blcknghtmr
Kayıtlı Üye
Arkadaşlar uzun süredir Mabetteyim az çok tanırsınız beni. İnaçlı birisi gibi yaşamasam da çok inanan biriyim ama son zamanlarda bu şekilde değil. Yani bunu derken bile içim acıyor ama düşündükçe bir çok şeyin varlığından şüphe duymaya başladım. Düşündükçe demeyeyim de enerji, çekim yasası, evren vs vs sv bunlardan dolayı. Örnek vereyim:
Dua ederken mutlaka çok kuvvetle inanmamız gerekiyor. Neden çünkü sadece çekim, o zaman duanın ne yararı var hiç birşey yapmayıp çok istemekte yeterli değil midir. Dua yada yaptığımız, yaptırdığımız büyü de aynı şey değil mi, bir şeye umut bağlayıp daha kuvvetle beklemek değil mi, bu daha çok çekmez mi onu bize.
Bunun dışında varlıklardan bahsediliyor, neden bunlar bizim hayal ürünümüz olmasın ki yok demiyorum ama biz var ediyor olamaz mıyız? Bana bütün hepsi çok mümkün olmayan şeyler geldi. Mümkün kılan tek şey bizim hayal gücümüz ve düşüncelerimiz sanıyorum. Bilmiyorum yanlış anlaşılmakta istemiyorum, niyetim buradaki kimseyi yargılamak değil (zaten buna kimsenin hakkı yok) anlamışsınızdır beni.
Daha sonra hep ölümden sonrasından bahsediliyor, ölürken görülen ışık vs vs vs. Tamam hadi bazı varlıklar var diyelim ama hayaletin olduğuna inanmıyorum, ölen adam ölür ve onlarla (eğer cennet cehennem var ise ve gerçekten ölümden sonrası anlatıldığı gibiyse) irtibat mümkün değil gibi gözüküyor. Yine de bilmiyorum araştırıyorum ama asla çok bir şey bilmiyorum. Bunlar sadece örnekler elbette aklıma gelenler.
Gelelim yaratıcıya, bu muhteşem vücudun bu mekanizmanın kendi kendine olması ne kadar mantıklıdır bilmiyorum ama nasıl emin olabiliyoruz hangimiz gördük, kim gördü sadece hissetmek mi, belkide sadece inanmak istediğimizden düşünsenize güçlü bizi koruyan bir varlığa inanmak hepimize iyi gelir. Üstelik böyle bir yaratıcının varlığı her şeyi çok kolay düzene sokar bir insan adaletten korkmaz ama yaratıcıdan korkar neden bu bir düzen meselesi olmasın ki.
Büyük bir günaha giriyor olabilirim bunu da bilmiyorum inanıyorum ama bunlar hep aklımda.
Birde kutsal kitabımız var, hep iyi güzel şeyler söyler aksi olsa kimse inanmazdı elbette çünkü iyilik evrenseldir. Ama demek istemiyorum ama zeka ürünü olamaz mı? Hiç bir şey yok demiyorum ama olanı da biz yaptık sanki.
Sadece bunlar değil, adem, havva, şeytan, cennet, demon, incil, isa, nuh ve aklınıza gelebilecek ne varsa sadece bizim ürünümüz diye düşünmeye başladım. Bana çok kızacaksınız ama böyle düşünmeye başladım işte yani ''hiçliğe'' inanmaya başladım. Bundan da emin değilim çünkü çok ince bir çizgi, çıktın mı belkide geri dönmeye yüzün olmaz. Değil mi?
Dua ederken mutlaka çok kuvvetle inanmamız gerekiyor. Neden çünkü sadece çekim, o zaman duanın ne yararı var hiç birşey yapmayıp çok istemekte yeterli değil midir. Dua yada yaptığımız, yaptırdığımız büyü de aynı şey değil mi, bir şeye umut bağlayıp daha kuvvetle beklemek değil mi, bu daha çok çekmez mi onu bize.
Bunun dışında varlıklardan bahsediliyor, neden bunlar bizim hayal ürünümüz olmasın ki yok demiyorum ama biz var ediyor olamaz mıyız? Bana bütün hepsi çok mümkün olmayan şeyler geldi. Mümkün kılan tek şey bizim hayal gücümüz ve düşüncelerimiz sanıyorum. Bilmiyorum yanlış anlaşılmakta istemiyorum, niyetim buradaki kimseyi yargılamak değil (zaten buna kimsenin hakkı yok) anlamışsınızdır beni.
Daha sonra hep ölümden sonrasından bahsediliyor, ölürken görülen ışık vs vs vs. Tamam hadi bazı varlıklar var diyelim ama hayaletin olduğuna inanmıyorum, ölen adam ölür ve onlarla (eğer cennet cehennem var ise ve gerçekten ölümden sonrası anlatıldığı gibiyse) irtibat mümkün değil gibi gözüküyor. Yine de bilmiyorum araştırıyorum ama asla çok bir şey bilmiyorum. Bunlar sadece örnekler elbette aklıma gelenler.
Gelelim yaratıcıya, bu muhteşem vücudun bu mekanizmanın kendi kendine olması ne kadar mantıklıdır bilmiyorum ama nasıl emin olabiliyoruz hangimiz gördük, kim gördü sadece hissetmek mi, belkide sadece inanmak istediğimizden düşünsenize güçlü bizi koruyan bir varlığa inanmak hepimize iyi gelir. Üstelik böyle bir yaratıcının varlığı her şeyi çok kolay düzene sokar bir insan adaletten korkmaz ama yaratıcıdan korkar neden bu bir düzen meselesi olmasın ki.

Birde kutsal kitabımız var, hep iyi güzel şeyler söyler aksi olsa kimse inanmazdı elbette çünkü iyilik evrenseldir. Ama demek istemiyorum ama zeka ürünü olamaz mı? Hiç bir şey yok demiyorum ama olanı da biz yaptık sanki.
Sadece bunlar değil, adem, havva, şeytan, cennet, demon, incil, isa, nuh ve aklınıza gelebilecek ne varsa sadece bizim ürünümüz diye düşünmeye başladım. Bana çok kızacaksınız ama böyle düşünmeye başladım işte yani ''hiçliğe'' inanmaya başladım. Bundan da emin değilim çünkü çok ince bir çizgi, çıktın mı belkide geri dönmeye yüzün olmaz. Değil mi?