Yule

My_soul

Banlı Kullanıcı
Katılım
14 Ara 2009
Mesajlar
143
Tepkime puanı
22
ARkadaşlar okumanızı tavsiye ediyorum sıkmayan ve yormayan muhteşem bir açıklama yazısı olmuş.
smile.gif


Yule-Kış gündönümü;

Her şeyden önce kış gündönümü; güneşin Oğlak burcuna girmesidir.Oğlakta güneş 0 derecelik açı yapar. 0 derece yaşam enerjisininbaşlangıcıdır.Bunun için bugüne “ayna günü” denir.21 Aralık en uzun ve karanlıkgeçen gecedir.Eski zamanlarda güneşin geri dönmesi için ve yeniden dünyayı
ısıtması için insanların yardımına ihtiyaç duyduğuna inanılırdı.
Bunun için insanlar tıpkı hıdrellezde ve nevruzda olduğu
gibi “şenlik ateşleri” yakarlardı. Bu aslında güneşi güçlendirmek
için yapılan bir “sempatik büyü” uygulamasıdır.

Böylece güneşin dünyaya dönüşü için yol açılmış olunurdu. Cam
kenarında mum yakmak ve evlerde yılbaşındaki gibi ışıklı ağaçlar
bulundurmak günün diğer sembollerindendi. Eski insanlara göre bugün
yeni yılın başlangıcıydı.

Bu mevsim ayrıca hayvan sürülerinin içinden en iyi hayvanların
seçilip alındığı ve sadece onlara yiyecek ayrıldığı bir mevsimdi
(aralık). Çünkü ancak çetin kış şartlarında genç ve güçlü hayvanlar
sağ kalabiliyordu ve bunlar baharda çoğalıyordu. Bunun için güçsüz
ve yaşlı olan hayvanlar ya önceden kurban ediliyordu ya da kesip
tuzlanarak saklanıyor veya şölenlerde ziyafet olarak sunuluyordu.

Yılın bu zamanında birçok başka erzak içinde ticaret yapılırdı. Hava
şartları nedeniyle yılın bu zamanında avlanmak çok zordu. Ayrıca
kuzey bölgelerinde tarımsal faaliyet olmazdı. Böylece insanlar bir
şeyler yapmaya ve yaratmaya zaman bulurlardı.

İşte bu hediyeler halen kış gündönümünün değişmez birer parçasıdır.
Aslında bu hediyelerin türemesi eski zamanlarda ticarette yapılan
yalakalıklardan öteye gitmez
wink.gif

Ancak insanlar çeşitli ülkelerde yeni yıl için iyi şans getirsin
diye eşyalarını takas ederlerdi. bu gelenek yule’da halen devam
ettirilir. TEK KURAL BU HEDİYELER TAMAMEN KİŞİ TARAFINDAN YAPILMALI
YANİ EL YAPIMI OLMALIYDI!

Kış gündönümünün ana teması(21 Aralık yani) genelde güneş
ışınlarının yeniden artarak dünyaya dönmesi olan coğrafi olayın
efsanelerle kutlanması ve bu doğal dengeye ayak uydurmak için pratik
çalışmalar yapmaktır. (23 Eylülden itibaren yaşlı kral(tanrı) ana
tanrıça tarafından toprağın altına veya cehenneme gönderilir ve 21
Aralık günü oğul veya genç sevgili olarak yeniden yeryüzüne doğar)
Birçok gelenekte Tanrıça güneşin doğmasını yeniden sağlayarak bunu
gerçekleştirir ve dikkat ederseniz bu doğal olguda ölüm ve yeniden
doğuş kavramları gizlidir!

Bu döneme aslında “Yule Kütüğü” de denir, Yule kütüğünün
sembolizasyonu gene ölümdür. Ata Druidler Ulu ağaçlara tapardı çünkü
ağaçlar ilahilerin dünyadaki sembolleriydiler.(Druidlerin ağaç
takvimi ve ağaç astrolojisi de ilgilenmeye değerdir)
Birçok sununun yanı sıra ağaçlar için dualar, ilahiler ve
durmaksızın şarkılar söylenir, kurbanlar verilirdi. Bu dönemde “iyi
sağlık için(wassailling)”bir günleri olur ve “iyi sağlık tatili”
yapılırdı.

