AronArcher
Banlı Kullanıcı
Arkadaslar cok ozur dilerim bir cok kaynaklarda forumlarda baktim bulamadim en son buraya acmaya karar verdim.Wiccanlikta melekler var mi bilgi toplama kismina gectim sn.Yule nin tavsiyesi ile?
Sevgili Gümüş, hem kendi inancım hem de mitolojiden istifade ederek yaklaşık bir zaman dilimi verebilirim.Melek kavramının semavi dinlerle beraber ortaya çıktığı kabul edilir genelde ancak bu noktada hileli soru semavi dinler ne zaman / hangi evrede ortaya çıktı ? Yanıt kişilerin inanışlarına göre değişir.
Aynı ifadeyi vermiyor tam olarak.Semavi dinlerde melekler tek yaratıcının hizmetkalarıdır. Wiccanlıkta ise, tanrı ve tanrıçaların hizmetkarları vardır. İki inançtada melek kavramı dolu oluyor.
Sadece dinlerde anlatılış betimleme tarzı farklı, semavi dinlerdeki melekler bile farklı anlatılıyor. Wiccanlıktada melek diye söz edilen bir şey yok ama meleklerle ayni görevi yapan hizmet, aracı var.
Wicca inancı 1940'larda oluşturuldu, Avrupa ve Amerika'da 1950'lerde yayıldı. Sonra tıpkı kot pantolon yaygınlığı gibi ülkemizde ve diğer bazı yerlerde de yayılmaya başladı.
Etimolojik olarak wic/weik 'den türediği de söylenir, bu da Wicca olarak pagan dinini öğreten adam (Wicce kadın) olarak biliniyordu. Kısacası pagan rahibi. 1940'larda bunu kuran Gerald Gardner bu ismi hiç dillendirmemişti ama 1960'larda böyle kullanılmaya başlandı.
Semavi dinlere ait bir terimi de haliyle kökü paganizmden gelen ve 1940'larda ortaya çıkan bir dine devşirmenin anlamı yok.
Wicca inancında melek yoktur. Melek semavi dinlere aittir. Ha melek benzeri bir varlık anlatılacaksa da ona başka isim verilir. Ki semavi dinlerde meleklere atfedilen her şey paganizmde genelde tanrı/tanrıçaları tanımlar.
Sevgili Gümüş, hem kendi inancım hem de mitolojiden istifade ederek yaklaşık bir zaman dilimi verebilirim.
Semavi inançlara göre ilk insandan beri semavi din, Allah, tek tanrı inancı vardı.
Mitolojide ise, eski sanskrit yazmalarda bir tek güç tanımı vardır ve hatta onlar, bugün belki de bizden daha iyi tanımlamışlardır O'nu. Onlara göre bu tek olan tanımlanamaz çünkü ne zaman içindedir ne zaman dışında, ne mekan içindedir ne de mekan dışında. Ayrıca büyük yaratıcı tanrılar onun rüyası ve tezahürleridirler.
Eski Mısır Khemet mitolojilerinde ise Eski Sülale döneminden kalan bazı atıflara rastlanmıştır, şuan tam halini hatırlamamakla beraber, ''tek ve yüce olan ışık tanrısı'' olarak bir betimleme vardır. Bu betimleme fonetik olarak YAHVE (İbranice) ile benzerliği de vardır, yanlış hatırlamıyorsam Yahee Vuu diye okunuyordu. Bunlar belki semavi dinlerin yaklaşık olarak ne zaman insan hayatında olduğuna işaret verebilir.
Tanrısallaştırma konusunda ben de katılıyorum.Sevgili Chillout,teşekkür ederim.
Benim inancımda melekler insandan önce vardı (Ref. insanın yaratılışı ve secde emri)
Ama insanlar ne zaman ve ne şekilde Melek kavramı ile tanıştı veya tanıştığının farkına vardı? bunu bilmiyorum. Kendi inancıma göre mantık yürütürsem ilk secde emrinde insan meleklerin karsısına cıktı-ama sonrasında ilişkiler nasıl gelişti de melekler ..belki tanrısallaştırıldı, buna yanıt vermekten uzağım.
Tanrısallaştırma konusunda ben de katılıyorum.
Yalnız orada da yine kendi inancımdan çıkardığım mantıkla, Şeytan ve kumandanlarının yer yüzüne gelip, düşmüş melek hikayesiyle insanları kandırdıklarını, onlarla birleştiklerini, bu şekilde bir soy oluşturduklarını ve tufanın bu şekilde geldiğini düşünüyorum.
