başka bir aktiviteye yönlendirmek (örneğin müzik dinlemek, yürüyüş yapmak, sosyal bir etkinliğe katılmak) da etkili yöntemlerdir.
Eğer ruminasyon uzun süre devam ediyor ve günlük yaşamı olumsuz etkiliyorsa, bir psikolog ya da terapistten profesyonel destek almak faydalıdır. Terapi sürecinde kişi, düşüncelerini daha sağlıklı şekilde değerlendirmeyi, geçmişe takılmadan bugüne odaklanmayı ve kendine karşı daha şefkatli olmayı öğrenebilir.