Dekorasyonlar; ökse otu, çobanpüskülü, sarmaşık, küçük otlar ve
kokina çiçekleri(hani şu yılbaşının meşhur dikenli kırmızı çiçekleri)
ile yapılırdı ve ateş yakılırken şarkılar söylenirdi. Yule kütüğü
kurban edilmiş(yeraltına yollanan) Tanrıyı sembolize eder. Druidler
ulu ağaçların kurban edilmesiyle Güneş Tanrının geri geleceğine
inanırlardı. Roma’da Aralığın ilk 12 günü (saturnalia dedikleri bir
dönem)güçlü bir ağacın devamlı her gün yakılmasıyla bunun
sağlanacağına dair bir inanç vardı(bak sen Katolik Roma’ya)
Yule kütüğünün bir parçası evi ve içinde yaşayan insanları korusun
diye saklanırdı(o günkü ateşte yakılan bir kütükten bir parça yani)
taa ki gelecek yılki yılbaşı-Kış gündönümüne kadar. Gelecek yıl bir
sonraki yule kütüğü bu eski kütük parçasıyla tutuşturulurdu. Bu
ebedi ateşin son kalıntısıydı! Ve Tanrılarla Tanrıçaları
onurlandırmak için saklanırdı.

Bu ayda hiyerarşik toplum düzeninde de değişimler olurdu. Mesela
köleler azad edilirdi, utangaçlık ve çekingenlik bir kenara itilir
alkol ve şehvet yasal hale getirilirdi.

Tüm bu nedenlerden ötürü bugünkü Noel-yılbaşı kutlaması aslında bir
pagan festivalinin allanıp pullanan sürümüdür. Noel ayı bilindiği
gibi İsa’nın doğumu üzerine vurgulanır. Ailelerin ve arkadaşların
bir araya geldiği, hediyelerin verildiği ve Amerikan kültüründe 150
yıllıkta olsalar geniş bir yere sahip olan bir kutlamaya dönüşür kış
gündönümü.

İsa hakkında aslında kesin bir doğum tarihi bilinmez. Mitraik
inançta tesadüfe bakın ki (Hıristiyanlıkta İsa’da görüldüğü gibi)
Mitra’nın doğum günü 25 Aralık olarak kutlanırdı. Yani bugünkü
Hıristiyan âleminin İsasının doğum günü ve Noelleridir.

Dönem Roma İmparatoru Konstantin pratik bir kuralcıdır ve
Hıristiyanlığı benimser. 21 Aralık kutlamalarını pagan halka
yasaklar. Ancak ne olursa olsun kutlama yapılacağını düşünen
Konstantin çareyi “25 Aralığın İsa’nın doğum günü olarak
kutlanmasını” emretmekte bulur. Aslında Romadaki Hıristiyanlar bile
bu tarihe itaat etseler de doğru olmadığı konusunda hemfikirdirler.

İncil ve erken dönem Hıristiyanlığı bu gibi safsatalar yerine
İsa’nın yeniden dirilişiyle ilgilenirler. Dikkat edersek burada da
aynı 21 aralık kutlaması gibi ölüm ve enkarne olma olguları işlenir
ve Güneşin oğlu sıfatıyla tanrılaşan İsa’nın ölümsüzlüğü, bu yeniden
dirilişle kanıtlanır.

Çam ağacı aslında tüm süslemeleriyle Druidlerin ağaç ibadetlerinden
kaynaklanır. Çelenkler hayat çemberini, Tanrıça’nın sonsuz döngüsünü
(ayın daire biçimli evreleri), ve de esrarengiz hayvan yılanı
sembolize eder. Üzerindeki ışıltılı süsler güneşin geri dönüşünü
kuvvetlendirmek içindir. Parlak cam toplar kötülüğü ve kem gözü geri
yansıtsın diyedir. Şeker çubuklarsa aslında dilek çubuklarının
yeniden anımsanmasıdır. Beyaz ve kırmızı renkteki baston şekerler
Bu renklerle Tanrıça’nın sütü ve kanı(hayat suyu) vurgulanır. Buzul
saçakları bereket büyüsüdür. Bu saçaklar baharda gelip toprağı
yeşertecek yağmuru simgeler. Çanlar evin havasını arındırmak için ve
dost ruhları davet için asılır. Çam ağacının tepesindeki yıldızsa
aslında pentagramdır. (hava-toprak-ateş-su ve kutsal ruh) en tepede
bulunmasıyla göğe yakın tanrısal bir sembol haline getirilir.

