Zen Meditasyonu

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,170
Tepkime puanı
4,896
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
--------------------
[color=yellow:2kylc23b]meditasyon ve zen


Sözcük anlamıyla birçok Batı dilinde "derin düşünme" anlamına gelen terim, mistik anlamıyla, sözlüklerde, "kişinin iç huzuru, sükunet, değişik şuur halleri elde etmesine ve öz varlığına ulaşmasına olanak veren, zihnini denetleme tekniklerine ve deneyimlerine verilen ad" olarak tanımlanır. Meditasyon tekniklerine, ait oldukları, Budizm (Hindistan), Taoizm (Çin), Bön (Tibet) ve Zen (Japonya) gibi inanç sistemlerine göre ve izledikleri yöntemlere göre değişik adlar verilmiştir.
Başlıca iki çeşit meditasyon yöntemi vardır:



1- Konsantrasyon yöntemi:



Dikkatin tek bir noktada toplanmasına dayanır. Zihnin konsantre olduğu bu nokta, soyut bir düşünce, bir 'mandala', bir "yantra" (geometrik biçim), bir "koan" (yanıtı "evet" ya da "hayır" ile karşılanamayan bilmecemsi Zen soruları), bir "mantra" (ses, sözcük, cümle veya şarkı halinde), bir mum alevi, solunum kontrolü veya bir başka şey olabilir. Konsantre olunan şey hangi düşünce ya da hangi konuysa, dış uyaranlardan etkilenmemeyi becererek ve zihne girmeye çalışan konu harici fikirleri geri göndererek o konu üzerinde derin ve ayrıntılı bir biçimde ve zorlanmadan düşünmek söz konusudur. Fakat konuyla ilgili bilinmesi gerekli noktalar varsa, bunların zihinde biçimlenmesine izin verilir. Böylece tek konudan ilham alınarak yeni şeyler öğrenilebilir. Düşünce kendi konusunun dışına kaçmak eğilimini gösterir göstermez, müdahale edilerek, sükunetle, ilk konuya yeniden dönülür. Esas olan, konuyla ilgili yeni sezgileri alabilmek, henüz bilinmeyen hakikat ve kavramların zihin alanında yer bulabilmelerini sağlamaktır.

Ayrıca, kimilerine göre, bazı mantralar ses titreşimleri yoluyla yaratılan birtakım tesirlerle de meditasyoncuya yararlı olurlar. Mantralar dinlere göre ve bir üstadın öğrencisi hakkındaki belirlemelerine göre değişirler. Meditasyoncu, düşünürken aklına başka şeyler gelirse, sükunetle mantrasını tekrarlar ve ana konuya geri döner. Kısaca, mantra bir anahtar gibi kullanılır.

2- "Bilinç ayrışması"



ikinci yöntem ise, ne olup bittiğini tarafsız bir gözlemle izleme yöntemi olarak ifade edilebilir. Bu yöntemin en tanınmış biçimi Zen'deki "zazen" biçimidir. Bu ikinci yöntemin Uzakdoğu'da kullanılan bir başka biçimi de şöyle açıklanır: Önceden kararlaştırılmış, konsantre olunacak bir konu yoktur, zihnin düşüncesiz kalması, boş tutulması gerekir. Meditasyon ilerledikçe zihni boş tutabilme süresi uzar. Bu boşluk anında zihne ilham gelmesi söz konusu olur. Zihne ilham tarzında dolan tesir tekâmül düzeyi yüksek varlıklardan gelir. Zihnin sükunetle boş bırakılmasının amacı içte sezgisel olarak beliren bu tesirlere yer ayırmaktır. Böyle sezgiler insana diğer zamanlarda da gelmekle birlikte, meditasyon halinde daha kolay, daha açık, daha güçlü ve daha orijinal haliyle gelirler. Fakat zihni boş tutmaya dayalı yöntemin yeterince bilgi ve görgüye sahip olmadan yapılması 'obsesyon' gibi büyük bir tehlikeyi davet eder.

Meditasyon günümüzde hemen hemen her ülkede uygulanmaktaysa da kökeni ve en yaygın uygulandığı yer Doğudur. Doğuda özellikle mistisizm bünyesinde yer alan meditasyona kimileri mistik meditasyon adını verirler. Doğudaki mistik meditasyon genellikle inzivaya çekilmenin, çileciliğin, sıkı perhiz gibi sert disiplin uygulamalarının bulunduğu ortamlarda söz konusu olup, uzun süren periyotlar halinde yapılırken, Batıda meditasyon günlük yaşamın bir parçası olarak ele alınır ve günde bir ya da iki kez, yaklaşık yarımşar saatlik süreyle yapılır

Batılı, meditasyonu genellikle şifa, streslerden kurtulma, rahatlama, yaratıcılık, başarı, psişik güçlerini geliştirme, ilişki, kendine güven duyma gibi amaçlarla yapmaktadır. Meditasyonun Batıdaki biçimi Hinduizm ve Budizm kökenli tekniklerden türetilmiş olup Batıda 1960'lardan itibaren popülerlik kazanmıştır.