Mesajı yanlışlıkla gönderdim eksik kaldı. Devamı: Hal böyle olunca da insanlar kendilerini melek olarak gösteren bu kumandanları tanrısallaştırdılar. Bir çok tanrı tanrıça kavramının da buradan türediğine inanıyorum.
Sayın Tai hermes ne oluyor peki. hermesi tanrı ilan ediyorlar. halbuki hermes mısırda yaşayan hermetik bilgilerin babası olan yüceler yücesi hermestir. bunu hz.idris ile ilişkilendirenlerde mevcuttur.
Kime göre böyle olur? Bir varlığı tanrısallaştırma gayet de var. Ben bugün kullanılan tanımları veya devşirmeleri kastetmiyorum, bu tanrı ve tanrıçaları dini anlamda günlük hayatında kullanmış olanların kayıtlarından bahsediyorum, yani bu inançların gerçek sahiplerinden. Bundan 2000 yıl önce Yunan devletlerine gittiğimizde sizin tanımladığınız gibi tanımlanmıyor bu tanrı ve tanrıçalar Sevgili Tai Chi Chuan. Onlar için gayet de tanrılar ve tanrıçalar Olimpos dağından insanları yönetirdi, başlarında da isyancı Zeus vardı. Kronos'u hapseden Zeus üstünde başka bir güç tanımlanmaz veya tapılmazdı. En üst mercii Zeus'tu ve onun ardılları olan diğer konular için tapınılan diğer tanrılar vardı.Wicca dininde ve çoğu Pagan dininde temel olarak tek mutlak güç vardır. Yaratıcı evrenin,doğanın her şeyin özüdür. Tanrılar ve Tanrıçalar bu özün işlevlerini temsil eder. Yaratıcının farklı kimlikleridir. Örneğin Tanrı Posedion, dünya üzerindeki tüm denizleri kontrol eder. Yaratıcının bu yönünü temsil eder. Somut bir ayrım yoktur. Bölünme olayı bizim daha iyi algılamamız içindir.
Bir varlığı Tanrısallaştırma söz konusu değildir. (Eski uygarlıklarda Tanrısallaştırma yapanlar oldu ama Wicca dininde ve çoğu Pagan dininde bu söz konusu değil.)
Kime göre böyle olur? Bir varlığı tanrısallaştırma gayet de var. Ben bugün kullanılan tanımları veya devşirmeleri kastetmiyorum, bu tanrı ve tanrıçaları dini anlamda günlük hayatında kullanmış olanların kayıtlarından bahsediyorum, yani bu inançların gerçek sahiplerinden. Bundan 2000 yıl önce Yunan devletlerine gittiğimizde sizin tanımladığınız gibi tanımlanmıyor bu tanrı ve tanrıçalar Sevgili Tai Chi Chuan. Onlar için gayet de tanrılar ve tanrıçalar Olimpos dağından insanları yönetirdi, başlarında da isyancı Zeus vardı. Kronos'u hapseden Zeus üstünde başka bir güç tanımlanmaz veya tapılmazdı. En üst mercii Zeus'tu ve onun ardılları olan diğer konular için tapınılan diğer tanrılar vardı.
Günümüzde bazı yeni inançları veya hareketleri desteklesin diye eski mitolojik unsurlar kullanılıyor ve farklılaştırılıyor. Karmaşa da buradan çıkıyor.
Tamam işte burada tapınma yok mu? Tek tanrı vs. dememiş ki Yunanlar. Biz bunlara tapıyoruz, bunlara sesleniyoruz başka da ilah bilmiyoruz diyorlar. Yaşam biçimlerinde de elbette var.Tanrı ve Tanrıça inancını günlük hayatta kullanmak bir varlığı tanrısallaştırmak mıdır?
İslamiyette Allah inancı vardır ve bu inanç günlük hayata da ciddi anlamda etki eder. Örneğin Allah'ın her kesi görüp-işitebileceğine inanılır. Bu durumdan dolayı çoğu Müslüman günahtan sakınmaya çalışır.
Yunan uygarlığında buna benzer bir durum söz konusuydu, insanlar benimsedikleri Tanrı ve Tanrıçaya göre yaşamaya çalışıyordu. Tanrılar ve Tanrıçalar için bir mitoloji oluşturuldu. Ana-Oğul-Baba ilişkisi oluşturuldu. Ve oluşturulan mitoloji günlük hayata daha çok etki etmeye başladı.