Çobanpüskülü ve sarmaşık, erkek ve dişi olarak; kadına ve erkeğe iyi
şans ve üretkenlik getirir. Çobanpüskülü, küçük otlar, konik çamlar,
meşe palamutları Tanrıyı, tamamlanmış bir çember şeklindeki çelenkse
hayat çarkını ve Tanrıçayı temsil eder. Bu çelenk niyetlere göre
kurdeleler ve Tanrı bitkileriyle dekore edilirdi. Böylece Tanrı ve
Tanrıça tek bir kombinasyonda dekore edilmiş olurdu.

Tabi ki ökse otu bu mevsimin ve bugünün en bilindik bitkisidir. Bir
parazit gibi yüksek ağaçların altında yetişir. Rüzgârla gelen
tohumlarının Tanrı tarafından ağaca getirildiğine inanılırdı. (büyük
bir ihtimalle ışıklı bir yıldırım veya güneş tarafından). Bunun için
ökse otu halen mucizevî bir şifaya sahiptir. Ökse otunun yeşerdiği
ağacın otun üzerindeki dalına “altın ağaç dalı” denirdi. Kuvvet, iyi
şans ve birçok büyüsel ve mistik yetenek için ökse otu kutsal
bitkiydi.

İskandinav ülkelerinde düşmanlar bu altın dalın altında toplanır ve
asla bozulamayacak barış anlaşmaları yaparlardı. Ökse otunun yanında
ağacın altında barış ve sevgi yeşerirdi. Günümüzde yılbaşlarında
ökse otunun altında öpüşmekte buradan türetilmiştir.

Benim arşivimden ama kendi yazım değil düzenlemeler var içinde benim yaptığım esası alıntıdır yani ama uzun zaman oldu şu anda aldığım site kapalı

Mod notu:Bu metnin orjinali bana aittir,2006 yayın tarihi, Lavander
 

Lavander

Moderator
Katılım
5 Kas 2011
Mesajlar
1,052
Tepkime puanı
322
İş
Öğretmen
Gunün anlam ve önemi itibari ile konu güncellenmistir.
İyi okumalar,artan İsik ile nice aydınlık günler dilerim.
 

BlackHawk04

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ağu 2014
Mesajlar
177
Tepkime puanı
15
Arkadaşlar yule yarın ama konuyu şimdiden açayım dedim.
Öncelikle Herkesin Yule'u kutlu olsun... =) Bildiğiniz gibi Yule 21 Aralık tarihinde kutlanır ve Güneş Tanrı'nın yeniden doğuşudur. Bu gelenek olduğu gibi hristiyanlığa Christmas olarak geçmiştir. Hristiyan Christmas geleneklerinin tamamı pagan kökenli Yule geleneğinden gelmiştir. Çam ağacı süslemek, su içinden elma yemek, el yapımı hediyeler vermek vs.. gibi gelenekleri vardır bugünün... Yule Gelenekleri ve Özellikleri

Kutlama çeşitleri: Hediye verme, aile ve arkadaşlarla zaman geçirme, kora halinde ilahiler söyleme, Yule kütüğü yakma, Yule ağacı süsleme (Güneş tanrının gelişini kutlamak için)

Semboller: Yule kütüğü, çelenkler, çobanpüskülü, kapılara ökse otu asma, altın renkli mumlar, karanfille bezenmiş meyve sepetleri, baharatlı mayalı içki (Ya fransızların ünlü baharatlı şarapları ya da karanfilli zencefilli baharatlandırılmış şaraplar)

Bitkiler; Defne, Yaprak dökmeyen ağaçlar (Çam gibi), Çobanpüskülüi akgünlük, ökse otu, meşe, çam, adaçayı

Tütsüleri; Çam, Selvi, Defne ve Tarçın

Taşlar: Yakutlar, Kantaşları, Lal, Elmaslar ve Zümrütler

Yemekleri; Meyveler, kuruyemişler, Hindi, Zencefil çayı, Baharatlı mayalı içkiler, Eggnog, Cider (arkadaşlar bu türkiye'de yok. Elma şarabı oluyor kendisi ama bizim meyveli şaraplar gibi değil, prosesi daha geleneksel) cider ile yapılmış kurabiyeler ve kekler.