Budist meditasyon üçlü bir eğitim sistemi içerir: Arınma ("sila"), konsantrasyon ("samadhi") ve idrak etme ("punna"). Öğrenci, işe arınmayla başlar; sıkı bir çileci disiplini izler ve ardından, duyumsal algılarının az çok farkında olmasına rağmen, dış uyaranların düşüncesini etkilemesine izin vermeme becerisini öğrenir ki, bu beceriyi kazanabilmiş olmaya "zihinsel olgunluk" ("sati") denir.

Taoist meditasyonda solunum kontrolüne önem verilir ve meditasyon birtakım aşamalara erişebilme ustalığı olarak kabul edilir. En ileri aşama, soluk alıp vermenin söz konusu olmadığı, "cenin solunumu" denilen aşamadır. Bu noktada nabız durur ve meditasyoncu Taoist meditasyonun en aydınlık biçimi ve son hedefi olduğu belirtilen "Büyük Sükunet" haliyle şuuru "aşar".

Tibet'in spiritüel eğitim yolunda, meditasyon, algılayarak bilgi edinme (okuma, çalışma ve okunanları dinleme), 'kontamplasyon' ve meditasyon biçiminde üç adımlı bir sistemin üçüncü adımını oluşturur. Öğrenci çaba harcayarak bilgi edindikten sonra, öğrendikleri hakkında kontamplasyon yapar ve bunlardan çıkardığı özetleri (ilke ve yasalarla ilgili öz bilgileri) şuuruna aktarır. Yani önce çaba harcayarak bilgiyi öğrenme, sonra kontamplantasyonla bilgiyi gözlemleme ve inceleme ve nihayet bunları "odaklayarak özümleme" şeklinde üç aşamalı bir spiritüel öğrenim söz konusudur.

Zen meditasyonunda ise amaç, insanın, ruhsal deneyimlerle, öz varlığına ve yüksek şuuruna ulaşmasını sağlamaktır. Zen meditasyonunda konsantrasyon objesi, kimi zaman, "koan" denilen, yanıtı aranan, şiir biçimindeki bilmecelerdir.
Meditasyon uygulamalarına çeşitli biçimlerde, sufilik ve Musevilik'te de rastlanır. "Transandantal Meditasyon" (TM) denilen sistem ise, Hintli Maharishi Mahesh Yogi tarafından geliştirilmiş, dünyaya tanıtılmış, kişisel mantra’ların kullanıldığı bir meditasyon sistemidir. 1960'lı ve 70'li yıllarda Batıda geniş bir izleyici kitlesi edinmiştir.

Zen üzerine incelemelerde bulunmuş mistisizm araştırmacılarına göre, Zen öğretisi ve uygulamaları, yoğun bir meditasyon döneminden sonra, insanın kendi varlığının doğasına ulaşmasını, yani dünya çamuruna bulanmamış ve cahillik içinde olmayan varlığına, bir başka deyişle yüksek şuuruna ulaşmasını amaçlar ki, ulaşma anındaki idrak haline uyanma ya da aydınlanma ("kensho, satori") denir.



Budizm ekolleriyle kıyaslandığında, bu ekoller ile zen arasındaki önemli farklar şunlardır

1-Zen, aydınlanma deneyimine en çok öncelik veren yoldur.
2-Zen öğretisine göre, aydınlanmaya ulaşma yolunda dinsel ayin yapmak biryarar sağlamaz.
3- Zen öğretisine göre, aydınlanmaya ulaşma yolunda, herhangi bir öğretinin salt teorik düzeyde öğrenilmesi yarar sağlamaz. Zen öğretisinde, nefiste uygulanmamış, şuurda iz bırakmamış teorik bilgiye bilgi denmez. Yani teorik bilgi, ruhta iz bıraktığı takdirde gerçek bir bilgi olur.



Mistisizm araştırmacılarına göre, Sufilikte uygulanan tekniklerin (zihni boşaltma, imaj öldürme, nefsaniyete ait zararlı unsurları ortadan kaldırma vb.) hepsi Zen’de mevcuttur.