İnsanlar Tanrı ve Tanrıçalar için sembolik heykeller oluşturdu, bu heykeller dua etmeleri için işlerini daha da kolaylaştırdı.
Zeus, Tanrılar arasından en üst mertebeye sahipti evet ama diğer Tanrı ve Tanrıçalardan bir farkı yoktu. Güç ilişkisinden dolayı insanlar Tanrı Zeus'u en üst merteyebe yükseltti.
Tamam işte burada tapınma yok mu? Tek tanrı vs. dememiş ki Yunanlar. Biz bunlara tapıyoruz, bunlara sesleniyoruz başka da ilah bilmiyoruz diyorlar. Yaşam biçimlerinde de elbette var.
Demek istiyorum ki, bugün adı hangi sebeple olursa olsun kullanılan ve orjinalinden aşırı derecede saptırılan bu tanrı ve tanrıçalara zamanında tapılıyordu. Yani insanlar bugün bu isimleri yine majikal bir iş için kullanıyor olabilir de, orjinalinden çalmak değil midir bunun adı?
Orjinalinde adı üstünde tanrı ve tanrıça bunlar. Yani ilahlar ve ilaheler. Bunu başka biçime sokamayız ki. Sokarız dersek de adı zorlama olur, tahrif olur. Poseidon diyorsak o bir zamanlar insanların taptığı bir tanrı idi ve o tanrıya tapılırdı. Bu 2x2=4 gibi bir şey.![]()
Altın Şafak Gül haklılar şuanki konuyu ilgilendirmiyor. Burada Wicca dininden ve çoğu Pagan dininden bahsediyoruz. Siz geldiniz Hermetik bilimlerin kurucusu olan kişiyi konuya soktunuz, tanrısallaştırma yapılıyor dediniz. Anlattım ortada bir tanrısallaştırma yoktur dedim. Tanrı Hermes, Mısır mitolojisinde Tanrı Thoth'dur.
Not: 'senli, benli' ifadeleri kullanmamanızı ve üslubunuzu korumanızı tavsiye ederim.
Tamam ama kimse kaosa tapmıyor. Kimse bölünmüşlüğü de referans alıp o tanrı tanrıçalara tapmıyor. O tanrı ve tanrıçaların direk merci olarak görülmesi ve bizzat o tanrı tanrıçalara tapınım var. Öyle olmasa her tanrı ve tanrıçanın ayrı rahip, rahibe zümresi,sırları ve savaşları olmazdı. Bakın ben ne demek istediğinizi çok iyi anlıyorum, bunu da günümüzün akademik teoloji çalışmaları sayesinde anlıyorum, 2000 yıl önce tanrı şu şu, tanrıça şu şu diye bakılırdı,o bölündü, o aslında şunu işaret etti diye değil.Yunan Mitolojisi,Mısır Mitolojisi ve daha bir çok mitolojide her şeyin Chaos'dan var olduğuna inanılır. Chaos parçalanır ve ilk Tanrı ve Tanrıçalar oluşur. Yani bölünme olayı başlar. İnsan yaratıcıyı daha iyi algılamak için bölünme işlemini gerçekleştirirler.
Wicca dininde de bu var. İnsanlar, Yaratıcıyla bütünleşmek için Tanrı ve Tanrıçalara inanır ve yollarını benimserler. Kısaca söylemek gerekirse Orjinalindeki gibi bölünme olayı gerçekleştirilir.
Dediğiniz gibi Orjinal haline göre büyük değişliklikler yapıldı ama inanç olarak temel olarak pek fazla değişiklik yapılmadı. İnsanlar yaratıcıyı daha iyi algılamak için onun özünü dünyevi hayata göre şekillendirdi.
Gayet de adam pazardan keçiyi alıp, ilgili mabede gidip, kurbanı kesip o tanrı veya tanrıçaya dua ederdi, tapardı.
Tanrısallaştırma konusunda ben de katılıyorum.
Yalnız orada da yine kendi inancımdan çıkardığım mantıkla, Şeytan ve kumandanlarının yer yüzüne gelip, düşmüş melek hikayesiyle insanları kandırdıklarını, onlarla birleştiklerini, bu şekilde bir soy oluşturduklarını ve tufanın bu şekilde geldiğini düşünüyorum.
Mesajı yanlışlıkla gönderdim eksik kaldı. Devamı: Hal böyle olunca da insanlar kendilerini melek olarak gösteren bu kumandanları tanrısallaştırdılar. Bir çok tanrı tanrıça kavramının da buradan türediğine inanıyorum.