Renkler; Kırmızı, Yeşil, Beyaz, altın, Gümüş, Sarı ve Turuncu

Ağaç Süsleme Geleneği; Geleneksel olarak yeşil (çam gibi) bir yule ağacı tercih edilir. Bu süslenir ve Güneş Tanrının doğuşu kutlanır.Tarçın çubukları , kuvarslar, elma, portakal ve limonlar asılabilir. Doğal bir dekorasyon yapmaya çalışın. Çeviren:Sirius

-Solitary Yule Ritüeli-

Altar çam, biberiye, defne, sedir gibi yaz kış yeşil kalan bitkilerle donatılır. Ayrıca kuru yapraklarda kullanılabilir.

Kazan, altarda ısı geçirmeyen bir yüzeye konur ve alkol ile doldurulur veya kazanın içine kırmızı mum yerleştirilebilir. Ritüel boyunca ateş yakılması gelenekseldir. Dışarıda yapılacaksa yule kütüğü (meşe veya çam) yakılır.

Çember açılır tanrı ve tanrıça çağırılır. Ve kazanın önünde şunlar söylenir;

“Ben kederli değilim, dünya uykuya dalmış olsa da
Ben kederli değilim, buz gibi rüzgarlar ortalığı yıksa da
Ben kederli değilim, çok ve yoğun bir şekilde kar yağsada
Ben kederli değil; çünkü bunlar geride kalacak çok yakında”

Kazan yakılır (Alkol ateşe verilir) veya mum yakılır ve alevler yükselirken şu söylenir;

“Bu ateşi senin onuruna yakıyorum Ey Ana Tanrıça
Sen ölümden yaşamı; soğuktan sıcağı yarattın
Güneş bir kez daha yaşıyor; Işığın vakti azalsa bile
Hoşgeldin, Sürekli Geri dönen Güneş tanrı
Kutlu olsun Herşeyin Annesi!”

Ateşe odaklanılır, güneş tanrının yükselişi imgelenir. Adaklarınız varsa ateşe atabilirsiniz. Bir adet çam veya meşe dalı yakabilirsiniz kazanın içinde. Bu sırada meditasyon yapılır ve belli bir süre sonra şunlar söylenir;

“Güneşin Yüce Tanrısı
Senin dönüşünü karşılarım
Tanrıça üzerinde parla ışığınla
Dünya üzerinde parla ışığınla
Saç tohumları ve bereketlendir toprağı
Bütün kutsamalar sanadır,
Güneşin Yeniden Doğanı”

Yaptığınız kek, ekmek ve hamur işini ve şarabı kutsayarak tüketin ve sabbatı kutlayın. Ritüelinizi bu şekilde tamamlayarak şükranlarınız sunun. Tanrı ve Tanrıça'ya teşekkür edin, ritüeliniz bittiğinde çemberi kapatarak, köşeleri geri gönderin.
 

nazom

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Tem 2011
Mesajlar
207
Tepkime puanı
17
Konum
İZMİR
Meğer ne muhteşem bir günde doğmuşum :hurray:
 

Lavander

Moderator
Katılım
5 Kas 2011
Mesajlar
1,052
Tepkime puanı
322
İş
Öğretmen
[h=1]Kış Gündönümü (21 Aralık) ve Yeni Yıl Gelenekleri[/h]

Ekli dosyayı görüntüle 7522

Aralık içinde en önemli tarih şüphesiz kış gündönümüdür. Kış Gündönümü Güneş Tanrı’nın doğuşu olarak umut ve neşeyi beraberinde getirmektedir. 21 Aralık Kış Gündönümü en eski zamanlardan beri kutlanagelmiş özel bir doğa bayramıdır. Eski Türklerin Nar-dugan, norsların Yule, keltlerin ve druidlerin Alban Arthan, Romalıların Mithra’nın doğuşu ya da saturnalia olarak bildikleri bu doğa bayramı mevsim döngüsünün çarkının sonunu ve yeni başlangıcı temsil etmektedir. Artık kışın karanlığı kendini aydınlığa bırakır… Bu yüzden yeni yıl süreçlerinden biri olarak kabul edilirdi.