Sözcüklere Zen'in karakteristik özellikleri kısaca şu dört prensipte özetlenir:

1-Kutsal metinlerin dogmatizmi dışında özel bir aktarım;
2-bağımlı kalmama;
3- İnsanın kendi ruhuna doğru, doğrudan yönelmesi;
4- İnsanın kendi doğasını, öz varlığını gözlemlemesi (kontamplasyon) ve buddha (müteal realite) halini gerçekleştirmesi.

Zen'in amacı olan "aydınlanma" hali, insanın kendi varlığının doğasını aniden "uyanarak" idrak etmesi olarak tanımlanır. Bu, kişinin bir kurtarıcıyla veya ibadetle elde edemeyeceği, kendi çabasıyla elde edebileceği bir haldir. Zen öğretmeni ("roshi") bir mürşit değil, yalnızca bir kılavuzdur, yol gösterir. Aydınlanma şuurun iç âleme yönelmesiyle elde edilebilir; anahtar, meditasyondur. Bir başka deyişle, aydınlanma "kalp gözü"nün açılmasıdır; kişi öyle bir bakış açısı kazanır ki, kendi doğasını idrak eder saf varlığına, yüksek şuuruna ulaşır ve 'düalite'nin ötesine taşar. Bir Zen öğretmenine göre "hangi dinden olursa olsun ve adları ne olursa olsun, gerçek bilge, ermiş ve peygamberler, bu hali elde etmiş varlıklardır."

Zazen: Özellikle "soto" ekolü izleyicilerinin tekniği olup, Zen meditasyonunun temelini oluşturur. Sözcük anlamı "oturarak meditasyon"dur. Zazen, uyanmaya ve aydınlanmaya ulaşmada en kısa, fakat en zor olan yoldur. Bir tür içe dalma (murakabe) tekniği olan zazen için Zen izleyicileri, "Zazen, aslında, cahillik ("avidya") içinde yaşayan insanın kurtuluşa ulaşmasını sağlayan bir yöntem değildir; zazende, kısaca, her insanın içinde her an mevcut olan mükemmelliğin somut hale getirilmesi söz konusudur" derler. Zazen meditasyonunda, meditasyoncu 'lotüs oturuşu' biçiminde oturur, gözleri hafifçe aralıktır. Zihin, düşüncelerden boşaltılır ve tek noktaya konsantrasyon haline ('samadhi') getirilir. Bunu sağlama yollarından biri nefes sayımı-kontrolüdür. Öğrencinin gerek fanteziler, rasgele düşünceler biçimindeki hülyalarını ve kuruntularını, gerekse bedensel-maddi etkenlerin ürünü olan birtakım fantezi benzeri düşler, sesler ve algılardan oluşan "gizemli vizyonlar"ı ("makyo") yenebilmesi gerekir. Makyo, Budist meditasyonda "visuddhi magga" denilen sahte-nirvana gibi, bir sahte-satori biçimidir (kişinin aydınlanmaya ulaştığını sanmasına yol açan birtakım vizyonlar görmesi). Makyo, öğrencide bir gelişmenin, bir ilerlemenin olduğunu göstermekle birlikte, ortaya çıktıkları an, üzerinde durmaksızın zihinden atılması, terk edilmesi gereken şeylerdir. Aşırı heyecanlar, zihnin kişisel sorunlarla meşgul olması, kişinin kendinden kuşkulanması ve uzun süre oturmuş olmaktan kaynaklanan ağrı sızılar da bir başka makyo biçimini oluştururlar.
Koan kullanımı: Bu teknik, "koan" denilen, "bakarsın göremezsin, dinlersin işitemezsin, kullanırsın tükenmez" gibi şiir biçimli çeşitli bilmecelerle (muamma) soru-yanıt diyaloguna dayanır. Zen öğretmenlerinin kullandığı soru-yanıtlı öğretme yönteminde (mondo), öğrenci sorulan koan üzerinde, ani bir aydınlanmayla yanıtı bulana kadar, bazen aylarca 'kontamplasyon' ve 'meditasyon' yapar (bir koan hakkında danışmaların söz konusu olduğu zazene "sanzen" denir).

Koanlar, öz ve derin bilgilerin ya da hakikatlerin öğrenilmesine aracılık eder. Bir Zen izleyicisinin ifadesiyle bu akıl ve akıl-dışı arasındaki ayrılığın aşılması olan, ani sezgisel aydınlanmalara ve içerideki buddha'nın (müteal realite) keşfine öncülük eder. Zen izleyicisi, bu şekilde, bir anda parlayıp sönen bir alev ya da aniden çakıp kaybolan bir şimşeği andıran ani ve kesikli idrakleşmelerle hedefine doğru ilerler.[/color:2kylc23b]
 
Üst