Aralık ayı ve 21 Aralıktan Yeni yıla kadar olan süreç çok büyüleyicidir ve özeldir. Kışa girmemize rağmen umut ve neşe zamanıdır… Norsların 21 Aralık için kullandığı YULE kelimesi JOL ve JOY yani “NEŞE” kelimesiyle ortak kökenden gelir. İnsanlık kendini bildi bileli Aralık ayı en önemli doğa döngüsü süreci olarak kutlanagelmiştir. Bu süreç o kadar kadim ve kolektif bilinçaltında o kadar güçlüdür ki, bu dürtüye ve sihre direnmek mümkün değildir…


Kış Gündönümü doğa bayramının kutlanmasının ne kadar eski olduğu bilinmemektedir. Ama birçok kadim yapının (Antik Mısır’ın sfenksi , göbeklitepe –göbeklitepedeki tüm yapılar aynı newgrange gibi güneye bakar, Kışgündönümü ise Güneş’in güneydeki en düşük noktasında gerçekleşir. Haliyle bu giriş, 21 Aralık ve güneş döngüsünün izlenmesi için harika bir açıyı gösterir- ve Druidlerin newgrange’i –stonehenge girişi 21 haziranı gösterir yani yaz gündönümünü- dahildir) 21 Aralık’ı tespit etmek için uygun açıda inşa edildiği ortaya çıkmıştır. Bu da şu anlama geliyor; 21 Aralık birçok medeniyet için çarkın bitişi ve başlangıcıydı. Bu açıdan çok çok önemlidir.

21 Aralık en uzun gecedir ve kışın başlangıcı olarak görülür. Ama eski zamanlarda bir başlangıç olarak umudu taşırdı çünkü Güneş Tanrı’nın doğuşunu temsil ederdi. Peki bu ne anlama geliyor?

Bir Doğa Döngüsü olarak 21 Aralık

Eski bilge ve kadim inançlarda doğa döngüleri, hem ruhsal döngülerdir (bizim hayatımızı ruhsal ve fiziksel olarak da etkiler) hem de fiziksel döngülerdir. Her bir döngünün unsuru Tanrı veya Tanrıça motifiyle süslenmiştir. Güneş, burada karşımıza Güneş Tanrı veya kelt geleneğinde Meşe Kral (meşe tanrı) ya da Eski Türklerde Gün Hhan (21 Aralık Nardugan olarak geçer; nar doğan yani ateşin doğuşu, güneşin doğuşu manasındadır) olarak çıkar. Güneş Tanrı Eylül’de ölür daha doğrusu Toprak Annenin karnına geri döner, 21 Aralıkta ise yeniden doğduğu düşünülürdü. İşte bu doğuşun günüdür…

Mithra, İsa, Horus, Attis, Meşe Kral ve daha nice Güneşle bağlantılı tanrısal arketipin doğum günü olarak 21 Aralık (ve 25 aralık) karşımıza çıkar. Bunun bir önemli nedeni de astronomik bir döngüdür.


Yaz gündönümünden kış gündönümüne kadar günler kısalır ve soğur, işte bu güneş tanrının ölümünü yani gücünü kaybetmesini daha doğru ifade edersek gücünü toprağa vermesini temsil eder. Güneşin doğuşu izlenirse, güneşin gittikçe sönükleştiği ve toprağa yaklaştığı yani metoforik olarak “ölmekte” olduğu gözlemlenir. 31 Ekim olduğunda artık son hasat yani ölüm zamanı çoktan gelmiştir… Yeryüzünden en düşük konumda gözüken Güneş 21 Aralık (ve onu takiben 25 Aralık’a kadar) duraklar ve yeniden yükselmeye başlar. 1 derecelik bu yükseliş nedeniyle günler uzamaya ve ısınmaya başlar. (21 Aralık en uzun gecedir, bundan sonra geceler kısalır, günler uzar çünkü Güneş Tanrı doğmuştur ve büyümeye başlayacaktır). İşte bu yüzden “Güneş Tanrı’nın doğumu” olarak mitlerde ve eski inanışlarda geçer…

Güneşin doğuşunun kutlandığı bu özel günde, Güneşle bütünleşmek kalan kışı bereketli, güvenilir ve korunaklı geçirmek anlamına gelmektedir. Yani umudu ve neşeyi içeren bir ay olarak betimlenirdi, hem de kışın kapıda olmasına rağmen….

İşte bu içselleşmiş pozitif yaklaşım ve 21 Aralıktan yeterli umudu ve neşeyi alma, kışın rahat geçmesi için çok anlamlıdır. Eskiler Aralık ayı kutlamalarında şunu söylerlerdi; “Kederli değilim kış gelse bile, Güneş Tanrı doğdu üzerimize”


GELENEKLER

Evi Arındırın

Aralık ayında mutlaka güzel enerjilerin ve umudunun neşenin girebilmesi için evi arındırın. Bunu yapmak oldukça kolay… Alacağınız bir adaçayını tütsüleyerek, tüm evde dolaştırabilir ve evi arındırabilirsiniz. Bunun yanı sıra sirke ve tuzlu suyla evi silmek evin arınmasını hızlandıracaktır.

Hediyeleşin

Hediyeleşme geleneği Kış gündönümü kadar eskidir. Eski Türkler akçam ağacı altına birbirleri için hediyeler bırakılardı. Aynı şekilde norslar ve keltler birbirlerine hediye verirlerdi.

Hediye vermek, koşulsuz ve sevgiye dayalı bir enerji alışverişidir. Siz o kişiye bir hediye verdiğinizde sevginizi ve güzel niyetinizi –iyi dileklerinizi- vermiş olursunuz. BU yüzden bu Aralık ayı sürecinde ister 21 Aralık ister yılbaşı, hiç fark etmez, birbirinize hediye alın. Hediye ederken mutlaka güzel bir niyet cümlesiyle hediye edin, ki o hediye yıl boyu o enerjiyi yaysın. “Bu sana bereket bolluk getirsin tüm yıl.” “Sağlık sıhhat ve huzurla kullan”. Gibi..

Eski zamanlarda hediyeleri herkes kendi yapardı. Bu tahtadan oyulmuş bir totem olabileceği gibi, örülmüş giysiler de olabilir. Eğer hediyeye kendi emeğinizi koyarsanız çok daha güzel olacaktır.


Ağaç Süsleyin

Ağaç süsleme geleneği Hristiyanlıktan gelmiş gibi gözükse de çok daha eskidir. Pagan geleneğidir. Ağaç olarak genelde “çam” ya da “meşe” kullanılırdı. Çam, her daim yeşil kaldığı için ölümsüzlüğü ve yeniden doğuşu dolasıyla çamın süslenmesi Güneş’in yeniden doğuşunu temsil ederdi. Keltler Ateş ve güneş sembolü olan Meşe ağacı altında ritüellerini yaparlardı. Eski Türkler Akçam altında yaparlardı.

Lütfen ağaç süsleyecekseniz kesilmiş ağaç kullanmayınız. İki ihtimaliniz var; ya sentetik ağaç süsleyerek evinize dinamik neşe enerjisi getirebilirsiniz. Ya da küçük fidan şeklinde bir çam ya da ağaç alıp onu süsleyip, uygun vakitte adak olarak toprağa ekebilirsiniz. Ben fidan olarak alıp bahara doğru ekmeyi tercih ediyorum. Böylelikle doğaya da katkı sağlamış oluruz.

Ağaç süsledikten sonra dileklerinizi küçük bir kağıda yazıp ağaç altına koyabilirsiniz. (Doğaya gömerken bu dilekleri de gömmelisiniz). Böylelikle ağaç büyüdükçe dileklerinizde büyüyecek ve köklenecektir.

Ateş Yakmak ve Yule Kütüğü

21 Aralık sürecinde en önemli gelenek ateş yakmaktır. Mutlaka ama mutlaka evinizde ateş yansın. Bu yakacağınız mumlar da olabilir. Ama bir ateşin sürekli yanması, yütkselen güneşin umut enerjisini evinize çekmeye ve bereketi arttırmaya yeterdir.


Eski zamanlarda yule kütüğü dedikleri bir gelenek vardı. Şehirde büyük bir şenlik ateşi yakılır, ateşte büyük bir kütük kullanılırdı. Bu kütüğün yanışı güneşin doğuşu ve onurlandırılması anlamına gelirdi. Kütük yandıktan sonra oradaki külü herkes evinin eşiğine sürerdi ki tüm yıl korunsun ve bereket gelsin. Siz de şömineniz varsa bir meşe odununu niyetle ritüel olarak yakabilir, külünü kapı eşiklerine serperek korunmak için kullanabilirsiniz.

Meşe Palamadu ve Aralık Sepeti

Meşe güneşi temsil ettiği için meşe palamadunu salonunuzda bulundurmak yıl boyu sizi koruyacak ve güneşin sıcak enerjisini getirecektir. Meşe palamatlarını toplamadan önce ağaçtan izin istemeyi unutmayın.

Ayrıca yapacağınız bu sepetin içine karanfil, tarçın, doğal taş (ametist), meşe palamutlarını da koyarak salonunuza yerleştirebilir ve tüm yıl o enerjiden faydalanabilirsiniz


Evinizi ve Kendinizi Renklendirin

Kırmızı, beyaz ve yeşil bu sürecin en önemli renkleridir. Bu renk kombinasyonlarıyla evinizi süsleyebilirsiniz. Kırmızı beyaz ve yeşil ipten öreceğiniz küçük totemler yapıp evinize asabilirsiniz.

Hatta yılbaşında kırmızı çorap, kırmızı iç çamaşırı giyme söylenceleri de buradan geçmiştir. Kırmızı güneş ve ateşin rengi olduğu için, bu enerjiyi celp etme yani çekmek için uygulanır. Mutlaka kırmızı tonlar kullanın ve evinizde kırmızı eşyalar barındırın bu süreçte.

Kapıya çelenk asma, ökse otu asama

Bir diğer gelenek ve uygulama da kapıya çelenk asma geleneğidir. Eskiler çobanpüskülü ya da ökse otu asarlardı. Ökse otlarından çelenk yaparak kapıya asabilir ve evinizin yılbaşı boyunca korunmasını garantiye alabilirsiniz.

İçinizde neşeyi ve umudu taşımak

En önemli gelenek ise bu süre zarfında, tüm soğuğa rağmen, güneşin yükseldiğini ve tekrar sıcakların başladığından emin olarak neşe ve umudu yüreğinizde taşımaktır. Bu aslında metaforik bir anlatımdır. Burada amaç, her ne kadar soğukta, yalnızlıkta, ölümde ve bitişte olsanız da, güneşin ve ışığın doğmak üzere olduğunu, her şeyin geçeceğini ve bu yüzden hiçbir şeye takılı kalmadan neşeyle umutla ilerlemeniz gerektiği bilgisidir…


İstediği kadar güneşler batsın, karanlık ve soğuklar, ayazlar hayatımıza dahil olsun, bilin ki Güneş yeniden yükselecek ve hayatımıza ışığı ve sıcaklığı yeniden getirecektir. İşte Aralık bize bunu hatırlatır….

kaynak: farkındalık atölyesi


EK: Yıldız figürü pentagramdır,ayrıca paganların olmazsa olmazı mevsimi temsil eden kar tanesi, ışıklar(güneş), kozalak ve meşe palamutu gibi objeler ağaçlarda ve ev dekorasyonunda yerini alır.

Bu da benden, bu yıl için dekore ettiğim bir ağaç

Ekli dosyayı görüntüle 7523
 

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,097
Tepkime puanı
4,972
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
Kutlu olsun geceye yenik düşen güne, kutlu olsun günün geceye hakim olacağı güne, kutlu olsun enkarneler, kutlu olsun umutlar, kutlu olsun doğanın gücü
tüm doğa inancına sahip olanların Yule bayramı kutlu olsun.
 

thew3w

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Nis 2018
Mesajlar
46
Tepkime puanı
76
Herkesin Yule'u kutlu olsun. Bu yazıyı görmemiştim daha önce. Ben de bu akşam yaktığım ateşten bir parça odunu ayırayım o zaman. Eşim uyuduğu için kendi başıma dua edicem. Bir uygulama hazırladım bu gece için. Belki foruma eklerim bir ara. Sevgi ve ışıkla kalalım. :love:
 
Üst